BAŞKA GEZEGENLERDE DENİZ VAR MI? UZAY ARAŞTIRMALARI VE TÜRKİYE ...Uzay, insanoğlunun en çok merak ettiği konulardan biridir. Uzaya araç ve insan göndermek, süper güç olmanın en önemli şartlarından biri olup, ABD ve Rusya uzay çalışmalarını bu anlayışla sü

BAŞKA GEZEGENLERDE DENİZ VAR MI? UZAY ARAŞTIRMALARI VE TÜRKİYE ...

Uzay, insanoğlunun en çok merak ettiği konulardan biridir. Uzaya araç ve insan göndermek, süper güç olmanın en önemli şartlarından biri olup, ABD ve Rusya uzay çalışmalarını bu anlayışla sürdürmektedir. Uzaya ilk uyduyu 1957’de Ruslar göndermiş olup, ABD ise 20 Temmuz 1969’da Ay’a uzay aracı indiren ilk ülkedir. Uzaya ilk insanı Ruslar göndermeyi başarmışlardır. ABD’li astronot Neil Armstrong Ay’a ayak bakan ilk insan ünvanını elde etti.

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASSA’nın Satürn gezegeninin keşfi için 1997’de fırlatılan uzay aracı Cassini ile uzayda araştırmalarını sürdüren ABD'li bilimadamları, Güneş sistemi dışında yer alan ve bir gezegen büyüklüğündeki Satürn'ün en büyük uydusu olan Titan'ın yüzeyinde Hazar Denizi’ne benzer 1095 kilometre uzunluğunda büyük ve düzensiz bir şekil üzerinde incelemelerde bulundu. Araştırmacılar, görsel ve radar görüntülemesi kullanarak Titan’ın puslu kuzey kutbunda en az iki deniz olduğunu gösteren ve muhtemelen metan gazından oluşan deniz büyüklüğünde sıvı yoğunlukları tespit etti. Araştırmacılar, görsel ve radar görüntülemesi kullanarak Yanıcı bir gaz olan metanın, yoğun atmosferik basınç ve soğukluk nedeniyle Titan uydusunda sıvı hale geldiğini tesbit etmiştir (1, 2). Bilim adamlarının, Titan uydusunun, son derece kalın ve nitrojenden oluşan atmosferindeki metan ve diğer organik bileşenler nedeniyle hidrokarbon denizlerine sahip olduğu yolunda teorileri bulunuyordu (3).

Ayrıca, ABD'nin Arizona eyaletindeki Lowell gözlem evinden astrofizikçi Travis Barman, Hubble uzay teleskobuyla yaptıkları incelemede, ilk kez güneş sistemi dışındaki dünyadan 150 ışık yılı uzaktaki HD209458b gezegeninin atmosferinde suya rastladıklarını belirtti (4). Araştırmacılara göre; güneş sistemi dışındaki bir gezegenin atmosferinde su buharı olduğu kanıtlanmış olup güneş sistemi dışındaki başka gezegenlerin atmosferlerinde de su buharı olabileceği olasılığı üzerinde durulmaktadır.

NASA’nın Mars Odyssey uzay aracı Mars’ın yüzeyinde daha büyük bir alana yayılan donmuş su alanların olduğu kanıtlanmıştır. Buz kristallerinin erimesi halinde 500 metre derinliğinde okyanus haline gelebileceği tahmin edilmektedir. Mars’da daha önce de su olduğu kanıtlanmıştı. Mars Odyssey’den alınan verilerin söz konusu tahminlere cevap verebileceği düşünülmektedir. Söz konusu araç, özellikle buz kristalleri içerisinde donmuş olan hidrojenden çıkan gama ışınlarını gösteren gamma-ray spectrometer ile donatılmıştır (5). Ayrıca, ABD ve İngiliz bilim adamlarına göre Mars’da yüksek oranda metan bulunması ilkel mikroorganizmaların varlığını ve dolayısıyla Mars’da hayat olabileceğini göstermektedir. Araştırmalar Mars’ın güney kutbunda donmuş su olduğunu ve bu gezegende hem volkanik faaliyetlerin ve hem de buzul olduğunu kanıtlamaktadır (6, 7, 8).

Mars’ın görünümü

Kolorado Üniversitesindeki araştırmacılar tuzlu denizin Mars’ı kapladığını, denizin şu anda olduğundan daha sıcak olduğunu ve gezegende güneş enerjisinin enerji kaynağı olarak kullanılabileceğini belirtmiştir. Bilim adamları henüz denizin derinliğini bilmemektedir(9).

