Dünyanın ilk balık gözüyle görüntülenen şehri:İstanbul

İstanbul Boğazı ilk kez kendisini denizden izleyen bir balığın gözünden baktığı açıyla görüntülendi. Deniz kenarındaki bir metropol dünyada ilk kez bu şekilde görüntülenirken, Türkiye'de de ilk kez bir sualtı fotoğrafı reklam için kullanıldı.  

Sualtı fotoğrafçısı Alptekin Baloğlu, bir balığın gözünün ölçülerindeki objektifiyle Boğaziçi'nin kayıklarını, yalılarını, günlük yaşamını hatta kefal balıklarını, yarısını denizin içinde tuttuğu fotoğraf makinesiyle fotoğrafladı.

3 yıl önce Türkiye'nin en kalabalık şehri İstanbul'un sualtı yaşamını fotoğraflayan Alptekin Baloğlu, Marmara Denizi'nin halen yaşadığını kanıtlayarak herkesi şaşırtmıştı. 'İstanbul'un Sualtı Yaşamı' adlı proje ile büyük kentin gizli güzelliklerini su yüzüne çıkartan Baloğlu, geçtiğimiz aylarda 2. projesi için denize dalarken dünyada bir ilki gerçekleştirdi.

Boğaziçi'nde yüzen bir balığın gözünden Boğaziçi'ni görüntüleyen Baloğlu, balık gözü objektif olan 10.5 mm ile özel bir teknik kullandı. Fotoğraf makinesi ve objektifi için özel bir sistem hazırlayan Baloğlu, su geçirmez malzemeler kullandı. İstanbul Boğazı'nı 3 ay boyunca tekneyle dolaşan sualtı fotoğrafçısı, tarihi değeri olan ve şehrin simgesi haline gelen yerlerde makinesini denize soktu. Makinenin bir kısmı su altında kalırken diğer kısmı yüzeyde olduğu için iki farklı boyutu görüntüledi. Aynı anda hem sualtındaki yaşamı hem de Boğaziçi'ndeki insan yaşamını görüntüleyen Baloğlu, birbirinden ilginç fotoğraflar elde etti.

Bir balığın baktığı açıyla İstanbul'un simgelerini gözleyen sualtı fotoğrafçısı, önceden belirlediği programı uygulayarak deklanşöre bastı. Boğazın iki yakasında da sualtı makinesini denize daldıran fotoğrafçı; Anadolu Yakası'nda Haydarpaşa Gar, Kız Kulesi, Beylerbeyi Sarayı, Çengelköy ve Kandilli yalıları, Kuleli Askeri Lisesi, Anadolu Hisarı, Küçüksu Kasrı, Göksu Deresi, Kont Ostrorog Yalısı gibi yapıları, Avrupa Yakası'nda ise Dolmabahçe Sarayı, Çırağan Sarayı, Kabataş Erkek Lisesi, Atatürk'ün yatı Savarona'yı, Feriye Karakolu'nu, Ortaköy ve Bebek kahvehanelerini, Arnavutköy ve İstinye sahillerini, Rumeli Hisarını, savaş gemilerini balık gibi gördü.

İnsanlar günlük hayatlarını sürdürürken, boğazda yaşayan kefal ve çinekop sürülerini, denizanalarını, martıları, kayıklarda avlanan balıkçıları, gırgır teknelerini ve ağlarını, deniz fenerlerini, deniz çakarlarını, Boğaziçi ve FSM Köprülerini, şehir hatları vapurlarını, boğazdan geçen tankerleri ve balıkçı oltalarını sualtından görüntüleyen Baloğlu, karadaki ve denizdeki iki yaşamı bir arada sundu. Yalıların önünde gezen kürekçileri, pazar kahvaltısı yapan insanları ve boğazda sefer yapan vapurları Türk bayrakları eşliğinde görüntüleyen Baloğlu, iki farklı boyutu tek karede görüntüleyerek çektiği fotoğrafları kitap haline getirdi.

Dünyada ilk kez deniz kenarındaki bir metropolü balıkgözüyle görüntüleyen Alptekin Baloğlu, 2010 Kültür Başkenti İstanbul'un böyle bir albümle anılmasının önemine değindi. Baloğlu, 'İstanbul'un sualtı yaşamı projesi sırasında şehrin hem sualtından hem de karadan aynı karede görüntülendiğinde ilginç fotoğraflar elde edildiğini gördüm.

İstanbul, yalıları, vapurları, balıkçıları, köprüsü ve tarihi eserleriyle yeterince ilgi çekiyor. Bu güzellikleri sualtındaki canlılarla birlikte görüntüledim. Ortaya çok ilgi çeken bir çalışma çıktı ve ilk kez sualtı fotoğrafları reklam fotoğrafı olarak kullanıldı. Şimdi, Venedik, Abu Dabi, Tokyo, Newyork gibi deniz kentlerini aynı şekilde fotoğraflamak istiyorum. Ama en önemlisi, dünyada deniz çok ama başka Boğaziçi yok' dedi.

Boğaziçi'ndeki kefalin gözünden çekilen fotoğraflar:

Nikon marka profesyonel fotoğraf makinesine özel bir sualtı sistemi geliştiren Baloğlu, 4 ay içinde 120 bin kare çekti. Uygun tekneyi bulmak için uzun araştırmalar yapan fotoğrafçı, Boğaziçi'ndeki balıkçılardan hava ve deniz koşulları hakkında sürekli bilgi aldı. Denize açılmadan önce gideceği bölgedeki balıkçılarla telefonla konuşan Baloğlu, transit gemilerin ve şehir hatları vapurlarının geçişleri sırasında çok dikkatli davrandı. Yarısı sualtında kalan makinenin üst tarafındaki su görüntüleri tamamen doğal olarak gemi pervaneleri ve boğaz akıntılarının eseri. Balık gözü olarak adlandırılan objektif 10.5 mm açıyla görüntülerken, insanların yoğunlukla bulunduğu sahil kesimleri seçildi. 29 Ekim, 10 Kasım gibi özel tarihler seçilirken yapılardaki Türk bayrakları özellikle seçildi.

Editör: TE Bilişim