Geçtiğimiz hafta, yani 3-5 Mayıs 2015 tarihleri arasında, 29. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kutlandı. 13 Mayıs 2015 ise Soma’daki maden faciasının 1. yıl dönümüydü. Bir kez daha Soma'da vefat edet 301 işçiye Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığ

Geçtiğimiz hafta, yani 3-5 Mayıs 2015 tarihleri arasında, 29. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kutlandı.

13 Mayıs 2015 ise Soma’daki maden faciasının 1. yıl dönümüydü.

Bir kez daha Soma'da vefat edet 301 işçiye Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı dilerim.

***

Geçen hafta, İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kutlanırken, Aliağa’daki gemi söküm tesislerinde bir işçinin “yüksekten düşme” nedeniyle öldüğü haberi gelmesiyle birlikte gemi sanayiindeki iş güvenliği konusu da tekrar gündeme geldi.

Açıkçası, bu konuda daha önce çok şey yazıldı, çizildi. Söyleyecek söz tükendi neredeyse.

Son birkaç yılda şahsen benim gördüğüm şu ki; özel sektör kendi üzerine düşen görevi yapmaktan imtina etmiyor artık. Vurdumduymaz da değil.

Aksine, iş güvenliği konusunda üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu her fırsatta dile getiren bir Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) ve Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği (GEMİSANDER) gözlemliyorum.

Ve gelinen nokta itibariyle, kusurun (büyük payın) özel sektörde olduğunu düşünmüyorum şahsen.

***

Basına yansıyan haberlere göre, Aliağa’daki gemi söküm tesislerinde bir geminin sökümünde çalışan 37 yaşındaki Behlül Gökduman isimli işçi, sac kesimi yaptığı sırada beton zemine düşerek / sökümünde çalıştığı geminin 12 metre yüksekliğindeki ambarına düşerek; yani “önlenebilir” bir iş kazası sonucunda hayatını kaybediyor.

Öncelikle, vefat eden işçi kardeşimize Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

Gemi söküm işlemlerini, bilimsel mühendislik disiplini ve uygulaması içinde görmeyen anlayışa katılmıyor ve kamu denetimi tanımını yalnızca "tesis üst yapı denetimi" ile sınırlı düşünmüyorum. Bu nedenlerle, tavsiyelerim, sadece ve sadece özel sektör cenahına olacak.

Ülkemizin değerli yatırımcılarına naçizane tavsiyem;

Gemilerin inşasında olduğu gibi, söküm işlemlerinin de belli bir mühendislik disiplini içerisinde yürütülmesinin kendileri için de çok faydalı olacağına inanmaları ve gemi inşaatında kısmen olduğu gibi, söküm işlemleri için de  “plan-proje”, “mühendis istihdamı” ve “kontrol mühendisliği” uygulamalarını -bizatihi kendi menfaatleri için- sektör genelinde yaygınlaştırmaları olabilir.

Örneğin; gemi söküm işlemleri, Türkiye’de bir “Gemi Söküm Mühendisliği” anlayışı gelişene kadar, Gemi Mühendisleri Odası (GMO) üyesi Gemi İnşa Mühendislerince önceden planlanıp-projelendirilebilir ve "kontrol mühendisliği" uygulaması ile daha verimli ve kontrollü iş süreçleri sağlanabilir.

Plan-proje, Uygulama, Kontrol ve Önlem alma döngüsü bakımından faaliyetleri mühendislik disiplini zeminine oturtulmuş bir gemi söküm sektörünün, küresel rekabet gücü bakımından daha verimli, daha kaliteli ve iş kazaları bakımından da daha az riskli bir sektör olacağı inancındayım.

***

GEMİ SÖKÜM SEKTÖRÜNÜN EKONOMİYE KATKISI

Gemi söküm sektörünün ülke ekonomisine sağladığı katkıları:

Hammadde: Türk demir-çelik sektörüne ucuz hurda temini (yılda 500 - 950 bin ton)

Katma değer: Türk demir-çelik sektörünün girdi maliyetinin düşmesi yoluyla ekonomiye katkı

İstihdam: Söküm tesislerinde ve ilişkili müteahhit, taşeron, nakliyeci ve diğer yardımcı hizmetlerde istihdam sağlanması (doğrudan bin 800, dolaylı 3 bin 500 kişi)

olarak 3 ana başlık altında özetlemek mümkün ve  “yeşil endüstri” olarak kabul ediliyor.

***

Meslek kuruluşumuz Gemi Mühendisleri Odası'nın (GMO) yayın organı olan Gemi ve Deniz Teknolojisi Dergisi’nin 2014/202 sayısını incelerken, İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden Doç.Dr.Barış BARLAS ve Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü’nden Yard.Doç.Dr.Uğur Buğra ÇELEBİ tarafından ortak yayımlanmış olan “Gemi İnşaatı Sanayiinde İş Kazaları” başlıklı bir makale dikkatimi çekti. Gerçekten güzel bir çalışma olmuş, tebrik ediyorum.

Makaleyi okurken aldığım bazı notları ve dikkatimi çeken noktaları faydalı olması amacıyla siz değerli okuyucularla da paylaşmak istedim. Makaleye göre;

- 2000-2012 yılları arasında tersanelerde iş kazası sonucu 126 işçi hayatını kaybetmiş.

- En fazla ölümle sonuçlanan iş kazası (90 kişi) 2005-2010 yılları arasında yaşanmış.

- En fazla ölümle sonuçlanan iş kazası (29 kişi) 2008 yılında meydana gelmiş.

- Türkiye’de tersanelerde çalışan her yüz bin işçiden 51’i hayatını kaybetmiş (10 yıllık sürede gemi inşaatı sanayindeki ölüm oranları, imalat sektöründeki ölüm oranlarından 3.5 kat daha fazlaymış.)

- En sık iş kazası yaşanan işletmelerin, 11-249 arası sayıda işçinin çalıştığı tersaneler ve tekne imal tesisleri olduğu belirlenmiş ve iş güvenliği açısından bu tesislere özel önem verilmesi gerektiği belirtilmiş.

- En yüksek ölümlü kazalar Pazartesi ve Cumartesi günleri yaşanmış.

- Kaza riskini arttıran faktörler; tersanelerde işlerin %80’i taşeron firmalar eliyle yürütülmesi ve kök nedenlerin araştırılması/tespiti için gerekli olan “iş kazalara ait tam ve güvenli istatistiki bilgilerin devlet kurumundan elde edilememesi” olarak belirtilmiş.

- Tersanelerdeki ölümcül iş kazalarının önlenmesi için alınması gereken tedbirler açıklanmış.

***

Fatih Yılmaz

Gemi İnşa ve Gemi Mak.Müh.