Japonya'dan dev ''amonyak'' adımı!

Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı (METI), elektrik santrallerinden ve Japon deniz taşımacılığından kaynaklanan karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla 2050 yılına kadar kullanılan yakıtlara yılda 30 milyon ton yenilenebilir amonyak eklemek için bir plan hazırladı.

METI, 2030 yılına kadar Japonya'nın kömürle çalışan elektrik santrallerinin kömür arzının yüzde 20'sini amonyakla ikame etmeyi ve zaman içinde bu rakamı yüzde 50 ve üzerine çıakrtmayı hedefliyor. Nihai hedef, açık deniz rüzgarı ve nükleer enerjiye ek olarak, yeni düşük karbon emisyonlu nerji arayışının bir parçası olarak amonyakla çalışan santraller inşa etmek.

Amonyak taşıyan gemiler ilk amonyak tahrikli gemiler gemiler olacak!

Amonyakın deniz yakıtı olarak da kullanılacak. Japon armatör NYK, amonyakla çalışan amonyak taşıyıcısının tasarımı için Japan Marine United ve ClassNK ile birlikte çalışmaya başladı. LNG taşıyıcıları, LNG yakıtlı ilk gemiler arasındaydı ve amonyak taşıyıcıları da muhtemelen dünyanın ilk amonyakla çalışan gemileri olacak. NYK geçen yıl projeyi duyururken, “Deniz yakıtı olarak aynı zamanda kargo olan amonyak kullanımı, okyanus aşırı seyreden gemiler için sıfır emisyon hedefinin erken gerçekleşmesine katkıda bulunmak demektir.” ifadelerini kullandı.

Avustalya 2.599 mil kare alanda tesisler kullanacak!

Yeterli miktarda yenilenebilir amonyak elde etmek için METI'nin geniş bir ağ oluşturduğu açıklandı. Amonyak üretmek için gereken ölçeğe bir örnek olarak, Avustralya Yenilenebilir Enerji Merkezi (AREH), yılda 10 milyon ton üretmek için Avustralya çölünü kapsayan 2.500 mil kare kara alanda kurulan rüzgar ve güneş tesislerini kullanacak.

Güneş ve rüzgar enerjisi karbon emisyonsuz gemide buluştu!

Yeni, çevre dostu nakliye teknolojileri geliştirme yarışında, bir İngiliz şirketi ilk gerçek sıfır emisyonlu gemi tasarımını gerçekleştirmeyi hede olarak belirlediğini açıkladı. CO2 emisyonlarına tüm gemiyi kapsayan bir çözüm geliştirdiğini belirten Windship Technology, rüzgar ve güneş teknolojilerini aynı anda içeren tasarımlarını açıkladı. Şirket, teknolojinin doğrulanması için sınıflandırma kurumu DNV ile birlikte çalışacağının altını çizdi.

Tasarım, CO2, NOX, SOX ve partikül madde emisyonlarını ortadan tamamen kaldırmak için üç kanatlı bir teçhizat ve yeni bir dizel-elektrikli gemi tahrik sistemine sahip olduğu açıklandı. Ayrıca, genel tasarımda büyük güneş panelleri, karbon yakalama, optimize edilmiş gövde şekilleri ve özel hava durumu yönlendirme yazılımı da dahil edildi.

Windship raporlarına göre tasarımda belirtilen üç kanatlı yelkenler, şu anda sektörde teşvik edilmekte olan aynı yükseklikteki tek direkli çözümlerden birkaç kat daha büyük bir itici güç üretiyor. Sistemlerinin geliştirilmesinde bir sonraki aşama olarak Windship, uluslararası tescil ve sınıflandırma kurumu DNV ile bir ortaklık kurduğunu duyurdu. 

DNV Kıdemli Başkan Yardımcısı Per Marius Berrefjord, "Tasarımın sera gazı emisyon azaltma kapasitesini doğrulamamıza yardımcı olacak bir simülasyon modeli oluşturma çalışmalarını başlattık. Bu doğrultuda proje ekibiyle tamamen şeffaf bir şekilde yakından çalışacağız." ifadelerini kullandı.

Windship Technology, okyanuslarda seyreden dökme yük gemileri ve petrol tankerleri için uygun ve ekonomik bir çözüm sunacak tasarım konseptini "Denizlerin Tesla'sı" (Tesla of the Seas) olarak tanıtıyor. Windship Technology şu anda büyük gemi sahipleri, işletmeciler ve yatırımcılarla denizcilik endüstrisini dönüştürme ve artan emisyon sorunlarını ele alma vizyonuyla ticari ortaklıklar kurmaya devam etmeyi düşündüğünü açıkladı.

Hapag-Lloyd, denizcilik endüstrisinin yeşil finansmana geçişine katıldı!

Hapag-Lloyd, denizcilik endüstrisinde gelecekteki büyüme planları için “yeşil finansmana” yönelen en son şirket oldu. Denizcilik sektörü, finansman koşullarını şirketin sürdürülebilirlikte ölçülebilir hedeflere ulaşma kabiliyetiyle birleştiren bu yenilikçi finansman biçimine giderek daha fazla yöneliyor.

Hapag-Lloyd'un Finans Direktörü Mark Frese; “Sürdürülebilirliğe yönelik yeni inşa projelerini finanse ederek konteyner taşımacılığı segmentinde yeni bir çığır açtığımız için ilk yeşil finansmanımız bizim için önemli bir kilometre taşı olmuştur. Bu yenilik, filomuzu modernize ederken aynı zamanda karbon ayak izimizi daha da azaltmamıza yardımcı olacak” ifadelerini kullandı.

417 milyon dolarlık yeşil finansman!

Hapag, 12 yıl vadeli 417 milyon dolarlık finansmanı yeşil kredi olarak sağladığını açıkladı. Şirket krediyi, Aralık 2020'de sipariş ettiği altı adet 23.500 TEU konteyner gemisinin üçünü finanse etmek için kullanacak. Kredi olanağı, Kore Ticaret Sigorta Şirketi (K-SURE) tarafından destekleniyor. DNV GL yeşil finansman alımında, şirketin yeşil finansman koşullarını yerine getirip getirmediğini kontrol eden üçüncü taraf görüşünü sağlayacak bağımsız uzman olarak yer alıyor. Hapag, yeni gemilerin yakıt açısından son derece verimli yüksek basınçlı çift yakıtlı motorlarının CO2 emisyonlarını yaklaşık yüzde 15 ila 25 oranında azaltabileceğini ve şartların temelinin ''Yeşil Kredi'' prensiplerinin gerekliliklerini karşılaması sağlanacağını söyledi.

Sürdürülebilirlikle bağlantılı krediler kavramı diğer endüstriler tarafından da kullanılıyordu, ancak sektör çevresel etkisini azaltmak için uluslararası hedeflere ulaşmaya çalışırken artık deniz taşımacılığında da ivme kazanıyor. Geçtiğimiz hafta Japon NYK, 50 milyon dolarlık Sürdürülebilirlik Bağlantılı Kredi aldığını duyurmuştu.

Editör: TE Bilişim