Buzullarda eski haritalar artık işe yaramıyor

Küresel ısınmanın etkisini en ağır hisseden bölgelerin başında Grönland geliyor. Dev buzullar sürekli, hızla ve önlenemez biçimde eriyor. Bu durumun vahametini, helikopterimizin kadın pilotu Laila, şu sözlerle anlatıyor: Küresel ısınmanın etkilerini artık biz de görüyoruz. Eskiden kullandığımız haritalarla şimdi kullandığımız haritalar arasında çok fark var. Yukarıdan ısınmanın etkilerini çok daha net görebiliyoruz.GRÖNLAND’daki ikinci günümüzün adresi Illulisat kenti. Bu şehrin kısa pistine inebilmesi için, gövdesi çok kısa, pervaneli ve dört motorlu bir uçakla yola çıktık. Uçaktan izlediğim manzaraya hayran kaldım. Karada buzul olmayan yerlerde sonbahar renkleri, denizde ise yüzen dev buzlar. Illulisat’ta bizi Alman asıllı genç rehberimiz Tilo karşıladı.
/_np/5744/8865744.jpg

Eski, barakadan bir eve benzeyen mahkeme binası, yine barakadan yapılmış biraz daha büyük belediye binası, şehre yerleşen ilk Danimarkalı Jesper Kunudsen’in müzesi, liman gibi bazı güzellikleri izledim.

Şehirde sürekli, 6 ay yetecek erzak tutuluyor

Limanda, balık yükleyen Kanada gemilerini gördüm. Dev bir bina dikkatimi çekti. İçinde, kışın deniz ve hava yolunun kar ve buzdan kapanması sonucu mahsur kalan şehir halkına 6 ay yetecek kadar erzak bulunduğu söylendi. Şehirde birkaç sokaktan başka yol yoktu. Grönlandlılara sorduğumda, “Bizim otobanımız denizimiz, buzumuz, araçlarımız da kızaklarımız” dediler.

Sarhoş olmasınlar diye bankamatiğe ‘kısa mesai’

Şehrin bankası ve bankamatiği saat 18.00’de kapanıyor. Şehir sakinlerinin çok para çekip harcamamaları ve içki alıp sarhoş olmamaları için böyle bir uygulamaya gitmişler.

Deniz yoluyla, yaklaşık 3 saatlik bir yolculuktan sonra kalacağımız dağ kulübelerinin bulunduğu Eqi’ye doğru yola çıktık. Yolun yarısında öğle yemeği yemek için bir yarımadaya demirledik.

Büyük köpekler hep bağlı çünkü kurt kadar vahşiler

Oqaatsut adlı küçük kasabada, Almanların işlettiği ‘h8’ adlı lokantada geleneksel Grönland yemekleri yedik. Ben dil balığı, balina ve bizon öküzü eti ile karidesi tercih ettim. Orada serbest dolaşan köpek yavrularıyla oynadım. Büyük olan ve kızak çeken köpekler, belli alanlarda bağlı tutuluyorlar. Nedenini sorduğumda, “Onlar iş köpeği. Dışarıda yaşadıkları için tıpkı kurtlar kadar vahşi. Onun için yanlarına yaklaşanları parçalıyorlar” dediler.

Bizzat dev bir buzul tsunamisini yaşadım

Balığa çıkan bir Grönlandlı ile konuştum. Tek geçim kaynağı olan balıkçılığın da, konulan kotalar yüzünden tehlikeye düştüğünü söyledi.

“Biz fokları Kanada’da olduğu gibi beyzbol sopası ile öldürmüyoruz. Ateş ederek öldürüyoruz. Ayrıca yavrulara kesinlikle dokunmayız. Ama Kanadalılar yavruları da öldürüyorlar” dedi. Kıyılarda levhalar var. Tsunami uyarısı yapılıyor. Denize dökülen dev buzullar, dev dalgalara neden oluyor. Bizzat yaşadım. Teknemiz, ceviz kabuğu gibi sallandı./_np/5743/8865743.jpg

Sevimli mavi tilkiler elimizden yemek yediler

Yarım saatlik zorlu bir yolculuğun ardından zorlu bir tırmanışa geçtik. Fotoğraf ve eşyalarımdan oluşan 25 kg’lık çantamı sırtıma yüklediler. Ellerimizi de kullanarak, buzulların 600 metre yüksekliğine kadar tırmandık.
Nefesim kesildi. Öleceğimi sandım. Zaten bir kez de uçurumdan düşme tehlikesi atlattım. Rehberim sırtımızdaki yükleri değişirme teklifinde bulununca, kabul ettim. Ama yolculuğa değmişti. Enfes bir manzara bizi karşıladı, bir de 4 adet mavi tikli. Bölgeye gelen araştırmacılara alışıklardı, elimizden yemek yediler.

