ÇİN KAYNAKLI İKİNCİ BİR FİNANSAL KRİZ YOLDA MI ?
Yazan Harun Şişmanyazıcı. DTO YKB Danışmanı / Ekonomist
I-GİRİŞ;
Son yıllarda gerek Çin’in kamu borç stoku gerekse toplam ülke borcu hızla artmaktadır. İnformal finansal kuruluşların yada Shodow Banking sisteminin  aşırı borçlanarak ve kaldıraçlı işlemler ile piyasaya göre daha yüksek faizle  risk üstlenerek NINJA’lara(no income,no job, no asset,geliri, işi ve varlığı olmayanlar) verdikleri kredilerin geri gelmemesi nedeni ile ve bankaların kendi öz kaynaklarını kullanmak ve ona göre tedbir almak yerine birbirlerinden borçlanarak likidite ihtiyaçlarını karşılamaları2007-2008 yılında ABD de finansal krizi yaratmıştır. Başka bir deyişle subprime mortgage piyasası genişlemiş ve dar gelirli, kredi ödeyebilme kabiliyeti zayıf hane halkı için emlak satın almada kullanılmak üzere yüksek faizli fakat yüksek riskli kredi piyasası oluşmuştur. Düşük gelirli ailelere yüksek faizli kredi açan ve kredi verilen tarafın güvenilirliği ve borç ödeme kabiliyetini çok araştırmayan bu kurumlar kredi sözleşmelerini birleştirip paket haline getirerek sermaye piyasasında alınıp satılan ürün haline getirmişlerdir. Bunları da gerek ABD de gerekse yurt dışında bir çok yatırım ve ticaret bankası satın almıştır. Ancak bu yüksek faizler ödenmemeye ve krediler geri gelmemeye başlayınca, el konularak satılmak zorunda kalan evlerin aşırı şişen ve reel olmayan fiyatları da düşmeye başladı. Bu kredi veren kurumlar özellikle ikinci piyasaların fonlanmasında likidite sıkıntısı çekmeye başlamışlar ve öz kaynak kullanmak yerine birbirlerinden borç alarak bunu kapatma yolunu tercih etmişler, ancak belli bir süre sonra bu kurumlarda birbirlerine karşı olan yükümlülüklerini karşılayamaz hale gelmişlerdir.  Yüksek ev fiyatları dikkate alınarak verilen krediler de ev teminat olarak alınarak üzerine ipotek konduğundan, düşen emlak fiyatları ile birlikte bu teminat verilen kredinin sadece bir kısmını karşılayabildiğinden aşırı ölçüde zarar ve likidite sıkıntısı baş göstermiş sonuç olarak birçok finansal kurum ve yatırım bankası iflas etmiştir.

Şimdi benzer durum Çin de yaşanmaktadır. Üstelik bu aşırı borçlanma şirket borçları olarak ortaya çıkmakta, burada da devlet şirketlerinin borcu ve bunları geri ödeme zafiyeti hızla büyümektedir. Çin’in kamu borç stoku düşük olmasına rağmen son yıllarda buda artmaya başlamıştır. Eğer ABD deki gibi bir kriz Çin Merkez Bankasının hala çok güçlü olması nedeni ile ortaya çıkmaz ise teori ve tarihte yaşanan tecrübe olarak bu sefer Japonya da görülen durum gibi en az 10 yıllık süreyi kapsayacak zayıf büyüme ve deflasyon yaşanacak buda dünyanın lokomotifi olan Çin’deki bu yavaşlama ile tüm dünya ekonomisini ters yönde etkileyecektir. Buraya doğru gidiş her sene artmaktadır. Bu konuda kimsenin şüphesi yoktur. Ancak ayrışılan nokta bunun ne zaman gerçekleşeceği ve bunun ABD deki gibi bir Finansal kriz mi olacağı yoksa Japonya’da görüldüğü gibi Çin ekonomisindeki soğuma ve küçülme olarak mı ortaya çıkacağı yönündedir. Bu iki durumda hem dünya ekonomisini ve doğal olarak sektörümüzü yakından ilgilendirmektedir. Son günlerde Çin de iki çeyrek büyüme oranının üst üste %6,7 olması, ekonomistlerce Çin de beklenen kriz görülmüyor, buradan beklenen tehlike zayıflıyor diye yorumlansa da, bu durum Çin deki aşırı borçlanma ve buna bağlı zayıf büyüme riskini ortadan kaldırmamaktadır.

Diğer taraftan Çin ekonomisinin durumu ile ilgili farklı görüşler ileri sürülmekte işin ilginç yanı bu görüşlerde kısa sürede değişebilmektedir. Ancak Çin için ileri sürülen ve Çin hükümetinin yapması gerekenler değişmemektedir.

IMF önceleri Çin’deki para arzı bolluğundan ve riskli kredi miktarından ve uyguladığı para politikası ve verilen krediler ile yaratılan balonlardan şikayet ederek gereken düzenlemeleri yapmasını ve sürdürülebilir bir büyüme politikası uygulamasını istemiş ve bu nedenle Çin’in yeni ekonomi politikası ile soft landing’i yani kontrollü bir biçimde ekonominin küçültülmesini desteklemiş, zaman zaman teşvik programlarını eleştirmiş ve ihtiyatlı bir para politikası takip edilmez ve kamu şirketlerinin ve eyaletlerin yada lokal hükümetlerin borçlanmaları kontrol edilemez ise gelecekte yıllık %3.5 gibi büyüme oranları ile karşılaşılabileceği hususunda Çin’i uyarmıştır.

Bu yılın başında 2016 yılı için Çin GSYIH artışını %6.3 olarak belirtmiş fakat daha sonra 2016 ilk çeyreğinde, Çin hakkında daha olumlu bir tavır takınmaya başlayarak 2016 da hard landing’in olmayacağını Çin’in büyümesinin 2016 da %6.5 olacağını beyan etmiş ve büyüme tahminini %0.2 artırmıştır. Üstelik bunu dünya GSYIH artışı ile ilgili beklentilerini aşağı yönlü revize ederek %3.4 den % 3.2 ye düşürdüğü bir dönemde yapmıştır. Aynı zaman da dünya genelinde artık gelişme yolundaki ülkelerin dünya ekonomisinin lokomotifi olamayacakları yada öncü kazların (Çin, Hindistan)yorulduğu, bunların yerine küresel büyümenin gelişmiş ekonomilerden geleceği ileri sürülürken, IMF gelişmiş ekonomilerdeki kırılganlığın devam ettiğini, beklenen performansı gösteremeyeceklerini, belli bir süre sonra yine gelişme yolundaki ülkelerden büyümenin destekleneceğini burada da Çin ve Hindistan’ın önemli rol oynayacağını ileri sürmüştür. Bu düşünce başka mahfiller de de seslendirilmiş ve Bangladeş, Tayvan gibi yeni ‘’kazların ‘’ yorulan öncü kazların yerine geçeceği Hindistan’ın da bu konuda liderliği Çin den alacağı ileri sürülmüştür.

Diğer bazıları ise Çin deki ekonomik küçülme ile ilgili kaygılarını dile getirmişler, ancak herkesin ittifak tesis ettiği husus Çin’in hizmet sektörü ağırlıklı olarak büyüyeceği ve aşırı toplam ülke borcunun ve ÖZELLİKLE BUNUN İÇİNDE YER ALAN YÜKSEK ŞİRKET BORÇLARININ bu ülkenin başına bela olacağı şeklinde kristalize olmuştur.

IMF de Çin’deki duruma çözüm olarak yapısal reformların gerçekleştirilmesini ve üretimde ucuz mal yerine kantiteye değil kaliteye önem vererek, daha kaliteli malların üretilmesi ve ihraç edilmesini, mevcut aşırı kapasitenin azaltılmasını , yatırım harcamaları ile büyüme yerine nüfusu da dikkate alarak tüketime dayalı bir üretim modelini benimsenmesini önermiştir.

Bazı analistler son dönemlerde Çin de hane halkının gelirinin artmasını, emlak piyasasındaki iyileşmeyi, istihdamın artmasını ve gelecek ile ilgili beklentilerin hane halkı bakımından iyi olmasını dikkate alarak bunların dahili tüketimin artmasında önemli rol oynayacağını ileri sürmüşlerdir.(Ancak 11. Temmuz 2016 da yayınlanan son Business Outlook İndeksi hem servis hem de imalat sanayi üreticileri için gelecek ile ilgili beklenti ve güvenin çok düşük olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle de geçtiğimiz günler içinde Çin 2 ici çeyrek büyümesi nedeni ile bizim ülkemizdeki bazı analistlerin olumlu düşünceleri ile Çin iş piyasasının düşünceleri örtüşmemiştir.

Diğer taraftan dünyada her şey hızla değişmektedir. Bir ülkenin iktisadi geleceği sadece kendi paradigma, politika ve eforuna göre değil, dünyanın bu konuda gerçekleştirdiklerine göre şekillenmektedir. Çin de de son gelen veriler Gerek Haziran ayı Bileşik PMI indeksi, gerekse Caixin İmalat Sanayi İndeksi kötü olarak gerçekleşmiştir. Aslında Caixin Hizmet Sektörü İndeksinin iyi olarak gerçekleşmesine rağmen, İmalat sanayindeki kötüleşme, hizmet sektöründeki iyi verileri absorbe etmiş ve gerek bu durum gerekse dış dünyada olan oluşumlar ve küresel bir resesyon beklentisi Markit China Business Outlook Indeksinin de yukarıda belirtildiği üzere kötü çıkmasına neden olmuştur. Bu ındex aslında minimal olarak artsa da Mayıs ayına göre düşük olarak çıkmış ve anılan Index’de son 4 ayın en düşük büyümesi gerçekleşmiştir.
Tüm bunlar küresel ekonomide beklenene paralel olarak Çin ekonomisindeki büyüme probleminin devam ettiğini ortaya koyarak Çin hükümetinden ihtiyatlı para politikasına devam ederken proaktif maliye politikaları ile acilen duruma müdahale etmesi ve gerekli teşvik politikalarını uygulaması talep edilmektedir.  Bejing de zaten bütçe açığını bu yıl 2015 yılana göre(%-2.3) artırmayı hedefleyerek %-3’e çıkarmayı planlamıştır. Bu 2.18 Trilyon Yuan (335 Milyar usd dir.) yani 2016 yılında bütçe açığına 72 Milyar usd ilave olacaktır.
Ancak IMF tarafından  Bejing ten beklenen diğer  önemli olan husus şirketlerin borçlanmasındaki aşırılığı, özellikle devlet şirketlerinin borçlanmasındaki  fazlalığını (GSYIH nın % 55’i)ve bu şirketlerin Ülke GSYIH na düşük katkı oranları(%22) karşında bu borcun büyüklüğünü ,daha da önemlisi bunların geri ödenme zafiyetlerini dikkate alarak kredi verme ve borçlanma hususunda bir kontrol ve düzenleme mekanizmasının geliştirilmesi ve bunun etkin bir mevzuatının oluşturulmasıdır.

