‘Bir Usta Bin Usta’ projesi Sinop’ta model gemi yapımı ustaları yetiştiriyor

Anadolu Sigorta’nın 85. yılında Anadolu’da kaybolmaya yüz tutan mesleklere ilgiyi artırmak için hayata geçirdiği ‘Bir Usta Bin Usta' projesi sekizinci yılında... Proje kapsamında bu yıl da, Sinop ile eş zamanlı olarak dört ilde daha geleneksel mesleklere hayat veriliyor. Anadolu Sigorta’nın 2010 yılında startını verdiği 'Bir Usta Bin Usta' projesi kapsamındaki 2017 yılı eğitimleri, Sinop’ta ‘model gemi yapımı’ kursuyla başladı

Kaybetmek Yok' ilkesiyle hareket eden Anadolu Sigorta, Sinop ile birlikte dört ayrı kentte daha mesleki kurslar düzenliyor. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın teknik danışmanlığıyla yürütülen proje kapsamında 2017 senesinde Balıkesir’de ‘El Yapımı Sabun Üretimi', Denizli’de ‘Buldan Bezi Dokumacılığı’, İstanbul’da ‘Şile Bezi Yapımı’ ve Karaman Taşkale’de ‘Zili Dokumacılığı’ kursları hayata geçiriliyor. Beş kentte ortalama üçer ay sürecek kurslar boyunca 100’e yakın kursiyerin meslekleri geleceğe taşıyan ustalara dönüşmesi hedefleniyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan Anadolu Sigorta Genel Müdürü İlhami Koç, Anadolu Sigorta’nın adını bu topraklardan alan ve 'Kaybetmek Yok' ilkesiyle hizmet eden bir sigorta şirketi olduğunu söyledi. Koç: “Şirketimizin kuruluşunun 85. yıl dönümünde, bundan tam 7 sene önce, tüm ülkemizi kapsayan sürdürülebilir bir sosyal sorumluluk projesi başlatıldı. Türkiye’nin kaybolmaya yüz tutan veya unutulma riski taşıyan yerel değerlerini yeniden canlandırmayı hedefleyen 'Bir Usta Bin Usta' projesi böyle ortaya çıktı. Kaybolmaya yüz tutmuş yerel değerleri ve az sayıdaki ustaları tespit ederek o meslekleri yeniden canlandıracak ve uzun yıllar yaşamasını sağlayacak yeni ustalar yetiştirmeyi hedefledik. Toplamda 10 yıl sürmesini planladığımız 'Bir Usta Bin Usta' projesi sonucunda, projemizin adına da taşınan 1000 usta yetiştirmeyi amaçlıyoruz. 2010 yılında başlattığımız, projeyle bugüne kadar Anadolu’nun pek çok kentinde farklı mesleklerle ilgili kurslar düzenledik. Her yıl beş kentte düzenlediğimiz kurslara, bugüne kadar öğretmenden ev kadınına, heykeltıraştan öğrenciye kadar her meslek grubundan 700’e yakın usta adayı katıldı” dedi. Koç sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim sonunda kursiyerlerimize T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından MEB onaylı kurs bitirme sertifikası veriliyor. Bu belge daha sonraki dönemde, usta adaylarımızın kariyerinde referans niteliği de taşıyor. Kurslarımızı başarıyla tamamlayan birçok usta adayımız bugün aldıkları eğitimlerle ilgili atölyelerde çalışıyorlar. Kursiyerlerimizin ortaya çıkarttığı ürünlerin satışı konusunda da onları destekliyoruz. Usta ve usta adaylarımızı genel müdürlük binamıza gelip personelimize satış yapmaları yönünde teşvik ediyoruz.”

Konuyla ilgili açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Okan İbiş ise el sanatlarının üretildiği toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini ve kültürel özelliklerini yansıtan değerli kültürel öğeler olduğunu söyledi. İbiş: “Geleneksel el sanatlarımız aynı zamanda tarihimiz ve kültürümüz hakkında bilgiler yansıtan, değerlerimizi gözler önüne seren, üretildiği çağa tanıklık eden veriler sunuyor. Bir Usta Bin Usta projesi de 2010'dan bu yana her yıl 5 farklı ilde ve meslekteki ustaların birikimlerini aktarmasıyla 10 yılın sonunda, 50 meslekte toplam 1000 ustanın yetiştirilmesini hedefliyor. Geleneksel sanatlarımıza yeni ustalar kazandırıyor olmanın mutluluğu en büyük kazancımız” dedi.

Bu modellerin yapımı sırasında ölçeklendirme, elde kesme, elde delik delme, şekillendirme, dekupe oyma, zımparalama, kaplama, boyama, vernikleme, örme, yakma gibi birçok işlem uygulanıyor. Gemi yapımında en çok kullanılan ağaçlar ceviz, gürgen, kayın, kavak, dişbudak ve akçaağaçtır. Donanımlarda ise daha çok misina ve naylon ip kullanılıyor

MODEL GEMİ YAPIMININ SİNOP’TA ORTAYA ÇIKIŞI İLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ ANLATIMLAR BULUNUYOR

Bazı anlatımlara göre Sinop’ta ilk gemi modellerini yapanlar, 1940’lı yıllarda Sinop Cezaevi’nde yatan iki mahkumdur. Bu mahkumlar cezaevinden tahliye olduktan sonra da Sinop’ta kalarak bu sanatlarını devam ettirmişlerdir. Farklı bir anlatıma göre ise tekne modelciliği aslında bir tersane geleneğidir. Tersanede gemi yapımında çalışan ustaların boş zamanlarını değerlendirmek için yaptıkları yelkenliler zaman içerisinde Sinop Cezaevi’nde özgürlük simgesi olarak benimsenmiş ve yelkenli gemi yapmak mahkumların en önemli uğraşlarından biri olmuştur. Cezaevinden çıkarak model gemi yapmaya devam eden mahkumların zaman içerisinde çıraklar yetiştirmeye başlamasıyla da sanat hızla yayılmaya başlamıştır. 

Üretilen ilk ürünler Sinop Limanı’na gelen yolcu vapurlarındaki ziyaretçilere hediyelik eşya olarak sunulmuştur. Bu vapurlarda seyahat eden yolcuların bu ürünleri alması ve farklı illere götürmesi neticesinde Sinop kotraları (ilk dönemde verilen genel ad budur) giderek tanınmaya başlamış ve zamanla Sinop’un bir simgesi haline gelmiştir. Günümüzde Sinop’a gelen yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettikleri yerler, çeşitli gemi modellerinin sergilendiği atölye ve dükkanlardır.

Başlangıçta daha çok tek tip yelkenli üretiminin yapıldığı ve genel olarak 'kotracılık' olarak adlandırılan bu el sanatının, zaman içerisinde ustaların bilgi ve becerilerinin artması ile birlikte projeli olarak çalışılan tekne modellerinin yapımına doğru evrildiğini söyleyebiliriz.

Editör: TE Bilişim