Kıyıya yanaşmadan 50 gün deniz altında kalabiliyorlar. Ve hiç yakıt almadan dünyanın yarı çevresi kadar mesafeyi dolaşabiliyorlar. 250 metre derine daldıkları da oluyor, 15 metre derinde kaldıkları da. Dalışla birlikte denizlerin hakimi onlar oluyor. Peki tek bir damla şeklindeki bu kapalı silindirin içinde nasıl yaşıyorlar? TSK’nın en stratejik silahlarından birine, TCG Anafartalar denizaltı gemisine girdik.

Çapı 63 santimetrelik bir deliğe yerleştirilmiş uzun bir merdiven. Kuyuya iner gibi iniyoruz. Sağlı sollu iki sedir ve tavandan sarkan kırmızı torbalar göze çarpıyor. Burası yaşam alanı, kırmızı torbaların içinde de hava maskeleri var. Sadece tek kişinin yürüyebildiği uzun ve dar bir koridoru geçince alan genişliyor, ama bu kez binlerce düğmeden oluşan baş döndürücü bir makine kalabalığı karşılıyor sizi.

Kumanda, santral dairesi denilen bu merkezden yapılıyor. Dışarıyla tek göz teması ortadaki iki kollu kalın borudan oluşan periskoptan sağlanıyor. Hepi topu 62 metre uzunluğundaki alanın neredeyse yüzde 70’ini cihazlar kaplıyor. Geri kalan alanda da tam tamına 44 kişi yaşıyor. Gemideki en konforlu yer olduğu söylenen gemi komutanının kamarası 2.5 metrekarelik. Gerisini siz düşünün.

Gölcük’te Türk Donanmasının önde gelen vurucu gücü Denizaltı Filosunun TCG Anafartalar denizaltısındayız. Gemilerin cinsiyetinin “she” (İngilizce kız) kabul edildiğine işaret eden Gemi Komutanı Deniz Yarbay Yücel Kalacoş, Türk denizaltılarına “Karakız” denildiğini belirtiyor. “Kara” sıfatı denizaltının renginden geliyor. “Her denizaltı siyah mıdır” sorumuzu ikinci komutan Binbaşı Caner Temizer yanıtlıyor: Bazı ülkelerin denizaltıları bölgelerindeki suyun rengi nedeniyle farklı olabiliyor, mesela koyu yeşil.” Yarbay Kalacoş devam ediyor:

“Sessiz, görünmez ve sürpriz oldukları, hiç beklenmedik bir anda ortaya çıktıkları için denizaltılara uluslararası literatürde hayalet gemi de deniyor. Bizim gemilerimiz kıyıya yanaşmadan 50 gün denizde kalabiliyor. Saatte ortalama 4 deniz mili hızla 13 bin 500 deniz mili mesafe katedebiliyor. Bu 26 bin kilometre demek. Yani, hiç yakıt almadan dünyanın çevresinin yarısını dolaşabiliyor. 14 denizaltı gemimiz ile oluşturduğumuz denizaltı kuvvetimiz, Deniz Kuvvetlerimizin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en caydırıcı unsurlarından biridir.”

MOTTO: SESSİZ VE DERİNDEN 

TSK’nın elindeki 14 denizaltının hepsi savaş gemisi. Farklı dizaynlarda üç sınıftan oluşuyor. Ay, Preveze ve Gür. Anafartalar, Preveze sınıfındaki dörtlü gemi paketinin en son inşa edileni. Alman dizaynı ama Gölcük Tersanesi’nde Türk mühendislerince inşa edilmiş. 12 yıldır hizmette. Her geminin ayrı bir mottosu var. Adını Çanakkale Savaşı’ndaki savunma mevzilerinden alan Anafartalar Gemisi “Bu onuru derinlerde yaşatacağız” mottosuyla hareket ediyor. Gemilerin ortak mottosu ise “Sessiz ve derinden”.