Zaten Fed Başkanı Madam Yellen’in de gözünün sürekli Çin’de olması ve Çin’deki Shadow Banking sistem içindeki finans kurumlarının Bilanço dışı işlemlerindeki şişme  yada verdikleri riskli kredilerin aşırı oranda artmasının yarattığı risktir.

Nitekim son zamanlarda özellikle Shadow Banking sistemin bir parçası olan P2Pdeki yolsuzluklar ve riskli krediler hususunda Çin hükümeti yeni düzenlemeler yapma ihtiyacı duymuştur. Ancak mizahi bir şekilde daha önce ülkemizde de yaşanan Banker Kastelli Olayındakine  benzer şekilde bir Internet Kredi platformu ,kredi sağlayıcılara verdikleri borçların geri gelmemesi nedeni ile borcunu Çin’in kaliteli Likörü ‘’baijiu’’ile ödemeyi teklif etmiştir.(Bkz Struggling Chinese P2P Lender Offers Ro Repay Investors With Baijiu Liquor) Çin de bu durum artık ciddi kaygı uyandırmaya başlamıştır. Çin’deki bu riskin gerçekleşmesinin İtalyan Bankacılık Sistemindeki mevcut durum ve Alman DEUTCHE  bankın içinde bulunduğu kriz ile birlikte bütünleşmesinin toplam  sonucunun dünya için bir felaket olacağı izahtan varestedir.
İşte bu raporda bu riskin boyutları farklı veçhelerden değerlendirilecektir.

II-ÇİN EKONOMİSİ İLE İLGİLİ DURUM DEĞERLENDİRİMESİ VE KISA DÖNEMLİ BEKLENTİLER.
 
2015 yılının ikinci yarısından itibaren Çin’in FX rezervlerinin azalmasına rağmen ticaret fazlası nedeni ile Cari İşlemler fazlası oldukça iyi durumdadır. Cari fazla  Çin GSYIH sının %2.7 sı olup  393 Milyar usd civarındadır.(Bazı kaynaklarda 311 Milyar usd dir)2007 de ise Çin’in Cari denge fazlası %10, tasarruflar GSYIH’nin  %50 sı yatırımları ise GSYIH’nın %40 idi.
Çin’ın rezervlerinin %60 ı usd esaslı olup ,Amerikan hazine bonoları , bazı şirket bonoları ve diğer enstrümanlardan  oluşmaktadır. Detayı hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Ancak bu rezervler azalarak 2016 Haziran ayında 3.21 Trilyon usd ye düşmüştür.(Bir yıl önce 3.69 Trilyon usd idi Bkz Trading Economics) Bu nedenle Çin düşük dış borç miktarı (2015 de GSYIH nın %13.2 si) ve  ihracat gelirleri ile ithalatı karşılama oranı bakımından bir sıkıntıya sahip olmayarak  dış denge bakımından iyi durumdadır. Bunda emtia fiyatlarındaki düşme nedeni ile usd bazında ithalat miktarının düşmesi önemli rol oynamıştır. İhracatı usd bazında %1,4 düşse de local para birimi ile artmıştır. Çin ekonomisi Haziran ayı itibari ile yıllık %6,7, çeyrekten çeyreğe ise %.1.1 büyümüştür. Nihai olarak 2016 da %6,5, 2017 de ise %6,4 büyümesi beklenmektedir. Haziran ayında Yuan esası ile ihracat %2,5 artmış, ithalatı ise %1,3 düşmüştür.
İşsizlik %4 civarlarında olup, enflasyon % 1.9 ,kamu borç stokunun GSYIH oranı ise %43.9 dur.  Bunun 2016 da 47,2 ye 2017 de ise 49.8 e çıkması tahmin edilmektedir. (Bazı kaynaklarda daha yüksektir)
Açıklama: CA figure 1
 
