Tarihçi-Yazar Doktor İbrahim Pazan, “Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi, Türkiye’nin olduğu kadar Orta Doğu, Balkanlar, Kafkaslar ve Kuzey Afrika’daki Osmanlı coğrafyasında kurulmuş olan kırk civarında bağımsız devletin de arşividir” dedi.

Tarihçi-Yazar Doktor İbrahim Pazan, İstanbul Kağıthane’de bulunan Osmanlı Arşivinin, Osmanlı tarihi araştırmaları bakımından dünyanın en zengin arşivi olma özelliğini taşıdığını ifade etti.

Osmanlı Arşivi’nin, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 1922 yılına kadar olan dönemi kapsadığını belirten Dr. Pazan, “Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi, Türkiye’nin olduğu kadar Orta Doğu, Balkanlar, Kafkaslar ve Kuzey Afrika’daki Osmanlı coğrafyasında kurulmuş olan kırk civarında bağımsız devletin de arşividir. Osmanlı Arşivi 2013 yılından beri İstanbul’un Kağıthane ilçesi, İmrahor Caddesi, Sadabad Mevkii’ndeki yeni tesislerinde hizmet vermektedir. Osmanlı tarihi araştırmaları bakımından dünyanın en zengin arşivi olma özelliği taşımakta, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 1922 yılına kadar olan dönemini kapsamaktadır. Arşivin, bir milletin tarih ve kültür hazinesi olduğunu idrak eden ecdadımız, kurduğu arşiv teşkilatına ‘Hazine-i Evrak’ adını vermiştir. Bu paha biçilmez hazineden günümüze ulaşan belge ve defter serilerinin sayısı, sadece İstanbul’daki Osmanlı Arşivi’nde 150 milyon civarındadır. Osmanlı bakiyesi topraklarda yer alan ülkelerdeki belge ve defterlerle birlikte aslında çok daha büyük olan Osmanlı Arşivi’nin büyükçe bir bölümü bu ülkelerden Avrupa’ya kaçırıldı veya yok edildi. Mesela Cezayir’deki 600 bin belge Fransa’ya götürüldü. Bosna-Hersek’te mevcut 300 bin belge ve 50 bin yazma kitap 1992 yılındaki Sırp bombardımanında yok oldu” dedi.

“Dört yüze yakın belge okkası üç kuruştan Bulgaristan’daki bir kâğıt fabrikasına satıldı”

Bulgaristan Milli Kütüphanesi’nde bulunan Nadir Eserler Departmanı’nın Osmanlı’ya ait değerli belgelerin kütüphaneye gelmesiyle oluşturulduğunu kaydeden İbrahim Pazan, şu ifadeleri kullandı: “Cumhuriyet’in kuruluşundan sonraki yıllarda, ilgisizlik ve bakımsızlık nedeniyle sağlıksız depolarda tahrip olan belgelerin yanı sıra 1931 yılında dört yüze yakın sandık ve balya dolusu belge okkası üç kuruştan Bulgaristan’daki bir kâğıt fabrikasına satıldı. Şükür ki zamanın Bulgar hükûmeti fabrikaya ulaşmadan arşiv belgelerine Sofya Tren İstasyonu’nda el koydu ve bu suretle belgeler hamur olmaktan kurtarıldı. Bulgaristan Milli Kütüphanesi böylece, İstanbul Defterdarlığı Maliye Arşivi’nden satın aldığı askerî, mali, siyasi, hukuki, edebi, denizcilik ve bilim tarihi ile ilgili 40-50 ton değerli belgenin kütüphaneye gelmesiyle Nadir Eserler Departmanı’nı oluşturdu. Bu departmanda Osmanlı Devleti’ne ait 350 bin gömlek içerisinde bir milyon arşiv belgesinin yanı sıra 191 adet kadı sicili, 720 maliye ve 405 tımar ve zeamet defteri bulunmaktadır”.
Kaynak: iha