2013'un son günlerine girerken Merkez Bankası’nın günlük döviz satış rakamını $450m çıkarması dövize olan talep iştahının boyutunu göstermektedir. Sene sonu döviz ödemeleri ve cari açık döviz fiyatları üzerinde baskı oluşturmaya devam etmektedir. 20

2013'un son günlerine girerken Merkez Bankası’nın günlük döviz satış rakamını $450m çıkarması dövize olan talep iştahının boyutunu göstermektedir.

Sene sonu döviz ödemeleri ve cari açık döviz fiyatları üzerinde baskı oluşturmaya devam etmektedir.

2014 ve 2015 yıllarında üç secim birden yapılacağından köklü ekonomik kararlar alınmayacağı öngörülebilir. Bu durum döviz fiyatları üzerindeki baskının azalmayacağı anlamına gelebilir.

Merkez Bankası faiz oranlarını arttırmama politikasını sürdürürse baskının oluşmasında katkı devam edecektir.

Yüksek faiz ile gelen sıcak para geldiği müddetçe sorun yaratmamakla birlikte ani çıkışının da büyük risk yarattığı malum.

Bu süreçte döviz fiyatları üzerindeki baskının devam edeceği ihtimali etmeyeceği senaryoya göre daha yüksek bir olasılık olarak gözükmektedir.

Türkiye Çin ve Kore tarzı koklu bir değişim ve dönüşüm geçirmeden ve net ihracatçı bir ülke olmadan cari açık sorununu Ülkede talebi karşılayacak doğal gaz/petrol rezervi bulunması hali gibi bir durum dışında çözmesi uzak ihtimaldir.

Dolayısıyla ithalata dayalı büyüme modeli ile cari açık ve döviz fiyatları üzerindeki baskı söylemi daha uzun yıllar gündemde kalabilir.

Bu değişim ve dönüşüm bir çok konunun aynı anda yapılması ile yıllar sürecek bir devlet politikasının urunu sonucu olabilir.

Politika unsurlarından biri olan teşvik sisteminde mevcut duruma bakıldığında böyle bir basari elde edilmesi de Cin, Kore ve Japonya gibi ülkelere kıyasla bakıldığında zor gözükmektedir.

Bir başka deyişle İngilizce tabiriyle "breakthrough" yasatacak politikalar olmadan bir sıçrama yapılması uzak ihtimaldir. Sonuç olarak net ihracatçı veya petrol zengini bir ülke olmadıkça önümüzdeki süreçte cari açık ve döviz fiyatları gündemde kalmaya devam edecektir.