Milliyet Ege yazarı Hamdi Türkmen köşesinde, Binali Yıldırım'ın "İzmir yanlış gemi seçti" eleştirisine destek çıktı... 
 
Bakan Yıldırım: 'İzmir Yanlış Gemi Seçti' 

Hiç bu kadar net ifade etmemişti...

Ulaştırma, Denizlcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, “İzmir, Körfez taşımacılığında kullanacağı gemiler için yanlış bir seçim yaptı” dedi ve ekledi:

“Aziz Bey’i ve bürokratlarını çok uyardım. Ama ne yazık ki dinlemediler...”

* * *

Gemi işletmeciliği ve gemi seçimi, hangi denizde hangi gemilerle taşımacılık yapılır, Bakan Binali Bey’in uzmanlık alanı.

Çünkü, siyasete girmeden önce, İstanbul İDO Genel Müdürü idi.

İstanbul’da deniz otobüslerini kurumsallaştıran, filosunu yenileyerek büyüten, dev bir işletme haline getiren Binali Yıldırım’dır.

TRT Haber’de çarşamba gecesi saat 20.30’da yayınlanan “Büyüteç” programında İzmir’deki gemi ihalesiyle ilgili soruma yanıt buydu.

Nasıl yani? demişim. 

“Önce karbon kompozit gövdeli gemi tercihleri hatalı...”

Aksini savunanların da olduğu iletince; “Bakın beni dinleyin, nedenlerini anlatayım” diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü.

“İzmir Körfezi, deniz taşımacılığı için belki de ülkemizin en mükemmel yerlerinden biri. Bugüne kadar niçin ihmal edilmiş, anlamış değilim.

Bana kalsa, kentteki toplu taşımacılığın yüzde 60’ını denizden yaparım.

Tabii ki, bugünkü tarihi ve ömürlerini tüketmiş nostaljik gemilerle değil. Büyükşehir’in İstanbul’dan kiralayıp getirdiği motorlarla da değil.

Uyarılarımız üzerine 15 gemi alımına karar verildi. Bunlardan 12’si İç Körfez’de, 3’ü Dış Körfez’de çalıştırılacak.

Mükemmel.

Ancak tuttular, 15 gemi için 350 milyon liralık karbon kompozit gövdeli tekne seçimi yaptılar.

Çok yanlış. İzmir Körfezi’nde iskeleler arası mesafeler çok kısa...

Yeni nesil gemilerin, kalkmasıyla karşı iskeleye yanaşması nereden baksanız 10-12 dakikadır. Kalkış, yanaşma derseniz taş çatlasa 15 dakikayı geçmez.

Birincisi; seçilen gemi savurganlıktır, çünkü çok pahalıdır.

İkincisi; bu gemiler sürekli çalışacağına göre, mutlaka yanaşma sırasında çarpmalar olacaktır. Çelik gövdeli gemilere su içinde kaynak yapar, çöken kısımlarını onarabilirsiniz.

Ama karbon kompozit gövde dediniz mi; en küçük bir göçükte, karaya çekmeniz gerekir. Denizde onarım yapamazsınız.

Nitekim dediğimiz de çıktı.

İnatla ilk ihaleyi yaptılar, 350 milyon lira bedelli ihaleye yabancı firma girdi, 450 milyon lira teklif verdi.

Türk firmaları giremedi. Çünkü şartname iyi değildi. Sonuç; iptal edildi, ihale yapılamadı.

İzmir yine zaman kaybetti.

İkinci kez ihaleyi çıkılırken, Aziz Kocaoğlu’nu çok uyardık.

Bu gemi seçiminiz yanlış. İzmir Körfezi’ne uygun değil. Gelin inat etmeyin, vazgeçin; dedik.

Dinlemediler. Şartnameyi uyarılarımızla biraz değiştirip yine bildiklerini okudular.”

* * *
Bir ayrıntı daha. Onu da Yıldırım açıkladı:

“Bizi dinlemediler ama hiç olmazsa İzmir’e sadece bir gemi ihalesinde 80 milyon lira kazandırdık. İzmirlinin parasını bilgisizlikten çar-çur edilmesini önledik.”
Bakan Yıldırım, daha sonra ekledi:

“Tek tesellim şu: İzmir Körfez taşımacılığında yanlış gemi seçimi yapmış olsalar da en azından Büyükşehir’in kasasından 80 milyon lira fazla para çıkmasını önledik diyorum.”

* * *

Gemi ihalesinde tekrar KİK’e (Kamu İhale Kurumu) itiraz yapıldığını hatırlatıyorum:
“Arkadaşlardan böyle bir şey duydum. İlk ihalede bedel 15 gemi için 350 milyondu. İkinci ihaleye aynı iş için 304 milyona çıktılar. Yanlış hatırlamıyorsam Özkaya şirketi, 270 milyon teklifle kazandı. İtirazlar olabilir. Sonucunu beklemek lazım.” 
Editör: TE Bilişim