Bilindiği üzere Çin’in en önemli problemleri 2008 deki Olimpiyatlar yüzünden yapılan harcamalar ve yatırımlar da dahil olmak üzere   hem devlet hem de özel sektör şirketlerinin ve alt yapı yatırımları nedeni ile lokal hükümetlerin borçlanması, bu nedenle yaratılan aşırı kapasite, hane halkının kolay kredi imkanları ile borçlanması ve emlak balonunun oluşması, riskli kredi oranının artması, ülkenin  toplam borç miktarının yükselmesi (Mc Kinsey Global Institute’ye göre 2007 de   7 Trilyon usd iken 2014 ortasına doğru 28 Trilyona çıkmıştır.  ) , piyasadaki aşırı para miktarıdır (M2  şu an 168413.52 milyar Yuan’dır. ) Bunların düşürülmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve ekonominin yavaşça soğutularak yapısal reformlar ile birlikte sürdürülebilir bir büyümenin sağlanması gerekmektedir. Bu durumu tespit eden   Çin hükümeti, eski  hükümetten farklı olarak yeni bir ekonomi modeli  uygulamaya başlamış ,ancak küresel ekonomideki sıkıntılar ile birlikte Çin ekonomisinde ciddi soğumalar başlayınca , Çin hükümeti hedefledikleri politikadan sapmadan ancak ekonominin de  hızla çakılmasını ve deflasyonist baskıları önlemek için 2014 yılından itibaren kontrollü bir şekilde parasal politikaları gevşetmiştir. Sonuç olarak da deflasyonist baskılar azalmıştır. Bununla birlikte verilen teşviklerin etkinliği azalmış ve kredi riski hızlı bir şekilde artmıştır. Bankaların NPL (Ödenmeyen Krediler)oranı 2014 de ki %1.25 den 2016’nın 1.ci çeyreğinde 1.75 e yükselmiştir.(Bloomberg / CBRC- Chına Banking Regulators Comission’a göre Şubat 2016 da %.1.67 idi ,parasal değeri ise  Çin’deki bankaların NPL miktarı olarak 1.27 Trilyon Yuan dır –Bkz  Bad Loans  Chinese Banks Just Hit a Decade Hıgh) Şirket borçları 2014 yılındaki %157 seviyesinden 2015 de GSYIH ‘nın %171 yükselmiştir. Toplam ülke borcu ise 2007-2014 Haziran döneminde %37 artarak GSYIH nın %282 sine yükselmiştir (Bkz Mc Kinsey Global Institute-Dept and (not much)deleveraging). Bank of International Settlements hesaplamalarına göre ise  2015 Eylül ayı itibari ile %249 dur. CNBC ye göre kime sorulduğuna bağlı olarak bu oran 240 ila 270 arasında değişmekte olup 10 yıl öncesine göre %150 artmıştır.
Ancak resmi Çin verileri dikkate alınarak ve sağlaması yapılarak birçok kaynak, Mc Kınsey raporundan farklı olarak toplam Çin borcunun yaklaşık olarak GSYIH ‘nın  %249 olduğu yönünde beyanda bulunmaktadır. Bu nedenle aşağıdaki Mc Kinsey grafiğinin bu gerçekten hareketle değerlendirilmesi icap etmektedir.
Açıklama: http://online.wsj.com/media/chinadebtgdp.png
CASS -Chına Academy of Social Scıences’e göre ise Çin’in toplam borcu 2016 başı itibari ile 168.48 Trilyon Yuan(25.6 Trilyon Usd)olup GSYIH nın %249 una tekabül etmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere bu konudaki en yüksek hesaplama Mc Kinsey tarafından yapılmaktadır.
Daha da ilginci hane halkının ev yatırımları giderek artmakta olup mortgage ile ev alımları son 1 yılda yeniden hız kazanmıştır. (Çin,Real Estate Climate İndex Mayıs 2015 deki 92.43 olan en düşük seviyesinden Mayıs 2016 da 94.52a çıkmıştır.  Aslında buda düşük olmakla beraber iyi bir gelişmedir. Çünkü 2008 Mayıs ayında Index 103,2010 da ise 106 idi.)Çin de mortgage(tutu,ipotekli ) ile ev  kredisi alabilmek için vatandaşların belli bir tasarruf yapmaları ve yatırımın belli bir %desini ,örneğin  min %20sini peşin ödemeleri gerekmektedir. Bu bazı yörelerde daha fazla olabilmektedir. Zaman zaman hükümet  emlak sektörünü canlandırmak için bu peşin miktarı düşürebilmektedir. Çin bankacılık sistemindeki sıkıntı bazen bu peşin miktarında göz ardı edilmesi fakat daha önemlisi  internet ortamı üzerinden (web platformda)bir başkasından yani fon sağlayıcısından alınan paranın hemen yeterli peşin miktara sahip olmayan müşterilere kredi olarak aktarılması yolu ile yapılan kredi sistemidir.
P2P olarak adlandırılan ve PEER TO PEER kredi sistemi çoklukla emlak komisyoncuları ,para simsarları tarafından gerçekleştirilmekte ve kaldıraçlı piyasalarda oldukça yoğun işlem görmektedir. Bu kuruluşlar ‘’welth –management ‘’ürünlerini Çin’de milyonlarca bireysel yatırımcıya satmaktadırlar. Bu tıpkı  yukarıda açıkladığımız 2007-2008 yıllarında ABD ‘de ortaya çıkan  krizde görülen subprime (eşik altı)balonu gibi bir uygulama olup uluslararası oyuncular , ABD de söz konusu dönemde olduğundan farklı olarak bu ürünlere rağbet etmemektedirler.
Kısa dönemli ve yüksek faizli bu ürünler şüphesiz büyük bir risk içermektedir.(Aslında kredi kullanan  ve sağlayan için  faiz miktarı tradisyonel bankacılık sistemine göre daha uygun olmaktadır çünkü burada bir ters müzayede tekniği uygulanmaktadır).
 Ancak fon sağlayıcıları için Çin deki ekonomik büyüme yavaşlamasına rağmen ödenmeyen mortgage kredileri artmıştır. Yapılan incelemelerde hane halkı borçlanması 2013 yılında düşük iken 2014 ve 2015 de artmaya başlamıştır.
Tradıng Economıcs’e göre 2016 Haziran ayı itibari ile hane halkı borcunun GSYIH’ya oranı %39.5 olmuştur. 2013-2014 arası yıllık %7.6, 2014-2015 arası %8.4, 2015-2016 arası ise %9.41 artmıştır. Bunda da diğerleri meyanında P2P’nin de rolü olmuştur. Ancak diğer ülkeler ile kıyaslandığında Çin’in hane halkı borcu çok da fazla değildir. Bu durum aşağıdaki tablodan anlaşılmaktadır.
Açıklama: Why China’s Household Debt Means More Consumer Spending
Bu hane halkı borcunun düşüklüğü gerçeği yansıtmakta olup Çin’deki İlk P2P platformu olan Paipaidai esas alınarak ACCA (The Association of Chartered Certified Accountants)tarafından P2P uygulaması ile ilgili olarak yapılan ankette verilen kredilerin %20-40sinin küçük ve mikro işletmeler dir. Daha az bir kısmının orta ölçekli firmalar tarafından alındığını, oysaki gelişmiş ekonomilerde tüketici kredilerinin daha fazla olduğu saptanmıştır. Çin de bireysel tüketici kredileri %52 dir. (Bkz The Rıse of Peer Landing in Chına –An overview and survey case study)
Bu durum bazı analistlerce hane halkı için ilave borçlanma  alanının bulunduğu şeklinde değerlendirilerek, bu konuda  sağlanacak  teşvik tedbirleri ileri tüketime dayalı bir büyüme için iyi bir imkan yaratılacağı düşünülse de bu ancak ihtiyatlı bir para politikası ile gerçekleştirilebilecek ve riskli subprime mortgage’den kaçınmak gerekecektir. Nitekim 2016 yılında ortaya çıkan olaylar ile bu endişeler realize olmaya başlamıştır.
Ayrıca toplam borç miktarını da göz ardı etmemek icap etmektedir. Devlet bu açığını kapatmak için vergileri artırdığı zaman ,örneğin tasarruflardan vergi almaya kalktığı zaman para hem dışarı kaçmakta, hem de ,tasarruf yerine harcamalar artmakta buda enflasyonu tetiklemektedir.
Çin’in kamu borcunun GSYIH oranı giderek artsa da  Japonya, ABD, İtalya, Yunanistan, İspanya, vb. gibi ülkelerin kamu borcu  dikkate alındığında  çok fazla değildir.
Üstelikte çok iyi durumdadır. Fakat ekonomi çevreleri bu artışın risk yarattığını ileri sürmektedirler. Çin’in Genel kamu borcu stoku bazı kaynaklarda yukarıda belirtilenden farklı olarak 2015 yılı sonu itibari ile GSYIH nın %53.2 sine yükselmiştir. Bir yıl önce %50.6 idi . Fıtch’in son tahminlerine göre lokal hükümet borcu daha hızlı büyüyerek 2013 de GSYIH nın %21 seviyesinden %33 e çıkmıştır.  (Bkz Chına’s Government Dept Woes Mıght Worsen ın 2016).
Bu kamu borcu 2015 sonu için genellikle  yaklaşık olarak %55 olarak verilmekte bunun yaklaşık %60 ının ise Lokal hükümet borçlarından oluştuğu iddia edilmektedir.(Bkz Chına’s Local Government  Dept Moving Out of The Shadows). Bu kamu borcunun büyük bir kısmı da  yukarıda da belirtildiği üzere lokal hükümetlerden kaynaklanmakta , bu borç LGFV ile sağlanmakta ve bu alanda bir şeffaflık  bulunmadığı için bunun kimin borcu olduğu bilinmemektedir.
Fıtche göre Çin ekonomisinin kaldıraç derecesi 2008 den beri anormal ölçüde artmıştır. Fıtch’e göre eğer Yuan değer kaybetmeye devam ederse LGFV’in  (Local Government Financing Vehicles)(Mahalli Hükümet Finansman Sağlama Vasıtaları) ‘’offshore dept servicing ‘’maliyeti giderek artacaktır. Yani offshore piyasasında işlem gören dolar bazlı bonolar nedeni ile borç yükü Yuan cinsinden  giderek artmaktadır.
HSBC ye göre Çin’in  offshore piyasasında keşide ettiği yüksek getirili dolar esaslı  bonoları 10 Milyar usd’ye  ulaşmış olup (Haziran 2016 itibari ile )12 ay için de 20 Milyar usd ye çıkacaktır.(Bkz  Chına’s New Dollar Bonds Give HSBC a sense of Dejavu)  Bilindiği üzere yabancı sermayeyi Çin’e çekmek için kurulan ve zaman içinde 200 e ulaşan  ITIC ler yanı Uluslararası Trust ve Uluslararası Yatırım Şirketlerinin offshore bankaları vasıtası ile sağladıkları borçlar ve keşide ettikleri tahviller özellikle Hong Kong’daki emlak ve mülk piyasasında kullanıldığı için  Asya Krizi ile 1997 -2003 arasında da bu piyasanın %70 düşmesi nedeni  anılan  şirketler borçlarını ödeyememişlerdir.   Çin hükümeti te bunların arkasında durmadığı için sadece birkaç tanesi ayakta  kalabilmiştir. HSBC ye göre Asya Krizinde bu şirketlerin dolar esaslı bonoları Asya piyasasında ödenmeyen dolar esaslı şirket  borçların %7 si Çin piyasasındaki ödenmeyen dolar esaslı şirket borçlarının ise %19 unu oluşturmaktaydı. Şimdi aynı durumun lokal  hükümetlerin bu  offshore esaslı ve usd cinsinden olan kamu borçlarında da gerçekleşeceğinden  korkulmaktadır. Şimdilik miktarı toplam içinde az da olsa artış hızı piyasayı korkutmaktadır. Fıtch Çin’in kamu borç stokunun 2016 da %54 e çıkacağını fakat daha sonra düşeceğini düşünmektedir.  Bunun gerekçesi olarak da otoritelerin bu lokal hükümet borçları ile ilgili problemler üzerinde odaklanacakları ileri sürülmektedir.
Açıklama: https://assets.bwbx.io/images/users/iqjWHBFdfxIU/icfvVFtOFS4E/v0/-1x-1.png
 
Diğer taraftan Çin’in genel olarak kamu borç stokunun  az olmasının  bizi yanıltmaması gerekmektedir. Çünkü merkezi hükümet çok fazla borca sahip olmasa da ,Bejing’in yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülüklerinin bulunduğunu da göz ardı etmemiz gerekmektedir. 
Çok yüksek ve  üstelik geri ödenme ihtimali zayıf (batak borç oranı yüksek ) kamu kuruluşu(SOE) borçlarının garantörü Merkezi hükümet olup, buna ilave olarak  Bejing 3 Ulusal Politika Bankasının ve hızlı demiryolu projesinin de garantördür. Bunlardan daha önemlisi sosyal güvenlik harcamalarıdır. Bilindiği üzere Sosyal Güvenlik harcamalarının tamamı bu hizmetin bedeli ile karşılanmadığı için bu açığı devlet ya  borç alarak veya  para basarak yada vergi mükelleflerinden vergi alarak karşılayacaktır.  IMF Çin’in 2015-2020 yılları arasında bu unfunded social Security yükümlülükleri miktarının 2014 GSYIH sının %70 düzeyinde olacağını tahmin etmektedir. Buradan hareketle kamu borç stoku çok fazla değil gibi görünse de tüm bu hususlar dikkate alındığında devlet sektörünün toplamda çok büyük borcu ya da potansiyeli bulunmaktadır. Aynı şekilde hane halkı borcu düşük gibi görülse  ve hane halkı borcu içinde emlak sektörünün payı %8 gibi olsa da , emlak sektörü ile ilişkili alanların borcu dikkate alındığında  direk ve endirekt emlak sektörü  borcu  toplam borç miktarının %40-45ini oluşturmaktadır.
Şu an Çin ekonomisinin içinde bulunduğu durum detayı ile aşağıda açıklanacak olmakla beraber ,önümüzdeki günlerde Çin GSYIH artışında ABD den gelen mutedil talep artışı ile yapılacak ihracat ve servis sektörü büyümesi önemli rol oynayacaktır.  AB ve yükselişte olan ülkelerden gelen zayıf yeni siparişler, BREXİT den sonra daha da düşebilecek, özel yatırımlar yukarıda açıklamaya çalıştığımız yüksek şirket borçları ve aşırı kapasite nedeni ile düşük bir seviyede artacaktır. Bu nedenle özellikle iç talebi teşvik etmek üzere büyük mali destekler ile piyasaya yapılan destekler artacaktır. Başka bir deyişle böyle bir talep bulunmaktadır.
Parasal durum yine destekleyici nitelikte olacak, ancak hükümet giderek artan kredi riski nedeni ile çok temkinli hareket edecektir.2016 1 ci yarısındaki hafif yavaşlamadan sonra özel tüketim harcamalarının tedricen giderek artacağı tahmin edilmektedir. Kredilerin ödenmeme riski yükselmeye devam edecektir.
Dışsal etki olarak İhracattaki yavaşlamanın ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi, dahili olarak ise yüksek borçlanma ve kredi riski ve mevcut aşırı kapasitenin düşürülmesi konusundaki geciken yapısal reformlar uzun dönem büyüme beklentilerini olumsuz etkilemektedir. Ancak ilk 6 aylık büyüme sonuçları yıl başındaki düşük büyüme beklentisini yukarı taşımıştır. Bu yılkı bütçe açıkları ve teşvik tedbirleri de bu beklentinin gerçekleşmesine katkı sağlayacaktır.
III-ÇİN EKONOMİSİNİN HAZİRAN AYI DURUMU
Yukarıda Çin ekonomisinin güncel makro ekonomik verileri üzerinden bir değerlendirme yapılmış ve farklı analist ve ekonomistlerin Çin ekonomisi ile ilgili kısa dönemli beklentilerine yer verilmiştir. Bu arada da Çin’in borçlanmasındaki aşırı büyümenin muhtemel sonuçları özet olarak değerlendirilmiştir.
Bu bölümde ise biraz daha piyasa verileri ve yapılan anket sonuçlarına göre hazırlanan İndex değerleri üzerinden mesele incelenecektir.