Bilim adamları Mars’ın yeraltındaki suyu görüntülemek amacıyla Mars Express’ine MARSİS radar yerleştirileceğini belirtmiştir (10). Ayrıca, Mars gezegenini araştırmak için Spirit adlı gezgin robot yollanmıştır. (11).

The Mars Express

NASSA’nın uzay aracı Cassini, Satürn gezegeninin kuzey kutbunun bazı kısımlarında araştırmalar yapılmak amacıyla 10 Nisan 2007’de başarılı bir şekilde uzaya fırlatıldı. Cassini’nin radarının daha fazla deniz ve göl görüntülenmesi beklenmektedir (12).

Uluslararası uzay istasyonları; ABD, Rusya, Japonya, Kanada ve Avrupa’dır. Bunların katkısı 30 milyar Euro olup, bunun 3 milyar Euro’su Avrupa katkısıdır. Avrupa uzay sektörü harcamalarının %19,1’i uzaya ulaşım, %11,8’i ulusal uzay programlarıdır. Uzayın altyapısı 28,7 milyar ABD Doları olup uydu servisleri 80,21 milyar ABD Doları, uzay ulaştırma servisleri (turizm) 0,03 milyar Dolardır. ABD finansmanı 57,24 milyar dolar, diğer 12,09 milyar dolarıdır (2).

Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bütçesine ayrılan 446 milyon YTL'lik kaynakta önceliğin, savunma ve uzay alanlarındaki Ar-Ge çalışmalarına verileceği belirtilmektedir. TÜBİTAK ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı koordinatörlüğünde yürütülen programda, yıllara göre Türkiye'nin uzay alanında neler yapacağı ortaya konuldu. 2017 yılına kadar 10 yıllık uzay çalışmalarının bütçesi 1,125 milyar YTL olarak belirlendi (13).

Öncelikle bir uzay araştırma merkezinin kurularak program uygulamaya konulacağı ve 2008 yılından itibaren ise astronot yetiştirme programlarının hayata geçirileceği belirtilmektedir. 2014 yılında, Türkiye'de geliştirilecek bir roketle, yine Türkiye'de geliştirilen bir araştırma uydusunun Ay'a ya da Mars'a gönderilmesi, 2015 yılında uzaya astronot gönderilmesine yönelik çalışmaların başlatılması ve uzay teknolojisi konusunda belli bir birikimin kazanılmasıyla 2020'li yıllarda Güney Kore, Ukrayna ve Çin gibi uzay ve roket teknolojilerinde belli bir aşamaya gelmiş ülkeler ile işbirliği yapılarak uzay gemisi tasarımı ve üretimi safhasına geçilmesi hedeflenmektedir. Ekim 2003 te uzaya ilk Çinli astronotu gönderen Çin in yanı sıra Avrupa ülkeleri ve Japonya ve Hindistan da Ay a ve Mars a insanlı uçuşlar yapacaklarını açıklamıştır (14).

TÜBİTAK tarafından uzay ve savunma teknolojileri geliştirmede yetkinleşimi de kapsayan içeren Ulusal Uzay Araştırmaları Programını onaylanmıştır. Türkiye de ilk olarak 1985’de kurulan TÜBİTAK-UZAY başlangıcını uydu teknolojileri geliştirme üzerine yapmış olup geliştirmektedir (BİLSAT VE RASAT diğerleri). TÜBİTAK, BTYK 2005/9 Karar ve Eki’nde yer alan Ulusal Uzay Araştırma Programı’nın 10 yıllık Plan ve Bütçesi’nde yer alan projelerden bazıları (15):

  • TÜBİTAK- UZAY Enstitüsü Uydu Geliştirme,
  • BİLSAT, RASAT (2005-2008),
  • Küçük uydu test-entegrasyon-üretim altyapısı
  • Uzay teknolojileri geliştirme
  • TÜBİTAK Destekli Uzay Ar-Ge Projeleri
  • MSB ArGe Uzay Altyapı Projeleri
  • MSB-TÜBİTAK Uzay ArGe Araştırması(Sanayi odaklı)
  • SSM Uydu projeleri
  • Haberleşme Uyduları TÜRKSAT
  • Yer istasyon İşletme (TÜRKSAT-TÜBİTAK-İTÜ-Özel Sektör)
  • Sanayi (TAI, ASELSAN,ROKETSAN, METEKSAN)
  • Yer Gözlem(Uzaktan Algılama) ve Bilimsel araştırma amaçlı Yer istasyonlarının
    uydularla operasyonel işletimi
  • Kısıtlı uzay eğitimi (Üniversite programlarında, İTÜ, ODTÜ, HUTEN vb)
  • Direkt olarak Uzay amaçlı donanım geliştirme deneyimi uydu ve uzay teleskop verilerinin kullanımı ve işletimi kısıtlı.