SICAK YATAK

Anafartalar Gemisi’nin 44 personeli var. Neredeyse kapsamlı bir mühendislik eğitiminin verildiği 14 aylık kurs sonrası göreve başlıyorlar. Herkese “Komutanım” denmiyor. Geminin tek komutanı var. Diğer personele, “İkinci komutanım”, “Başçarkçım” gibi üstlendikleri görevlerle hitap ediliyor. İkinci komutan ve başçarkçı, komutanın en büyük yardımcıları. Komutanla birlikte sadece onların yatakları şahsa özel, ama aynı kamarada kalıyorlar. Diğer personel içinse nöbetleşe kullanılan 20 yatak var. Vardiya nöbetine kalkanın yerine vardiyadan dönen yatıyor. Buna “Sıcak yatak” deniyor.

DUŞ REKORU ONLARDA

İki tuvalet ve duş yeri var. Gemideki en değerli şeyin su olduğu dikkate alınırsa, duşta kalma rekorunu herhalde denizaltıcılar kırıyor: Toplam üç dakika. Bir dakika ıslanma, bir dakika sabunlanma, bir dakika durulanma. Ancak bunu personel sayısıyla çarpın: 2.5 saat. Elektronik cihazların buhar ve nemden zarar görme ihtimalini de göz önüne aldığınızda, uzun seyirlerde duş sırası haftada ya da on günde bir geliyor. Kişisel temizlik ıslak mendillerle yapılıyor. Bu durum bile gemide neden kadın personel olmadığını açıklıyor. Kişi başı günlük su tüketiminin 12 litre olması askerliğin en önemli kuralını da altüst ediyor. Personel, seyirden saçlı-sakallı dönüyor.

ŞİŞMANLIK PİŞMANLIKTIR

Her personelin günde 4 bin kalorilik besin tüketme istihkakı var. Diğer birliklere göre kalori oldukça yüksek. Zira güneş görmüyorlar. Yemekler gemide pişiyor. Er ne yiyorsa komutan da onu yiyor. Sebze meyve çabuk bozulduğu için ilk hafta onlar tüketiliyor. Geri kalan günlerde menü: Konserve, dondurulmuş gıdalar ve kuru bakliyat. Günde ortalama 20 ekmek tüketiliyor. Bu da kişi başı yarım ekmek demek. Karaciğer yağlanması en önemli meslek hastalığı. Personelin kilosu ‘Şişmanlık pişmanlıktır’ sloganlı panoda kontrol altında tutuluyor.

GÜNEŞ DOĞDU ANONSU

Güneşin doğuşu ve batışı anons ediliyor. Güneş batınca kırmızı ışıklı gece moduna geçiliyor. Gün sabah 05.30’da başlıyor. Nöbeti olanlar bu saatte kalkıp kahvaltısını yapıyor ve 06.00’da nöbeti devralıyor. Altı saat vardiya, altı saat serbest zaman dilimi var. Ama yemek yenilip uyunulacak, kitap okunup eğlenilecek bu zaman diliminde kişinin görevleri arasındaki diğer işlerini de tamamlaması gerekiyor. Her denizaltı bir tabura eşit statüye sahip. Gemi limandayken de vardiya usulü çalışılıyor. Her daim acil durumda gemiyi seyre kaldırabilecek şekilde personel kalıyor. Gemide satranç ve scrable en sevilen aktivitelerden. Müzik ve film de vazgeçilmezlerden.

YASADIŞI GÖÇLE DE MÜCADELE EDİYORLAR

Her görev gizli olmuyor. Barış zamanında yasadışı göç, insan kaçakçılığı, deniz korsanlığı gibi görevlere de gidiliyor. Geçen sene Libya’daki NATO harekatına katılan denizaltılarımız 50 günün üstüne varan sürelerle dalışta kalmışlar. Gemiye yeni gelen personel, usta-çırak ilişkisiyle hazırlanıyor ve her halka sağlamlaştırılıyor
 
GEMİDE DOĞUM GÜNÜ

Gemi Komutanı Deniz Yarbay Yücel Kalacoş : En dikkat ettiğimiz konu mutluluk ve hüznümüzü paylaşmak. Her ay bir-iki personelin doğum günü, evlilik yıldönümü oluyor. Çam sakızı çoban armağanı küçük bir hediyeyle tebrik ediyoruz. Pastası da aşçımızdan. Evin bütün yükü eşlerimizin üzerinde. 13 yıllık evliyim bir kere bile elektrik, su faturası yatırmadım.

