'Tersane-i Amire'nin geleceği ne olmalıdır’ 

Akademi Beyoğlu Salonun’da,Tersane-i Amire’nin 564.Yıl dönümünde, Denizcilik Mensuplar Derneği (Denizder) tarafından ’Tersane-i Amirenin geleceği ne olmalıdır’ temalı etkinlik gerçekleştirildi.

Abdullah Demirdöven: "Çalıştayların sonunda bir bildiri yayımlansın."

Etkinliğin açılış konuşmasını Deniz-der Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Demirdöven gerçekleştirdi. Demirdöven konuşmasında en büyük eksikliğin yapılan sempozyum ve çalıştayların sonunda bir bildiri yayımlanmadığı ve halkı bilgilendirilmediğini anlattı. Yapılan bu sempozyumlardan halkın haberdar olması gerektiğini söyledi. Tersane-i Amire’nin Unesco miras listesine girmesi için çalıştıklarını belirtti. Demirdöven, tersane mensuplarının gemi yapan insanlara sahip çıkması gerektiğini vurguladı. Ülkemizde ayrıştırma çalışmasının çok yapıldığını belirten Demirdöven, okumuş insanlar ayrıştırılması yapıldığını söyledi. Konuşmasının sonlarına doğru yapılan işe katkı yapılmasını ve sahip çıkılmasına rica etti.

Prof. Dr. Reşat Baykal;"Fatih, İstanbul'un Osmanlı için yeni bir deniz üssü olmasını sağladı"

Abdullah Demirdöven''den sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye Prof. Dr. Reşat Baykal geldi. Konuşmasının başında İstanbul’un stratejik konumu, doğal güzelliği ve tarihi eserlerinden zenginliğiyle önemli bir kent olduğunu ve şehrin etrafını çeşitli surlarla güçlendiğini belirtti. Baykal konuşmasında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinin bir yandan ona Cihan İmparatoru olmasını diğer yandan da Osmanlı denizciliği için yeni bir deniz üssü olmasını sağladığını vurguladı.

Baykal, İstanbul’un fethinden sonra Fatih’in denizlerden yararlanmanın güçlü bir donanma ile sağlanabileceğini düşündüğünü ve devrin en büyük tersanesi olan Haliç’ten Hasköy’e kadar uzanan Tersane-i Amire’yi kurduğunu belirtti. Prof.Dr.Reşat Baykal , günümüze dek kalan tek tersanenin Haliç tersanesi olduğunu söyleyip değerinin çok iyi bilinmesi gerektiğini ve çok iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Kamuoyunu aydınlatmak amacıyla en etkin yol dernekle ilgili bilgilerin yazılı hale gelmesi gerektiğini anlatan Prof.Dr.Reşat Baykal: ‘Sizlere Denizder’in 2012 yılından beri yaptığı faaliyetleri gruplandırarak 11 başlık altında belirtmek istiyorum. Birinci faaliyeti Tüzük gereği olağanüstü genel kurul toplantılarının yapıldığı, ikincisi değişik tarihlerde yapılan tersanecilerin yaptığı pilav günü, üçüncüsü değişik tersanelerde çalışan arkadaşlar için düzenlenen nostalji günleri, toplantılar. Bir diğer önemli faaliyet ise Tersane-i Amire’nin kuruluş yıl dönümü için yaptığı etkinlikler. Ayrıca tersanecilerden farklı olarak Dünya kadınlar günü, Çanakkale gezileri, iftar yemekleri, kabotaj bayramı gibi çeşitli faaliyetler ana başlık olarak söylenebilir’ dedi.

Ali Rıza İşipek; "Monte Carlo Yat Kulübünde sergi açtım"

Daha sonra kürsüye Emekli Albay Deniz Müzesi Komutanı Ali Rıza İşipek geldi. Yaptığı bazı projelerden bahseden İşipek,bu sene nisan ayın da Monte Carlo yat kulübünde Türk denizciliği ile ilgili bir sergi açtığını ve bu serginin tamamen kendisine ait olduğunu belirtti.25 tane müze projesi,14 yurtdışı sergisi,39 yurtiçi sergisi ve 6 tane de deniz tarihi ile ilgili kitap yazarlığını yaptığını ve Avrupa ve Amerika’daki tüm denizcilik müzelerini gezdiğini belirten İşipek, bunun kendisi için hobi haline geldiğini belirtti.

Etkinlikte, Gemi Mühendisler Odası Başkanı Salih Bostancı kısa bir konuşma yaptı. Bostancı, Gemi Mühendisleri Odası olarak tersane-i amire’nin kendileri için çok önemli olduğunu vurguladı. Salih Bostancı ‘Bundan sonra ki süreçte de birlikte hareket edip güçlerimizi birleştireceğimizi ve denizcilerin yanında olacağımızı, onunla ortak çalışacağımızı, her türlü desteği vereceğimizi de beyan etmek istiyorum. Dedi.