Tuvalet yerine kova var dolunca denize atılıyor

Kaldığımız tepede banyo ve tuvalet yoktu. Bir kova içine yerleştirilmiş, tuzlu suda eriyebilme özelliğine sahip torbanın içine yapıyorduk.

Torbalar birikince helikopterle denizin ortalarına doğru atıyorlarmış. Torbalar da kısa sürede denizde eriyormuş.

Helikopterle en yüksek buzullara doğru yola çıktık. Helikopterimizin pilotları Laila Flescher ile Mark Lau Heriksen bana büyük ilgi gösterdiler. Laila yaptığım söyleşide, durumun vahametini şöyle anlattı:

“Küresel ısınmanın etkilerini artık biz de görüyoruz. Eskiden kullandığımız haritalarla şimdi kullandığımız haritalar arasında çok fark var. Yukarıdan ısınmanın etkilerini görebiliyoruz. Şimdi sizi buzların üzerine en yüksek tepelere götüreceğiz.” Yazın turistleri gezdirmek ve bazı bölgelere ihtiyaç malzemesi taşımak için uçtuklarını söyleyen Laila, ayrıca kurtarma görevi de yürüttüklerini kaydetti.

Sanki denize doğru akan beyaz bir nehir

Helikopterle başlayan yolcuğum, ülkenin iç kısımlarına, buzların üzerine doğru devam etti. Laila’nın da söylediği gibi buzların küresel ısınmadan nasıl etkilendiğini en güzel şekilde havadan görmek mümkündü.

Ucu bucağı görünmeyen buzluk bölgede buz kalınlığının zaman, zaman 3 bin metre olduğunu öğrendim. Buzların üst kısımları metrelerce derinliğinde yarıklar halindeydi. Bu da bana, bazı bölgelerde denize doğru 10 ile 25 metre nasıl birbirini iterek ilerlediğini gösterdi. Manzara sanki denize doğru akan beyaz bir nehri andırıyordu. Helikoplerle buzlu bölgenin en üst noktasına indik.

Hürriyet, 3 bin metre kalınlıktaki buzulda

Burada, araştırmacıların bıraktıkları, güneş enerjisi ile çalışan ve her gün 24 saat buzların hareketini ölçen 3 adet kamera vardı. Ben de çantamdan hemen Hürriyet çıkartmasını alarak açtım. Hürriyet olarak orada olmak gurur vericiydi. İlk durağımız, UNESCO tarafından milli park ilan edilen alan oldu. Önce eski mezarlığı ziyaret ettim. Öğrendim ki, Grönlandlılar ölülerini çoğu zaman bir kayanın üzerine yatırıyor ve üzerine taşlar yığıyorlar. Taşları kayan bir mezarda, ölen şahsın kemiklerini görmek mümkündü. Ayrıca, soğuk ülke olduğu için ölüler çözülmüyor ve yıllarca bozulmadan kalıyor.

Türkiye’den büyük belediyenin başkanından açık davet

OTELDE, aldığım duşun ardından Otel Direktörü ve Konsolos Erik Bjerregaard şerefime bir şampanya açtıktan sonra, belediye başkanının akşam bizzat beni ziyaret edeceğini ve sorularımı yanıtlayacağını söyledi./_np/5741/8865741.jpg
Akşam, geyik ve bizon eti yerken, ‘Dünyanın en büyük belediye sınırlarına sahip (Türkiye’den bile büyük, 880 bin km. kare)’ Qaasuitsup Belediye Başkanı’nın geldiği ve beni lobide beklediği haberini aldım. Hemen yanına gittim ve kısa bir sohbetten sonra sorularımı sormaya başladım:

21 Temmuz’da elde ettiğiniz özerklik size ne kazandırdı?
Bu tür soruları cevaplamak çok zor. Çünkü ülke politikası ve asıl özerk yönetimle Danimarka arasındaki bir sorun. Ama şunu söyleyebilirim; daha çok sorumluluk aldık. Bundan böyle kendimiz mücadele etmek zorundayız. Uzun yıllar Danimarka’ya bağlı yaşadık. Sorumluluk alınca, giderlerimiz artmaya başladı.

