Akdeniz’de büyük balık mücadelesi

Akdeniz’de deniz yetki alanı mücadelesi, doğalgaz ve petrol kaynaklarının yanı sıra balıkçılık bakımından da kritik öneme sahip. Yüzlerce Türk balıkçı teknesi, hem iç piyasanın ihtiyacını karşılamak hem de ihracat geliri elde etmek için Akdeniz’de rakipleriyle yarışıyor.

Tarih boyunca kıyıları medeniyetlere ev sahipliği yapan Akdeniz, hem kültürler hem ekonomi için yayılma ve temas alanı oldu. Bugün doğalgaz ve petrol yatakları sebebiyle yetki alanı tartışmalarının yaşandığı Akdeniz’de balıkçılık ürünleri de önemli bir gelir kaynağı. Çipuradan akyaya, lüferden orkinosa kadar ekonomik değeri olan birçok balık türünün avcılığı bu havzada yapılıyor.

Tokyo’daki Toyosu Balık Pazarı, her sene özel bir balık mezatına ev sahipliği yapıyor. Son mezatta 276 kiloluk orkinos, restoran işletmecisi Kiyoshi Kimura tarafından 193.2 milyon yene (11 milyon TL) satın alındı.

Rekabet de Büyük

Türk balıkçı tekneleri sadece Antalya Körfezi’nde değil, Kıbrıs Adası çevresinde ve Afrika kıyılarına yakın bölgelerde dahi avcılık yapıyor. Büyük balık avında İspanyol ve Maltalı balıkçıların sektörde başı çektiği Akdeniz’de, bu ülkelerle rekabet edebilen tek ülke Türkiye.

İstihdam İmkanı

Balıkçılar, onca zahmete boşuna katlanmıyor. Deniz ürünleri hem tezgahta para ediyor hem de ihracat geliri sağlıyor. Türkiye’nin sadece orkinos ihracatı 2018 yılında 65 milyon dolar oldu. Son döneme ait tahminler ise 90-100 milyon dolar. İhracat gelirinin ötesinde balıkçılık, zincirleme olarak önemli bir istihdam imkanı oluşturuyor. Teknelerdeki balıkçılardan şehirlerdeki perakendecilere kadar onbinlerce kişi bu işten ekmek yiyor. Böyle bir gelir kaynağı da kaçınılmaz olarak rekabete sebep oluyor.

Egemenlik Mücadelesi

Sektör artık, balık avında uluslararası kotaların yanı sıra denizdeki egemenlik mücadelesini de yakından takip ediyor. Çünkü, Türkiye’nin Akdeniz’deki haklarını kısıtlayacak her türlü durum, balıkçılık sektörünü ve piyasadaki arzı da etkileyecek. Türkiye’yi Akdeniz’de Antalya Körfezi’ne hapsedecek herhangi bir anlaşma balık kaynağının da kaybedilmesi anlamına geliyor. Bu bakımdan, Atina’nın ve Kıbrıs Rum Yönetimi’nin hakkaniyetten uzak ve oldu bittiye yönelik adımlarına karşılık Ankara’nın Libya ile yaptığı anlaşma kritik öneme sahip.

Sıkıştırma Hayaline Karşı Libya Hamlesi

Yunanistan’ın savunduğu Seville Haritası (üstte), Türkiye’ye Antalya Körfezi’nde 41 bin kilometrekarelik bir deniz yetki alanı öngörüyor. Ankara, geçtiğimiz ay denizden komşusu olan Libya ile yaptığı anlaşmalar sayesinde Mavi Vatan doktrinini güçlendirdi. Türkiye-Libya Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası (F-E) ardından Akdeniz’de Türkiye’nin deniz yetki alanlarını gösteren harita yayımlandı. (altta)

Türkiye’ye Verilen Orkinos Kotası
Yıl          kota (ton)
2015       707
2016       845
2017      1015
2018      1414
2019     1880
2020     2305

Yeni Kota İstanbul’da Belirlenecek

Atlantik Ton Balıklarının Korunması Uluslararası Komisyonu (ICCAT), üç yılda bir toplanarak, gelecek üç yılın yıllık ülke kotalarını belirliyor. Kasım 2017’de Fas’ta yapılan toplantıda, 2018-2020’ye ait kotalar ilan edildi. Türkiye’nin daha önce yüzde 4.5 oranındaki kotası iki katına çıkarıldı. 2021-2023 döneminin kotası da bu yıl kasım ayında İstanbul’da yapılacak toplantıda belirlenecek. Sektör temsilcileri, “Bakanlığımızdan beklentimiz büyük. Ev sahibi olma avantajını da kullanarak, Türkiye’ye yakışan büyük bir kota koparmamız lazım” dedi. 21 ülkenin kıyısının olduğu Akdeniz’deki kotanın yaklaşık yüzde 8’ini Türkiye kullanıyor.

Deniz Yetki Alanlarında Rekabet Var

Su ürünleri sektöründe faaliyet gösteren ihracatçılardan Oğulcan Kemal Sagun, Akdeniz’deki büyük Türk balıkçı teknelerinin özellikle Kıbrıs’ın çevresinde avlandığını kaydetti. Sagun, şunları söyledi: “Balığı açık denizde yakalıyoruz, tekneler icabında Afrika kıyılarına yaklaşarak balık arıyor. Balıkçılar olarak, deniz yetki alanları konusunda devletimizin yürüttüğü politikayı destekliyoruz. Malta ve İspanyollar nasıl Libya açıklarında faaliyet gösteriyorsa biz de açık denize uygun teknelerimizle orada olacağız. Sektörde ve pazarda rekabet etmenin gereği bu.”

Çeşit Artarsa Fiyat da Düşer

İstanbul Su Ürünleri Komisyoncuları Derneği Başkanı Mahmut Uçan, büyük balıkların iç pazarda tezgahta daha fazla yer bulması gerektiğini söyledi. Uçan, “Sırbistan bile orkinos kotasının yarısını iç pazarda tüketiyor. Bu balık Marmara’da da var. Hatta avlayacağımız sardalya ve hamsiyi yiyerek besleniyor. Öyle olunca da küçük balık azalıyor, fiyatı artıyor. Orkinos gibi büyük balıkların daha serbest avlanması ve tezgahta yer bulması halinde fiyatı daha ekonomik olur. Bu yönde düzenleme istiyoruz” diye konuştu.

‘Hakkımızı Savunmazsak Olta Bile Attırmazlar’

“Şayet KKTC ve Libya ile başlattığımız süreçlerden vazgeçersek bırakınız ekonomik faaliyetleri, bize denize girecek kıyı, olta atacak sahil bile bırakmayacaklar.”
Bu sözler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 22 Aralık 2019’da dile getirildi. Cumhurbaşkanı, Gölcük Tersane Komutanlığı’nda Yeni Tip Denizaltı Projesi töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, Doğu Akdeniz politikalarının gerekliliğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Yunanistan ve onu destekleyen kimi ülkeler, uzunca bir süredir Türkiye’yi adeta denize adım atamaz hale getirmenin hazırlıkları içindeydi. Bizim, kimsenin hakkını gasp etmek gibi bir niyetimiz yoktur. Ancak ülkemiz artık sinsi veya açık saldırılara karşı kendi hakkını, çıkarlarını koruyabilecek güce, iradeye sahiptir. Ülkemizin KKTC ve Libya ile yaptığı anlaşmalar, uluslararası hukuka, Birleşmiş Milletler sözleşmelerine ve diğer yerlerdeki benzer örneklere uygundur.”

Kaynak: İTO / Haber – Adem Orhun Kolaj: Osman Kuvvet

Editör: TE Bilişim