Megaları kıskandıran miniler

Yeni nesil yatlarda boylar küçülürken, nitelik ve donanımları artış gösteriyor.

Son yıllarda yatların boyları ‘süperden megaya, megadan gigaya’ doğru büyüme trendindeydi. Oysa yeni nesil yatlarda boylar küçülürken, nitelik ve donanımları artış gösteriyor.

20. yüzyılın başlarında ortaya atılan mega yat kavramı bugün hâlâ sıkça konuşulan ‘deniz tartışmalarından’ biri. Süper yat, mega yat ve son yılların en sevilen yeni terimlerinden ‘giga’ yat ile iyice aklımız karışırken, kavram kargaşaları boyut tartışmalarını da beraberinde getirdi. Süper, mega ve giga arasındaki farklar net metrelerle karşımıza çıkmasa da hepsinin ortak yanı pahalı zevklere hitap eden, profesyonel mürettebat tarafından yönetilen lüks yüzen adalar olması. Kiminin içinde sinema, spor salonları, şarap mahzenleri yer alırken, güvertelerde helikopter pistlerini görmek sıradan oldu.

Zenginin malı züğürdün çenesini yorar edebiyatının kenarından geçip süperleri, megaları bir tarafa bırakıp ‘alt sınıf’ yatlara geçmek istiyorum. Son yıllarda tasarım, mühendislik, inşa ve çevreye duyarlılık alanlarında yapılan yenilikler, megalardan 20-30 metrelik bu ‘alt sınıflar’a taşındı. Mega yat özelliklerinin uygulanmasıyla kabuk değiştiren bu lüks yatlar, artık kendi ihtiyaçlarına göre şekilleniyor ve helikopter pisti dışında ‘ablalarına’ kafa tutacak özelliklerle denizlerde boy gösteriyor.

İTALYA’DA FRANSIZ DEVRİMİ

Daha çok ürettiği yelkenli teknelerle ünlenen Fransız Beneteau, Monte Carlo Yachts (MCY) isimli yeni motoryat serisi ile denizseverleri şaşırttı. Yukarıda bahsettiğim özellikleri kabuğunun içine sığdırmayı başaran 76 feet’lik (yaklaşık 25 metrelik) MCY adeta megaları kıskandıracak kadar nitelikli, donanımlı. Dünya basını ile birlikte Beneteau’nun Türkiye temsilcisi Tezmarin’in davetlisi olarak tekneyi görmeye Venedik’e gittiğimde benim de ufkum genişledi.

Projenin başındaki Carla Demaria, kendisi ile yaptığım söyleşide iki yıl boyunca sır gibi sakladığı MCY’nin ardındaki felsefeyi uzun uzun şöyle anlattı. “Abartılı fiyatlar, politik ve ekonomik güç simgesi olan motoryat anlayışından uzak belirgin bir yeni ürün yarattık. Bugün baktığınız zaman lüks ürünlerdeki yeni eğilimler mütevazı zarafetten çok uzak, gereksiz gösterişe kaçmakta. Biz ise zarif, abartıya kaçmayan, güven tazeleyen, uzun soluklu İtalyan yatları ürettik. Bu başarının ardında ise teknolojinin tasarımla sergilediği uyum yatıyor. Örneğin; gelişmiş gövde yapısını ele alalım. Kevların yoğun şekilde kullanımı teknenin her türlü deniz koşuluna karşı sağlam ve hantallıktan uzak olmasını sağladı. Gerekli enerjiyi üretebilmek için kamara üzerindeki ‘çatı’yı karbon solar panellerle kapladık. Uçaklardaki teknolojiden esinlenerek, atık suyu tamamen iyi huylu bir bakteri sayesinde dönüştürdük.

Ağırlıktan ve enerjiden tasarruf etmek için iç yapıya aluminyum kullandık.” MCY 76’nın tasarım farklılıklarından biri, teknelerin arkasında görmeye alıştığımız yaşam alanının ön tarafa taşınmış olması. Daha önce bu tip tasarım  eğişiklikleri görmüş olsam da MCY 76, kenarlardan çıkan tentesi, istenilen şekilde yerleşirilebilen oturma, güneşlenme ve yemek alanı ile diğerlerinden kalın çizgilerle ayrılıyor.

 

DENİZLERDE ASKER MODASI

Sertab Erener, Nil Karaibrahimgil gibi ünlülerin tekne yaptırdığı Rıza Tansu 35.2 metrelik yeni teknesiyle ‘Ceylan’la yat dünyasında adından yine başarı ile söz ettiriyor.

Askeri tekneleri andıran sert, köşeli hatlara sahip Ceylan, inanılmaz genişlikteki kullanım ve yaşam alanlarıyla yabancı basınının da ilgi odağı oldu.

Olabildiğince geniş açık alanlara sahip Ceylan, köşeli hatları, iş ya da keşif teknesi görüntüsünün altında inanılmaz lüksler barındırıyor.

Akdeniz’in doğa koşullarına göre inşa edilen Ceylan’ın iki büyük servis teknesi kıçtaki havuzluğa alınıyor. Bu tekneler sudayken, büyük bir güneşlenme alanı ortaya çıkıyor.

Teknelerdeki en büyük lüks ferahlık hissidir. Ceylan, bunu iç mekânda  sağlıyor. İki VIP kamara iki konuk kamarası, altı kişilik mürettebat kabini, mürettebatın konukları rahatsız etmemesi için tasarlanan ayrı giriş çıkış noktaları, soğuk kiler, buzhane hatta üst güvertedeki açık yemek alanında restoranları aratmayacak bir pizza fırını mevcut.

 

 


 
 
 

Editör: TE Bilişim