Bu çalışmalar kapsamında; Havacılık ve Uzay alanında, Avrupa Havacılık Araştırmaları Danışma Konseyi (Advisory Council for Aeronautics Research in Europe – ACARE) ve Avrupa Uzay Stratejileri (European Strategy for Space)’nin gösterdiği doğrultuda, Araştırma ve Teknolojik Geliştirme (RTD) çabalarının güçlendirilmesi ve üst düzey teknolojik mükemmelliğe ulaştırılması hedeflenmektedir. Avrupa Topluluğu, Avrupa Uzay Ajansı (European Space Agency - ESA) ve diğer uzay ajansları, havacılık ve uzay endüstrisinin ihtiyacı olan etkin yatırımları desteklemektedir (16).

İstanbul Teknik Üniversitesi uzaya araç ve insan gönderilmesi düşüncesiyle eğitim yapmakta olup, TÜBİTAK bünyesindeki Bilgi Teknolojileri ve Elektronik Araştırma Enstitüsü’de , Tusaş Havacılık ve Uzay Sanayii, Habersan, Aselsan ve Ayasaş gibi kurumlar da uzay çalışmaları yürütmektedir. İTÜ ve BİLTEN, Türkiye’de üretecekleri küçük ölçekli uyduları 2007’de uzaya fırlatmayı planlıyor. BİLTEN de daha büyük bir uydu için (RASAT) benzer bir çalışma yapmaktadır (17).

Gönül arzu ederdi ki Türkiye’de uzaya araç ve insan gönderebilseydi. Ancak, gerek finansman şartlarımız ve gerekse teknolojik imkanlarımızın şu an buna imkan vermemekte olup, bunları gerçekleştirmek amacıyla uzay araştırmalarına devam edilmektedir. Her ne kadar uzay araştırmalarına bu boyutta katılamazsak da yeni oluşumların ve enerji eksenlerinin merkezinde bulunan bir enerji nakil merkezi haline gelme potansiyali bulunan Türkiye’nin teknolojik araştırma, yenilik, ürün geliştirme projelerine daha fazla ağırlık vermesinin zaruri olduğu düşünülmektedir.

Bölge ülkelerine baktığımızda; Kıbrıs ile Mısır Akdeniz’in güneydoğu havzasında büyük miktarlarda bulunduğu tahmin edilen petrol ve doğalgaz yataklarından yararlanmak amacıyla araştırma yapmaya başlamışlardır. Bu kapsamda; Kıbrıs Cumhuriyeti ile işbirliği sözleşmesi imzalayan PGS Geophysical SA şirketi, Kıbrıs’ın güneyindeki deniz bölgesinde yapılan araştırmalarda petrol yataklarının bulunduğuna dair ciddi veriler elde etmiştir. Ayrıca, Mısır’ın, 14,7 milyar varil petrole eşit hidrokarbon yatakları mevcut olup çok sayıda şirket İsrail deniz sahasında çalışmalara devam etmektedir. Suriye ve Lübnan’ın da buna benzer çalışmaları mevcuttur (18).

Karadeniz kıyısında Türkiye-Bulgaristan sınırında yer alan İğne Ada açıklarında bir Amerikan şirketi Treador ile petrol arama çalışmalarına başlanmış olup, deniz sondajlama çalışmalarına temmuz ayında başlayacağını bildirilmiştir. Söz konusu şirket Petrol üretme ve arama açısından Türkiye’de özellikle Karadeniz’de önemli potansiyel olduğunu belirtmiştir (19).

İleri teknolojik altyapı ve güçlü bir finansman gerektiren bu tür proje ve yatırımlarda yabancı ortaklar ile işbirliği yapılması elbette ki önemlidir. Ancak, Türkiye’nin menfaatine olabilecek gizli projelerde uluslararası işbirliği uygun olmayabilir. Yeterli teknolojik ve finansal altyapı sağlanarak, bu tür projelere yerli ortaklarla girilmesinin projeden sağlanacak fayda açısından çok daha avantaj sağlayacağı düşünülmektedir. Bu da teknolojik gelişmeler ve yenilik projelerine daha fazla finansman kaynağı ayrılması, bu konuya daha fazla önem verme ve odaklaşma ile mümkün olabilir.