III-1 . Markit Chına Business Outlook
Bu konuda yapılan araştırmada hizmet sektörü ile ilgili olumlu gelecek beklentisi hususunda ındex 50 nin üstünde olsa da yani bir artış bulunsa da yeni en düşük seviye ile karşılaşılmıştır. Üreticiler arasında gelecek ile ilgili müspet beklenti ve güven Mayıs ayına göre düşmüştür. Bu son yapılan araştırma sonuçları aşağıdaki gibi olmuştur.
-Şirketler yeni siparişlerin en düşük seviyede yükseleceğini beklemektedirler.
-İstihdam çok yavaş artacaktır.
-Kapital maliyetleri düşük bir düzeyde artacaktır.
-Enflasyonist baskılar zayıf ve sakin kalmaya devam edecektir.
11 Temmuz da yayınlanan İş Dünyası Gelecek Beklentisi İndeksi hem servis sektörü hem de imalat sektörü için zayıf çıkmıştır. Üstelik bu Haziran ayı servis sektörü PMI ‘ının iyi çıkmasına rağmen böyle gerçekleşmiştir. Küresel ekonomi yeni bir yavaşlamanın işaretini vermekte ve gelecek ile ilgili beklentiler hiçte iyi olmamaktadır. Buda talep miktarını düşürmektedir. Daha da ötesinde Çin iş dünyası tarihsel seri ve trend bakımından yeni iş beklentilerinin en düşük seviyede olduğunu belirtmektedirler.
Servis sektöründeki yeni istihdam yaratma imkanlarına karşın imalat sanayinde işten çıkarmalar ile net bakiye olarak çok az bir istihdam yaratılmıştır.
İş hassasiyeti bir bütün olarak tarihsel  trend açısından çok zayıf olup ,yavaşlayan ekonomiyi canlandırmak ve gelecek ile ilgili beklentileri olumlu hale dönüştürmek için daha fazla teşvik gerekmektedir. (Annabel Fiddes Markit Economist 11 July 2016)

III-2-Caixin China General Servis PMI
Çin bileşik PMI ‘ı ilk 6 ay sonunda 50.3 olarak gerçekleşerek  Çin genelinde ticari faaliyetlerin biraz arttığını ortaya koymaktadır. Ancak bu Indexin Mayıs ayında 50.5 olduğu dikkate alındığında yükselmeye rağmen artış hızı yavaşlamış ve artış çok minimal olmuştur(50’nin üstü olarak). Bu okuma son 4 ayın en düşük değeri olmuştur. Buda Çin ekonomisinde bir bütün olarak ilave bir durgunluk olduğunu göstermektedir. (Dolayısı ile ikinci çeyrek büyümesinin %6.7 olmasının hemen bir iyimserlik havası yaratmaması gerekmektedir)Haziran ayında servis sektörlerinde güçlü bir büyüme olmuş, imalat sektöründe ise üretim Şubat ayından beri en keskin şekilde düşmüştür. Servis sektöründe 11 aydır görülen en hızlı büyüme olmasına karşın yani İndex Mayıs ayındaki 51.2 den 52.7 ye yükselmiş iken İmalat sanayinde böyle bir durum görülmemiştir. Haziran verileri üretimde ve yeni siparişlerde hızlı bir azalma olduğunu ortaya koymuştur. Buna bağlı olarak istihdam seviyesi de imalat sektöründe düşmüştür.
Emtia fiyatlarındaki düşmeye paralel olarak girdi fiyatları ilave olarak azalmış, çıktı fiyatlarında ise bir artış olmamıştır.
İmalat Sanayi PMI ‘ı Mayıs ayındaki 49.2 den Haziran ayında 48.6 ya düşmüştür. Buda imalat sanayinin sıhhatinde ilave bir bozulmaya işaret etmektedir. Caixin ekonomistlerine göre ekonomik durum Çin de 2.ci çeyrekte 1.ci çeyreğe göre daha zayıf olmuştur. Oysa deniz taşımacılığı açısından  bilindiği üzere özellikle dökme kuru yükte 2016 başına BDI bakımından yaklaşık 473 puanla girilmiş, 10 Şubatta  Index 290’a düşmüş fakat daha sonra Çin’in kömür ve  demir cevheri alımları ile Mart ayının sonunda 409 a yükselmiş, daha sonra ise tahıl sezonun başlaması ile 26 Nisan da 704 e çıkmış fakat bilahare 600 ler seviyesine inerek Haziran sonuna kadar böyle devam etmiştir. Kısaca Haziran ayında Nisan a göre düşme olmuş ancak Mayıs ayına göre hemen hemen bir fark olmamıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere 2016 Haziran ayında Çin’in parasal olarak ithalatı Yuan esası ile %2.5 düşmüştür. Bu düşmenin   PMI a göre girdi fiyatlarındaki düşme yüzünden gerçekleşebileceği  tahmin edilmekle birlikte, İmalat sanayindeki durgunluğun miktar olarak ta ithalata yansıması düşünülebilir.(Sadece tahmin olup, bu konuda BDI bir işaret vermemektedir)
 
Kısaca Deniz Taşımacılığında Çin’in büyük etkisi olduğu dikkate alındığında ,bu sektör için kriz 2016 yılı ilk 2 ayında görülmüş, Mart dan itibaren Çin’in alımları canlanmış ve Nisan ve Mayıs ta artarak devam etmiştir.(Demir Cevheri, kömür ve Tahıl bakımından) Bu durum BDI ‘yi 290 puan dan 700 puana kadar çıkarmış sonra ise 600 a düşürmüştür. Yani denizcilik açısından kriz ilk çeyrekte olmuş ,ikinci çeyrekte Çin alımları ile iyileşmiştir. Şimdide yine BDI yukarı doğru çıkmaya başlamıştır.(746 puan 19.7.2016)
Özetle  İmalat Sanayi PMI’da Haziran ayındaki   0.6 lık düşüş BDI de önemli bir etki yaratmamıştır. BDI de Temmuz ayında görülen  bu yükselme nedeni ile Çin de İmalat Sanayi PMI nın biraz yüksek çıkması, diğer alanlardaki gelişmelere de bağlı olarak düşünülebilir.
Yukarıdan da anlaşılacağı üzere Çin ekonomisinde servis sektörü iş dünyasının gelecek beklentisi pek parlak olmasa da yükselmekte, ancak imalat sektörü daralmaktadır. Hizmet sektörünün de deniz taşımacılığı olarak bize pek faydası olmadığı için bundan olumlu sonuç hasıl edilememektedir.
Ancak aşırı borçlanma Çin ekonomisinin geleceği hususunda herkesi endişelendirmektedir.

IV –ÇİN’DE TOPLAM ÜLKE BORCUNDAKİ ARTIŞIN POTANSİYEL RİSKİ
Tüm ekonomi çevreleri Çin’in artan borç stokuna dikkat çekerek buradaki tehlikeye işaret etmektedirler. Yukarıda Çin ekonomisindeki durum ortaya konulmaya çalışılırken mecburen diğer hususlar meyanında bu konuya da değinilmiştir. Burada ise bu mesele biraz daha derinliğine ele alınacaktır.
IMF yetkililerine göre Çin de şirket borçları ciddi problem yaratmakta ve giderek kötüleşmektedir. IMF tarafından bu durumun gerek Çin gerekse küresel ekonomi için potansiyel olarak sistematik bir risk yaratması istenmiyorsa  Bejing’in derhal tedbir alması istenmektedir. IMF Çin’in toplam ülke borcunun GSYIH nın %225’i olmasının (Dikkat edilirse yukarıdaki açıklamalarımız ışığında bu konudaki en düşük oranı belirtmiştir. )Küresel standartlara göre çok büyük olmadığını, bunun bu bakımdan problem teşkil etmediğini, asıl ciddi problemin bu borç içinde şirket borçlarının yüksek olmasının risk teşkil ettiğini vurgulamıştır. Aşağıdaki tablo incelendiğinde gerçekten de Çin’in toplam borcu diğer ülkelere göre çok fazla değildir. Kaldı ki bu borç içindeki dış borç yükümlülükleri de çok fazla değildir.
IMF şirket borçlarının yüksekliğinden rahatsız olmakta ve bunun GSYIH’nın %145’i olmasını bu konudaki tüm kriter ve ölçütlere göre yüksek olduğunu iddia etmektedir. Geçmişte bu gibi bir durum ile karşılaşan ülkelerin yaptığı gibi kredi verenler ile kredi alanların bir araya gelerek hükümet nezdinde buna bir çözüm bulunmasının gerektiğine işaret etmiştir. Ancak daha çok üzerinde durduğu devlet şirketlerinin aşırı borç stoku olmuştur. Bu devlet şirketi borçlarının şirket borçlarının %55ine tekabül ettiğine yukarıda yer verilmiştir. SOE yani devlet şirketlerinin karı yıl bazında %6-7 düşmüştür. Toplam gelirleri ise %5-4 azalmıştır.(Bkz IMF Warns Chına  that rising corparate dept clouds ıts economic Outlook)Buda borç ödeme kabiliyetini negatif olarak etkilemektedir.
 
