Deniz Ticaret Odası aylık olağan meclis toplantısı üyelerin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıya Kalkavan’ın ve Kaptanoğlu’nun çıkışları damga vurdu.

Deniz Ticaret Odası Meclis Toplantısı’nda Başkan Metin Kalkavan, meclis üyelerine söz hakkı almamaları nedeniyle sert çıktı. Oda gündeminin okunmasının ardından Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, söz alacak meclis üyesi olmayınca sözü Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan’a bıraktı.

Havlu mu attık?

Kürsüye gelen ve açıklamalarına “Merak ediyorum neden konuşmuyorsunuz?”ifadeleriyle başlayan Kalkavan, “Basın burada. Sorunlarınızı dile getirin yazsınlar. Ama siz ya uyutuldunuz ya da uyuşturuldunuz. Çareniz mi kalmadı? Havlu mu attınız? Demek ki kimsenin bir sorunu yok.”şeklinde konuştu.

Şile’de yaşanan deniz kazasına değinen Kalkavan, “Bu konu hakkında şimdiye kadar hiç konuşmadık. Raporları bekliyoruz. Gerekli incelemeler yapılsın. O zaman gerekli açıklamaları yapacağız. Yüksek özgüven ve ihmaller ciddi sıkıntılara yol açabiliyor. Hiçbir art niyetin olmadığı gerçek bir kaza.”dedi

Öte yandan Metin Kalkavan, bir süre önce Zirve Üniversitesi’ne gerçekleştirdikleri ziyarete yönelik olarak da düşüncelerini paylaştı. Başkan Kalkavan, “İlk defa bir vakıf üniversitesine bağış yaptık. Antep’e denizi götüremedik ama denizciliği götürdük. Okulda eğitim alan  tane çakı gibi denizci var. Bin  talebesi olan bir okul. Eski Müsteşar Yardımcımız Hamza Taşkeser Bey’in de orada önemli çalışmaları var. Zirve Üniversitesi’ne ve oradaki denizcilere başarılar diliyoruz.”açıklamasını yaptı.

“Yönetim Kurulu’na bir şeyler vermeliyiz”

DTO Başkanı Kalkavan’ın meclis üyelerine söz hakkı almamaları nedeniyle çıkış yapmasının ardından söz alan Anadolu Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Özalp, Kalkavan’a destek çıktı.

DTO’nun sektörün en üst noktası olduğunu ifade eden Özalp, “Her konu burada tartışılır, konuşulur. Yönetim Kurulu’na malzeme vermediğimiz sürece onlardan bir şey yapmalarını beklemeyiz.”dedi.

Özalp, açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “Malzeme konuşarak, görüşerek verilir. Bizler meclis üyesiyiz. Aramızda çeşitli meslek gruplarına mensup olanlar var. Dersimize iyi çalışırsak Yönetim Kurulu daha iyi çalışır. Bazı dostlarımız zaman zaman “Kan değişikliği gerekiyor”diyor. Eğer biz çalışmazsak, bunu daha çok duyarız. O zaman bunu diyenler haklı olabilir. Suskun kalırsak darboğazdan çıkamayız.”

“Acenteleri sonu gelir”

Toplantıda söz alan bir başka meclis üyesi Emin Eminoğlu ise acentelerin yaşadığı büyük bir sıkıntıya ilişkin görüşlerini anlattı. Acentelerin 1980’li yıllarda gemi kaptanının hatasından kaynaklanan sorunların mal varlıklarına kadar uzanması nedeniyle sıkıntı yaşadığını kaydeden Eminoğlu, bunun uzun uğraşlar sonucu aşıldığını hatırlattı.

2008 yılının Ağustos ayına gelindiğinde acenteliğini yaptıkları bir geminin İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e açıldıktan sonra denize kirlettiğinin helikopter aracılığı ile tespit edildiğini anlatan Eminoğlu,  “2009 yılının Şubat ayında Çevre Müdürlüğü tarafından bize ödememiz için bir ceza gönderildi.  Kendilerine kaptanın yaptığı bir hatadan dolayı oluşan cezayı bizim ödemeyeceğimizi armatör ya da kaptanın bunu ödemesi gerektiğini belirttik. Gemi bu yaşananlardan sonra 4 defa Türk limanlarına giriş çıkış yaptı. Cezanın bizden talep edilmesi nedeniyle mahkemeye gittik. Yasalardaki haklarımızı bildirdik. Mahkeme bizi haklı buldu. İdare işi Danıştay’a götürdü. Danıştay kararı bozdu. Bizde kararı tashihe götürdük. Tashih kararına Danıştay itiraz etti. İdarenin elinde bu şekilde bekleyen 200’e yakın dosya var. Bu dava gelecek davalara emsal teşkil edebilir. Bu da acentelerin sonunun gelmesi demektir.”ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim