UZAKDOĞU'DA KAFALAR KARIŞIK

Kriz döneminde Uzakdoğu'dan gelen rakamların birbirleriyle çelişmesi kafalardaki soru işaretlerini arttırıyor. 
 
Dünya denizcilik çevrelerinin gemi inşa alanında global liderliği elinde tutan Uzakdoğu’ya gözlerini çevirdiği kriz döneminde bu bölgeden gelen rakamların birbirleriyle çelişmesi kafalardaki soru işaretlerini arttırıyor. Dünya üzerinde inşa edilen gemilerin ve tersanelere gelen yeni siparişlerin yaklaşık yüzde 80’ini elinde bulunduran Uzakdoğu bölgesinden gelecek iyi haberler, hem dünya deniz ticareti hem de global gemi inşa sanayi aktörleri tarafından çoğunlukla “kriz bitti” sinyali olarak algılanıyor.

Dünya üzerinde ticari mal dolaşımında gemilerin ağırlığı ve global ekonominin sağlıklı verileri işaret ettiği dönemde görülen yeni gemi ihtiyacı bu bakımdan önemli doneler. İşte bu sebeple bölgeden ajanslara düşen son haberlerin hem optimistlere hem de pesimistlere hitap eden yönlerinin bulunması “deniz ticareti – kriz – gemi inşa” üçgenindeki tartışmaları alevlendirmiş durumda.

Geçtiğimiz günlerde bu konuda açıklanan son verilerden birisi de “Japon Gemi İhracatçıları Birliği” tarafından kamuoyu ile paylaşılan rakamlar oldu. JSEA (Japan Ship Exporters Association) yaptığı son açıklamada, Japonya’dan dış ülkelere ihraç edilen gemilerin tonaj bakımından değerlendirildiğinde son 10 aydır aralıksız olarak düşüş gösterdiği belirtildi. Söz konusu açıklamaya göre; bir önceki yılın verileriyle kıyaslandığında toplamda yüzde 63,2 oranında düşüş gösteren Japon gemi ihracatı Temmuz’da 950 bin 820 gross ton olarak gerçekleşmiş durumda.

Japon uzmanlar krizin patlak verdiği günlere oranla düşüş ivmesinin yavaşladığını, başka bir deyişle ihracattaki erimenin hız kesmekte olduğunu vurgulasalar da açıklanan rakamların denizcilik çevrelerinde moralleri bozduğu da aşikâr. Güney Kore ve Çin ile birlikte liderlik mücadelesi verilen günlerde, reel ekonomi için lokomotif sektörlerden biri olarak görülen gemi inşa ve denizcilik sektörlerinin önemli bir istihdam kaynağı olduğunu hatırlatan kimi analistler, kriz başından bu yana Japonya’da pek çok işten çıkarma yaşandığını ifade ediyorlar.

2009 yılı Temmuz ayında dış ülkelerden 14 adet gemi siparişi alındığını kamuoyu ile paylaşan JSEA; toplam tonajı 397 bin 920 gross ton olan 10 adet kuru yük gemisi, 480 bin 900 gross tonluk 3 petrol tankeri ve bir adet 72 bin gross tonluk genel kargo gemisi siparişi alındığını duyurdu. Bu yılın Ocak – Temmuz döneminde ise Japon Gemi İhracatçıları Birliği kayıtlarına göre toplam tonajı 3 milyon 294 bin 570 gross tonu bulan 69 adet “ihraç gemi” siparişi alındı.

008 yılı Ocak – Temmuz döneminde 5 milyon 212 bin 930 gross tonluk “ihraç gemi” siparişi alınmış olduğunu hatırlatan JSEA yetkilileri, kaygı verici düşüşün en kısa zamanda yükseliş trendine dönmesini umduklarını belirttiler.

Bu yılın ayrıntılı tablosunu da açıklayan JSEA kayıtlarına göre Japon tersanelerine Ocak – Temmuz döneminde gelen siparişlerin dökümü şöyle: toplam tonajları 1 milyon 860 bin 820 gross ton olan 50 adet kuru yük gemisi, 1 milyon 275 bin 750 gross ton tonaja sahip 15 petrol tankeri, her biri 72 bin gross tonluk iki adet genel kargo gemisi (toplam 144 bin gross ton) ve iki adet 7 bin gross tonluk sınıflandırma dışı gemi (toplam 14 bin gross ton). Japonya’dan gelen bu rakamlar kimi denizcilik çevrelerince “kötü değil” şeklinde yorumlanırken, bazı uzmanlar ise Güney Kore ve Çin’in az da olsa iyileşme gösterdiği dönemde Japonya’nı hala düşüş trendinde olmasını “olumsuz” olarak nitelediler.