Ali Bozoğlu: "Pendik Tersanesi motor fabrikası içimde yaradır"

Sonrasında kürsüye Deniz Tarihçisi Ali Bozoğlu çıktı. Konuşmasının başında Pendik Tersanesi motor fabrikasının içinde bir yara olduğunu söyleyerek başlayan Bozoğlu, Tersanenin, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük projelerinden bir tanesi olduğunu belirtti.

Bozoğlu, ‘Alican Bey kitabında şöyle anlatılıyor; Pendik Tersanesi temel atma töreninden o sıralar Turgut Özal’ı bir Japon heyeti ziyaret eder. Turgut Özal Pendik Tersanesini Türk-Japon yatırımını oraya kurulması fikrini ortaya atar ve Japonlar bunu kabul eder. Belli bir süre sonra Japonlar buraya gelir ve yatırım yapmaya başlarlar. Japonlar bütün yan sanayi imkanları araştırdılar ve fizibilite raporlarını bitirip Pendik Tersanesine ortak oldular. Daha sonra Türkiye de hükümet düşer, Turgut Özal ayrılır, Proje sahipsiz kalır. Aradan 4 yıl zaman geçer, o zamanlar Türk-Japon iş birliğine karşı çıkılmıştır. Japonlar daha sonra Türkiye yerine Brezilya’ya tersane kurarlar.” Dedi.

"Özel sektör ya da kamu sektörü fark etmeksizin ikinci, üçüncü gemi motoru üreten bir tesis kurulması gerektiğini anlatan Ali Bozoğlu ‘Tersanelerin ürettiği gemiler en az 25 yıl hizmet verir, yük taşır insan taşır ülke ekonomisine büyük katkı sağlar. Gençlerimize iş vermek için içinde tersane olan denizcilik sektörü bir lokomotiftir. Kurulacak tersanelerle herkese çalışma imkânı verilecek, üretim artacaktır. Kısacası tersane iş, ekmek, bolluk ve bereket demektir. Sözleriyle konuşmasını noktaladı.

Erkan Dereli; “Haliç Tersanesi için UNESCO'ya başvuralım."

Daha sonra konuşmasını yapmak üzere Türkiye Denizcilik Federasyonu Başkanı Erkan Dereli kürsüye geldi. Konuşmasında Sivil toplum kuruluşunun önemi hakkında konuşan Dereli ‘Sivil Toplum kuruluşunun bir ülkenin yönetime katkısı ne olmalıdır, örgütlü toplum olabilmenin, sivil toplum kuruluşu olarak çalışabilme konularının önemini idrak etmemiz gerekmektedir ’dedi.

Erkan Dereli, bir komisyon oluşturulup, Unesco Türkiye milli komisyonuna en kısa zamanda müracaat ederek haliç tersanesi için Unesco’ya başvurmak gerektiğini dile getirdi. Unesco Türkiye milli komisyonuna tersanelerimizin Osmanlıdan günümüze olan gelişmelerini ve Haliç Tersanesi’nin önemini anlatmamız gerektiğini vurguladı. Türkiye Denizcilik Federasyonu olarak her yıl bir çalıştay düzenlediklerini belirten Dereli, bu çalıştayları son 2 yıl gemicilik eğitimleri üzerine yaptıklarını anlattı. Dünyada Dünya Denizcilik günü diye bir gün olduğunu ama Dünya Tersaneciler gününün olmadığını dile getiren Dereli, ’Haliç Tersanesi’nin dünyanı en eski yaşayan ve aktif tersane olduğunu UNESCO’da kabul gördürebilirsek, Dünya Tersaneciler günü için de tüm çalışmamızı gerçekleştirebiliriz" dedi.

Haydar Yılmaz:"Haliç Tersanesi, Venedik Tersanesiyle yarıştı"

Son olarak konuşmasını yapmak üzere Denizder Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haydar Yılmaz kürsüye geldi. Yılmaz konuşmasını başında Osmanlı Donanması’nın gücünden bahsetti. Sonrasında Haliç Tersanesi’nin öneminden bahseden Yılmaz, tersanenin Venedik Tersanesiyle yarıştığını ve tıpkı Venedik tersanesi gibi Dünya Miras listesine eklenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Haliç Tersanesi’nin müze olma fikrine karşı olmadığını da belirten Yılmaz, "eğer gemi ve tersane müzesi olsaydı İstanbul’u turizm anlamında biraz daha kazanç sağlayabilirdi" dedi. Dünyada ki denizciler gemiciler dahil bütün bilgilerin toplanacağı bir bilgi merkezi oluşması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, çok kolay erişilebilme ve dünyanın her kesiminde kişilerin bu bilgilere ulaşmasını gerektiğini belirtti.

Programın sonunda ise konuşmacılara plaket takdim edildi ve toplu olarak bir hatıra fotoğrafı çekildi.

Editör: TE Bilişim