8-13 Şubat , 2004 tarihleri arasında  Uluslararası Denizcilik Örgütü ( IMO) merkezinde (Londra)   kısaca gemi balast suları konusunda  uluslararası sözleşme müzakere edilerek imzaya açıldı. Bu sözleşmeyle ilgili bazı ilginç noktaları sizlerle paylaşmak is

8-13 Şubat , 2004 tarihleri arasında  Uluslararası Denizcilik Örgütü ( IMO) merkezinde (Londra)   kısaca gemi balast suları konusunda  uluslararası sözleşme müzakere edilerek imzaya açıldı. Bu sözleşmeyle ilgili bazı ilginç noktaları sizlerle paylaşmak istedim.

Gemilerin Balast  suları ve sediment ile  taşınan  zararlı sucul organizmaların kontrolü ve yönetimi konusunda  yapılan diplomatik  konferans , IMO’ya üye devletlerin anlaşmasıyla  sonuçlanarak   imzaya açıldı. Bilindiği gibi IMO bu konuda Res (868)  olarak bir rehber yayınlamış ve rehber 2002 yılında tarafımızdan Türkçeye çevirmiş ve İstanbul’da   ulusal denizicilik otoriteleriyle  yapılan toplantıda da bu rehberi da dağıtılmıştı.

Gemi balast suları ve sediment ile taşınan zararlı organizmalarla ilgili   sözleşmenin temel metni  deniz çevresi komitesi  MEPC-49. dönem toplantısında  nihai hale getirilmişti. Sözleşme deniz  çevresinin koruması konusunda devletlere yeni hak ve yükümlülükler getirdiğinden ülkemiz sularına  balast sularıyla giren canlıların  azaltılması için de bir    avantajdır.Bununla birlikte,sözleşmenin uygulanması ülkemizi bir çok boyutuyla ilgilendirmektedir. Bunlar; deniz çevresinin korunması , sektörel ve idari boyutlar olarak sayılabilir.   22 madde ve 5 ekten oluşan sözleşmenin   deniz çevresinin korunmasına yönelik önemli görülen kısımlar sözleşmenin uygulanmasıyla ilgildir . Sözleşmenin nasıl uygulanacağı konusu bence bir çok yeni sorunu da beraberinde getirirken bu sorunların giderilmesi daha çok gelişmiş veya  başta Amerika ‘nın uygulamalarına bakılarak  halledilecektir.

Sözleşmeye taraf ülkelerin uygulamaları 3 .maddede yer almakta olup , ülkelere bazı istisnalar tanınmaktadır. Bunlar , balast  taşıma kapasitesi olmayan gemiler ,  kendi iç sularında ve kısa mesafede dolaşan gemiler , sınırdaş ülkelerin   çevre , mal , insan sağlığı ,  can, mal ve kaynaklarına  zarar  verilmemesi halinde  iç limanlar  arasında çalışanlar ile  ticari olmayan  askeri  gemileri kapsamaktadır.  Dolayısıyla bazı gemiler  anlaşma dışındadır. Anlaşma dışında tutulan gemilerin nehir taşımacılığı veya kanallarda yaptıkları taşımacılık sonucu karinalarına yapışarak gelecek/ gelen canlı gruplarının eliminasyonu konusu açık noktalardan biridir. Diğer yandan , askeri gemilerin  denetlenmesi  de  bir tabu olarak devam etmektedir.

Sözleşmenin 5. maddesi  sediment ( Balast suyu içinde biriken , tortu , çamur)  alım tesisleri bulundurma zorunluluğudur.  Sözleşme en erken 2009 + olarak  yürürlüğe girecekse de  bu tür sediment alım tesisleri  için    bölgeler itibarıyla bir fizibilite çalışması  yapılması / yaptırılması  gelecekteki uygulamalar için önem taşıyacaktır.  Diğer yandan , Sözleşme  yakın  zamanda yürürlüğe girmemesine karşın bir çok ülke   konuyla ilgili çalışmalara başlamıştır. Bu nedenle ,  özellikle tanker yoğunluğu ve  liman  kapasiteleri dikkate alınarak  Karadeniz , Marmara Denizi , Ege Denizi’nde ve Akdeniz limanlarında  sediment alım tesisleri için fizibilite   çalışmalarına   başlanılması önerilmektedir. Diğer yandan , ülkemizde   sintine alım tesisleri bile yeterli değildir ve kuruluşunda eksiklikler bulunmaktadır.Bu nedenle , liman alım tesisleri   yatırımları ve işletilmesi kuralları içine bu  sedimentlerin alımı , taşınması ve bertaraf edilmesi( ağırlıkla zehir içerebilirler)  için  standarların oluşturulması için ilgili kurumların işbirliği  gerekmektedir. Sediment alım tesislerinin yasal olarak kimin  kuracağı ve işletileceği  konusunda   karar verildikten sonra bu tesisler mevcut alım tesislerinin yanında konuşlandırılabilir. Bu konudaki  yatırımlar için proje karşılığı , örneğin  Karadeniz için Karadeniz çevre programı , Akdeniz için de Akdeniz eylem planı  kapsamındaki fonlara başvurmak ilk aşamada en doğru yol olarak görülmektedir.

