Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, ekonomide yapısal sorunların bulunduğuna işaret etti. Symes, sorunları aşma adına reformların kararlılıkla devam etmesi gerektiğini vurguladı. Symes, "AK Parti kurultayından sonra kurulacak yeni hükümetin reform gündemine aynı heyecan ve kararlılıkla devam edeceğini umuyoruz." dedi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, patronlara hitabında 2015 itibari ile dünyada durgunluğun devam ettiğini belirtti. Bu ortamda Türkiye’nin kuvvetli büyüdüğünü anlatan Symes, şunları kaydetti:

“Ekonominin teröre ve siyasi belirsizliklere rağmen beklenenden daha dirençli olduğuna şahit olduk. Ancak uzun vadeli risklerin ve geçmişten gelen yapısal sorunların halen devam ettiğini de biliyoruz. 1 Kasım seçimlerinden sonra yeni hükumetin kurulması ile kendimizi seçimsiz bir 4 yıla hazırlamış, yapısal sorunları çözmek için 64. Hükümet’in ortaya koyduğu eylem planını önemsemiş ve desteklemiştik. Seçimden bu yana reform gündeminin, maddelerinin hayata geçirilmesi için hükumetin göstermiş olduğu çabayı takdir ettiğimizi belirtmek isterim. Halen birçok eylem maddesi üzerinde çalışılmaya devam ediliyor. Ve programın ancak bir kısmı gerçekleşmiş durumda. AK Parti kurultayından sonra kurulacak yeni hükümetin reform gündemine aynı heyecan ve kararlılıkla devam edeceğini umuyoruz. Somut olarak eylem planı çerçevesinde ortaya koyulan, 172 maddeden oluşan programın etkili bir şekilde uygulanmasını bekliyoruz.”

Avrupa Birliği (AB) ile diyaloğun önemli olduğunu dile getiren TÜSİAD Başkanı, şöyle devam etti:

“Vicdan sahibi herkesin yüreğini paralayan, Suriye’deki vahşetten kaçan mültecilerin kitleler halinde Avrupa ülkelerine akması ile ortaya çıkan trajedi ilişkilerin canlanmasına neden oldu. Türkiye ile AB arasında uzun zamandan beri donan temaslar, yürümeyen üyelik müzakereleri nedeniyle kopmuş gözüken ilişkilerin yeniden tesisi için bir kanal açılmış oldu. Mülteci krizinin atlatılması için taraflar müzakerelere başladılar. Toplumumuzun uzun süredir beklediği ve aslında AB ile ilişkilerimizde ciddi bir haksızlık örneği olarak duran vize zorunluluğunu kaldıracak olan anlaşma, bir bakıma AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması’na eklemlenerek imzalandı. Avrupa Komisyonu raporuna göre Türkiye, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi için gereken 72 şartın ezici çoğunluğunu yeterli ölçüde ve hızla yerine getirdi. Burada gerekli adımların süratle atılmış olması küçümsenmeyecek bir başarıdır. Anlaşmayı onaylaması gereken son merci Avrupa Parlamentosu ile terörün tanımı konusundaki anlaşmazlık nedeniyle katı tutum takındı. Son 2 günün gelişmeleri Türk vatandaşlarının AB’ye vizesiz seyahat etmesini sağlayacak anlaşmanın onaylanması ve dolayısıyla uygulanması hakkında taraflar arasında ciddi pürüzlerin sürdüğünü açıkça bize gösterdi. Sorunun ilişkileri kopma noktasına getirmeden çözülebilmesini diliyoruz. Ancak ülkemizin terör tehdidi ile karşı karşıya bulunduğu bir ortamda AB’nin terörle mücadeleyi aksatacak bir beklenti içinde de olmaması gerekir.”

Türkiye’nin PKK’nın terör taarruzu ile karşı karşıya olduğunu savunan Cansen Başaran Symes, şu açıklamalarda bulundu:

“Her gün gelip tahammül sınırlarımızı zorlayan şehit haberleri, şehit olan güvenlik gücü mensuplarının haberleri, perişan ailelerin hikâyeleri hepimizi derinden sarsıyor. Terör yüzünden Türkiye içerisinde yer değiştirmek zorunda kalan on binlerce vatandaşımızın durumun da içimizi acıtıyor. Terörle mücadeleye kesin destek verirken güvenlik güçlerimizin kayıp vermemesi ve gelişmelerden sivil halkın etkilenmemesi için her türlü önlemin alınması öncelikli olmak üzere bu mücadelenin özgürlüklere halel getirmeden yapılması gerektiğine inanıyoruz. “

Cansen Başaran Symes, çözüm arayışı ortamına dönülecek şartların temin edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

ÖZİLHAN'DAN TÜM PARTİLERE ÇAĞRI

TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan ise terör olaylarının ve şehit haberlerinin yürekleri dağladığından söz etti.

Özilhan, “Daha fazla beklemeye takatimiz kalmadı. Tüm partilerimize bir çağrıdır; ‘gün birlik ve beraberlik günüdür, zaman uzlaşma zamanıdır. Parlamentodaki milletvekillerinin temsilcisi oldukları halka sorunları çözebilme kapasitesinde olduklarını göstermesinin sırası gelmiştir’. Vurdumduymazlık, bezginlik ve yılgınlık yapabileceğimiz en büyük hata olur. Bıkmadan, usanmadan, ‘bir şey olmuyor’ demeden birlik beraberlik ve huzurumuzu tesis edeceğimize olan inancımızı koruyarak sorunları çözmek için elimizden ne geliyorsa yapmaya devam etmeliyiz. “ ifadelerini kullandı.



Özilhan, yerli ve milli anayasanın milli ve yerli olmasının da siyasilerin, parlamentonun mutabakatına bağlı olduğunu savundu.
Cihan
Kaynak: cha