Açıklama: http://im.ft-static.com/content/images/8f9a7384-0799-11e6-a70d-4e39ac32c284.img
 
Açıklama: http://im.ft-static.com/content/images/5d380556-0621-11e6-a70d-4e39ac32c284.img
Yukarıdakilere ilave olarak bu gün bankacılık sistemi ciddi risk atında bulunan İtalya’nın da toplam ülke borcu çok fazladır. Bu borcun GSYIH ya oranı %257 dir.
Çin de asıl sıkıntı yaratan P2P nin ve ‘’equity crowd funding’’(kalabalık grupların küçük fonlarını bir araya getirerek belli projelerin kredilenmesi yada bu kalabalık grupların henüz hisseleri sermaye piyasasında kote edilmeyen firmaların hisselerinin elektronik ortamda satın alınarak ortak olunması) internet financing sisteminin de  dahil olduğu Shadow Banking  piyasasının   büyümesi ve riskli kredilerin artmasıdır.
P2P uygulamasının tekniğine ve Çin deki uygulamasına geçmeden önce Shadow banking sisteminin ne olduğunu özetle açıklamakta fayda bulunmaktadır.

IV- 1-GÖLGE BANKACILIK
Gölge Bankacılık Banka konumunda bulunup bulunmaması fark etmeksizin bankacılık düzenlemelerine tabi olmayan, yada doğrudan yasal anlamda kontrol edilmeyen ancak gerek ticari bankacılık gerekse yatırım bankacılığı hizmetlerine benzer hizmetleri çoklukla bilanço dışı işlemlere dayalı olarak sağlayan kar odaklı aracı kurumların finansal ve teknolojik yenilikleri takip ederek günümüzde çoklukla web platform ortamında yaptığı finansal işlemlere verilen addır.
Bu ad ilk defa Mc Culley tarafından 2007 de kullanılmıştır. Gölge bankacılık sisteminin fonlama kaynağı hedge fonlar, türev araçlar, para piyasası ortak fonları ve repo piyasasıdır.

Geleneksel bankacılık sisteminde mudilerden toplanan fonlar, devletin para politikası kararlarına tabi olarak belli bir % de karşılık ayrılıp merkez bankasında tutularak geri kalan kredi isteyenlere belli bir faiz üzerinden borç olarak verilirken ve bu mevduatların belli bir kısmı devlet garantisi kapsamında olurken, gölge bankacılık uygulamasında bir garanti mekanizması işlememektedir.  Bu kurumlardan Mevduat Munzam karşılık ayırılması talebi de mevcut değildir.
Bu aracı kurumlar kendi garantilerini vermekte, ancak bu kurumların da taahhütlerini yerine getirememeleri halinde kredi verenlerin ya da kredileri fonlayanların paraları geri dönememe riski ile karşı karşıya kalmaktadır.

 Bazı uygulamalarda bu krediler güvenceli krediler olabildiği gibi, yani verilen kredinin örneğin %20 fazlası gibi bir teminat istenirken, bazı krediler ise teminatsız olmaktadır. Bu sistemde özellikle Çin de kredi derecelendirmesi için yeterli alt yapı ve veri olmadığı için normal bankacılık sistemi içinde özellikle küçük ve mikro kredilerin alınması ya çok zaman almakta ya  da zaten verilmemektedir. Bu nedenle bu gölge bankacılık sistemi bu bakımdan bir açığı kapatmaktadır. Özellikle web platformlarda P2P sistemi ile sağlanan kredilerde kredi kullananların back ground’ları ve borç ödeme kabiliyetleri ve geçmişleri bakımından çok iyi bir veri tabanı oluşturulmuştur.Özellikle Çin de P2P vasıtası ile kredi alanların %50 si bu denetim ve geçmiş ile ilgili bir kredi ödeme kabiliyeti ile ilgili bilgi olmaması nedeni ile bu sistemi tercih etmektedirler.

Yukarıdan da anlaşılacağı üzere bu sistemde para sahibi olanlar geleneksel bankaların verdiğinden daha fazla faiz geliri elde etmekte, kredi alanlar ise yine bankaların aldığı faiz den daha düşük faiz ödemekte, işlemler daha kısa sürmekte, çok fazla inceleme yapılmamaktadır. Ancak doğal olarak fon sahipleri yani borç verenler daha fazla risk üstlenmekte ve riski bir şekilde cover etme ya da iyi şekilde yönetmekle sorumlu olmaktadırlar. Çin’de son yıllarda geleceğini garanti altına almak üzere yüksek faiz geliri elde etmek için birçok kişinin birikimi buharlaşmıştır.

Çin gölge bankacılık sistemi içinde kredi sağlayanların en önemlileri Tröstler ve Çeşitli Alanlarda Faaliyet gösteren kurumlardır.
 Bunlar borç vererek direk hisse almakta Trustler verdikleri krediye bankalardan daha fazla faiz uygulamakta kendi ‘’wealthy yatırımcılarına’’(yatırım miktarı minimum 1 Milyon usd olan yatırımcılar ,bunlara Hıgh net worth individuals’da diyebiliriz)daha uygun oranlar teklif etmektedirler.
Bu gün bu kuruluşların sahip olduğu varlık miktarı  16 Trilyon Yuan’dan fazla olup sigorta şirketlerinin sahip olduğundan dana fazladır.(Bkz Shadow Banks Dark and Stormy ) Buradan da anlaşılacağı üzere gölge bankacılık sistemi mobil ödeme sistemini de içermekte ve örneğin pawn shops(tefeciler), P2P web platformları ve  bono ticareti platformlarıdır. Bunların içinde en büyükleri de VARLIK YÖNETİMİ ŞİRKETLERİDİR.
2013 yılında bu kredilerin verilmesine kaynak teşkil eden yatırım fonları küresel olarak  97 Milyar usd yükselmiştir. Cash paraya ihtiyacı olan şirketler çok düşük faiz uygulayan bono piyasası imkanlarından da yararlanmışlardır.  Küresel olarak 2007-2012 yılları arasında firmalar şirket bonolarını kullanarak 1.7 Trilyon yükseltmişlerdir. Sadece Çin de 2013 yılı ile Aralık 2015 arası 2.2 Trilyon Yuan (341 Milyar usd )yükselmiştir.(Bkz Shadow Banks Dark and Stormy)
Financial Stability Board ‘a göre   gölge bankacılık denilen bu informal kredi sağlama yada borç verme piyasasının varlığı 10 yıl öncesine göre 26 Trilyon artarak   80 trilyon usd ye ulaşmıştır.

Söz konusu gölge bankacılık sistemi buna rağmen kısmen gelişmiştir. Çünkü 2008 finansal kriz ile büyük bir darbe yemiş ve özellikle ABD nin güçlü finansal kurumları iflas etmişlerdir. Diğerleri ise ciddi parasal kayıplara uğramışlardır. Bunu takip eden yıllarda özellikle ABD de bankacılık sistemi sıkı bir şekilde regule edilerek düzenlemeye tabi tutulmuşlardır. Bunun sonucu olarak bu kurumlardan talep edilen yeterli öz kaynak ya da başka deyişle sıkı(yeterli)sermaye talepleri, uygun olmayan işlemler için uygulanan ağır cezalar bu kurumları daha low profile çalışmaya zorlamıştır.
Ancak Çin bu kurumları daha gevşek kontroller ile adeta teşvik etmiştir. Çin de Gölge Bankacılık varlık miktarı son 3 yılda her yıl %30 artış göstermiştir. Bu toplam olarak dünyanın geri kalanının gölge bankacılıkta görülen varlık artışının sadece %10 altındadır. Kısaca dünya küresel gölge bankacılık sistemindeki artışın en büyük kısmı Çin den gelmektedir.(Deniz Gökçe Çin Dev Boyutta Kredi Sorunu Yaşıyor. BAU. / The Economist Shadow Banks Dark and Stormy)
Çin deki gölge bankacılık sisteminde verilen krediler 2012 de  toplam kredi miktarının %4 ü iken 2015 ortasında %16 ya çıkmıştır. Buda son 3 yılda bu piyasada görülen artışın vahametini oraya koymuştur. Ancak Çin hükümeti bu konuda içinde bulunduğumuz dönemde fon sağlayıcıların  büyük fon kayıpları, aldatılmaları ile yeni yeni aymaya başlamıştır. Artan sahtekarlıklar yatırımcılara 20 Milyar usd ye mal olmuştur.

Ancak bu oluşum Çin’de zaruret nedeni ile ortaya çıkmış ve bir açığı kapatmıştır. Çin’de bankalar bazı endüstrilere kredi vermemektedirler. Halkın mevduatına da düşük faiz verilmektedir. Gerek küçük yada mikro işletmelerin  ihtiyaç duydukları düşük miktardaki ve kısa vadeli   kredilerin verilmesi hem  zaman almakta hem de  belli miktarın altında kredi verilmemektedir. Çünkü  bu küçük kredi talepleri bankalarda çok iş yükü yaratmaktadır. Şirketlerin bu kredilere artan ihtiyaçları piyasada paranın dönmemesi ve firmaların fatura tahsilatlarının evvelce 60 günden şimdi yaklaşık 1 misli artmaya başlamasından kaynaklanmaktadır.

Çin’de aslında verilen kredilerin 2/3 ü ‘’banka’’ kredisidir. Bankacılık sisteminde yukarıda söylenildiği üzere mudilerin mevduatları kredi olarak verilmektedir. Gölge bankacılık sisteminde ise kredi vermek isteyenler krediye ihtiyacı olanı direk olarak fonlamaktadırlar. Ancak buradaki sıkıntı ayran gönüllü, sıkıntılı ve kısa vadede parasını borç verip sonra sistemden çıkanlar, paralarını çekince, sözü edilen aracı kurumlarda daha uzun dönemli olarak kredi verince ve cash flow olarak süreler match olmayınca bu kurumlar taahhütlerini yerine getirmek için finansman  yetersizliği ile karşılaşmaktadırlar.

