DENİZCİNİN KABUSU:KARALİSTETürkiye yeni hükümetle beraber, deniz ticaretinde ilerlemek amacıyla geçmişten farklı bir yapı ortaya koydu. Hatta Ulaştırma Bakanlığı'na denizciliği bilen bir müsteşar atandı. Ardından da Türkiye, 2003 yılında Ekonomik Sorunları Değerlendirme Kurulu'nda altığı adımla, deniz ticareti konusundaki sorunları ve çözümlen gündeme getirmeye çalıştı. Bu doğrultuda oluşturduğu ortak çalışma grupları ile var olan sorunların çözümü için çabalar sürüyor. Hatta bu gruplar sayesinde 2 yılda bayağı bir yol kal edilmiş gibi görünüyor. Ama hala kara listedeyiz.Bilinçsizlik, Sektörü Zora SoktuLimanların Denetimine İlişkin Paris Mutabakatı (1982) çerçevesinde alınan kararlar doğrultusunda, AB ülkelerinin limanlarına gelen gemileri sıkı bir denetimden geçirmeye başladı. Bu mekanizmayla beraber bakımsız, eğitimsiz personele sahip gemilerin limanlarda uzun süre beklediğini söyleyen Arkas Deniz Ticaret Filosu Genel Müdürü Ali I. Kontaytekin, bu dönemde Türk bayrağım taşıyan gemilerin daha çok göze batmaya başladığım ve denetimler sonucunda Türkiye'nin kara listeye alındığını söylüyor. Gemilerin bakımsızlıktan hurdaya çıktığını belirten Kontaytekin, ne yazık ki bu sürecin Türk deniz ticaretini batağa sürüklediğini ifade ediyor. Ama devletin başlatmış olduğu yeniden yapılanma süreciyle beraber, artık Türk bayraklı gemiler Türkiye'de denetime sokulup sefere çıkıyor. Kontaytekin, bu sayede kara listeden gri listeye geçme eğiliminde olduğunu ve beyaz liste için 2 seneye ihtiyaç duyulduğunu dile getiriyor.Türkiye'nin denizcilikte üzerine düşenleri yerine getirmemesi, gemilerinin kara listede yer almasına neden oldu. Bu listede Pakistan ve Suriye de bulunuyor.Değişim ŞartKontaytekin, artık işlerin bilinçli yapıldığını ve radikal değişikliklerin yer aldığı kanunların devreye girdiğini belirtiyor. Türkiye'nin AB'ye uyum süreci doğrultusunda İspanya'nın da danışmanlığını aldığını söyleyen Kontaytekin, radikal değişikliklerle sektörün yeniden yapılanmasına yardımcı olunduğunun altını çiziyor.Şu anda dünyada hangi tersaneye gidilirse gidilsin 2007'ye kadar siparişlerin alınmadığını belirten Kontaytekin, Türkiye'nin de bir an evvel Deniz Ticaret Filosu'nu geliştirmek anlamında ciddi adımlar atmaya başlaması ve bu pazarda etkin rol oynaması gerektiğinin altını çiziyor. Kontaytekin, olayın bir de finansal boyutu olduğunu sözlerine ekliyor.Denizcilikte sermaye yoksa soluk alınmayacağına dolayısıyla da bu konuda da kolaylıkların getirilmesi gerektiğine değinen Kontaytekin, hem kontrol noktalarında takılmamak hem finansal hem de vergi kolaylıklarından yararlanmak için devletin bir takım teşvikler önermesi gerektiğini anlatıyor. Kontaytekin'e göre, kolaylıklar için Türk bayrağı yerine yabancı bayrağı tercih eden gemilerin Deniz Ticaret Filosu'na katılmalarını sağlamak adına da bu adımlar yerinde olacak.Kaynak: INFOMAG DergisiDenizHaber.Com