Sözleşmenin 6. maddesi  , teknik ve bilimsel  araştırma ve izlemeyi içermektedir.Bu noktada , mevcut az sayıdaki çalışmanın  artırılması için ulusal balast çalışma komitesi   adıyla   Denizcilik müsteşarlığının başkanlığında  bir komitesin kurulması önerilmektedir. Komitenin çalışma esaları belirlenerek  komiteye diğer ilgili kurum ve kuruluşlarında davet edilmesi önerilmektedir. Böylece , bu konudaki gelişmeler takip edilebilir ve bilgi alışverişi sağlanmış olur.

Sözleşmenin ek B bölümünde  balast suyu değişimi konusu için  derinlik ve kıyıdan  başlayan uzaklık olarak  iki  yaklaşım bulunmaktadır. Bunlar , en az 50 ve 200 mil uzaklıkları ile 200 m. derinlik  kriterleridir. Bir başka  ifadeyle , ülkeler  kendileri ve/ veya kıyıdaş ülkelerle işbirliği halinde  balast suyu değişim alanlarını/ yerlerini  belirleyeceklerdir. Bir çok ülke bu çalışmalara zaten  başlamış bulunmaktadır.Bu konuda  yukarıda oluşturulacak  ulusal komitenin bu alanların  oluşturulmasında da katkıda bulunması beklenebilir.Bu konuda Karadeniz ülkeleriyle Bükreş sözleşmesi veya İstanbul  komisyonu kapsamında  ortak alanların belirlenmesi   faydalı olabilir. Kendi  sularımızda ise en az  Batı karadeniz ,Orta ve Doğu Kardenizde  uygun balast suyu değişim alanların oluşturulması gerekmektedir. Aynı alanlar Marmara , Ege ve Akdeniz için de  planlanarak  balast değişim yerleri Denizcilik müsteşarlığı vasıtasıyla IMO’ya bildirilebilir.

Sözleşmenin D kısmında yer  alan zehirli Vibrio , E. coli ve diğer türlerle ilgili olan temel değerler ve standartlar Dünya   Sağlık Örgütü ( WHO) ve AB   deniz suyu yüzme standartları   direktifleri  gözönüne alınarak  hazırlanmıştır.Bu miktarların sınır değerlerinin denetlenmesi ve doğal konsantrasyonları konusunda  da teknik kuruluşlarla iş birliği yapılması gerekmektedir. Sözleşmeyle ilgili çalışma grubu toplantıları MEPC 52. dönem de devam etmiş , 53. dönemde de devam edecektir.

Sözleşmenin  yürürlüğe girmesi  zaman alacağından hazırlık için süre bulunmaktadır.Ancak  ülke olarak gerekli teknik , idari , kurumsal  çalışma ve hazırlıklarının şimdiden  yapılması  sözleşmeye taraf olunduğununda uygulama  kolaylıkları getirecektir.Ayrıca , sözleşme yürürlüğe girmeden  bu standartlara uyacak ülkeler için  denizlerimizden geçiş sırasında uyacakları kuralların belirlenmesine de fayda sağlayacaktır. Nihayet , Sözleşmenin  bütünüyle ve son halinin ekleriyle Türkçeye tercüme edilmesi  tamamlanmış olup bir kitapçık halinde basılmasına  bu günlerde başlanacaktır. Ayrıca , gemi balast sularının kontrolü ve izlenmesiyle ilgili de bir kitap çıkarılmış bulunmaktadır.

Ülkemiz , gemi balast sularıyla taşınan zararlı canlılarından  yeterince etkilenmiştir. Örneğin 1980 ‘li yıllarda  Tanker balast sularıyla  gelen Taraklı medüz ( Mnemiopsis leidyi ) ile 1960 ‘lı yıllarda gelen  Deniz  Salyangozu (Rapana venosa) başta , Karadeniz ve Marmara denizi’nde bir çok ekolojik değişiklik  yanında balıkçılığımıza da önemli zararlar vermiştir. Bu zararların telafisi ve  karşılanması için limanlarda ve  gemilerden balast örneklemesi yapılarak risk değerlendirilmeleri yapılması  gerekmektedir. Limanlardaki örneklemelere geçen yıl Zeyport limanından başlanmış olup hem liman içinden hem de gelen gemilerden  balast örneklemesi yapılarak  analiz edilmeye başlanmıştır.Ayrıca , Haydarpaşa limanından da  örneklemelere devam edilmektedir. Elde edilen sonuçlar IMO tarafından yayınlanan IMO Globalast/ News bölümünde yayınlanmakta , ayrıca elde edilen veriler bir bilgi bankasına yüklenerek ulusal veri tabanı oluşturulması için çaba sarf edilmektedir. Örneklemelerde  özellikle zehirli sucul organizmaların nitel ve nicel  analizleri yapılmaktadır.  Halen  Karadenizde Ukrayna tarafından yürütülen  Globalast  projesine ne yazık ki  geçen dönemlerde ülkemiz ilgi  göstermemiş  ve proje için  Ukrayna IMO desteği de alarak  bir adım öne çıkmıştır.

Son dönemde müsteşarlık tarafından yapılan çalışmalar  daha önceki dönemdeki çalışmaları telafi etmeye yönelikse de  bu ülkenin  belli bir mesafe  aldığını kabul etmemiz gerekmektedir.  Ne olursa olsun , bu konuda yapılacak daha bir çok çalışma  bulunmaktadır. 

TÜDAV , bu konudaki çalışmalara devam etmekte olup , bilgi ve tecrübelerini ilgilenenlerle  her zaman olduğu gibi paylaşmaya hazırdır.