Muammer Kaddafi Batı'yı Barbaros'la tehdit etmiş, ancak nankörlük ediyor. Barbaros kardeşler olmasaydı bugün Kuzey Afrika'da bir tane Müslüman kalmazdı.

1492'de Gırnata'yı işgal edip, Endülüs'ün son izlerini sildikten sonra İspanyollar Kuzey Afrika'ya gözlerini diktiler. 16. yüzyılın başlarında Tunus, Cezayir ve Libya Hristiyanlar'ın eline geçti. Kuzey Afrika Endülüs olmak üzereydi. Osmanlı İmparatorluğu denizlerde kuvvetli olmadığı için Kuzey Afrika'ya yardım etmesi zordu. Ancak o sıralarda Batı Anadolu'dan kalkıp Akdeniz'de korsanlık yapmaya başlayan Türkler Kuzey Afrika'nın kaderini değiştirdi. Bunların başında da Barbaros kardeşler geliyordu.

ORUÇ REİS'İN ŞEHADETİ

Barbaros kardeşlerin en büyüğü Oruç Reis, 1510'da Anadolu kıyılarından ayrılarak, kardeşi Hızır ile birlikte Tunus kıyılarındaki Cerbe Adası'na gitmişti. Burada kazandıkları başarıları şöhretlerini ve servetlerine artırdı. Bu sırada Afrika yavaş yavaş İspanyol hakimiyetine giriyordu. Ancak İspanyollar, Afrika'daki topraklarının anavatanlarına uzaklığından dolayı bu bölgelerde hakimiyetlerini rahatça kuramıyorlardı. Bu sırada Cezayir'den gelen bir heyet Barbaroslar'dan İspanyollar'ın Becaye'den çıkarılmasını talep etti. Bunun üzerine 1512'de harekete geçen Barbaroslar, Becaye'nin 60 mil doğusundaki Çiçel'i ele geçirdiler. Daha sonra Cezayir halkının onları davetinden de istifade ederek, 1516'da Cezayir'e hakim oldular. Oruç Reis hükümdarlığını ilân etti.

Cezayir'in Barbarosların eline geçmesi İspanya açısından büyük bir tehlike olarak görüldü, ancak Şarlken'in gönderdiği donanma bir sonuç alamadı. Bunun üzerine İspanyollar, Tlemsen emirini devreye soktular. Durumu haber alan Oruç Reis, Tlemsen'i zapt etti. Fakat daha sonra 1518'de yerli halk ve İspanyollar'la yaptığı mücadelede şehid düştü. Oruç Reis son derece atak ve gözü kara idi. Ölümünden sonra yerine kardeşi Hızır Reis geçti. Hem İspanyollar'la, hem de yerli ahali ile uğraşan Hızır Reis bir ara Cezayir'i terketmek zorunda kaldı, ancak kısa bir süre sonra daha kuvvetli bir şekilde buraya hakim oldu.

BARBAROS OSMANLI HİZMETİNDE

İspanyollar karşısında tek başına mukavemet edemeyeceğini anlayan Hızır Reis, Mısır'ı fetheden Yavuz'a bir heyet göndererek, bağlılığını bildirdi. Durumu memnuniyetle karşılayan Yavuz Sultan Selim Barbaros'a asker ve gemi yardımında bulundu. Daha sonra Kanunî, Avrupa ile mücadele için son derece isabetli bir düşünceyle denizlerdeki açığı kapatmak gayesiyle Cezayir'i ele geçirmekle kendisini ispat eden Hızır Reis'i İstanbul'a çağırdı. Padişah gönderdiği fermanda, "İspanya'ya sefer etmek muradımdır, bir yarar adamını yerine koyup gelesin. Eğer muhafazaya kadir kimse yoksa yazıp, bildiresin" diyordu.

Cezayir'de durumu emniyete alan, Barbaros döneminin tecrübeli denizcilerinden 18 kaptanı da yanına alarak, 1532 Ağustos'unda İstanbul'a doğru yola çıktı. 1533 yılının Aralık ayında İstanbul'a gelen Hızır Reis büyük şenliklerle karşılandı. Kanunî'nin huzuruna çıkan Hızır Reis, etek öpmeyi bilmediğinden doğrudan ilerleyerek padişahın elini öptü ve karşısına oturdu.

Barbaros'un donanmanın başına geçmesi ile Osmanlılar karaların yanı sıra denizde de hakimiyet kurmaya başladılar.1538'deki Preveze zaferiyle bu savaştan sonra çeyrek asır boyunca, Türkler Akdeniz'de üstünlüğü elinde tuttular.

Barbaros'un ölümünden sonra da Türk korsanları Osmanlı hizmetinde Kuzey Afrika'da faaliyet göstermeye devam ettiler. Meşhur Türk korsanlarından Turgut Reis, 1551'de Trablusgarb'ı, Uluç Ali Reis de 1574'te Tunus'u Hristiyan işgalinden kurtardı. Daha sonra Fas Sultanlığı'na yardım edilerek Portekizliler'in bu ülkeyi işgali önlendi.

Osmanlı İmparatorluğu, Barbaros Hayreddin Paşa ile birlikte denizlerde etkin hâle gelmiş ve Kuzey Afrika'da, Avrupalılar'la girdiği hakimiyet mücadelesini kazanmıştı. Kuzey Afrika'nın Endülüs'ün akıbetine uğramaktan kurtarılması başta Barbaros kardeşler olmak üzere Akdeniz'deki Türk korsanlarıyla Osmanlı Devleti'nin işbirliği yapması sayesinde önlenmişti.

Editör: TE Bilişim