Biz ülke olarak denizlerin korunması sorununu yeni yeni anlamaya veya keşfetmeye başladık.Geçmişte denizlerimizin kirletilmesi, bazı meraklı liman memurlarının zaman zaman limanlara gelen veya uğraksız geçen gemilerin sintine veya çöp bıraktıklarını ve bu

Biz ülke olarak denizlerin korunması sorununu yeni yeni anlamaya veya keşfetmeye başladık.

Geçmişte denizlerimizin kirletilmesi, bazı meraklı liman memurlarının zaman zaman limanlara gelen veya uğraksız geçen gemilerin sintine veya çöp bıraktıklarını ve bunlara da hatırı sayılır cezalar kesildiğini gururla anlatması olarak gündeme gelirdi.

Oysa, son 10 yılda çok şey değişti. Çok kişi kirlenme konularına el atmaya sorgulamaya başladı.

Çünkü, dünyadaki gelişmelerden herkes etkilenmeye başladı.

Türk bayraklı bazı gemiler başta İngiltere olmak üzere bir çok ülkede denizi kirletince çok ağır cezalar aldılar.

Ne olursa olsun bir değişim süreci yaşıyoruz.

Bu her konuda geçerli ve bu bize ümit veriyor. Uluslararası standartları anlamaya, uygulamaya, yakalamaya, neden bizde iyi uygulanamadığına , kimin görevi olduğuna kadar sorguluyoruz.

Her demokratik ülkede olduğu gibi.

**************

Ben bu yazımda sizlere denizlere gemilerden atılan çöplerin denize verdiği zararlardan bahsedeceğim ama bu konuya esas liman kabul tesisleri.

Çünkü MARPOL 73-78 sözleşmesi olmak üzere bir çok yerde gemilerden atılan çöpler karşımıza çıkıyor ve uygulamadaki sorunlar denizlerin kirlenmesine yol açıyor. Dolayısıyla MARPOL’ ün diğer eklerinde olduğu gibi kıyı devletlerinin MARPOL uygulamalarında zafiyet göstermemesi lazım.

Genel olarak bakıldığında deniz taşımacığının çevre dostu bir taşımacılık olduğu her zaman kabul görüyor.

Bu doğru, ama tedbir alınmazsa her sektörde olduğu gibi deniz ortamına zarar verici etkisi var.

Petrol kirliliğini dışarıda tutacak olursak, her gün 5 milyon ton katı atığın gemilerden deniz ve okyanuslara atıldığı belirlenmiş durumda. 

Oysa Marpol sözleşmesine göre, Karadeniz, Akdeniz hem de bu araştırmanın yapıldığı Kuzey Denizi özel alan olarak tanımlanıyor.

Buna karşın yapılan hesaplamalar, sadece Kuzey denizi’ ne katı atığın boşaltıldığını gösteriyor. Ne yazık ki, ülkemizde bu konuda yapılmış bir hesaplama yok ama bizim Marmara denizi seferlerinde güvertede ayırdığımız her türlü katı madde, şişe, lastik, tabak, CD, Akü, halat parçası, poşet, naylon, Prezervatif .. ve daha bir malzeme sorunun önemini işaret ediyor.

Bizim 2001 yılındaki araştırma seferlerinde 1 millik alanda ortalama lık bir çöpü güverteye aldığımızı kaydetmişiz.

Bu miktarın yer , derinlik ve kökenine göre dağılımı konusunda ise daha az bilgi sahibiyiz.

Ama binlerce geminin geçtiği Marmara Denizi’nin adeta bir çöplük olarak kullanılmasından vazgeçilmesi konusunda neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz.

Ayrıca, bu konuda vakıf olarak 2006 yılında bir çalışma başlatmak istiyoruz.

Çünkü başta Marmara olmak üzere bütün denizlerimize ilişkin sağlam verilere ihtiyaç var .

Mesela Hollanda kıyılarında yapılan araştırmalarda toplam çöplerin % 49 ‘unun gemilerden atıldığını ortaya çıkmış durumda.

Yine, kilometre başına 1800 parça plastik madde hesaplanmış.

İngiltere de yapılan çalışma da ise 29.870 parça ip, ve 6381 parça balık ağı ele geçirilmiş. Buna ilişkin veriler ise ülkemizde eksik .

**************

Gemi kökenli kirlenmenin deniz hayatına da zararlı etkileri var.

Yapılan hesaplamalar, her yıl 1 milyon kuşun, 100.000 deniz memelisi ve Deniz kaplumbağasının dünyada plastikler nedeniyle öldüğünü gösteriyor. 

Bu ölümler genellikle ağa takılma ve boğulma olarak görülüyor. Bu hayvanların ağlardan kurtulma şansları oldukça düşük.

Yine, 177 tür deniz memelisinin yanlışlıkla plastik yediğini veya bu yüzden boğulduğunu ve bu nedenle enfeksiyonlara yakalandığı gösteriyor. 111 kuş türünün midesideyse balık ağı parçaları bulundu .

Gemi kökenli çöpler sadece deniz canlılarını etkilemiyor kıyı ve plajlarda ekonomik kayıplara da neden oluyor.

Çünkü kirli ve çöp dolu plajlar turistler tarafından tercih edilmiyor, İngiltere de 1998 ‘de yapılan bir araştırma ilginç sonuçlar ortaya koydu . Sadece lik bir alanda 322.751 parça çöp toplanırken bu 25.628 kg’a karşı geliyordu.

Bu uzunlukta bir plajın temizlenmesi ise 52.Milyon Euro olarak hesaplandı.

Ayrıca, halatların pervanelere dolanması sonucu 200 gemi sahil güvenlik birimlerinden yardım istemiştir.

Yapılan hesaplar gemilerin sadece % 5-10 arasındakilerin çöplerini liman kabul tesislerine verdiklerini gösteriyor.

Diğerleri ise haydi denize...

**************

Bütün bunlar için ne yapmalı?

İlk olarak bütün gemilerin çöplerini zorunlu olarak liman tesislerine vermesini, gemilerin bir sonraki limana girmeden kontrol edilmesini, limanlarda alım tesileri planlamasını ve gelişmekte olan ülkelere liman kabul tesisleri yapılması için maddi destekte bulunulmasını önerebiliriz.

Ancak, bunları yapmak ve uygulamak için uzman yetiştirmemiz, ilgili otoriteleri işbirliğine yönlendirmemiz ve limanlarımız için yatırım yapmamız gerekmektedir.

Tabi MARPOL Sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerimizi de ülke olarak yerine getirmemiz lazım.

Çünkü liman kabul tesisleriniz yetersiz, bakımsız, sahipsiz veya işletilmesinde sorunlar varsa hem yerli hem de yabancı gemilere yeterli ve gerekli hizmeti veremezsiniz, çıkardığınız yönetmelikleri uygulamada da zorluk çekersiniz.

**************

Evet, daha gidecek çok uzun yolumuz var, çok işimiz var, bunları başkaları bize bedel ödetmeden yaptırmadan önce kendi eksikliklerimizi gidermemiz gerekecek, zaman daha geçmiş sayılmaz ve elbirliğiyle çalışıp başaracağız. Dünyanın en güzel kıyılarının, sularının sahipleri olarak buna mecburuz. 

Hepinize iyi seyirler...

(Bu yazıdaki rakamlar Kuzey Denizi Kampanyasından alınmıştır. )