Savarona nasıl alındı?
 
Son sahibi Kahraman Sadıkoğlu tarafından satılmaya çalışılan ama alıcısı çıkmayan Savarona'yı Türkiye Cumhuriyeti nasıl almıştı? Ulusal simgelerden biri olan bu yatın alınması için dönemin Alman Şansölyesi Adolf Hitler'in bile işe karışması gerekmişti. Rıfat Bali, bu süreci detaylı bir araştırmayla kitaplaştırdı.

Günümüzde Savarona yatı, hafızalarda ‘Atatürk’ün yatı’ olarak yer etmiş durumdadır. Yatın hangi şartlar altında satın alındığı ise çoktan unutulmuş olup denizcilik tarihine meraklı birkaç kişinin dışında çok fazla kimseyi ilgilendirmez. Oysa ‘Savarona yatının satın alınmasında hangi şahsiyetlerin etkili oldukları’ meselesi, tek parti döneminde iş âleminin önde gelen tüccarlarının, hükümet çevreleri ve üst düzey bürokrasiyle tesis ettikleri yakın ilişkilerden nasıl faydalandıklarını veya faydalanmaya çalıştıklarını anlamak açısından da oldukça önemlidir.

1996 yılından bu yana, başta Yahudiler olmak üzere, gayri Müslim azınlıklar, antisemitizm, komplo teorileri, Türk toplumunun kültürel ve sosyal değişimi gibi konularda dikkat çeken araştırma ve yayınları bulunan Rıfat Bali, Savarona: Atatürk’e Son Armağan başlıklı kitabı, şimdiye kadar hiç incelenmemiş yerli ve yabancı arşiv kaynaklarını esas alarak Savarona’nın satın alınma sürecini anlatıyor. Rıfat Bali’ye göre bu hikâyeyi, Amerikan Milli Arşivleri’nin belgeleri ışığında anlamak şart. Bali kitabında hem bu arşivlerden elde ettiği bilgilere hem de Atatürk’ün sağlığında Savarona’da günlük hayatın nasıl olduğunu anlatan hatıra ve yazı dizilerine yer veriyor. Kitaptan, adeta bizzat gezmişçesine Savarona hakkında bilgi edinmek de mümkün.

Savarona’nın planları dünyanın en ünlü gemi yapımcılarından Amerikalı mühendis William Frances Gibbes tarafından hazırlanmış ve 29 Temmuz 1930’da Almanya’da Blohom Voss tezgâhlarında yaptırılmış, 28 Şubat 1931’de de denize indirilmiş. O tarihte sahibine 10 milyon 400 bin dolara mal olan Savarona, denize indirildikten sonra iki kez dünya turu yapmış. Yatla altmış üç gün dünyayı dolaşan Savarona’nın ilk sahibi Amerikalı bir milyarder olan Cadwalader, vatanına dönünce Amerika hükümeti, yat dışarıda yapıldığından yapım masrafı kadar vergi istemiş.

Sahibinin mali vaziyeti bozulduğundan bu vergiyi ödeyememiş. Zaten Cadwalader yattan hevesini aldığı, üstelik Amerika’ya da sokamayacağını anladığı için Hamburg limanında satışa çıkarmış. Türk heyetinin Savarona’ya istekli olması karşısında Krupp harekete geçmiş. Amaç, hem müşterisini elinden kaçırmamak hem de Alman deniz endüstrisinin tekrar yapılmaz bir başyapıtı olan yatın kendilerinde kalması. Krupp’un bu hamlesi Alman hükümetinin Savarona’yı haczetmesiyle sonuçlanmış.

Haciz kararı, Almanya ile Amerika arasında siyasal bir gerilimin doğmasına neden olmuş. Atatürk’e karşı sempatisi olan Amerika Cumhurbaşkanı Roosevelt, yatın Türkiye tarafından alınmasını istediğinden, Savarona’ya konulan hacze misilleme olarak Amerika limanlarına girecek ilk Alman gemisinin haczedilmesini emretmiş. Bu sırada ünlü bir Alman transatlantiği New York limanına girmek üzereymiş. Bunun üzerine Hitler’in işe el koymasıyla Savarona üzerindeki haciz kaldırılmış ve yat bir milyon iki yüz elli bin Türk lirasına satın alınmış.

 Rıfat Bali’nin bu çalışması, tek parti yıllarında Çankaya’ya ve vekillere yakın olan dar bir çevrenin bu yakınlıktan nasıl şahsi fayda sağlamaya çalıştığını göstermesi açısından oldukça aydınlatıcı. Çünkü bu süreçte kimi siyasetçi, kimi iş adamı ya da eski devlet görevlisi pek çok kişi, yatın alımında kazanç sağlamak için aracılık etmiş, etmeye çalışmış. 

Atatürk için 1938 yılında satın alınan Savarona yatı, günümüzde lüks turizmine hizmet etmekte. Aslında Savarona adı, her zaman Atatürk imgesiyle özdeşleştirildiğinden yatın satın alınması ve tarihçesi hakkında çok sayıda makale mevcut.

Rıfat Bali’nin bu önemli çalışması ise Başbakanlık Cumhuriyet ve  Cumhurbaşkanlığı Arşivi,  Genelkurmay Başkanlığı ATASE Başbakanlığı, Amerikan Milli Arşivleri ve Kongre Kütüphanesi’ndeki belgelere dayanarak farklı bir ilgiyi hak ediyor.

SAVARONA: ATATÜRK’E SON ARMAĞAN

Rıfat N. Bali
Libra Yayıncılık,
2010
199 sayfa
15 TL.

Editör: TE Bilişim