Denizlerde canlı neslinin tükenmesine neden olan kaçak trol tekne sayısı 5 yılda 2 kat artarak 3 bin’e ulaştı. Birçok balık çeşidinin sonu olan trollerin 10 yılda 10 nesli tüketeceği tahmin ediliyor.

Trolle kaçak avlanma yapan balıkçı teknelerinin sayısı son 5 yılda 2 kat artış göstererek 3 bin’e ulaştı. Resmi kayıtlara göre 543 adet görünmesine rağmen kayıtdışı ve kaçak yolla avlanma yapan ve denizlerde birçok balık türünün yok olmasına neden olan bu avlanma türü, her geçen gün daha da yaygınlaşarak büyüyor. Marmara’nın tamamında yasak olan, Ege, Karadeniz ve Akdeniz’in belli bölgelerinde belli tarihlerde izin verilen trol balıkçılığı en fazla Karadeniz’de yapılıyor.

Yakalanan ürünün %60’ı atılıyor

Son 10 yılda özellikle Marmara’da mercan, hani, pisi, kalkan ve ıstakoz neslinin tükenmesine neden olan kaçak trol balıkçılığı şartların böyle devam ettiği düşünülürse önümüz 10 yılda Türkiye genelindeki 10 balık türünün yok olmasına neden olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’nin bütün kıyılarında yasak zamanda, yasak alanda ve trol ruhsatı olmadan çalışan birçok tekne olduğunu belirten Greenpeace yetkilileri, balık neslini katleden trol balıkçılığının deniz çayırı, sünger, mercan ve balık yuvalarını yok ettiğini ve avlanan mahsulün yüzde 60’ının istenmeyen ürün olması sebebiyle atıldığını ifade ettiler. Trol avcılığı sistemi hakkında bilgi veren Greenpeace yetkilileri, dip ve orta su balıkçılığında kullanılan bu sistemin eskiden sandallarla yapıldığını şimdi ise gırgır motorlarıyla gerçekleştirildiğini söylediler. Yetkililer “Trol avcılığı, özellikle dip trolü, deniz dip yapısı doğrudan etkileyebilen bir yöntemdir ve şöyle işler; Kullanılan ağın ağırlık vasıtası ile deniz dip tabanına inmesi ve bir yandan tekne ilerlerken bir yandan da ağın iki tarafında kapı denilen tahta ve demirden oluşan kapaklar ile de hem ağı belli bir formda tutan hem de önüne çıkan ne varsa ağın içine girmesini sağlayan bir sistemdir. Bu sistemde deniz dip habitatı tamamen zarar gördüğü gibi, balık seçiciliği yoktur. Bu kapıların önüne çıkan ne varsa yerinden sökülür. Bu da yaşamsal habitatların yok edilmesi demektir.”

Editör: TE Bilişim