Denizlerde emniyet ve güvenlik tedbirlerini arttırmak amacıyla uygulanan emniyet sistemleri deniz kazalarını önemli ölçüde azaltmış ve deniz güvenliğini arttırmıştır. Ancak, zaman içerisinde koşullara bağlı olarak ortaya çıkan ilave fonksiyonları sisteme sokmak, kalitesini arttırmak, bir üst seviyeye getirmek isterseniz sistemin yabancı teknoloji olması durumunda bunu gerçekleştirmeniz mümkün değildir. Ancak, bu fonksiyonları gerekli maliyeti karşılayarak teknoloji satın aldığınız firmaya yaptırabilirsiniz. Bahsi geçen teknolojinin veya benzer teknolojilerin Türkiye’de gerçekleştirilmesi için gerekli altyapının sağlanmasının söz konusu sorunları ortadan kaldıracağı ve Türkiye’yi teknoloji üreten bir ülke haline getireceği düşünülmektedir. Bu nedenle, teknolojik yenilik yatırımları yapan yerli firmalarımız daha fazla desteklenmelidir.

Dünyada güçlü ülke konumunda olmanın en önemli koşullarından biri teknoloji üretmektir. Güçlü olmak veya rekabet gücünü artırmak isteyen ulusların teknolojik yenilik araştırmalarına ve bilgi teknolojilerine olan ihtiyacı da gün geçtikçe daha fazla artmaktadır. Bu ihtiyacı karşılayabilmenin en önemli şartı araştırma ve teknoloji geliştirmeye daha fazla destek verilmesi ile insan kaynağına daha fazla önem verilmesidir. Unutulmamalıdır ki, çağımızda en büyük yatırım insana olan yatırımdır. Bunun önemini kavrayan ve liyakat esasını dikkate alan ülkeler her alanda gelişmelerine hızla devam etmektedir.

Yukarıda belirtilen ve sektöre ilişkin diğer araştırmalar ile teknolojik yenilikleri yeterli kaynak yaratıp gerçekleştirebilirsek ve ayrıca, bu teknolojiyi yönetecek ve daha üst modellere çıkarmaya karar verecek kadroların donanımlı ve vizyon sahibi olmalarını daha fazla dikkate alırsak, sadece sektörü geliştirmekle kalmayacağımıza, aynı zamanda bölgede ve dünyada gücümüzü arttıracağımıza ve dünya gezegeninin; denizin, teknolojik üstünlüğün ve insan kaynağının öneminin yeterince anlaşıldığı bir parçası olacağımıza inanıyorum…

KAYNAKLAR

  1. http://takvim.com.tr/2007/03/15/akt115.html
  2. www.kozmopolit.net/haberler/16127 - 40k - 12 Nisan 2007
  3. http://booba.blogcu.com/2473363/
  4. http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=226818
  5. http://www.angelfire.com/de/palma/mars.html
  6. http://www.space.com/scienceastronomy/050222_mars_ice.html
  7. http://www.geocities.com/marsanomolies/
  8. http://daimler-benz-stiftung.de/home/events/lecture/en/center.html, European Space Agency (ESA
  9. Britt, R. “Salty Sea Covered Mars”, SPACE_com -- Salty Sea Covered Part of Mars 'Excellent' Site to Search for Past Life.htm
  10. http://saturn.jpl.nasa.gov/news/events/titan20070410/index.cfm
  11. http://www.denizhaber.com/index.php?sayfa=habgst&id=7382&links=1
  12. Sertaç, B., “Bilgisayar Kontrollü Gezgin Robot tasarımı”, http://www.mekatronikkulubu.org/dosyalar/Sertac%20BAYHAN.pdf 
  13. http://www.telepati.com.tr/eylul05/haber26.htm
  14. http://www.teknikhaber.com/haberbak.php?id=2
  15. Özalp, T, http://uko.tubitak.gov.tr/ToplantiDokumanlari/3ef9f035-7145-46c3-ba89-ec6331892690.pdf (2007)
  16. http://traccess.tubitak.gov.tr/fp6_yeni/DefaultIframe.aspx?aId=172
  17. http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=24868
  18. http://denizhaber.com/index.php?sayfa=habgst&id=6878&%20links=6878
  19. http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/faaliyet/2002/4_merkez_ve_ens.pdf