Gemilerin koruyucu melekleri Kılavuz kaptanlığın tarihi 4 bin yıl evveline kadar gider. Mezopotamya'da, Kalde'nin Ur Limanı'nda görev yapan kıla­vuz kaptanların uzaklardan gelen teknelere yol gösterdikleri bilinmektedir. M.Ö. 1700'lü yıllarda konan Hammur

Gemilerin koruyucu melekleri Kılavuz kaptanlığın tarihi 4 bin yıl evveline kadar gider. Mezopotamya'da, Kalde'nin Ur Limanı'nda görev yapan kıla­vuz kaptanların uzaklardan gelen teknelere yol gösterdikleri bilinmektedir. M.Ö. 1700'lü yıllarda konan Hammurabi Kanunları'nda da kılavuz kaptan­lardan söz edilmekte, "Kaptanın ücreti bir gümüş sikke ise, kılavuz kapta­nınki iki gümüş sikke olacaktır!" denmektedir.

İngiltere'de de kılavuzluk mesleğine büyük önem verilmiştir. Kral VIII. Henry'nin zamanında 1514'te kılavuzlar yetiştirmek için bir "Denizciler Loncası" kurulmuş, İngiltere'nin en köklü denizcilik kuruluşlarından olan ve kılavuzluk, deniz fenerleri ve şamandıraların yönetimiyle uğraşan Trini­tiy House'un temeli daha o dönemde atılmıştır.

Ülkemizde ise tarihi ise çok eskilere dayanmakla birlikte çağdaş anlamda kılavuzluk kaptanlık 18 yüz yılda başlar. Kılavuzluk, Osmanlı Devleti döneminde büyük önem kazanmış olması­na rağmen, bu hizmetten elde edilebilecek büyük kazançlara karşı nedense ilgisiz kalınmıştı.

Devletin bu kayıtsızlığına rağmen bu işte büyük çıkarlar gören bazı kişiler, kılavuz kaptan olarak ortaya çıkmışlar, her türlü dene­timden uzakta, uzmanlıktan yoksun, bilgisiz, tecrübesiz ve sorumsuz ola­rak yıllarca çalışmışlar, çok da para kazanmışlardır. Gayri Müslim olan bu Kişilerin çoğu Rum kaptanlardı.  Kılavuzluğun büyük önemi, 1892 yılında Marino adında yaşlı bir Rum kaptanın Bahriye Nezareti'ne başvurması üzerine anlaşıldı. Rum kaptan bu dilekçesinde Çanakkale ve İstanbul boğazlarında, ayrıca limandaki kı­lavuzluk hizmetlerinin, vekili bulunduğu bir şirkete verilmesini istiyor­du. Bu imtiyaz karşılığında her yıl Hazine'ye temettü olarak 1.000 altın verecekti. ­Dilekçeyi inceleyen dönemin Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa durumun önemini kavrayarak Mesudiye firkateyni kumandanı Hayri Paşa'nın başkanlığında, aynı firkateynde bir komisyon kurulmasını ve bu konuda çalışmalara başlanmasını emretti. Çalışmalara başlandı. Raporlar yazıldı, nizamnameler hazırlandı, ama ne yazık ki hükümet yine de bu konu ile yeterince ilgilenmedi; değil ilgilenmek, Rum kaptana cevap bile vermedi.


İnciburnu Kılavuzluk İstasyonu

Mesudiye firkateyninde toplanan komisyonun üyelerinden Süleyman Nutki Bey (1851–1924), 191O'da Donanma'dan emekli olunca bu işin üze­rinde önemle durmaya başladı. (Bu zat, İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaiye Kürsüsü Başkanlığı da yapan Ord. Prof. Ata Nutku Bey'in babasıdır. Deniz Kuvvetleri'nde yarbaylığa kadar yükselmişti, aynı zamanda deniz ta­rihçisi, yayıncı, yazar, müzeci ve öğretmenlik yönleriyle dikkati çeken bir şahsiyetti.)

1914'te toplanan ikinci komisyona yeniden üye olarak giren Süleyman Nutki Bey, Kılavuzluk Servisi'nin kurulması için gerçekten büyük emek sarf etti. Uzun çalışmaların sonunda 1914 yılında bir Kılavuzluk Nizam­namesi düzenlendi ve bu konudaki tüm yetkiler Osmanlı Seyr-i Sefain İda­resi'ne verildi. Ne yazık ki, bu çok yararlı girişim Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi üzerine gerçekleştirilemedi.

