-Saldırı Alanı Batı Afrika’ya Kadar Genişledi-

‘‘Çok fazla dile getirilmemesi şartıyla’’; eğer korsanlar bu makalenin yazıldığı tarihten yılsonuna kadar olan süre içinde faaliyetlerini önemli ölçüde arttırmazlarsa, 2012 yılsonu itibariyle oluşan nihai rakamlar hem saldırılar hem de gemi kaçırmaları açısından bir önceki seneye kıyasla fark edilebilir ölçüde daha az olacak.

21 Aralık itibariyle, Uluslararası Denizcilik Bürosu bu tarihe kadar 421 saldırı gerçekleştiğini ve 42 gemi kaçırıldığını bildirdi, bu rakamlar 2010 yılının tamamında 445 saldırı ve 53 gemi kaçırması olarak bildirilmişti.

Daha da dikkat çeken bir diğer rakam ise geçmişte en hareketli dönem olarak bilinen Eylül ile Kasım ayları arasındaki rakamların daha düşük olması, bu dönem uzun süren muson yağmurları yüzünden zorunlu olarak durmak zorunda kalan korsanların denizlere geri döndükleri dönem olarak bilinmekteydi.

Bu sene o iki ay boyunca sadece 26 saldırı ve bir gemi kaçırma olayı meydana gelirken, geçen sene aynı aylarda 66 saldırı ve 11 gemi kaçırma gerçekleşmişti. Olay esnasında askeri kaynaklardan gelen ve olaylardaki ani ve keskin artışa dair uyarıların asılsız olduğu belirlendi. Uluslararası Denizcilik Bürosu (IMB) olaylardaki bu düşüşü, Aden Körfezinde korsanlıkla mücadele eden uluslararası donanmaların artık korsan eylemci gruplarını saldırıya geçmeden önce hedeflemelerine ve BMP4 en iyi yönetim uygulamaları korsanlıkla mücadele kanununun daha da geniş çapta kabul görmesine bağlıyor. 

Sadece üç denizcilik koalisyonu toplam 18 savaş gemisiyle korsanlıkla mücadele görevlerini yerine getirirken başka donanmalardan da bağımsız olarak katkıda bulunan gemiler bulunmakta. Somali'de karada yapılan girişimlerin de bazı etkileri olduğu gözlenmekte.


Korsanlık faaliyetlerini engellemek amacıyla Somalililere bu tür suçların tehlikeleri hakkında ikna edici açıklamalar yapılmak suretiyle daha büyük çabalar gösterilirken, Puntland’daki yetkililer de korsanların tutuklanması konusunda daha aktif davranıyor.

Ancak bir IMB temsilcisi kritik noktanın henüz aşılmamış olduğuna dikkat çekiyor. Bu yöntemle para kazanıldığı sürece bazı insanların kolay kazancın peşine düşmesi kaçınılmaz.

Ne yazık ki bu yıldan gelen diğer korsan hikayeleri hiç de yüreklendirici değil. Sorunun Afrika'nın diğer tarafına doğru yayıldığına dair açık işaretler görülüyor. Ağustos ayında Lloyd’s Market Association (Lloyd Piyasa Birliği), Benin'i korsan tehlikesi açısından riskli savaş bölgesi ilan etti. Geçtiğimiz yıl görülen bir başka gelişme de korsan eğilimi olan sulardan geçen gemi sahiplerine güvenlik hizmeti sunan firmaların hizmetlerinin kapsamını ve faaliyetlerini daha da arttırmasıydı.

Birçok ülke (İngiltere, Yunanistan ve Kıbrıs dahil), silahlı koruma kullanımını ya açıkça onayladı ya da bu tür bir onayın kısa sürede verileceğini ima etti, dolayısıyla bu alandaki büyümenin son yıllarda olduğu gibi devam etmesi olası. 

Mısır, Süveyş Kanalı dahil olmak üzere kendi kara sularından silahlı korumaların ve silahların taşınmasını yasakladı. Ancak, birçok elçilikten gelen diplomatik protesto bildirileriyle bu yasak kısa süreli oldu.

Başka ülkeler de kendi karasularından geçen gemilerde silah taşınması konusunda, her ne kadar bu silahların savunma amaçlı olduğu belli olsa da endişe duymakta.

Güney Afrika’da birçok kaptan bu sebeple tutuklandı. Salhus Shipping’e ait 1985 yapımı, 274,728 dwt Bow Baha gemisinin kaptanı Arnel Gollaba, Richards Bay’de geminin sahibinin temsilcisi olarak mahkemeye çıktı. Geminin gecikmesine engel olmak için şuçu kabul etti ve aldığı para cezası askıya alındı.

Editör: TE Bilişim