'Gemi yakından takip ediliyor'

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Somali'de deniz korsanları tarafından tutulan 'Horizon-1' adlı geminin, Türk Deniz Kuvvetleri'ne ait 2 firkateyn tarafından izlendiğini, personelin can güvenliği açısından şu aşamada operasyon yapmanın uygun olmadığını düşündüklerini bildirdi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Somalili korsanlarca tutulan Türk bayraklı geminin, Türk Deniz Kuvvetleri'ne ait 2 firkateyn tarafından yakından takip edildiğini bildirdi.

Yıldırım, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'ndeki toplantı salonunda basın toplantısı düzenledi.

'Horizon-1' adlı 33 bin DWT'luk Türk bayraklı kuru yük gemisinin Suudi Arabistan'da yükleme yaparak, Ürdün'ün Akabe Limanı'na seyir halinde iken saat 08.15'te Yemen'in 73 mil açığında 4 Somalili deniz korsanı tarafından tutulduğunu söyleyen Yıldırım, korsanların gemiye çıkarak 23 Türk personeli etkisiz hale getirdiğini ve geminin kontrolünü ele geçirdiğini kaydetti.

Yıldırım, olaydan 1 dakika sonra bölgede bulunan Türk Deniz Kuvvetleri'ne ait 'TCG Gediz' firkateyninin haberdar edildiğini, helikopter kaldırıldığını anlatarak, ancak helikopter saat 08.29'da olay mahalline intikal ettiğinde deniz haydutlarının gemiyi tutmuş olduğu görüldüğünden, personelin herhangi bir zarar görmemesi açısından müdahale yapılamadığını aktardı.

Bakan Yıldırım, 'Daha sonra olay yerine intikal eden 'Gaziantep' ve 'Gediz' firkateynleri gemiyi yakından takip etmektedir. Gemi, Somali'nin Eyl Limanı istikametinde seyrini sürdürmektedir. Gelişmeler Bakanlığımız, Denizcilik Müsteşarlığı, Genelkurmay, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Dışişleri Bakanlığımız tarafından yakından takip edilmektedir. Farklı bir gelişme olursa bu kamuoyuyla paylaşılacaktır' diye konuştu.

Deniz haydutluğunun bu bölgede uluslararası en büyük tehdit haline geldiğini ve bugüne kadar birçok ülkeden gemilerin tutulduğunu belirten Yıldırım, bu yüzden BM bünyesinde bir deniz gücü oluşturulduğunu ve bu gücün halen bölgede görev yaptığını kaydetti. Yıldırım, Türkiye'nin 2 firkateyninin de bölgede görevini sürdürdüğünü ifade etti.

Yıldırım, deniz korsanlığının yegane amacının, tuttukları gemilerin sigorta şirketleri ve donatanlarıyla pazarlığa girip fidye almak ve ondan sonra da gemileri serbest bırakmak olduğunu dile getirerek, yakın geçmişte de Türkiye'nin iki gemisinin aynı tecrübeyi yaşadığını ve sonunda gemilerin serbest bırakıldıklarını hatırlattı.

'Fidye konusunda herhangi bir rakam telaffuz edildi mi?' sorusu üzerine de Yıldırım, haydutlarla herhangi bir temas olmadığını, haberleşme imkanı olmasına rağmen gemi kaptanı ve personelinin haberleşecek durumda olmadığının anlaşıldığını belirterek, firkateynlerin gemiyi yakından izlediklerini yineledi.

Yıldırım, 'Operasyon yapılacak mı?' sorusu üzerine de operasyon yapılmasının mesele olmadığını, her an operasyon yapılıp geminin kurtarılabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:

'Ama hassasiyetimiz, 23 gemi personeli var. Operasyonda gemi personelinin can emniyetinin riske gireceği yönünde düşünce var. O nedenle şu aşamada operasyon yapmanın uygun olmadığını düşünüyoruz. Oradaki bilgiler bize sadece firkateynlerden geliyor. Gemiyle haberleşme imkanı yok. Bu gibi konularda operasyonun her zaman riski vardır. Önemli olan, kimsenin burnu kanamadan, hiçbir mürettebatımızın burnu bile kanamadan olayı sonlandırmaktır. Aksi halde yaptığımız işin hiçbir anlamı kalmaz. Operasyonu uygun görmüyoruz.'

Bakan Yıldırım, daha önce yaşanan buna benzer olaylarda deniz haydutlarının tuttukları gemileri Somali'nin Eyl Limanı'na götürüp, geminin avukatları ve sigortacılarıyla temasa geçerek fidye istediklerini dile getirerek, Türk gemisinin de o tarafa doğru götürüldüğünü bildiklerini kaydetti.

Başka bir soru üzerine de Yıldırım, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu olayı yakından takip ettiğini dile getirdi.

Yıldırım, bir soru üzerine, 'Bizim korsanlarla temasa geçmemiz diye bir şey söz konusu olamaz. Böyle bir yöntem yok. Korsanlar geminin rotasını gidecekleri limana çevirmiş, bizim firkateynlerimiz an be an takip ediyor. Şartlar müsait olduğunda gereken adımlar atılacak' diye konuştu.