Peki yer altı zenginlikleriniz ne olacak. Bundan kim yararlanacak?
Umarım söylendiği gibi petrol ve maden buluruz. Bugün sadece balık ve fok gelirlerine bağlıyız. Fok ve balina avlamamız yasaklanıyor, balığa da kota uygulanıyor. Bu da halkımızı zor durumda bırakıyor. Şu anda ülkemizde petrol araması yapan gemiler var. Görüşmeler yapıyoruz. Birçok büyük ülke ve firma yeraltı zenginliklerimizin çıkarılmasında yardımcı olmak istiyor.

Türk misafire açık davet

Kopenhag’da yapılacak iklim konferansı sizin için ne kadar önemli?

İklim değişikliği Grönland’ı çok etkiledi. Balıklar daha kuzeye kaçmaya başladılar. Balina avı yasaklanıyor. Fok ve balina devri bitiyor. Dil balığına kota getirildi. Üzerimizde çok baskı var. Bizim tek geçim kaynağımız balık ve fok derisi. Şimdi satamayınca yüzlerce deriyi atıyoruz. Tanesi 75 kron. Onu bile satmak zor. Konferansın zaten ana konusu Grönland.

Peki Türklere bir mesajınız var mı?
Evet Türkleri ülkemize gelip görmeleri çağrısında bulunuyorum. İklim değişikliğini görsünler. Onlar için çok ilginç yerler var. Buzullar kaybolmadan bu ülkeyi mutlaka görmeleri gerekir. Köpekli kızaklarımız var. Av yapabilirler. İş adamları şimdiden adımlarını atabilirler. Örneğin öğretmene, psikoloğa ihtiyacımız var.

Grönlandlıların intihar kayası

BUZLU bölgede, iki büyük kaya arasındaki bir yarığın intihar noktası olduğunu öğrendim. Grönland, dünyada nüfusuna oranla intihar olaylarının en çok yaşandığı ülke. Geçtiğimiz yıl 2 bin 700 kişi intihar etmiş. İntihar etmek isteyenler, bu kayalıktan kendilerini aşağı bırakıyorlar. İntihar nedenini sorduğumda, rehberim bana şunları anlattı:

Pedofili çok yaygın

“Çünkü eski adetlere göre yetiştirilen erkek çocuklar, yeni ve modern hayatla eski yaşam arasında çok bocalıyorlar. Ayrıca evde sürekli içen sarhoş anne ve babanın ilgisi olmayınca, bunalıma düşüp intihar ediyorlar. Kızlar ise daha çok seks açısından kötüye kullanılmak yüzünden intihar ediyorlar. Pedofillerin sayıları oldukça fazla.”

Gröndland kahvesi tarifi

KAHVE pişirilir. Beyaz şarap kadehlerine boşaltılır. Konyak ve likör eklenir ve bir kibritle alkol yakılır. Boş bir kadeh bu alevlerde sürekli çevirilerek ısıtılır. Isınan kadeh masaya konur, yanan kahve yaklaşık 50 cm. yükseklikten boş ve ısıtılmış olan kadehe ağır ağır boşaltılır. Kahve boş kadehe akarken de alev alevdir. Alkolü uçar ama konyak ve likör tadı kalır. Daha sonra üzerine köpüklü kaymak ilave edilerek içilir.

Ünsal Turan’ın gözüyle ‘buz kıta’

  

Grönland’da kemikleri bile kullanılan balinalar da küresel ısınmanın mağdurlarından.

/_np/5753/8865753.jpg  /_np/5756/8865756.jpg

Açıklarını dev buzdağlarının kapladığı Grönland’da en gözde ulaşım aracı hâlâ kızaklar.

Editör: TE Bilişim