Denizcilik Sektöründe Kadınların Rolü
Denizcilik sektörü genellikle erkeklerin yoğun olduğu bir sektördür. Dünyada denizcilik sektöründe çalışan 1,25 milyon kişiden kadınların bu sektördeki payı %1-2 olup gelişmiş ülkelerde bu oran daha fazladır. Bunun nedeni; kadının dışarıda çalışmasına ilişkin kültürel bir direniş olmakta ve kadının denizde çalışmak için yeterli fiziksel kuvvete sahip olamayacağı düşünülmektedir. Gelişmiş ülkelerde denizcilik sektöründe daha fazla kadın çalışmaktadır.
Politik, ekonomik ve sosyal kalkınmanın tüm seviyelerinde kadınların entegrasyonu 25 yıldan fazla Birleşmiş Milletler’in ana amaçlarından birisi olmuştur. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) 1988 yılından beri denizcilik sektörüne kadının entegrasyonu için strateji geliştirmiş ve 1989 yılında Kalkınma Programı İçerisinde IMO Kadın Çalışanları (WID) Programı kapsamında IMO’da daha fazla kadın çalıştırılmaya, denizcilik sektöründe üst düzey kadın yönetici sayısını arttırmaya ve kadınlara erkeklerle eşit eğitim fırsatı verilmeye başlanmıştır. İsveç, Malmö’deki Dünya Denizcilik Üniversitesi ve Malta Uluslarası Deniz Hukuku Enstitüsü’nde kadın öğrencilerin sayısı arttırılmıştır. IMO, 1997-2001 yılları için denizcilik sektöründe kadınlara eşit fırsatlar ve terfi vermek için Eylem Programı yapmıştır. IMO’nun insan kaynakları sayfasına baktığınız zaman kadınların daha fazla başvuru yapmalarını destekledikleri görürsünüz. Türkiye’de denizcilik alanında özel sektörde kadınların payı artmıştır.
Satırlarıma; Türk ulusunun ve Türk kadınının çok şey borçlu olduğu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün İstiklal Harbi’nde vatanı kurtarmak, erkeğinin yükünü hafifletmek için sırtında çocuğuyla cepheye koşan Türk kadınının ailedeki ve cemiyetteki çalışmalarının önemini anlattığı ve ayrıca; harp meydanlarında kazanılan zaferlerin, memleketimizi hakiki kurtuluşa götüremeyeceğini, iktisadi zaferlere hazırlanmamız lazım geldiğini belirten aşağıdaki sözleri ile son vermek istiyorum:
“Bugünün levazımından biri kadınlarımızın her hususta yükselmesini temindir. Binaenaleyh kadınlarımız da alim ve mütefennin olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün derecatı tahsilden geçeceklerdir. Sonra kadınlar, hayatı içtimaiyede de erkeklerle beraber yürüyerek birbirinin muin ve müzahiri olacaklardır”
“Arkadaşlar; bundan sonra pek mühüm zaferlere kavuşacağız, fakat bu zaferler süngü zaferleri değil, iktisat, ilim ve irfan zaferleri olacaktır. Askeri zaferlerimizle mağrur olmayalım, yeni ilim ve iktisat zaferlerine hazırlanalım.”
Ulu Önder ATATÜRK’ün belirttiği gibi; kadın ve erkek olarak; bölgede ve dünyada hak ettiğimiz yere; bilgiye, bilim ve teknolojiye daha fazla önem vererek ve değerlendirmelerimizi buna göre yaparak gelebileceğimize inanıyorum.
Bu yazı 22 Mart 2007 tarihli Dünya Gazetesi Perşembe Rotası’nda yayımlanan röportajdan alınmıştır.
ingilizin kadinlari ocu gibi gosteren ve gemileri de disi gosteren mantigiyla ise yaklasiyorsunuz gibi geliyor bana.Evli misiniz bilmiyorum ama, carsiya esiyle alisverise gidip de filelerini kadinina tasitan bir erkegi anlatiyor gibisiniz.Denizde hem de tankerlerde calisan kaptan kizlarimiz var bunlar meslegi guc denemek / kazanmak icin yapmiyorlar.isi nasil ve kime yaptiracaklarini biliyorlar.Bilmelkeri gereken de bu.
