Osmangazi Belediyesi’nce düzenlenen “Çanakkale” konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, Bursalılara Çanakkale zaferini adeta yeniden yaşattı.

Çanakkale Zaferi’nin 102. yılı dolayısıyla düzenlenen konferans, Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, sunumunda Çanakkale Savaşı’nda verilen mücadeleyi, bugüne kadar gün yüzüne çıkarılmamış fotoğraf, mektup ve hatıralarla gözler önüne serdi.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Halil Döner, “Çanakkale şehitlerimizi ve o günden bugüne kadar olan bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Çanakkale’yi anlamak, Çanakkale’yi yaşamak ve Çanakkale’yi anlatmak çok zor iş. Ben, ilkokul yıllarında Çanakkale’yle büyüdüm. Dedem Çanakkale gazisiydi, babaannem hep Çanakkale’de yaşananları anlatırdı. Tabi sonra Çanakkale’ye gittik. Çanakkale’deki her şeyi gördük. Her Türk’ün Çanakkale’yi mutlaka ve mutlaka görmesi gerekiyor. Çanakkale ruhunun daha iyi anlaşılabilmesi adınageçtiğimiz yıllarda Osmangazi Belediyesi olarak 18 bin 500 öğrenciyi Çanakkale’ye götürdük” diye konuştu.

Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, “Çanakkale savaşları, Türk toplumunun emperyalizme ve teknolojiye karşı bedenini, imanını ve yüreğini ortaya koyduğu bir ölüm kalım savaşıdır. Bu ölüm kalım savaşını Türk milleti kazanmıştır, bu büyük bir zaferdir. Dolayısıyla 1. Dünya Savaşı’nda 10 ayrı cephede savaşmış olmamıza rağmen Çanakkale cephesinin diğer cephelerden ayıran birkaç özellik vardır. Çanakkale savaşları hem deniz kara hem de hava savaşıdır. İngilizler ve Fransızlar bizlere denizden toplarla ateş etmişlerdir. Bizim askerlerimiz ise karadan onların donanmalarına ateş etmişlerdir. Ayrıca kara savaşlarında da İngilizlerin ve Fransızların gemileriyle kara kuvvetlerine yardımları olmuştur. İkinci olarak Çanakkale savaşları çok dar alanda yapılmıştır. Gelibolu yarımadası dediğinizin tamamı zaten 95 kilometredir. En dar yeri 6 kilometre en geniş yeri 25 kilometre. Bu kadarcık dar bir alana yaklaşık 800 bin asker çıkmıştır, bu 800 bin asker boğaz boğaza 8 buçuk ay harp etmiştir. Bu müthiş bir şeydir. Kilometre kareye 8 bin 200 asker düşüyor. 1 metrekarelik alana 6 bin merminin düştüğü yer. Düşünün bu daracık alana 8 bin asker çıkarırsanız elbette ki çarpışmanın şiddeti de çok şiddetli olur. Verilen şehit sayısı da o derece artar” diye konuştu.

Dinleyenlerini zaman zaman ağlatan Taşkıran, “Çanakkale cephesi, bir cephede adeta bir dünya savaşıdır. Sadece itilaf devleri yok, bir de sömürgelerinden getirdikleri askerler var. Eğer bugün Birleşmiş Milletler’e göre bir sayım yaparsanız, 20’den fazla ülkenin askerlerinin Çanakkale’de savaştığını söyleyebiliriz. Ama şu var, sonuçta Türk insanının haklılığı ve imanı teknolojiye, emperyalizme galip gelmiş, İngilizleri geçirmemiş, 19 Aralık’ta Arıburnu’nda, 9 Ocak 1916’da Seddülbahir’den çekilmişler. Arkalarında 250 bin insan bırakarak çekilip gitmişlerdir. Bizim de cephede hayatını kaybeden, hastaneye gidip hastanede hayatını kaybeden, hava değişiminde evine gidip evinde hayatını kaybeden, yaralı olup sonra hayatını kaybeden, salgın hastalıktan hayatını kaybedenlerin ve esir olanlarla birlikte zayiatımız 250 bin civarındadır. Yani toplam 500 bin insan zayiatına mal olmuştur Çanakkale muharebeleri” dedi.

Taşkıran; şehitlerin, vurulunca değil unutulunca öldüklerinin altını çizerek, ecdada ve emanetlerine sahip çıkılmasını istedi. Programın sonunda Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Kenan Kır, konuşmacı Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran’a plaket verdi.
Kaynak: iha