Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, 11 Eylül gecesi gelen kararla kredi notumuzu B2 seviyesine düşürdü. Önümüzdeki günlerde beklenen Yeni Ekonomik Program öncesinde bu not indiriminin gelmesi açıklanacak politikalara olan güvensizliğin bir işareti olarak yorumlanabilir.

Keza not indirimine bir gerekçe olarak kurumların etkin politika uygulama konusunda isteksizlik ve beceriksizlikleri dile getirilmiş.

Raporda son yıllarda geliştirilen politikaların yapısal makroekonomik sorunları ortadan kaldırmaktan ziyade bu kırılganlıkları daha da artırdığı söylenmiş.

Moody's kararını incelediğimizde not indirimine sebep olarak üç temel gerekçe görüyoruz:

  • Dış borcun ve azalan döviz rezervlerinin yarattığı kırılganlıklar
  • Artan kırılganlıklar karşısında kurumların etkin politika geliştirip uygulayamaması
  • Bugüne kadar enflasyon ve cari açık gibi yapısal kırılganlıklarımıza karşı elimizde bir koz olan güçlü mali dengenin yerini giderek artan bütçe açığına bırakıyor olması.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri kararların elbette siyasi bir boyutu olabilir. Bu durum daha çok siyasi ilişkilerin ekonomi üzerinde bir etki yapması beklendiğinde ön plana çıkar. Çünkü nihai olarak sundukları hikaye ekonomik öngörü ile desteklenmiyorsa yatırımcıları yanıltırlar. İnanmadıkları bir notu sırf siyasi art niyetle paylaşırlarsa bu bilgi ile hareket edecek yatırımcı para kaybeder. Bu durumda kredi derecelendirme kuruluşunun itibarı zedelenir ve müşteri kaybeder. İşte bu nedenle yapılan notlandırmalar, makroekonomik temel ve tahminlerden bağımsız olarak verilemez.

  • Prof. Dr. Selva Demiralp
  • Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi
  • BBC
Editör: TE Bilişim