2000 li yılların başına kadar Çin de tüm krediler bankalar tarafından verilmekte idi. Fakat geçen 5 yıl içinde yukarıda da sözü edildiği üzere bankaların payı tüm yeni kredilerin 3/5 ine gerilemiştir. Çok konservatif bir değerlendirme ile Çin’deki gölge bankacılık sistemi 2015 sonu itibari ile 40 Trilyon Yuan’a kadar olan bir miktar ile  ile GSYIH sının yaklaşık 2/3 üne tekabül etmektedir.(Bkz Shadow Banks  Darks and Stormy –The Economist)
 (Hong Kong esaslı Fung Global Instıtute  2014 yılı için bu miktarı 5.2 Trilyon ve GSYIH nın %51 olarak hesaplamıştı)Büyüklük olarak ise bu sistemin 1970 li yıllarda başlayan ABD ,Avrupa ,İngiltere ve Japonya dan sonra 5 .ci idi (2013 yılı itibari ile )(Bkz Shadow Bankıng In china by Pieter Bottelier)
Amerika’da ise söz konusu bu gölge bankacılık GSYIH nın 1.5 mislidir. 2014 yılında Çin deki 1000 en büyük şirketin %16 sı vergi öncesi kazançlarından daha fazla faiz borcu taşır duruma gelmişlerdir.

IV-2-PEER TO PEER (P2P) WEB BAZLI FİNANSAL PLATFORMLAR
Gölge Bankacılık sisteminin bir türü olan P2P Lending uygulaması ilk defa İngiltere de ortaya çıkmış, daha sonra ABD de gelişmiş ve Çin’de zirve yapmıştır. Mart 2005 deki ZOPA İngiltere deki ilk Online lending  Platform(internet ortamında online kredi verme platformu)olmuştur. Proper Market Place ve Lending Club adlı P2P firmaları  2006 ve 2007 de ABD ‘de faaliyete geçmiştir. Çin de bu faaliyet ilk defa Paipaidai(Ppdai) ile başlamıştır. Daha sonra ise bu platformu diğerleri takip etmiştir. Örneğin Honling  Capital, Renrendai, Lufax  gibi. Bu sistem Çin de  gelişerek, 2012 den itibaren hızla büyümüştür. Bu platformların geliri KREDİ YÖNETİMİ, FAİZ YÖNETİMİ ve diğer KATMA DEĞER İLAVELİ HİZMETLER den neşet etmektedir. Kredi yönetimi gelirleri toplam platform gelirlerinin %70 ini oluşturmaktadır. P2P Platformları bilgi ve kredi sağlama işlevini yerine getiren ,parasını işletme ihtiyacında olan küçük yatırımcı ve kredi ihtiyacı olan tüzel yada gerçek kişilere farklı alanlarda kullanacakları kredi imkanlarını sağlayan işletmelerdir. Burada bu platformlar hem kredi verilecek olan tarafın güvenilirliğini  kontrol etmekte, bu konuda bir bilgi bankası oluşturmakta, hem de verilen kredinin risk oranına göre faiz miktarını belirlemektedir. Faiz ya fix olmakta ya da işlem yapılan platform kredi verilecek tarafın güvenilirliğine göre faiz miktarını belirlemektedir. Aslında burada bir ters müzayede sistemi işlemektedir. Normal müzayede de satın alınacak ürün için alıcılar fiyat artırmaktadırlar. Burada ise tam tersi olmakta ve düşük faiz ile kredi vermeye razı olan borç almak isteyenler tarafından tercih edilmektedir. Birçok P2P Platformu kazançlarını, masraflarını tahsis ettikleri fon miktarını açıklamasalar da faiz makasından ya da farkından gelir sağlamaktadırlar. Burada ki faiz doğal olarak mevduatı olan birinin bankadan ya da konvansiyonel bankacılık sisteminden elde edeceğinden çok fazla olmaktadır. Kredi alanlar için ise bazen normal bankacılık sistemi içinden kredi alma imkanı zaten mümkün olmamakla beraber, normal faiz miktarına göre düşük olmaktadır.  Bu sistemdeki faiz oranları ağırlıklı ortalama olarak 2014 yılında %15 ila %20 arasındadır. Bazı kaynaklarda ortalama %18 olarak verilmektedir. (Bu sektörde ortalama 6.12 aylık kredi için verilen  faiz ağırlıklı ortalama olarak %17.18 dir.) Oysaki 6 aylık Shibor %5 , 6 aylık Bencmark kredi faizi %6 lar civarındadır.
2014 yılı boyunca Çin de P2P Piyasasında uygulanan faiz miktarları ve 6 Aylık Shibor ve Bencmark rate’leri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
 

 
 
 
Bu platformların çoğu adeta ‘’quasi-banking’’(banka gibi olan ancak onların tüm niteliklerine sahip olmayan ) gibi çalışmakla birlikte konvansiyonel bankalara göre daha fazla risk üstlenmektedirler. Risk kontrol kaliteleri geleneksel bankalara göre daha düşük seviyededir. Bu nedenle de kredilerin  geri gelişlerinde büyük riskler oluşmaktadır.
P2P sistemde bu bakımdan dahili yönetim zafiyetleri ve hükümetlerin bunları denetleme ve kontrol etme yetersizlikleri yüzünden riskler son yıllarda ve özellikle son aylarda  giderek artmıştır.
2014 yılı itibari ile Çin de 344 adet P2P Platform bulunmakta idi ,ancak toplam P2P platformlarının  %20.3 kaçmıştır. Buda yatırımcıların iştiyakını azaltmış ve sektör üzerinde ters etki yapmıştır.
P2P kredi verme sistemi muhtemel problemlerine rağmen yukarıda da belirtildiği üzere küçük ölçekli firmaların finansal problemlerini ortadan kaldırmak için iyi bir finansal ortam yaratmaktadır. Bu sistem hem küçük işletmeler için mikro kredi sağlamış hem de bireysel kredi imkanı ile hane kalkının farklı ihtiyaçlarına deva olmuştur. Bu faydaları nedeni ile hükümetlerin bu sektörü denetlemesi ve sağlıklı bir şekilde büyümesi ve hizmetlerin standardizasyonu bakımından bir kılavuz hazırlaması riskli kredilerin önlenmesi açısından yararlı olacaktır. Aşağıda belirtileceği üzere Çin şimdi özellikle emlak sektöründe gerekli olan down payment(peşin ödemelerin bu şekilde kredilendirilmesi bakımından belli yasaklamalar getirmeye çalışmaktadır.)
Wangdaizhijia’nın  90 adet P2P Platformundan topladığı bilgilere göre  2013 yılında toplam olarak 143.300 kişi bu sistem vasıtası ile borçlanmıştır. 2014 yılında ise bu miktar 630.000 aşmış ve 2015 yılında ilaveten artmıştır.(Bkz P2P Lending Market ın Chına)
Kişi başına borç alma miktarı Platformdan Platforma değişmektedir. Ortalama borç alma miktarı birçok platformda 300.000 RMB nin altında olmaktadır. Qianbaba, Wzdai  ve Srong gibi platformların sağladıkları krediler kişi başına 1 Milyon RMB’yi aşmaktadır. Qinbaba kredileri ortalama olarak yaklaşık kişi başına 3 Milyon RMB dir. Bu fark Platformların farklı iş modellerinden kaynaklanmaktadır.
Bu sistemde verilen kredilerin bazıları güvenceli ya da ipotekli, bazıları ise güvencesiz yani unsecured olmaktadır. Güvencesiz olanda bazen platform kendi güvencesini sağlamaktadır. Platformun sağladığı güvenceler ve yüksek faizli getirilere aldananlar bu platformların batması ile hiçbir güvenceye sahip olamamaktadırlar. Sağlanan menkul güvenceler ise colleteral olarak kullanılmaktadır. Yine bu secured (güvenceli)kredilerde kıymetli sanat eserleri, bina, uçak ,saat  ,antika araba vb kullanılmaktadır.
Risk idaresi bakımından Renrendai ve Lufax gibi platformlar güvencesiz kredileri küçük miktarlarda çok sayıda kişiye vererek, yada kişi başına kredi miktarını düşük tutarak ve farklı alanlara kredi vererek riski kontrol altında tutmaya çalışmaktadırlar. Yiqihao ve Hellon gibi araba morgıcı yapan platformlar morgıç yapmaları nedeni ile kişi başına daha yüksek kredi verebilmektedirler. Hepai tarafından sağlanan müteşebbis yada girişimci finansmanına bireysel ihtiyaç finansmanından daha fazla talep olmaktadır. Kişi başına kredi talebi 1 Milyon RMB dir.
P2P Çin finansal piyasalarında bir açığı kapatmakta ve geleneksel bankacılık sistemi içinde kredi alma imkanı olmayanlara farklı alanlarda kullanılmak üzere kredi imkanı sağlamaktadır. Yukarıdaki bölümlerde belirtildiği üzere diğer ülkelerde bireysel tüketici kredisi ağırlıklı olurken Çin’de daha ziyade bu krediler mikro ve küçük işletme kredisi olarak talep edilmektedir. Bu kredi talebinin nedenleri sağlık, eğitim, evlilik, mobilya alımı, ev sahibi olma (peşinatın ödenmesi)kısa dönemli işletme sermayesi, işe başlama kredisi, kişisel tüketim, ev tamiri vb. dir.
Ancak son zamanlarda asıl risk ,gayri kanuni olduğu ileri sürülen ve daha önce Çin’de ciddi emlak balonu oluşmasına  ve şu  an belli başlı şehirlerde emlak fiyatlarının tavan yapmasına neden olan spekülatif emlak alımlarının P2P sistemi içinde peşin ödemeler bakımından riskli bir şekilde kredilendirilmesidir. Bu durum bu yılın başından itibaren ciddi bir şekilde artmış ve hükümeti önlem almaya sevk etmiştir.
 Geçtiğimiz aylar içinde Çin Halk Bankası Başkanı Zhow Xiochuan ;daha önce  büyük şehirlerde ekonomiye büyük zarar veren  emlak fiyatlarındaki spekülatif artış miktarlarının yeniden  kural ve denetim dışı, informal , düzenli  olmayan finansal kurumların sağladıkları krediler ile ortaya çıkması üzerine hükümetin bunu engellemeye çalıştığını ve söz konusu bu finansal kurumların morgıç kredisi ile gerçekleştirilen  emlak alımlarındaki peşin ödeme miktarı için kredi vermelerinin ve emlak bedelinin alıcının peşin ödeme kısmının da bu yolla  borç alınarak karşılanmasının kanuni olmadığını ileri sürmüştür.
Başka bir yetkili ise bu tip bankaların söz konusu kredilerine hükümet tarafından bir düzenleme getirileceğini belirtmiştir. Bir çok uzman Çin’in 4 büyük şehrinde Mülk spekülasyonunun yeni bir rekor kırdığını milyarlarca RMB ‘nin geçtiğimiz aylar içinde bu sektöre girdiğini belirtmiştir.
BBVA Asya Baş Ekonomisti Xıa Le bu durumun ABD deki sub prime(eşik altı) krizini hatırlattığını belirtmiştir.
 İlaveten bizimde yukarıda belirttiğimiz üzere geçmişte halkın ev alırken en azından bir kısmı için kendi öz kaynaklarını kullandıklarını ancak şimdi spekülatif gölge bankacılık kredilerini kullandıklarını ileri sürmüştür. Bu nedenle Çin’in 1 sınıf şehir klasmanında olan Bejing, Shanghai, Guangzhou, ve Shenzhen şehirlerinde emlak satışları ülke çapındaki %7 artışa karşın %14 artmıştır.
Emlak danışmanı Soufun’a göre Shenzhen de Şubat ayında 1 m2 inşaat fiyatı , 1 yıl öncesine göre %50 artmıştır.
Emlak sektöründe bu 1.ci sınıf şehirlerdeki emlak alım oranı  artışı ile ülkenin diğer alanlarındaki artış oranı arasındaki fark özellikle gölge bankacılık sektörünün bu şehirlerdeki emlak alımlarını fonlamasından kaynaklanmaktadır. (Bank of America Merrill Lynch)
Aşağıdaki grafikten de anlaşılacağı üzere emlak balonu bu şehirlerde hükümetin aldığı önlemlere rağmen gerçekleşmiştir. 2008 de ABD deki emlak sektörü krizinden sonra Çin spekülatif borç para ile fonlanan bu emlak piyasasındaki morgıç işlemlerine sınırlamalar getirmiştir. Örneğin ilk ev alacaklar için peşinat miktarını min %30 ikinci ve üçüncü ev alacaklar için bu peşinat miktarını  %50 olarak tespit etmiştir.( 2014 de Real Estate Index gerilemeye başlayınca, Çin ekonomisinin taşıyıcı direği olan bu sektörü canlandırmak için diğer hususlar meyanında eski peşinat oranlarından bazı indirimler yapmıştır)
Ancak Peer to Peer  Lending (online kredi sağlama aracı kurumları) yukarıda açıklandığı üzere ,daha gevşek denetim ve kurallara tabi finansal kurumlar olarak internet ortamında online olarak yatırımcıların sağladıkları fonları müşterilerine kredi olarak aktarmaktadırlar . Böylece spekülatif ev ve mülk alıcıları için hükümetin koyduğu bu önlemlerden kaçma imkanı hasıl olmaktadır.
 