1917de Rusya'daki büyük devrim sonrasında imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması ile Karadeniz'den gelen gemilerin Boğazlardan geçmeleri ihti­malleri kuvvetleniyordu. Bu durum karşısında Süleyman Nutki Bey, döne­min Bahriye Nazın Cemal Paşa'yı kılavuzluk hizmetleri ve imtiyazının ön­ceden Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi'ne verildiği ve bu İdare'nin ise Harbiye Nezareti'ne bağlı olduğu nedenle, kılavuzluk hizmetlerinin de Seyr-i Sefain tarafından yürütülmesi gerektiğine ikna etti. Ama teşkilat kurulmadığın­dan uygulamaya geçilemedi.

Bu durum karşısında, Süleyman Nutki Bey yeniden bir rapor hazırlaya­rak Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi Encümeni'ne verdiyse de Umum Müdür vekil Topal İsmail Hakkı Paşa'nın karşı koyması yüzünden rapor bu sefer de uygulamaya konulamadı. Daha da kötüsü, teşkilatın kurulması, 1918'de Mütareke günlerine kadar da uzadı. Çünkü o yıllarda müttefikimiz olan Almanlardan Kohen adlı bir deniz binbaşısı Boğaz’da kılavuzluk yaptırma­ya başlamıştı. Topal İsmail Paşa'nın Kohen adlı bu deniz binbaşısıyla men­faat ilişkileri içinde olduğu söyleniyordu. Ayrıca Süleyman Nutki Bey, Pa­şa'nın kötü muamelesiyle karşılaşmıştı. Dönemin Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Bey'in (ünlü Hamidiye kahrama­nı Hüseyin Rauf Orbay, 1881–1964) ısrarlı tutumu ve desteğiyle 9 Ekim 1918 günü teşkilatın kurulması gerçekleşebildi. O gün, Osmanlı Seyr-i Sefain idaresi binasında Süleyman Nutki Bey'e, bir masa ile iki sandal­yenin ancak sığabileceği kadar küçük de olsa, bir oda tahsis edildi. İlk olarak tecrübeli ve bilgili kaptanlardan oluşan bir kılavuzlar heyeti ku­ruldu.

Kuruluşun parası olmadığı gibi, kılavuzluk edilecek gemiye gitmek için teknesi de yoktu. Hiçbir ödeneği olmadığından gerekli malzeme­nin karşılanması imkânsız görünüyordu. Kılavuzluk teşkilatı, kurulma­sına kurulmuştu da henüz hizmet veremez durumdaydı. Kaldı ki, yet­kililer arasında bu kuruluşun asla hizmet veremeyeceği görüşünde olanlar da vardı.

Süleyman Nutki Bey yılmadı, usanmadı, teşkilatı güçlendirmek için ça­lıştı. O sıralarda Seyr-i Sefain Umum Müdürlüğü’ne atanan Amiral Vasıf Paşa'ya durumu anlattıktan başka, Harbiye Nezareti'ne de resmen başvura­rak kılavuzluk imtiyazının Osmanlı Donanma Cemiyeti'ne devredilerek memleket menfaatlerinin kollanmasını istedi. Türk denizciliği, bu iş için 28 yıl uğraşan emekli firkateyn kaptanlarından Süleyman Nutki Bey'e, çok şey borçludur.

Başlangıçta, 5.000 lira sermayeye karşılık, yılda 1.500 lira kar sağlanacağı tahmin ediliyordu.

Bunları göz önüne alan Donanma Cemiyeti, imtiya­zı 200.000 liraya devralmaya karar verdi. Ne var'ki, bu sefer de Osmanlı Seyr-i Sefain idaresi imtiyazı devretmekten vazgeçti. Nihayet Bahriye Nazı­rı'nın emriyle 1 Ocak 1919 günü Osmanlı Seyr-i Sefain idaresi, Kılavuzluk Hizmetleri Teşkilatı için 6.000 liralık bir bütçeyi kabul etti. Kılavuzluk teş­kilatı ancak böylece hizmet vermeye başlayabildi.