KÜÇÜK ŞEYLER MUTLU EDİYOR

Başçarkçı Binbaşı Burhan Şekerleme: Su altı çok dikkatli olmanızı ve devamlı kontrollü davranmanızı dikte ediyor. Bu, normal hayata da yansıyor, sese ve gürültüye karşı hissisiyatınız artıyor. Ama öte yandan, küçük şeylerden büyük mutluluklar duyuyorsunuz. Elinizden kaçan şeylerin kıymetini daha çok biliyorsunuz. Dışarıda havanın bir tadı var. Onu uzun dalışlardan sonra satıha geldiğinizde anlıyorsunuz.

AŞK HER ZAMAN TAZE KALIYOR

Motor Kıdemli Başçavuş Zafer Turan: 17 yıldır kesintisiz olarak denizaltı gemilerinde çalışıyorum. Fedakarlık, cefakarlık ve vefakarlık isteyen bir meslek. Gün, güneş ve topraktan uzaksınız. Dış dünyada neler olup bittiğinden bihabersiniz. Bunlar özleniyor. Tabii en fazla özlem duyulan sevdikleriniz. Denizci olmanın en güzel yanı aşk her zaman taze kalıyor.

GEMİYİ DALDIRIP ÇIKARMAK EN BÜYÜK HAZ

Elektronik Kıdemli Çavuş Sefa Güler: Üç senedir dümendeyim. En büyük haz gemiyi daldırıp çıkarmak. Lunaparkta gondola binmiş gibi. Dümen kullanmak büyük konsantrasyon istiyor. Sürekli geminin meyiline bakıyorsunuz. Süratle birlikte odaklanmanın da artması gerekiyor.

DUMLUPINAR İSMİ KULLANILMIYOR

Cumhuriyet döneminin ilk denizaltılarının isimlerini Atatürk koyuyor. Atılay, Saldıray, Batıray, Yıldıray. Ay sınıfı bu gemilere daha sonra Doğanay ve Dolunay ekleniyor. Her gemi hizmet dışına ayrıldığında ismi başka bir denizaltıya veriliyor. Bir tek Dumlupınar gemisinin ismi kullanılmıyor. Çünkü, denizaltıcılık tarihimizde, Dumlupınar ismini almış iki geminin ikisi de elim kazalara uğradıkları için, ismen tekrar kullanılması halinde, benzer bir kazaya davet çıkarılabileceğine inanılıyor. Bu isim de Denizaltı Filosunda bir iskelede yaşatılıyor. Dünya üzerindeki denizaltı kazaları tanıdık bir denizaltı olmasa da personeli etkiliyor. Yapılan işlemler detaylı olarak incelenip dersler çıkarılıyor.

Tüm kurallarıyla ‘Karakız’da yaşam 
 
DENİZALTI SÖZLÜĞÜ 

Batarya: Pil  
Kaporta: Kapı
İskele: Merdiven 
Toka-arya sancak: Bayrağı göndere çekme ve indirme
Vaziyet zaviyesi: Karşıdan gelen geminin açısal durumu
Tornistan çekmek: Geri gitmek
Çürük su yapmak: Pervanenin gemiye hareket vermeyecek şekilde dönmesi
Sancak: Sağ 
İskele: Sol

KOMUTAN KOLTUĞU DOKUNULMAZ 

Gemideki en dikkat çekici yer öğle yemeğini yediğimiz subay salonunda komutanın oturduğu yer. Zira o yerin dokunulmazlığı var, Genelkurmay Başkanı bile gelse oraya oturmuyor.

KÖSELE AYAKKABI DA, TAVLA DA YASAK

Gemide cep telefonu ve kösele ayakkabı yasak. Kösele yerine sessizlik için lastik ayakkabı giyiliyor. Aynı nedenle tavla da oynanmıyor. Bozuk para taşınamıyor. Düşman gemiye yaklaşılırken konuşmak bile yasaklanıyor.

HER İŞ BİRLİKTE

Gemide temizlik dahil her iş birlikte yapılıyor. İkmal malzemeleri depoya elden ele dolaşarak indiriliyor.

İKİ YILDA BİR CEPHE EĞİTİMİ

Her denizaltı gemisi iki yılda bir cephe görevine gidiyor. Bu eğitimde tüm savaş senaryoları deneniyor.

 
Editör: TE Bilişim