Rusya'yı Nehirlerinden keşfedin

Rusya'yı nehir yoluyla gezmek isterseniz, ilk takip etmeniz gereken güzergâh Volga-Baltık suyolu. Birbirine kanallarla bağlanan göller ve nehirler, aynı zamanda etrafındaki şehir ve kasabaları da görme olanağı sağlıyor

Rusya, kendini kolay ele vermeyen bir ülke. Uçsuz bucaksız coğrafyasındaki gizlerini keşfedebilmek, öyle üç-dört günlük Moskova- Petersburg seferleriyle mümkün değil.

Son yıllarda Rusya'yı içeriden ve daha derinden görebilmenin farklı seçenekleri ortaya çıktı. Volga-Baltık Suyolu olarak adlandırılan nehir güzergâhı onlardan biriydi. Moskova limanından nehir gemisiyle yola çıkarak, nehir, kanal ve gölleri geçip Petersburg'a ulaşmak, farklı bir hazzı yaşatacak önemli bir seçenekti.

Benim ilgimi çeken de bu yolculuktu. Nehir gezileri sürprizlidir. Belki, dalgalı ve fırtınalı denizlere benzemez, güvenlidir ama kıyıları boyunca sunduğu güzelliklerle size bir ülkeyi adeta sihirli bir ayna gibi yansıtır. Suların bittiği kıyılarda kentler, köyler, tarihi mekânlar kendini gösterir. Şaşırırsınız, ama her defasında bir öncekinden daha fazla hayrete düşerek.

Bakarsınız karşınıza aniden bir nehir plajı çıkmış, insanlar çoluk-çocuk, kadın-erkek nehrin tadını çıkarıyor. Herkes size sevinçle el sallıyor. Güvertenin diğer tarafına geçtiğinizde ise muhteşem kubbeleriyle kiliseleri ya da bir burnun tam ucunda devasa bir Lenin heykeli görürsünüz.

Sabah erkenden uyanıp, cam gibi buğulanmış gökyüzünü aralayan günışığı eşliğinde kıyıları izleyip fotoğraflamak ise bambaşka bir duygudur. Deklanşöre bastığınızda sabahın sisini adeta yırtarak tüm ihtişamıyla yeni bir güne başlayan tarihi yapılarla tanışırsınız.

Volga Nehri'nin Onega Gölü'ne kavuşmadan önce, Vitegra Nehri ile birleştiği yerde ise Volga Ana heykeli tüm şefkatiyle size kendini sunar. Volga Nehri Ruslar için bir anadır çünkü. Onları doyuran, bereketini sunan bir kadın-ana. Nehir gemilerinin adları da var doğal olarak.

Bizimki Nikolay Çernişevski'ydi. Hani şu bir zamanlar okuyup ezber ettiğimiz Nasıl Yapmalı? adlı romanın devrimci yazarı.

Moskova limanından kalkan Nikolay Çernişevski, 125 metre uzunluğunda, 17 metre eninde, içinde banyosu tuvaleti, iki yatağı, giysi dolabı olan 104 kamarasıyla büyük bir gemi. 235 yolcu kapasiteli bu gemide yaklaşık 200 personel çalışıyor.

Rusya'ya 1988 yılından bu yana çeşitli aralıklarla gitmiş biri olarak hizmet kalitesinin inanılmaz derecede arttığını söylemem gerek. Nehirde seyahat eden bir gemi için inanılmaz bir büyüklük gibi geliyor ama Volga kanalı suyun içinde kalan kısmı üç metre olan bu gemileri rahatlıkla yüzdürebilecek derinliğe sahip. Su yolundaki ortalama derinlik 6-10 metre arasında. Gemiler yaklaşık bin 100 kilometrelik seyahat boyunca beş durakta mola veriyor.

BURALARI GÖRMEDEN DÖNMEYİN

Ugliç: Moskova kanalından çıkıp Volga'ya girdikten sonra uğranılan ilk durak. 38 bin nüfuslu bir şehir. Diriliş Manastırı ile ünlü. Bir de peynirleri var Rusların çok sevdiği. Ugliç limanına yanaşan gemiler burada genellikle üç saat kalıyor.