 

Cumhuriyet'in ilanından sonra bu alandaki çalışmalar semeresini vere­rek, 13 Ocak 1924 günü, "Türkiye Seyr-i Sefain idaresi’ne verilen Kılavuzluk ve Römorkörcülük ve Cer-i Sefain Hakkında İmtiyazın Su­ret-i Tatbikine Ait Talimatname kabul edildi. Böylece Seyr-i Sefain İdare­si'nin bünyesinde Kılavuzluk ve Römorkörcülük Müdüriyeti adında özel bir şube kuruldu. İstanbul Liman İşleri İnhisarı Şirketi bünyesinde ça­lışmalarını sürdüren teşkilat 1934 yılının sonlarında Maliye Vekâleti’ne bağlı olarak İstanbul Liman İşleri Müdürlüğü'ne, sonra da 1 Ocak 1938'de Denizbank Umum Müdürlüğü'ne, 30 Haziran 1939'da Devlet Limanları İşletmesi Umum Müdürlüğü'ne,1944 yılında Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü’ne,  1 Mart 1952 Denizcilik Bankası T.A.O.'na 10.10,1983’de Türkiye Denizcilik Kurumu’na 18 Haziran 1984’da ise Türkiye Denizcilik İşletmesi bağlı olan İstanbul Liman İşleri Müdürlüğü'nde Kılavuzluk Servisi olarak hizmet verdi.
Kılavuz kaptan, gemiye bilgi ve danışmanlık hizmeti sağlayan, geminin güvenli bir şekilde seyrinin sağlanması için bulunduğu deniz bölgesini (limanın, yanaşma yerleri, demir yerleri, kanal, dar boğaz geçişleri) ve yöresel özelliklerini (Kuvvetli akıntılar, sığlıkları, rüzgârlar ) iyi bilen deneyimli kaptandır.  Kılavuzluk ise; kılavuz kaptan tarafından emniyetli bir şekilde geminin geçişinin sağlanması ve sevk edilmesi hizmetini ifade eder.

Kılavuz kaptan kendi kılavuzluk bölgesindeki özel yasal düzenlemeleri ve o bölgeye has koşulları iyi bilmekte ve yasal değişiklikleri takip etmektedir. Türk boğazlarından geçiş yapan ya da Ülkemizin limanlarına gelen gemi kaptanının ise bu bilgilerin hepsine sahip olması mümkün değildir. Kılavuz kaptan, geminin seyir durumunu etkileyebilecek bütün bölgesel özellikleri bilir. Kurulduğu günden bu güne kadar üslendikleri her görevde çok başarılı hizmet veren kılavuz kaptanlar Bu çalışmaları esnasında üzücü olaylar da yaşamışlındır. Bunlar arasında en üzücü olay ise 14 Aralık 1961 Çarşamba saat 02.15 Pilot Cevdet Çubukçu görevli olarak bulunduğu 24.400 DWT 12.000 ton benzin ve 11,500 ton nafta yüklü PETER ZORONİK adlı tanker ile Yunanlı Armötür Niyorkosa ait 33.000 DWT’luk  Word Harmoni tankeri’nin  Beykoz açıklarında çarpışması nedeniyle çıkan yangında yanarak ölmesidir.  07 Temmuz 1968 günü görevli bulunduğu EİSK isimli Rus gemisine hizmet verirken Saat 08.10’da vazifesi başında kalp krizi geçirerek vefat eden Vahit İğneci ile 20 Aralık 2006 tarihinde Regina adlı gemiye hizmet vermek için çıktığı çarmıhın kurallara uygun olmaması nedeniyle düşüp vefat eden Kaptan Lütfü Berk ölümleri ise de kılavuz kaptanların kalplerinde unutulmaz bir acı olarak her zaman yaşamış ve yaşayacaktır. Allah başka olaylar ve ölümler vermesin . Bizler evlerimizde uyurken can ve mal emniyetimiz korumak amacıyla kışın o gecenin ayazında yazın o yakıcı güneşin altında canları pahasına hizmet veren kılavuz kaptanları her platformda bu üstün hizmetlerinden bahsedilmeli yaptıkları bu hizmetin karşılığının maddi ve manevi olarak verilmesini sağlamayı denizi seven ülkesini seven kişiler olarak birinci görevimiz olmalıdır. Bu vesile ile bu gün aramızdan olmayan kılavuz kaptanlarımızı rahmetle, kılavuz kaptanlık görevinden ayrılıp emekli olanlara Allahtan uzun ömürler, halen bu görevi yapan kılavuz kaptanlarımıza da saygılarımı sunarım  

PİLOT CEVDET ÇUBUKÇU
1926–1961

Baba adı : Hüseyin Anne adı Nuriye 1. Teşrinievvel 1926 yılında İstanbul Beşiktaş’ta doğmuştur. Zekiye Çubukçu ile evli olup Cem Çubukçu isimli bir oğlu vardır. Orta Okul Mezunu olup Yakın Yol Güverte Zabiti ehliyeti bulunmaktadır. Hergüller, Kaptan Uzunoğlu ve Hatay gemilerinde II Kaptanlık yaptıktan sonra. Denizcilik Bankası T.A.O İstanbul Liman İşletmesi Kılavuzluk ve Römorkörcülük servisinde 02 Mayıs 1955 Stajyer Kılavuz kaptan olarak işe başlamıştır. Bilahare Kılavuz Kaptan olarak hizmetine devam etmiştir.  14 Aralık 1961 Çarşamba saat 02.15 görevli olarak bulunduğu 24.400 DWT 12.000 ton benzin ve 11,500 ton nafta yüklü PETER ZORONİK adlı tanker ile Yunanlı Armötür Niyorkosa ait 33.000 DWT’luk  Word Harmoni tankeri’nin  Beykoz açıklarında çarpışması nedeniyle çıkan yangında yanarak ölmüştür. Bu yangında çarpışan iki geminin haricinde İstinye açıklarında ertesi gün çıkacağı seferi hazırlanan S/S TARSUS Gemisi bu gemide bulunan iki Gümrük Muhafaza Memurları ile birlikte Yugoslav gemisinde bulunan 21 mürettebat ile Yunan gemisinde bulunan 28 mürettebat olmak üzere toplam 52 kişi hayatını kaybetmiştir. Zeki çalışkan, kibar ve herkese kendisini sevdirmiş bulunan Pilot Cevdet Çubukçu’nun ismi 1979 yılında İzmir Alaybey Tersanesinde yapılan ve Halen İzmir Körfezinde çalışan Römorköre verilmiştir.

PİLOT VAHİT İĞNECİ

1927–1968

1 Mart 1927 yılında İstanbul Sarıyer’de doğmuştur. Baba adı İsmail anne adı Saadet Sarıyer ondördüncü ilkokul mezunu olup Gülen İğneci ile evlidir. Barboros İğneci isimli bir oğlu bulunmaktadır. Sadıkzade Ruşenoğulları firmasında 04.11.1958- 10.06.1958 ve 11.10.1958–23.12.1960 tarihleri arsında çalışmıştır. Denizcilik Bankası T.A.O İstanbul Liman İşletmesi Kılavuzluk ve Römorkörcülük servisinde  03 Mart 1961 tarihinde  Stajyer Kılavuz kaptan olarak işe başlamıştır. Bilahare Kılavuz Kaptan olarak hizmetine devam etmiştir. 07 Temmuz 1968 günü görevli bulunduğu EİSK isimli Rus gemisine hizmet verirken Saat 08.10’da vazifesi başında vefat etmiştir. Arkadaşları ve amirleri tarafından çalışkanlığı, sevecenliği ile kendisini sevdiren Pilot Vahit İğneci’nin ismi 1979 yılında İzmir Alaybey Tersanesinde yapılan ve halen İzmir körfezinde çalışan römorköre verilmiştir.

KAPTAN LÜTFÜ BERK1956–2006

Kaptan Lütfü Berk 02 Şubat 1956 yılında Rize’de doğmuştur. Baba Adı Mehmet Anne Adı Neriman’dır. 1977 yılında Yüksek Denizcilik Okulundan mezun oldu 15.07.1977–01.12.1981 yılları arasında DB Deniz Nakliyatı T.A.Ş. çalıştı Askerlik nedeniyle buradan ayrıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda vatani görevini yaptı 1983 yılında terhis olduktan sonra kısa bir süre Işıklı Deniz Gemicilik Şirketinde çalıştı. 1983–1984 yıllarında Yardımcı Nakliyat, 1985–1988 yılları arasında Zihni Denizcilik A.Ş. 1988 yılında kısa bir süre Sönmez Denizcilikte 1990–1991 yıllarında Kale Denizcilik, 1991–1997 tarihleri arasında Dünya Denizcilik firmasında çalıştıktan sonra 31 Aralık 1997 tarihinde Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. İstanbul Liman İşletmesi Müdürlüğü Kılavuzluk Servisine Stajyer Kılavuz Kaptan olarak girdi. 01.06.1998 yılında Kılavuz Kaptan oldu. 20 Aralık 2006 tarihinde Regina V adlı gemide görev yapmak üzere gemiye çıkarken çarmıktan düşerek vefat etmiştir. Baba Lütfü diye anılan Kaptan Lütfü Berk Songül Berk ile vlı olup Zehra,Ayça ve Mehmet isimli üç çocuğu bulunmaktadır. Kaptan Lütfü Berk’in ismi Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu’nun aldığı karar ile Garipçe Köyü’nde yaptırılan yeni Kılavuzluk Binasına ismi verilmiştir.