ABD-Çekmece hattında nükleer operasyon  

Dünya liderlerini buluşturan ‘Nükleer Güvenlik Zirvesi’ öncesi Küçükçekmece’deki Nükleer Araştırma Merkezi, İstanbul-ABD hattında önemli bir sevkiyata imza attı

Dünya liderleri dün ABD’de Nükleer Güvenlik Zirvesi için toplanırken, ABD-İstanbul hattında çok gizli bir nükleer operasyon yapıldığı ortaya çıktı. Nükleer terörizmin dünyanın dört bir yanında ulaşmaya çalıştığı zenginleştirilmiş uranyum, Türk-ABD ortak operasyonuyla Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nden çıkarılıp koruma altında ABD’ye yollandı. Herşey son derece gizli tutuldu.

2009 yılının sonuna doğru Türk ve Amerikalı uzman ekipler, İstanbul- Küçükçekmece’deki Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’ne tenha bir zamanda geldiler. Yanlarında vinçler, konteyner taşıyan kamyonlar, koruyucu giysiler, radyasyonu hapseden koruyucu levha ve brandalar ile askeri koruma vardı...

Ekiplerin ilgi noktası, Çekmece’deki nükleer reaktörde yıllardır kullanılmış ve yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum (HEU) idi... Nükleer bomba yapımının ana malzemesi olan ve nükleer terörizmin yıllardır dünyanın dört bir yanında azar azar imal etmeye, toplamaya, ulaşmaya çalıştığı uranyum... Türkiye’deki miktarı 5 kilo 400 gramdı.

İstanbul-Çekmece’deki gizli operasyonla bu uranyum, Türk ve Amerikalı uzmanların ortak çalışmasıyla tesisten alındı. Radyasyon sızıntısı olmamasına büyük özen gösterilerek, özel korumalı varile, bu varil de koruyucu maddelerle kaplı nükleer konteynere yerleştirildi. Konteynerin içi, uzun deniz yolculuğunda ve dalgada, içindeki yükün açılıp saçılmaması için özel yapılmıştı.

Bu önemli yük, silahlı koruma eşliğinde ve askeri konvoyla Çekmece tesisinden çıkarıldı... Askeri konvoy, tesis yakınlarında olduğu bildirilen ve adı verilmeyen bir limana getirildi. Nükleer konteyner yine özenle gemiye yüklendi... Bu gemi en az bir savaş gemisi ya da hücumbotun gözetiminde limandan ayrıldı. Sonra gemi batıya dümen kırıp, koruma altında Türk karasularından çıktı... Rota, ABD idi... Operasyon başarıyla tamamlanmıştı. Gemi uzaklaştığında, kıyıda kalanlar derin nefes aldı. Birkaç hafta sonra bu isimsiz gemi Ocak 2010’da ABD’ye ulaştı.

Bu işlemle Türkiye, topraklarından yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumu uzaklaştıran ve dünyada artık bu maddeye evsahipliği yapmayan dördüncü ülke oldu. Operasyon, Washington’da bugün tamamlanacak Nükleer Zirve’nin temel hedeflerinden birini yansıtıyor: Sivil tesislerde atom bombası yapacak güçte uranyum kullanılmaması ve kulllanılan uranyumun bu ülkelerden çıkarılıp, ABD’de koruma altına alınması... Washington zirvesinin başarısı, Çekmece benzeri operasyonlarla dünyadaki benzer nitelikteki uranyumun toparlanmasına bağlı.

BEŞ KİLODAN NE ÇIKAR?

Çekmece operasyonu, Türkiye’nin Washington zirvesinden önce de sonra da nükleer alandaki rolünün küçük bir yansıması. ABD, bu konuda Türkiye’nin gösterdiği işbirliğine ayrıca teşekkür etti. Türkiye’den alınan son 5 kilo 400 gramlık uranyum, ABD’den yıllar önce bilimsel araştırma için Çekmece tesisine yollanan uranyumun bir parçasıydı. O zamanlar terör riski nükleer maddelere bulaşmamıştı. ABD kaynaklarına göre, bundan önce de zenginleştirilmiş uranyum, Çekmece’den benzer operasyonlarla ve değişik miktarlarda çıkarılıp ABD’ye geri yollandı.

5 kilo 400 gram uranyum, darasını da eklersek, 5.5 kilo olur... Bu orta boy bir karpuz büyüklüğüdür.  Ancak -5.5 kilo yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum- deyince, dehşetin sınırlarına geliyoruz. Bu kadar uranyumla hiçbir teknolojik işlem gerektirmeden biraz TNT patlatıp, kirli bomba yapmak mümkün: Sınırlı bir alanda, örneğin kentin merkezinde bir binanın bodrumundan, herhangi bir depodan ya da sokakta park etmiş kamyondan yayılan, çevreyi radyasyonla hasta edip öldüren, etkisi onbinlerce kilometreye uzanan ve de temizlemesi milyarlara mal olacak kirli bomba.

Beş buçuk kilo az geliyorsa, biraz teknolojik bilgiyle, mantar bulutu gibi patlayan atom bombası için 25 kilo zenginleştirilmiş uranyum yeterli. Yarım çuval patates ağırlığındaki uranyum ile Hiroşima ya da Nagazaki kentlerinin dehşeti, hemen yarın ya da gelecek hafta mümkün.

Sivil tesislerdeki uranyum, şu ülke-bu ülke meselesi değil. Rusya, kendi etki alanı bölgesinde sivil tesislerindeki uranyumu hem kendisi topluyor, hem de ABD’ye yolluyor. Bu maddelerin ülkelerden temizlenmesi ve çıkarılması kampanyasını Başkan Obama, geçen yıl Türkiye’ye gelmeden bir durak önce Prag’da başlatmıştı. Hedef, gelecek 4 yılda dünyadaki bütün sivil tesislerde yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumun kilit altına alınması...

Ayrıca Eylül 2009’da BM Güvenlik Konseyi’nde nükleer zirve yapıldı. Başkan Obama’nın öncülük ettiği, Türkiye’yi de Başbakan Erdoğan’ın temsil ettiği oturumda bu amaçları destekleyen bir de Güvenlik Konseyi kararı kabul edildi.

 

Editör: TE Bilişim