Finlandiya merkezli Wärtsilä'da görev yapan üst düzey yöneticilere göre, metanol yakıtlı tahrik sistemi, karbonsuzlaşma yolunca yakın gelecekte güçlü bir potansiyele sahip.

Şirketin yetkilileri, doğal gazdan türetilen metanolün, her ne kadar üretim sırasındaki emisyonlar nedeniyle yüksek karbonlu bir seçenek olarak görülüyor olsa da, yeşil hidrojen veya biyokütleden üretilen sentetik metanolün, düşük karbonlu ve cazip bir seçenek olduğunu belirtiyor.

2015'ten beri metanol ile çalışan bir makinemiz var!

Wärtsilä Corporation Marine Power & EVP Başkanı Roger Holm; "2015'ten beri metanolle çalışan bir ana makinemiz var. Teknoloji zaten hazır bir şekilde bekliyor. Bizim bakış açımıza göre, bu yakıtın kullanımı hızlı bir şekilde yükselebilecek potansiyele sahip.'' ifadelerini kullandı.

Wärtsilä Ar-Ge ve mühendislik müdürü Juha Kytölä'ya göre gemilerin metanol ve diğer alternatif yakıtlar kullanılmak üzere inşa edilebilmesi, gemi sahibinin düşük karbonlu geçiş riskini azaltmasına yardımcı oalcak. Kytölä, LNG tankı ile donatılmış bir geminin daha sonra sentetik metanol veya yeşil amonyak için kullanılabileceğinin altını çizdi. Kytölä ayrıca; "2021'de endüstrinin amonyakla çalışan ilk ana makineye de sahip olacağız" ddiyerek şirketin amonyak tasarımına sahip ilk pilot denemelerinin birkaç yıl içinde gerçekleşeceğini ileri sürdü.

Kytölä; "Yakıtlar konusunda esnek imkan sağlayan motor teknolojileri, geçiş yakıtlarından yeşil yakıtlara kadar geniş bir kullanım alanı sunarak kullanıcılar için en cazip seçenek olacak." dedi

Tahrik sistemi Wärtsilä tarafından üretilen dünyanın ilk metanol yakıtlı gemisinin ise Stena'ya ait Stena Germanica isimli gemi olduğu bilinmekte.

Editör: TE Bilişim