Gemilerin ruhu müzede yaşıyor

Tuzla’da geçtiğimiz yı açılan İLKFER Denizcilik Müzesi’nde 8 ülkeye ait 26 ticaret gemisinden 200 parça sergileniyor. Pusulalar, dümenler ve haritalar mavi yolculukların hatıralarını yaşatıyor.

uzla’da açılan İLKFER Denizcilik Müzesi’nde 8 ülkeye ait 26 ticaret gemisinden 200 parça sergileniyor. Pusulalar, dümenler ve haritalar  mavi yolculukların hatıralarını yaşatıyor.

Denizciliğin teknolojik gelişimini gösteren Türkiye’deki ilk sivil müze Tuzla’da açıldı. İzmir Aliğa’daki söküm tesisine gelen gemilerden sökülen pusulalar, haritalar, çanlar, seyir defterleri, kontrol panelleri, sekstantlar, düdükler, dümenler, telefonlar, telsizler ve makine parçaları İlker Meşe’nin kurduğu İLKFER Denizcilik Müzesi’nde sergileniyor. ‘Aşk Gemisi’nin fotoğraflarının da yer aldığı sergide 8 ülkeye ait 26 ticaret gemisinden 200 parça bulunuyor. Dünya ticaretinin yüzde 84’ü deniz yoluyla yapılırken, mavi sularda dolaşan gemilerin geçirdiği teknolojik değişim İLKFER Denizcilik Müzesi’nde anlatılıyor. Hatıralarla dolu 

Yılda 12 milyar ton yükü bir limandan diğerine ulaştıran ticaret gemilerinin parçaları iki denizcinin girişimiyle korunuyor. Kullanımdan çıkarılan gemilerin getirildiği Aliağa’daki söküm tesislerine giden İlker Meşe’nin özenle seçtiği parçalar, Tuzla’daki şirket binasının altında deniz sevdalılarıyla buluşuyor. Gemi makine mühendisi olan, 20 yıl dünyanın pek çok denizinde dolaşan İlker Meşe, gemi adamlarının en çok kullandığı ve hatıraları olduğu parçaları seçmeye çalışıyor. Müzenin en eski parçası 1925 yapımı bir ‘cayro pusula’. Dünyanın dönüş hareketini hesaplayarak denizcilere her zaman kuzeyi gösteren pusula, 100 yıl önce fırtınalı sularda pek çok deniz adamının hayatını kurtaran bir alet olarak tanımlanıyor.

İlker Meşe, “Gemiler ruhu olan, içinde hatıraları barındıran bir araçtır. Kaptanlar aslında duygularını ve hayallerini de aktarır seyir defterine. Güverte reisleri çocuklarının doğum haberini almıştır köprü üstündeki telefondan ya da bir başçarkçı sevdiği kadına evlenme teklif etmiştir aynı telefonla. Gemicilerin hatıralarının ve yaşadıkları duyguların sergilendiği bir müze kurmak istedik. Müzemizde gemi adamlarının duygularıyla beslenen gemilerin ruhu yaşıyor” dedi.

100 yıllık seyrüsefer

20 yıl denizlerde görev yapan gemi makine mühendisi İlker Meşe, “Aliağa’da gemiler sökülürken yaşanmışlıkların da söküldüğünü hissettim. Yok olmasını önlemek kadar gelecek kuşaklara denizciliğin teknolojik gelişimini göstermesi açısından da önemli bir müze kurduk. Müzeyi gezenler, denizciliğin 100 yıl içinde ne kadar hızlı ilerlediğini görürken eski gemilere saygı duyacak” dedi. Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Feramuz Aşkın ise, “Söküm tesislerinde gemilerin değerlerinin hurdaya gittiğini gördük. Kaptanın ‘Tornistan çark’ komutunu makine dairesine ileten ve gemiyi büyük bir manevra ile kazadan kurtaran makine telgrafının, limana girildiğini anlatan düdüğün korunmasını istedik. Genç denizciler müzeye gelerek gemi teknolojisinin hayatlarını ne kadar kolaylaştırdığını görebilir” diye konuştu.

Gemilerden sökülüp sergileniyor

Müzedeki eserlerin çoğu Türkiye’de yapılan gemilerden sökülmüş parçalar ve başka ülke gemilerinin de parçaları bulunuyor. Buhar kazanıyla çalışan Star of Venice’in kontrol paneli, Silver’ın mekanik yükleme tablosu, Agia’nın dürbün kutusu, Lady Rana sekstant (yıldızlara bakarak yol gösteren cihaz), Mesut Bey’in çanı, Comet’in ışıldağı, Aşk Gemisi’nin, Pasifik Prensesi’nin fotoğrafları, Volgabat 115’in harita dolabı müzeyi gezenleri eskiye götürüyor. Ayrıca İlker Meşe’nin 1979’da görev yaptığı ‘Kocaeli’ gemisinde çıkardığı haftalık gazeteler ile Türk armatörlerin kullandığı baca forsları da müzede.

Gökhan Karakaş/ Milliyet

Editör: TE Bilişim