Açıklama: Chart - Residential property prices in China
 
Shenzhen, Beijing ve Shanghai ‘deki yaklaşık  15 büyük Peer to Peer kredi yada para sağlayıcılar müşterilerine teminatsız (un secured)kredi sağlayarak talep edilen down payment(peşinat) miktarını emlak alımlarında karşılamalarına  imkan sağlamaktadırlar.(Ancak her P2P kurumu bunu yapmamaktadır. Örneğin Pandai.cn yapmamaktadır)
Bu kredileri veren P2P lerin bazıları da emlak satış komisyoncuları ya da danışmanlarıdır.
Böylece bu peşin ödeme için elde edilen kredi ile  emlak yatırımcıları Morgıç kredisi için konvansiyonel bankaya müracaat etmekte ve bu suretle   düzenli,  denetim altındaki bankalar da spekülatif dalganın içine çekilmektedir.
P2P Pandai Bejing Yöneticisi Roger Yıng ‘e göre bir çok kredi ödeme kabiliyeti düşük (eşik altı/subprime)müşteri emlak sektöründe spekülatif alımlar yolu ile zenginleşmek ve refahını artırmak saikı ile bu imkanlardan yararlanmak istemektedirler.
P2P Müşavirlik Şirketi WDZJ com’a göre 5 Milyar RMB (770 Milyon usd ) mülk yada emlak sektörünün küçük bir bölümü olarak hızla bu alana   girmiştir.
Bununla birlikte geçtiğimiz günler içinde kapanan Bejing ‘de mukim emlak ve P2P Lending şirketi Lianjia  com tek başına 3 Milyar RMB kredi vermiştir. Bazı iddialara göre gerçek miktar bunun çok üstündedir.
5 Milyar RMB ‘ye  bu kredi alanların normal bankacılık sistemi içinde aldıkları morgıç kredisi dahil değildir. Kaynaklara göre bu meblağ  Shanzhin piyasasının 1/3 üne tekabül etmektedir. Böylece toplamda  Aralık ayında içinde yaşama yerine spekülatif maksatla ev alımı için temin edilen kredi miktarı 1 Trilyon Yuan civarındadır.(Bkz Chına to Crack Down on P2P Lenders)
Çin’in büyük şehirleri Çin mülk piyasasının sadece %5-9 unu temsil etmektedir. Bununla birlikte emlak balonu ülkenin genelinde gerçekleşmektedir. Shangai deki Wolters Kluwer Financial Service’ten Sparg Wang  P2P kredilerinin yüksek maliyetleri ve vade sürelerinin kısalığı nedeni ile ABD de 2008 öncesi sağlanan eşik altı kredilerine göre çok daha riskli olduğunu ileri sürmektedir. Mr Wang’a göre bu kredi alanların, kendi kapasiteleri ve gelirlerinin ,ödeme kabiliyetlerinin üstünde kredi almaları nedeni ile gelecekteki cash flow’ları üzerindeki potansiyel baskı tam olarak değerlendirilmemektedir. Çünkü bunlar P2P sistemi içinde spekülatif emlak alımı için peşinat miktarını da kredi ile almakta hatta bunun vadesi kısa olmakta  ,bu alanda birkaç mülk yada ev alınmakta, böylece hem morgıç kredisi hem de bu peşinat miktarı kredilerinin geri ödenmesinin borçluların likit para akışları ile karşılanması güçlük yaratma potansiyeline sahip olmaktadır.  Bu durum  hem P2P kredi sağlayıcılarını hem de morgıç kredisi veren bankaları büyük bir risk altına sokmaktadır. (Bkz Chına to Crack Down on P2P Lenders)
İşte bu nedenle Çin hükümeti bu riskin önüne geçmek için bazı önlemler ile bu kanunsuz uygulamanın önüne geçmeye çalışmaktadır.
V-SONUÇ
Yukarıdan da görüleceği üzere gerek gölge bankacılık uygulaması nedeni ile gerekse konvansiyonel bankacılık sistemi içinde Çinin toplam ülke borcu, kamu borcu ve tüm bunlardan çok daha önemli olarak şirket borçları artmakta ve son yıllarda artış hızı yükselmekte, geri dönmeyen riskli kredi miktarı da çoğalmaktadır.  Bunlar yukarıda detayı ile açıklanmıştır. 2016 ilk çeyreği itibari ile Çin’in toplam borcu Yükselişte olan ülkeler içinde en yüksek borç miktarıdır. Bu ise finansal krizin uzama riskini artırmaktadır. BEJİNG iktisadi büyümeyi canlandırmak için yeniden parasal yardım ve borç vermeyi artırmaya başlamıştır. Buda toplam ülke borç stokunu yukarıda da belirtildiği üzere 25 Trilyon  usd  gibi bir düzeye çıkarmıştır. (GSYIH ‘nın % 249 u) Euro bölgesi(GSYIH nın %257’si), ABD (GSYIH ‘nın %248’i ),Japonya gibi gelişmiş ülkeler dikkate alındığında bu borç stoku çok fazla değildir, ancak gelişmekte yada yükselişte olan ülkelerin üstündedir. Bank of International Settlements verilerine göre geçen senenin 3. cü çeyreğinde yükselişte olan ülkelerin toplam borç stoku GSYIH nın %175 i düzeyinde idi.
 