Ataturk konusuna gelince, Türk toplumu ulu onderini yaptiklariyla anar.Rahmetlinin de istedigi zaten buydu.Kadinlarimiz icin yaptiklarini soylemek ogrenmek istemeyenlere hatirlatmak alet etmekse bunu siz de dahil herkesin yapmasi lazim.
Saygilarla.
necmettin akten
1.si :eğer bu meslegin hamallıgını çektigine inanıyorsan bırak git.benim icinmi, kimin icin calısıyorsun..kendin icin ,ailen icin savasıyorsun bunuda hamallık olarak degerlendiriyorsun...bundan bizlere ne? git ozaman karada calıs.
2-si: bence asıl sızın abarttıgınız bayanları bu meslekte cekememek.guc eşitligini asla savunmuyorum denizde.ama şunu çok iyi biliyorumki daha stajerken bile evanın cıkısının kapalı olması gerektıgını savunan 2.muh bile kavga ettim.denizde stres altında calısan bır bayanı stres yıldırmaz daha cok kamcılar. bayanlarda eksık olan tek sey vardır oda pratık tır.teorıde herkeze on basarım...not ortalamama ve ehlıyet sınav sonucuma bakarsınız...
evet biz bayanlarda ailemiz icin savastık bizi bir yerlere getirdiler.okuduk meslegımıze atıldık.cok hıkayeler duyduk,yıldırma polıtıkaları vız geldı..yeterince buralara gelmek icin cok zorluk cektık burda yazan iki uc kendine yediremeyen basit insanların sözuylede ne gozumuz korkar nede yolumuzdan sasarız..
sadece yazılanlara bızı bu meslekte bu sekılde cekemeyenlere zevk ıcınde gulerız.
bu nedenle Sayın Jale hanımın yaptıgı çalışmaları canıgönülden kutlar devamının gelmesını temenı ederım.
Siz bu sektörde daha doğrusu deniz üzerinde bir bayanın da yapabileceğini söylüyorsunuz ama acı gerçekleri sizler değil bizler görüyoruz. Bir bayan karada belki ama denizde asla. Bir valfi bile açamayan stress altında oturup ağlayan bayanlar kusura bakmayın ama liderlik vasıflarına sahip olduğunu ben zannetmiyorum. Siz bence artık bu olayıda biraz fazla abarttınız gibi geliyor. Bu arada araya ulu önder Atatürk'ümüzü de alet etmemeniz rica..
Size ve sizin gibi düşünenlere kadınlarımız adına teessüf ediyorum.
Nerde Kadın Kılavuz Kaptanlar?
Nerde Kadın römorkör kaptanları?
Nerde Kadın Deniz Otobüsü kaptanları?
Nerde Kadın Şehir Hatları kaptanları?
Nerde Kadın RORo Kaptanları?
Neden yoklar bir düşünün...
deli gibi yatırım yapıp tek bir üniversite açarak, okula girebilen küçük bir azınlığı sevindirmek ve devlet üniversitelerine kıyasla avantajlı mezunlar vermek yerine, yapmak istediği ''yardımı'' adam gibi yapsındır.
önce gidip Türkiyedeki okulları modernize etsin, eğitim kalitesini yükseltsindir. laboratuarı olmayan okula laboratuar kursundur.
hatta, madem kar güdülmeyen bir davranıştır, okul açıp öğrenci bekleyeceğine, kalkınmamış bölgelere ücretsiz kurslar açsındır, eğitimdeki fırsat eşitsizliğine darbe vursun dur.
zira, bir okul yapmak için gerekli parayla, onlarca okul modernize edilip, binlerce öğrenciye hizmet götürülebilir, zaten işadamları verimlilik açısından bunları hepimizden daha iyi hesaplayabilir.
eğitime asıl destek budur, ve böyle işlere imza atan bir çok kişi vardır. ama onların adı, üniversiteleri olmadığı için, tüm toplum tarafından şükranla anılmaz. Kahraman baba mertebelerine ulaşmaz.
ama, yok, ben holdinglerime yönetici, gemilerime adam yetiştireyim, sosyo ekonomik düzeyi yüksek aile çocuklarını bağrıma basayım, aradan sıyrılan yoksul ama zeki öğrencileri kapayım amacı güdülüyorsa,
''milletin gözüne şirin görüneyim'',
''vicdan istimnası yapayım'' ,
''cümle alem beni parmakla göstersin, saygıyla ansın'' gibi karışık duygular besleniyorsa, gerekli bir hadisedir...