Yaroslav: 1010 yılında kurulan 650 bin nüfuslu büyük bir şehir. Volga ve Kotorosl nehirlerinin kesiştiği noktada yer alıyor. 1650 yıllarında inşa edilen Aziz İlyas Kilisesi, kentin en önemli tarihi eserlerinden. Diğeri de Tecelli Manastırı. UNESCO'nun dünya kültür mirası içine aldığı şehrin tarihi meydanları, caddeleri ve upuzun rıhtımı görenleri geçmişle tanıştırıyor.

Goritsi: 700 nüfuslu küçük bir köy burası. Bu köyün en büyük özelliği tarihsel geçmişi çok önemli olan, zengin müzesiyle 600 yıllık Kiril Manastırı'na sahip olması. Köyün kendine özgü, süslemeli küçük ahşap evleri ise görülmeye değer, Kiril Manastırı'nın kenarında bulunduğu sarımtırak renkteki göl ise ılık bir suyla karşılıyor kendisiyle tanışmak isteyen ziyaretçilerini.

Kiji Adası: Marmara Denizi büyüklüğündeki Onega Gölü'ndeki Kiji Adası gemilerin dördüncü uğrak yeri. Bu ada Rusya Federasyonu'nun 80 özerk cumhuriyetinden biri olan 300 bin nüfuslu Karelya Özerk Cumhuriyeti sınırları içinde. Adanın en önemli yapısı yine Tecelli adını taşıyan ahşap kilisesi. 1714'de yapılan kilisede çok az çivi kullanıldığında "çivisiz kilise" deniyor. Kilisenin balık pulu gibi tahta kiremitlerinin toplam adedi 60 bin. Çok hafif ve dayanıklı olan aynalı kavak ağacından yapılma. Kiji'de ayrıca Rus ve Karelya köylülerinin yaşam tarzlarının sergilendiği eski köy evleri var. Kiji Adası'nda da bol miktarda plaj var ve göle girilebiliyor.

Mandrogi: Onega ve Avrupa'nın en büyük gölü olan Ladoga'yı birbirine bağlayan Svir nehri üzerinde kurulu bir kasaba. Ahşaptan yapılma evler dikkat çekiyor. Yaban mersini, böğürtlen ve lor peyniri ile yapılan Piroşki adlı lezzetli hamurlarıyla ünlü. Votkanın endüstriyel tarihini izlememize olanak sağlayan Votka Müzesi de bu kasabada.

SEVİYE HAVUZLARINI AŞ DA GEL

Moskova-Petersburg arasında inşa edilen suyolunda göller ve nehirler birbirlerine kanallarla bağlandı ama rakım farklılıkları, 'su asansörü' ya da başka deyişle 'seviye havuzları'nı zorunlu kılıyordu.

Şu anda güzergâh üzerinde tam 17 seviye havuzu var. Bu yüzden rakımı deniz seviyesinde olan Petersburg'dan, rakımı 162 metre olan Moskova'ya gelinceye dek gemiler bu seviye havuzlarından geçiriliyor.

Seviye havuzlarının çalışma sistemi bildiğimiz 'Bileşik Kaplar Teorisi'ne göre işliyor. Nehrin alt seviyesinden gelen gemi, üst seviyedeki nehre geçiş yapabilmek için önce seviye havuzunun açılan kapaklarından içeriye giriyor.

Gemi havuza giriş yaptıktan sonra geçtiği kapaklar kapatılıyor ve nehrin üst bölümünden açılan kapaklardan havuza su veriliyor. Bu arada, havuzun yüksek istinat duvarlarındaki raylı sistemli dubalara bağlanmış olan gemi, suların hızlı hücumuyla birlikte yükselmeye başlıyor ve üst nehir seviyesine geliyor.

Yeterli seviyeye ulaşıldıktan sonra bu kez havuzun ön tarafındaki kapaklar açılıyor ve gemi nehrin üst rakımlı tarafına geçme imkânına kavuşuyor.

 

Editör: TE Bilişim