 Ayrıca bu borç hızla büyümektedir. 2007 yılında iç ve dış borç toplamı GSYIH‘nın %148 i iken şu an %249 u olmuştur.
Borç miktarı hızla artan ülkeler ya finansal bir kriz ile karşılamışlar ya da GSYIH artış oranı uzun bir dönem için yavaşlamış yada düşmüştür.  IMF tarafından Çin’deki bu borç miktarı yüksekliğinin küresel finans piyasaları ile giderek artan ilişkisi nedeni ile gelişmiş ekonomiler için büyük bir risk taşıdığı belirtilmektedir.
Ekonomistler, içinde bulunduğumuz ortamda aşırı kapasite fazlası, düşük emtia fiyatları, zayıf talep ve sınırlı sayıda karlı proje varken hızlı bir şekilde oluşan bu kadar büyük sermayenin verimli ve karlı bir şekilde  çevrilmesinin mümkün olmadığını ileri sürmektedirler. Buna bağlı olarak ta batık ve geri gelmeyen kredi miktarı artmaktadır.
Çin de yeni borçlanma 2016 ilk 3ayında 6.2 Trilyon RMB yükselmiştir. Bu geçen seneye göre %50  ve 3 aylık olarak şimdiye kadar olan en hızlı artış anlamındadır.(Bkz China Dept Load Reaches Record High as Risk to Economy Mounts -24 Nisan 2016 Gabriel Wildau Shanghai)
Ekonomistler büyük ölçüde ülke ekonomisinin risk ihtiva ettiğini ileri sürmekte ancak bunun nasıl olacağı hususunda ayrışmaktadırlar. Bu aşırı borçlanma ABD de olduğu gibi bir finansal kriz yaratarak özellikle informal gölge bankacılık sistemi ve diğer regular /formal finansal kurumların ve yatırımcıların batmasına mı neden olacaktır. Yoksa Çin merkez bankası güçlü rezervleri ile bu finansal kurumlara likit sağlayarak sıkıntılarını hafifletip batmalarına müsaade etmemelerine rağmen, Japon sitili bir çöküntü yaşayarak belki de 10 yıl sürecek bir zayıf büyüme ile mi karşılaşacaktır.
Her iki görüşünde taraftarları olmakla beraber bu alternatiflerden hangisi gerçekleşirse gerçekleşsin gerek küresel ekonomi gerekse Çin için kötü olacaktır. Çin yetkilileri ABD benzeri bir finansal krize ihtimal vermemekte ve Güçlü rezervleri olan bu ülkede merkez bankasının buna müsaade etmeyeceğini ,halkın tasarruf oranının %50 gibi yüksek seviyede olduğunu ve bununda bankacılık sistemi için güçlü bir fon oluşturduğunu iddia etmektedirler.
Ancak buna karşın bazı ekonomistler bu genişleme hızı ile bazı bankaların tüm varlıklarını güvenli bir şekilde fonlamaya muktedir olmadıklarını anlamalarının sadece bir zaman meselesi olduğunu ileri sürerek, kısa süre içinde bu durum ile karşılaşılacağını iddia etmektedirler. Nitekim bu durum geçen yılın sonunda Almanya’da bu yıl ise 1 ay önce İtalya da yaşanmıştır. Kısa vadeli fonlar ile uzun vadeli kredileri fonlayan kurumlar, bunların vade sürelerinin aynı olmaması nedeni ile verilen kredilerin geri gelmesinde bir aksama olması halinde bocalayacaklardır.
Aşırı borçlanmanın yarattığı diğer risk ise Japon senaryosunda olduğu gibi uzun süreli zayıf büyüme riskidir. Pekin Üniversitesi Guanghua İşletme Fakultesi Profesörlerinden Mıchael Pettis ‘e göre borcun negatif etkisindeki artış (dept inflict),( financial distress cost) Finansal zor durum  maliyetini artırarak  borç alanların borçlarını ödeyememe durumuna düşmeden çok önce büyüme artışını negatif etkilemeye başlamaktadır.  Çok fazla aşırı borçlanmamın sadece bir kriz çıkarsa sıkıntı yaratacağı hususundaki düşünce yanlış olup, birçok ekonomistin hatalı değerlendirmesidir. Prof. Pettis’e göre buna en güzel örnek 1990 dan sonraki Japonya’nın durumudur. Bu tarihte Japonya‘nın iç ve diş borcu olarak toplamda çok fazla borç stoku bulunmaktaydı, bunun sonucu olarak büyüme çökmüştür.
 Bir firmanın borçları artıp döndürülemez hale gelmeye başlaması ile Financial Distress Cost (zor durum maliyeti)artmaya başlamaktadır. Bu durum şu an denizcilik sektöründe de görülmektedir.
Ben bunu, bu safhaları yaşayan bir şirket yöneticisi olarak en büyük maliyetin parasızlık olduğu şeklinde ifade etmekteyim. Bir şirketin geliri ile giderlerini karşılayamaması, cash flow zafiyeti ve borçlarını ödeyememe riski o firmanın maliyetini artırmakta ve faaliyetlerini aksatmaktadır.
Bu Distress Maliyetinin içine giren unsurlar; personel içinde artan huzursuzluk nedeni ile bunların finansal durumu iyi olan firmalara kaçmaları sonucu kalitesiz ve verimliliği düşük personel ile çalışılması ,artan borç ödeme riskini kompanse etmek için sağlanacak finansman maliyetinin artması,  Parasını alamamaktan korkan tedarikçilerin peşin para ile çalışmaları ve ,kredili çalışanların ise satış bedelini yükseltmeleri hizmet/mal kalitesini düşürmeleri, satış sonrası hizmet alamama korkusu ile müşterilerin talebindeki azalma . Tüm bunlar daha firma borcunu ödeyememe durumuna düşmeden onun ticari faaliyetlerini sekteye uğratmakta ve mal ve hizmet üretimini ters yönde etkilemektedir. Bunların çoğu Çin deki firmaları içinde geçerli olup Çin de ki bu büyük borç bir ‘’Bilanço Resesyonu ‘’(Balance –Sheet Recession)yaratmaktadır.  Bu terim ilk defa 1990 ve 2000 li yıllardaki Japonya’daki durgunluğu tanımlayan NOMURA Araştırma Kuruluşunun Baş Ekonomisti Rıchard KOO tarafından dile getirilmiştir. Aynı durum 2007-2008 de ABD de görülmüştür.
Şirket borçları çok yükselmeye başlayınca ve bir şirketin bilançosunda varlıkları borçlarını karşılayamaz hale gelmeye başlayınca, yada böyle bir risk oraya çıkınca şirketler yatırım ve harcama yapmak yerine, bilanço rehabilite olana kadar tasarruf yapmaya ve borçlarını azaltmaya yönelmektedirler.  Faiz oranları rock bottom rate’lerinin altına düşse de firmalar kredi alıp yatırım yapmamaktadırlar, böylece ülke ekonomisi de küçülme trendine girmektedir.
Diğer taraftan aslında Çin’in dış borcu çok fazla olmamakla beraber lokal hükümetlerin offshore piyasasında keşide ettikleri yüksek getirili bono işlemleri giderek artmakta olup, 1990 lı yılların sonu 2000 li yıların başındaki bir krize gebe olunduğu iddia edilmektedir. Bu nedenle Çin hükümeti bu alanı rehabilite etmeye çalışmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, gerekli tedbirler alınmadığı taktirde gerek Çin gerekse küresel ekonomiyi Çin den kaynaklanan yeni bir kriz dalgası beklemektedir. Bunun olmaması ise herkesin bu ihtimali takip ederek gerekli önlemleri almasına bağlıdır. Ancak dünyanın içine düştüğü ilginç durum durgunluktan çıkmak için para politikası ile finansal genişleme ve düşük faiz ile kredi alımını ve yatırım yapmayı ve harcamayı teşvik ederken, zaten aşırı kapasitenin olduğu bir ortamda bunlar istenen amaca matuf kullanılmamakta, kullanıldığı takdirde ise kısa sürekli bir rahatlama yaratsa da uzun dönemli durgunluklara gebe olmaktadır. Ayrıca bu fonlar spekülatif maksatlarla kullanılarak menkul yada gayri menkul varlık balonları yaratmaktadır. Zaten içinde bulunduğumuz krizinde çıkış noktası budur.
Bu nedenle bu sarmaldan kurtulmak için maliye politikalarına da ağırlık verilmesi fakat daha önemlisi yapısal reformlar yolu  ile verimlilik artışı ile sağlanan hane halkı gelir artışı ve firma sürdürülebilir rekabet avantajı ve kar makası yüksekliği ile ekonominin canlandırılması ve kontrollü bir para politikası daha uygun bir uygulama  olacaktır. IMF bu nedenle sürekli alt yapı yatırımlarına ağırlık verilmesini istemektedir. Çünkü bu yolla harcanan para direk ekonomi içine girmekte ilgili sektörlerde üretim sağlamakta ve bu yolla istihdam yaratılmakta ve gelir elde eden hane halkı bunu tüketime harcayarak ekonomiyi canlandırmaktadır. Sonuçta yine ekonomiye katkı sağlayacak alt yapı tesisleri oluşturulmaktadır. Hele hele kamu kurumları bunu yap işlet devret yöntemi ile  borçlanmadan gerçekleştiriyorlarsa ve ülkeye yabancı para giriyorsa ilave bir kazanç sağlamaktadır. ANCAK TEK PROBLEM BURADA KAMU OTORİTESİNİN  GELECEK NESİLLERİN KAMU GELİRLERİ İLE   SAĞLANACAK İKTİSADİ REFAHINDAN NE KADARINI MEVCUT JENERASYONUN MENFAATİ İÇİN KULLANIP,YANİ   BU GÜNÜN MENFAATİ İÇİN GELECEĞİN KAMU KAZANÇLARININ NE KADARINDAN  FERAGAT ETTİĞİDİR. BURADAKİ RASYONALİTE YA DA İRRASYONALİTE NEDİR.?
BUNU  DİKKATE ALMAK VE İYİ HESAPLAMAK GEREKMEKTEDİR.
         Kaynakça;
  1. Struggling Chinese P2P Lender Offers Ro Repay Investors With Baijiu Liquor
  2. Çin FX reservleri Trading Economıcs
  3. Bad Loans  Chinese Banks Just Hit a Decade Hıgh
  4.  Mc Kinsey Global Institute-Dept and (not much)deleveraging
  5. The Rıse of Peer Landing in Chına –An overview and survey case study by ACCA
  6. Chına’s Government Dept Woes Mıght Worsen ın 2016)
  7. Chına’s Local Government Dept Moving out of the Shadows-Manulife  Asset Management
  8. Chına’s New Dollar Bonds Give HSBC a sense of Dejavu
  9. Chına Markit PMI Busıness Outlook Index 11 July 2016
  10. Caixin China General Servis PMI For June 2016 
  11.   ‘’          ‘’  Manufacturing Pmı      ‘’       ‘’
  12. Çin de Varlık Balonu Patliyor mu ? Harun Şişmanyazıcı
  13. Gölge Bankacılık ve Türkiye Ömer Tuğsal Doruk -2014 Türkiye Bankalar Birliği
  14. IMF Warns Chına  that rising corparate dept clouds ıts economic Outlook
  15. Shadow Banks Dark and Stormy-The Economist
  16.  Çin Dev Boyutta Kredi Sorunu Yaşıyor. Deniz Gokçe BAU
  17. Shadow Banking İn China by Pieter Bottelier
  18. P2P Lending Market ın China
  19. Chına to Crack Down on P2P Lenders
  20. China Dept Load Reaches Record High as Risk to Economy Mounts -24 Nisan 2016 Gabriel Wildau Shanghai)
 
20 Temmuz 2016 ,İstanbul H.Ş