Büyük Britanya'da kurulan Ulusal Okyanus Bilimi Merkezi'nde (NOC) görevli bilim insanları, deniz suyunda biriken karbondioksit (CO2) gazını temizleyerek özel haznelere depolayan bir aygıtı başarıyla test etti.

İçerisinde hava geçirmez tüpler, sensörler ve bu cihazlara bağlı robotların olduğu aygıt, deniz ve okyanus sularından temizlenen CO2 gazını neredeyse hiç sızıntı yapmadan yüzde 98 oranında depolayabiliyor.

NOC araştırma görevlilerinin denizin 120 metre derinliğinde yaptığı deneylerde önemli başarılar elde edildi. 11 gün boyunca denizden özel vakum ve süzgeç sistemleriyle 640 kilo CO2 gazı temizlenirken, bu zehirli gaz silindir şeklindeki özel tüplerde depolandı.

İskoçya'nın Aberdeenshire şehri açıklarında yapılan deneydeki amaç, deniz ve okyanuslardan büyük oranda CO2 gazını temizleyip depolamak ve bunu bir ticari girişim haline getirerek dünya genelinde bir standart oluşturmak.

Projeden sorumlu NOC'nin baş araştırmacısı Prof. Dr. Douglas Connelly, karbonu tespit etmeye yönelik yeni teknolojilerin başarılı olup olmayacağını test etmek için deneyin deniz seviyesinin üç metre altında gerçekleştirildiğini belirtti.

Connelly daha önce 2019 yılında yapılan deneylerde su altı karbon depolarının düzenlenmesinin uygun maliyetli ve güvenilir olduğunu gösterdiklerini belirterek, "Bu deneyde meydana gelen herhangi bir gaz sızıntısını kolaylıkla tespit edebileceğimizi göstermek istedik. Yapabileceklerimizin sınırlarını zorlamak istiyoruz. Bu teknolojiyi geliştirebilirsek, yakın bir zamanda büyük şirketlerin ve devlet kurumlarının deniz ve okyanuslardaki CO2 gazını temizleyebilecekleri araçlar üretebiliriz." diye konuştu.

Son 20 yıldır denizlerden karbondioksit gazını temizlemeye yönelik çalışmalar yapıldığını ifade eden Connelly, "Bu yöntem işe yarıyor. Son 20 yılda senelik 1 milyon tondan fazla CO2 gazı temizlendi. Yapılan bu son çalışmalarla da insanlara ve kanun koyucu mercilere bu yöntemin güvenilir olduğunu göstermek istiyoruz. İklim Değişikliği Paneli IPCC raporlarının tamamı karbon yakalama ve depolamayı önemli bir azaltıcı strateji olarak tanımlıyor. Aslında bu iklim değişikliği konusunda oldukça etkili bir yöntem. Bu bize, CO2 üretmediğimiz bir dünyaya geçmeden önce, şu anda sahip olduğumuz CO2 artışının bir kısmını azaltma fırsatı veriyor." diye konuştu.

Londra Imperial College'ın İklim Değişikliği ve Çevre Bölümü öğretim üyesi Dr. Ajay Gambhir, gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere birçok devletin hedeflenen emisyon oranlarına ulaşamadığını ve atmosferdeki karbon miktarını azaltmak için karbon yakalama projelerine ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor.

Gambhir üzerinde çalıştıkları projeyle ilgili olarak, "Elimizdeki kanıtlar, depolama alanlarının iyi düzenlenmesi ve izlenmesi koşuluyla, CO2'nin yüzde 98'inin bu depolama tesislerinde 10 bin yıl saklanabileceğini gösteriyor. Yani yıllık sızıntı oranları oldukça düşük. CO2'nin yüzde 80'oranda depolanabileceği gibi senaryoları da hesap ettik. Şu anda herhangi bir depolama sahasında sızıntı olup olmadığını izlemeye devam ediyoruz." diye konuştu.

Prof Dr. Connelly, şu anda yılda 40 milyon ton CO2 depolanabilecek seviyeye ulaştıklarını belirterek, "Bu miktarın 2050 yılına kadar yılda 5 bin 600 milyon tona çıkması gerekiyor. BU miktarın ne kadar büyük olduğunu göstermek için insanlardan örnek verebiliriz. Mesela ortalama bir insan senede yaklaşık 4,5 ton CO2 ayak izi bırakıyor" ifadelerini kullandı.

NOC bilim insanları bu tarz çalışmaların oldukça önemli olduğunu belirtse de asıl yapılması gerekenin, devletlerin söz verdikleri ve uymakla yükümlü oldukları CO2 değerlerine ulaşması olduğunu belirtiyor.

Editör: CAHİT İSTİKBAL