İstanbul Barosu, son yılların en çok tartışılan konusu Kanal İstanbul projesiyle ilgili baro binasında bir konferans düzenledi. Konferansta konuşan, Jeolog ve Deprem Uzmanı  Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'da 7,2 büyüklüğünde deprem beklediklerini söyleyerek, "Öncelik depreme hazırlık olmalı. Kanal İstanbul derhal durdurulmalı" dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 2011 yılında kamuoyuna, ‘çılgın proje’ olarak duyurulan 44 kilometre uzunluğunda ve 200 metre genişliğindeki ‘Kanal İstanbul’ projesine yönelik tartışmalar sürüyor.

İstanbul Barosu Çevre, Kent ve İmar Hukuki Komisyonu ve Cumhuriyet Araştırmaları Merkezi, Kanal İstanbul’un Çevresel ve Hukuki Etkilerini anlattığı bir konferans gerçekleştirdi. Konuşmacılar 'Kanal İstanbul' projesinin derhal durdurulması gerektiğini, yatırımların ve önceliğin deprem ihtimaline yönelik yapılması gerektiğini söyledi.

"İSTANBUL EKONOMİYE DAYALI BİR ŞEHİR HALİNE GELDİ"

İstanbul Barosu'nda düzenlenen konferansın açılış konuşmasını Avukat Alev Seher Tuna gerçekleştirdi. İstanbul'un, Türkiye'nin ve dünyanın en önemli şehri olduğunu söyleyen Tuna, "İstanbul hem Asya hem Avrupa olmak üzere iki kıta arasına kurulmuş tek şehir. Bu nedenle çok daha fazla büyük bir önem taşımakta. Son zamanlarda Avrasya adıyla anılan finans, lojistik, turizm, inşaat alanlarıyla cazibe merkezi haline getirilmeye çalışılmakta. Tabii bu nedenle de çok fazla hem kentsel hem alt yapı çalışmaları yapılıyor. Ve bu çalışmalar hiçbir çevresel ve kentsel etkiler sorunlar düşünülmeden sadece ekonomik nedenlerle yapılıyor. Yani tamamen ekonomiye dayalı bir inşaat sektörü haline getirilmiş bir şehir haline geldi İstanbul" dedi.

'Kanal İstanbul ve Güvenlik' başlıklı sunumuyla Cem Gürdeniz konuştu. Gürdeniz, İstanbul'da gün içerisinde 13 milyon insanın şehir içinde yolculuk yaptığını söyledi.  4 yüz bin insanın gün içerisinde deniz yolunu kullandığını belirten Gürdeniz şunları söyledi: "İstanbul'da deniz ulaştırmasının bir planı var mı? Madem ada devleti kuruyorsunuz o zaman bunu yapın."

"ÖNCELİK DEPREM Mİ KANAL İSTANBUL MU?"

'Deprem ve Kanal İstanbul' konusunu Jeolog ve Deprem Uzmanı  Prof. Dr. Naci Görür konuştu. İstanbul'un büyük bir deprem beklediğini belirten Görür, yetkililerin bu duruma kayıtsız kaldığını söyledi. Görür,  Marmara'da 7,2 deprem beklediklerini ifade ederek, "Siyasi partiler İstanbul'u depreme hazırlamakla ilgili bir projeyle alana çıkmıyorlar. İstanbul'da deprem projesi ortada yok. İstanbul'da depreme mi öncelik verecek yoksa Kanal İstanbul'a mı? İstanbul göç alıyor, çarpık bir kentleşme var. Onun dışında yoğun bir inşaat trafiği var. Sorunlu bir yapı stoğu var... Bunların yanında deprem alarmı da verilmiş. Bu durumlar saptandığına göre İstanbul yapılaşmaya doymuştur. Kentin altyapı ihtiyacı var. Kentin tüm doğal bileşenleri tahrip olma sürecine girmiştir. Bu koşullar doğal olarak insanları da etkiledi, insan yaşamı sağlıksız hale geldi. Yaklaşan depreme rağmen kent henüz depreme hazırlıklı değil. Öncelik depreme hazırlığa değil Kanal İstanbul projesine veriliyor. Siz İstanbul'u depreme mi hazırlamak istiyorsunuz, Kanal İstanbul projesine mi yatırım yapmak istiyorsunuz?  Eğer öncelik depreme hazırlıksa deprem tehlike analizi, risk analizi, riski azaltma çalışmaları yapmanız gerekir. Lafla değil ciddi olarak yapmanız gerekir. Kentsel dönüşüm devlet gözetim de değil müteahhitlerin eliyle yapılırsa sonuç ağır olur" diye konuştu.

