Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölüm Başkanı ve Sualtı Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Alparslan, “İnsanlar düğün derneklerinde altın yerine, bulabilirlerse gelin ve damada lüfer taksınlar” dedi. Prof. Dr. Alparslan, yürürlükte olan su ürünleri sirkülerine göre lüfer yavrusu çinekopun 14 santim boydan itibaren avlanabildiğini vurguladı:

“AB ve ABD’de böyle bir şey asla söz konusu değil. Hatta çok eski yıllarda İstanbul’da lüfer yavrusu çinekop avlayan ayıplanırdı. Maalesef bugün denizlerdeki tüm balık türleri için risk söz konusudur. Sardalye şu anda bizim kuzey sularımızda yumurtalıdır. Güneyde ise yumurtadan çıkıp yavru verdi. Ancak kış döneminde bizde maalesef sardalye balığı avı serbest. Hal böyle iken Yunanistan ise son derece akıllı bir şekilde bu yumurtalı sardalyenin avını yasaklıyor. Yunanistan’da 15 Haziran’da av serbest oluyor, biz ise tam tersine bu tarihte yasak moduna geçiyoruz. Bu durumda da sardalye balığını en lezzetli döneminde Yunanistan’dan ithal etmek durumunda kalıyoruz.”

Türkiye’nin Yunanistan ve Ukrayna gibi ülkelerle su ürünleri düzenlemeleri konusunda ortak politikalar yürütmebi gerektiğini savunan Prof. Dr. Alparslan, “Hiçbirimiz masum değiliz. Tezgâhlardaki yavru barbunlar, tekirler, mezgitler, çinekoplar ve istavritlere talebimiz olduğu müddetçe avlanma da devam edecektir” dedi.

Çanakkale’de 1940’tan bu yana hizmet veren Yalova Restaurant da balık neslinin yaşadığı tehdidi dile getirmek için ‘Türkiye Kıyılarının Balıkları’ adlı bir kitapçık bastırdı.

Unutulan balıklar kitapçığı
Kitapçıkta artık adları bile unutulan balık türlerini toplayan işletmeci Ertuğrul Sürgit, “Geçmişte rahatlıkla görebildiğimiz türlerin gelecekte de unutulmamasına katkıda bulunmak istedim. Dilerim yine her şey eskisi kadar bol, temiz olsun” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim