Merkel, Alman üretimi Dolphin-tipi 6. denizaltı’nın İsrail’e satışını onayladı.

Uzun süre satışı engelleyen ve bunun için İsrail’in işgal edilmiş topraklarda inşaatı durdurmasını şart koşan Merkel, İran’ın İsrail’e yönelik artan tehdidi sonucu tavrını değiştirdi. 1 Aralık 2011’de sessiz sedasız satışa onay verdi. Nükleer başlıklı roket fırlatma özelliğine sahip bu denizaltılar, “İsrail’in nükleer sigortası” olarak niteleniyor. İran İsrail’deki nükleer tesisleri vurursa, İsrail 2. dalga olarak bu denizaltılarla İran’ı “yok etme” kapasitesini elde ediyor. İsrail en geç olarak Ocak 2012 ortasına kadar İran ve Suriye ile ‘sıcak çatışma’ bekliyor.

Ortadoğu’da sular çok yönlü ısınıyor.

Suriye’ye karşı Türkiye üzerineden ‘insani koridor’, hatta ‘insani gerekçelerle askeri müdahale’ opsiyonları tartışılırken, İran-İsrail tehdit krizi de derinleşiyor.
 
ABD donanmasından sonra Rusya'da bölgeye uçak gemisi ve bir destek filosu yolluyor.
 
İran'ın ise tüm askeri güçleriyle "olası bir savaşa" hazırlandığı belirtiliyor.

Geçen hafta İran ile İsrail arasında karşılıklı tehditlere dayanan söz düellosu yükseldi. İran Savunma Bakanı “İsrail’i haritadan silme” tehdidinde bulundu.
 
Bunun üzerine Merkel, İsrail’e “Nükleer denizaltı” Dolphin’in satışına izin verdi. Bu Almanya’nın İsrail’e sattığı 6. nükleer kapasiteli denizaltı oluyor.
 
Merkel uzun süre satışı İsrail ile pazarlık konusu yapmış ve İsrail’in işgal altındaki bölgelerde yeni inşaatları durdurmasını ve Filistin’le barış görüşmelerine başlamasını istemişti.
 
Ancak İran ile İsrail arasında tırmanan tehdit sarmalı Merkel’i kararından vazgeçirdi. Çünkü Almanya İsrail’in güvenliğini korumayı “Almanya’nın temel prensipleri” arasında kabul ediyor.
 
Üstelik Almanya bu kez 400 milyon Euro değerindeki denizaltının fiatının üçte birini 135 milyon Euro’yu Alman devlet kasasından karşılayarak, İsrail’e bir de jest yapıyor.
 
Almanya tarafından bu jest’in, İsrail’in daha önce Doğu Almanya’dan istediği, ancak alamadığı “Nazi dönemi katliam tazminatlarını”, Merkel Hükümeti ve Berlin’den talep etmemesi karşılığı yapıldığı öne sürülüyor.
 
Aslında Almanya ile İsrail arasında nükleer denizaltı anlaşması 2005’te SPD Hükümeti ve Schröder döneminde yapılmıştı. Bu süre içinde 5 denizaltı teslim edilmişti. Almanya’nın bu denizaltıların masrafının üçte birini karşılaması da başından beri sözleşmede yeralmıştı.
 
Merkel’in İsrail’e verdiği bu 6. “nükleer denizaltı” uluslar arası askeri jargonda “İsrail’in sigortası” olarak tanımlanıyor.
 
Neyin sigortası? sorusunun yanıtı şöyle:

En kötü senaryoya göre, eğer İran iddia edildiği gibi gerçekten nükleer silahlara sahipse ve İran-İsrail çatışmasında bunları kullanmaya kalkarsa, İsrail bir “nükleer bomba” yese bile, ikinci dalga olarak bu denizaltılarla İran’ı nükleer olarak vurma kapasitesine sahip olacak. Bunun da İran’ı nükleer hamleden caydıracak bir güç olacağı düşünülüyor.
 
Yani iki ülke arasında halen devam eden “nükleer poker”de, denizaltılar, İsrail’in her zaman kullanabileceği bir “joker” olarak devreye giriyor. Böylece “caydırıcı bir güç” olarak değerlendiriliyor ve  bu anlamda “sigorta” olarak niteleniyor.
 
Merkel’in İsrail’e bu “jesti” Noel hediyesi olmanın ötesinde, adeta kurtarıcı bir can simidi gibi geldi. Çünkü İsrail’in atom bombasına değil, ama füzeyle atılabilen “atom başlıkları”na sahip olduğu öne sürülüyor. Bu başlıklar da ancak bu tür denizaltılar ile atılabiliyor.
 
Önümüzdeki 1 ay içinde çatışma sinyali

İsrail ile İran arasındaki karşılıklı gerilim gittikçe tırmanıyor.

İsrail’in Mossad’a yakınlığı ile bilinen Debka internet sitesi dün manşetten kullandığı haberde Aralık 2011 ortası ile Ocak 2012 tarihleri arasında İran ve Suriye’nin de işin içine karışacağı bir çatışma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledi.
 
İsrail bir süredir, İran’ın en geç 2012 temmuz ayına kadar nükleer silahlara sahip olacağını ve bu süre içinde durdurulmazsa, bölgede felaket yaşanacağını öne sürüyor.
 
Son olarak İsrail yetkilileri, kendi güvenlikleri için gerekirse, ABD’ye haber vermeden İran’ı vuracaklarını açıkladılar. ABD yetkilileri de bu ihtimali dile getirerek endişelerini belirttiler.
 
Bilindiği gibi Türkiye’ye ABD baskısı ile, NATO çerçevesinde Malatya Pirinçlik’de kurulmakta olan Füze Kalkanı da, İsrail’i korumayı hedef alıyor. Aynı kalkandan İsrail’de de var.
 
Ancak Türkiye’ye kurulan kalkan, coğrafi nedenlerle İran’dan atılacak bir füzenin, İsrail tarafından, kendi ülkesindeki kalkandan  6 dakika önce öğrenilmesini sağlıyor.
 
Bütün işaretler 2012 yılbaşı döneminde İran ile İsrail ve hatta Suriye arasında bölgede sıcak bir çatışma yaşanabileceğinin sinyallerini veriyor.
 

Editör: TE Bilişim