Görür, Kanal İstanbul'un deprem riskini daha da artırdığını belirterek son olarak şöyle devam etti: "Seçimlerde de can güvenliği istiyoruz diyen kimse yok. Kanal İstanbul'u biz tercih ediyorsak  bu proje İstanbul'da deprem riskini artıracak, doğal su kaynaklarını tahrip edecek, ekosistemi tahrip edecektir. En büyük beka sorunu Kanal İstanbul'dur."

"EKOSİSTEM BUNA CEVAP VERECEK"

Karadeniz-Marmara Denizleri Sistemi başlığıyla Prof. Dr. Cemal Saydan konuştu. Su dengesiyle ilgili konuşan Saydan, kanal yapılırsa ilk yıllarda iyi şeyler olacağını düşünenlerin yanılacağını anlattı: "İlk yıllarda jet akımı halinde çıkacak olan bu su yine alt tabakadan besin tuzları açısından zengin suyu üst suya taşıyacak ve yeni bir organik yük dağılımına neden olacaktır. İlk senelerde balık üretimi daha iyi artacak ve kanalın ne kadar hayırlı bir iş olduğu ve karşı çıkanların ne kadar yanılgı içerisinde olduğu gündeme gelecektir Boğaz Köprüsü örnekleri verilecek. Çünkü yeni kanalda akıntı sadece Marmara Denizi'ne doğru olacaktır tek alternatif tüm şehrin atık suyunu vermek olacaktır ancak Burada da kıta sahanlığı geniştir ve en az 20 30 km açığa taşımanız gereken bir sistem kurmalısınız ki sadece bunun maliyeti milyar dolar tutabilir."

"Karadeniz'in tuzluluğu da hızla artacağı için ekosistem buna mutlaka ama mutlaka bir şekilde cevap verecek" diyen Soydan, "Nasıl diye sorarsanız cevabım ah keşke bilsek olacaktır. Ama her ne olursa olsun bir daha geriye dönüş olmayacak. Çılgın proje ile Karadeniz ve Marmara gibi denizlerin nasıl ekolojik birer felaketin sembolü haline geldiği tüm dünyada örnek olarak gösterilecek ve bundan böyle bu denli projeler için BM onayı alınması gerektiği ortaya çıkacak" dedi.

Son konu ise Ekosistemler ve Kanal İstanbul oldu. Prof. Dr. Doğan Kantarcı bu konuda şunları söyledi: "Ne havaalanı ne kanal projesi bizim Türkiye'nin milli projesi değil.  Bu kanalı yapmak trakyayı düşmana teslim etmek demektir. Bu proje İstanbul’u susuz bırakır."

KAPTAN SAİM OĞUZÜLGEN: "EMNİYET AÇISINDAN KANAL İSTANBUL İHTİYAÇ DEĞİL"

İkinci bölümde Kanal İstanbul ve Deniz Emniyeti konularında konuşan Kaptan Saim Oğuzülgen ise, İstanbul Boğazı’nın eskiden maruz kaldığı riskleri anlatarak daha sonra alınan. Emniyete yönelik önlemleri ve geliştirlen kuralları anlattı. Bugün itibariyle alınan önlemlerle geçiş emniyetini sağlamak amaçlı bir kanalın açılmasının acil bir ihtiyaç olmadığını belirtti. İstanbul’da çeşitli başka geliştirmelerle, örneğin İstanbulmax gibi, emniyetin daha da arttırılabileceğini dile getirdi.

Editör: TE Bilişim