"GÜZERGAH İÇİN İL VE İLÇE BELEDİYELERİNE MÜRACAAT EDİLDİ'

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul'a yapılması planlanan 3. Boğaz Köprüsü'ne ilişkin, 'Muhtemel güzergah çalışmalarının hepsi tek tek çalışıldı, artı ve eksileri ortaya konuldu. Şu anda üzerinde karar kılınan güzergah için il ve ilçe belediyelerine planlara işlenmesi talebiyle müracaat edildi' dedi.

Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nin toplantı salonunda basın toplantısı düzenleyen Yıldırım, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yıldırım, 3. köprüyle ilgili sorular üzerine, 40 yıllık Kırklareli-İstanbul yolunun köprü yolu gibi gösterildiğini, ancak böyle bir şey olmadığını söyledi.

1994'te başlayan, ancak 2000'e kadar kamulaştırma problemleri ve ödenek ayrılamaması nedeniyle devam edilemeyen eski İstanbul yolunun 45 kilometresinin bölünmüş yol haline getirilme ihtiyacı doğduğunu belirten Yıldırım, şu anda bu çalışmanın yapıldığını ve 25 kilometresinin bitirildiğini aktardı.

Yıldırım, kalan kısmın çalışmalarının sürdüğünü belirterek, bu yolun ayrıca Kemerburgaz, Göktürk, Sultançiftliği ve Arnavutköy gibi yerlerle İstanbul'un bağlantısını sağlayacağını söyledi.


'BU YOLUN, 3. BOĞAZ KÖPRÜSÜ YOLUYLA ALAKASI YOK'

Çalışma yapılan yerin eski İstanbul-Edirne yolunun Kırklareli-İstanbul kısmı olduğunu vurgulayan Yıldırım, 'Orası D-20 yoludur. Bu yolun 3. Boğaz Köprüsü yolu ile uzaktan yakından alakası yoktur' dedi.

Yıldırım, bu yönde bazı haberler yapıldığını, ancak bu haberleri etik bulmadığını ve esefle karşıladığını söyledi.

Bakan Yıldırım, köprü veya yol yapmadan önce yapılacak onlarca işlem bulunduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Bunlardan en önemlisi, köprü ve yolların güzergahlarının ilgili belediyelerin imar planlarına işlenmesidir. İlçe belediyelerinde 1/1000, il belediyelerinde 1/5000'lik planlara işlenmesidir. Bu planlara işleme olayı gerçekleşmeden söyleyeceğimiz her şey bir spekülasyona kapı aralar. Bizim şu anda geldiğimiz aşama, muhtemel güzergah çalışmalarının hepsi tek tek çalışıldı, artı ve eksileri ortaya konuldu. Şu anda üzerinde karar kılınan güzergah için il ve ilçe belediyelerine planlara işlenmesi talebiyle müracaat edildi. Buralardan olurlar çıkmadan benim güzergah açıklamam bir emrivaki olur. Asıl yanlış oradadır.'

Yıldırım, bir gazetecinin, 'Kırklareli-İstanbul yolu mantıken 3. köprüye bağlanacakmış gibi görünüyor' şeklindeki sözlerine üzerine de 'Başlama noktası orası değil. Bir kere o yol, TEM'den Hasdal Kavşağı'ndan çıkıyor, direkt kuzeye gidiyor. Sonra batıya dönüyor, ta Saray, Vize, Pınarhisar, Kırklareli'ne doğru gidiyor' dedi.

İstanbul'un bütün dökü alanlarının orada bulunduğunu ifade eden Yıldırım, ayrıca katı atık tesisleri de orada yer aldığı için yolun trafiği kaldırmadığını ve zorunlu olarak da 45 kilometrelik kısmının bölünmüş yol haline getirilmesi için çalışıldığını yineledi.

Yıldırım, ayrıca o bölgede çok ciddi yerleşim alanları bulunduğuna da dikkati çekerek, 'Bu yolun hem fiziki altyapısının iyileştirilmesi hem de tek yoldan bölünmüş yol haline getirilmesi projesidir bu. 15 yıllık bir projeye ilişkin, sanki gizli saklı köprüye giden yola başlamışız, kamuoyundan habersiz yapıyormuşuz gibi bir haber ortaya çıkarılması çok şaşırtıcı, çok da kabul edilebilir bir şey değil. Devlette gizli saklı iş olmaz' şeklinde konuştu.


TUZLA'DAKİ YANGIN

Tuzla'daki bir tersanede meydana gelen yangınla ilgili soru üzerine de Yıldırım, tersanede kaynak yapan bir işçinin gaz zehirlenmesi sonucu hayatını kaybettiğini ifade ederek, 'Burada bir tedbirsizlik olduğu aşikar, ancak iş yeri mi gerekli teçhizatı sağlamamış, yoksa işçi mi tedbir almamış, onu inceleme gösterecek' diye konuştu.

Yıldırım, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, askere sivil mahkemelerde yargılanma yolunu açan düzenlemeyi de içeren 5918 sayılı 'Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'u onaylamasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine de 'Hayırlı olsun' dedi.

Editör: TE Bilişim