Uluslararası Deniz Ticareti analistlerinden Travis Johnson, son dönemde bölgeden gelen haberleri “çelişkili” olarak nitelendirerek, “İyimserler de kötümserler de bu istatistik tablolarda istediklerini görebilirler.” şeklinde konuşuyor. Johnson’a göre mevcut durumda kesin olan tek şey krizin başlarında ve ortalarında gemi sanayicilerine gün ışığı göstermeyen kara bulutların yavaş yavaş çekilmeye başladığı gerçeği.

Japonya’dan gelen rakamlara ihtiyatlı yaklaşılması gerektiğini savunan Travis Johnson, Japon gemi inşa sanayinin kriz öncesi durumda da gerilemekte olduğuna ve son dönemde Güney Kore ve Çin karşısında rekabet gücünü yitirdiğine dikkat çekiyor. Johnson’a göre böylesi bir durumda açıklanan rakamların ne kadarının krizin etkilerini ne kadarının genel eğilimi gösterdiğini ayırt edebilmek imkânsız. Bu yüzden sektöre global bir pencereden bakabilmek için mutlaka Güney Kore ve Çin’in de mercek altına alınması gerekiyor.

Gemi inşa sanayinin hükümetçe desteklendiği Çin Halk Cumhuriyeti’nde, stratejik görülen sektörlere verilen devlet desteği kızak ve havuzlarda da olumlu etkilerini göstermeye başladı. Uzun aradan sonra kapasite kullanımı ve sipariş oranları yeniden yukarı yönlü seyretmeye başlayan Çin tersaneleri gelişmelerden oldukça memnun.

Şüphesiz bu gelişmelerden en önemlisi de 2008 yılı içerisinde Çin tersaneleri ve gemi üretim komplekslerinde inşa edilen toplam gemi kapasitesinde görülen artış. Buna göre 2008 yılı içerisinde Çin tersanelerinde üretimi tamamlanan toplam kapasite 28 milyon 810 bin DWT (Dead Weight Tonnages) oldu. Bu tonaj bir önceki yıla oranla yüzde 52,2’lik bir artışa tekabül ediyor. Clarkson araştırma kuruluşunun verilerine göre 2008 yılında global sipariş defteri 150 milyon DWT civarında geminin inşasını barındırıyordu.

Bu toplam siparişten yaklaşık 58 milyon DWT’lik bölüm ise yıl içinde alınan yeni siparişler idi. Benzer istatistikler 2007 yılı için ortaya konulduğunda ise söz konusu dönemde dünya tersanelerinin ellerindeki toplam sipariş miktarının 205 milyon DWT dolayında olduğu, yeni siparişlerin ise yaklaşık 82 milyon DWT dolayında seyrettiği görülüyor. Bu açıdan bakıldığında global gemi siparişlerinin gerileme dönemine girdiği bir zaman zarfında Çin tersanelerinin üretimlerini arttırması, beklentilerin “krizden çıkış” yönünde olduğuna ilişkin bir gösterge kabul ediliyor.

Güney Kore cephesine bakıldığında da benzer biçimde ümit verici rakamların açıklandığı görülüyor. Hatırlanacağı gibi, dünyanın en büyük üçüncü gemi inşa grubu Daewoo Shipbuilding & Marine Engineering Co. geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklama ile 2009 yılı ikinci çeyreğindeki karlılık rakamlarının beklentilerin üzerinde gerçekleşmesinin umulduğunu belirtmiş ve bu açıklama piyasalara olumlu olarak yansımıştı. Daewoo Shipbuilding & Marine Engineering Co. Şef Yönetim Direktörü Nam Sang Tae yaptığı açıklamada;

"Görülüyor ki, ikinci çeyrekteki karımız neredeyse ilk çeyrektekinin iki katı kadar olacak. Dünya piyasalarında giderek azalan çelik maliyetleri karlılığımızın artmasında önemli bir faktör olarak sayılabilir. Bu düşüş hem tersanelerin mali yüklerini azaltıyor hem de yeni gemi siparişleri açısından olumlu bir atmosfer yaratıyor. Para birimi won’un güçlü bir konumda bulunması da uluslararası piyasalardaki yerimizi korumamızı sağlıyor. Tabi bu saydıklarım içinde en önemlisinin düşük seyreden çelik fiyatları olduğunu söylemeliyim. 2008 yılındaki çılgın fiyatlardan sonra 2009'un ilk yarısında gemi çeliğinde yüzde 42'lik bir düşüş yaşandı ki, bu durum bizi olduğu gibi tüm tersaneleri de olumlu etkiledi." şeklinde görüş bildiriyor.

Cem TOP - PERŞEMBE ROTASI
 

 

Editör: TE Bilişim