Lüks içinde yüzmek buna denir

 İçeceğinizi robotlar hazırlıyor, isteğinizi yerine getirmek için onlarca personel gözünüzün içine bakıyor. Size gündüzleri dev jakuzilerde uzanıp tropik meyvelerle hazırlanmış kokteylinizi yudumlamak, geceleri de müzikal izlemek ya da düzenlenen çılgın partilerde eğlenmek kalıyor…

Geçen yıl 90 bin Türk, cruise gemileriyle seyahat etmiş. Bu seyahatlerin büyük bölümü ise küçük tonajlı gemilerle Yunan adalarına gerçekleşmiş. Cruise'la seyahat, dünya ortalamasına bakıldığında Türkler için henüz bakir sayılabilecek bir turizm alanı. Bu yüzden dünyanın ilk akıllı cruise'u ile seyahat edip tecrübelerimi paylaşmak çok cazip geldi. Böylece Royal Caribbean International'ın Quantum sınıfı en yeni ve akıllı gemisi Anthem of the Seas'ı keşfetmek için yollara düştüm.

Dört saatlik İstanbul-Londra uçuşunun ardından liman kenti Southampton'a gitmek üzere yola koyulduk. İki saatlik bir yolculuk sonrası limanda bizi bekleyen dev bir yüzen otel, daha doğrusu şehirle yüzleştik. Başka bir ülke toprağına giriyormuş gibi sıkı bir güvenlik kontrolünden geçirilip gemiye bindik. Birazdan 'harikalar diyarı' diye tanımlanabilecek geminin içindeydik. Vakit kaybetmeden odamıza yerleşip keyfin ve lüksün tadına çıkarmaya koyulduk. Konu gemiyse insan için en önemli konu, içinde uyuyacağı kabin oluyor. Toplam 2090 kabinli geminin 10'uncu katında kaldım.

18 RESTORAN VAR

Deniz manzaralı ve ferah kabin, konakladığım sürede son derece konforlu ve her ihtiyaca fazlasıyla cevap verecek düzeydeydi. Deniz görmeyen iç kabinlerde kalanlar için de ilginç bir çözüm yolu bulunmuş. O odalarda da dijital balkon var, yani yanaşılan limanın o anki görüntüsü odanın perdesine yansıtılıyor. Bu arada 16 kişiye kadar dev ailelerin ya da arkadaş gruplarının konaklayabileceği bağlantılı odalar olduğunu da öğrendim. Böylesi bir seyahatte sanırım sizi en çok memnun edecek şey, yeme-içme konusundaki bol alternatif olacak. Geminin 14'üncü katında 24 saat boyunca hizmet veren bir restoran var. Dünya mutfağından lezzetlerin sunulduğu bu mekanda, aradığınız her lezzeti bulabiliyorsunuz. Etten tavuğa, pizzadan köfteye, tatlıdan tropik meyvelere yok yok…

Değişik katlara serpiştirilmiş mini kafe ve restoranlarda her şeyi, günün her saati bulmak mümkün. Ama asıl güzel olan, bu seyahatin damak tadına düşkün olanlar için sunduğu imkanlar. Gemide Jamie Oliver, Michael Schwartz ve Devim Alexander gibi ünlü isimlerin restoran zincirleri de yer alıyor. Bu özel restoranlarda sadece 25 dolar vererek Uzak Doğu'dan İtalyan mutfağına kadar her türlü konseptteki yemeği yiyebiliyorsunuz. FÜZYON KEYFİ Bizim ilk gece için Wonderland'de rezervasyonumuz vardı. Burada geçirdiğimiz iki saat boyunca eşsiz bir füzyon keyfi yaşadık. Şefimiz, birbirinden farklı lezzetlerle unutulmaz bir ziyafet yaşattı, nefis tatlı çeşitleriyle de sunumunu taçlandırarak damaklarımızda bayram havası estirdi. Onlarca zeytinin yağı çıkarılarak yapılan zeytin görünümlü lezzet ile pamuk kıvamında servis edilen biftek harikaydı. İşine aşık Fransız garsonun tek derdi ise, her tadım sonrası gözlerimizde oluşabilecek mutluluk ifadesini görebilmekti.

GECE HAYATI RENKLİ Mİ RENKLİ

Ve gelelim gecelere… Dev gemi, renkli bir gece hayatına sahip. Değişik katlar, farklı aktivitelerle mini bir şehir görünümünde. Bir katta DJ performansıyla düzenlenen partilerde dans edebilir, bir başka barda rock ya da Latin müziği dinleyebilirsiniz. Gösteriliş tiyatro salonları ise farklı etkinliklere sahne oluyor. Bir gece dünyaca ünlü bir komedyenin şovu vardı mesela… Eğer bir sanatseverseniz, o bile düşünülmüş. Her gece farklı bir müzikal sahneleniyor. Programda; tüm dünyada 50 milyon kişinin seyrettiği, bir süre önce de Türkiye'ye de gelen We Will Rock You müzikali vardı mesela… Gece veya gündüz şansını denemek isteyenler içinse şık bir casino sürekli açık.

Gelelim gemiye neden akıllı denildiğine…

Anthem of the Seas bir mimari harikası. Gemide toplanan tüm atıklar, mühendisler tarafından geliştirilen bir sistem sayesinde temizlenip işleniyor ve balıklara yem olarak denize bırakılıyor. Bu yönüyle çok çevreci. Gemide içkinizi iki robot barmene sipariş etmeniz de mümkün. Bu yeni sistem, barın çevresinde eğlenceli dakikaların yaşanmasına neden oluyor. İki robot, verilen siparişleri hazırlamak için sürekli çalışıyor. Kolunuza takılan saat şeklindeki teknolojik bilekliğiniz ise yanınızda kart taşıma zorunluluğunu sona erdiriyor.

Bu sayede hem oda kapınız açılıyor, hem de her türlü ödeme, randevu gibi işleriniz kolaylaşıyor. Bu arada gemide olası bir hastalık ya da ciddi sağlık durumlarına karşı tam donanımlı bir ameliyathane olduğunu öğrendim. Yani 4 bin 905 yolcu kapasiteli gemide, herkes rahat etsin diye her türlü olasılık düşünülmüş, her türlü riske karşı önlem alınmış.

Two70, adını taşıyan büyük gösteri salonu, yerden tavana kadar uzanan ve neredeyse üç güverteyi kapsayan büyüklükte. Salon, adını, 270 derecelik panoramik deniz manzarasına sahip cam duvarlardan alıyor. 540 kişilik kapasiteye sahip salon, misafirleri geceden sabaha taşıyabilecek bir teknoloji ile de donatılmış. Burada birbirinden görkemli müzikaller sahneleniyor. Misafirler bir yandan içeceklerini yudumlarken, diğer yandan gösteri izleyebiliyor.

Yusuf İzel/SABAH

Editör: TE Bilişim