Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) bünyesinde su ürünleri konusunda faaliyet gösteren enstitüler tarafından stok, balıkçılık/avcılık ve akuakültür araştırmaları, biyo-ekolojik, genetik, oşinografik ve limnolojik araştırmalar ile ıslah çalışmaları yürütülüyor.

Denizlerde 1 Eylül’den itibaren avlanma yasağının sona ermesiyle balık pazarları hareketlenmeye başladı. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de üretim ve ticaret boyutuyla su ürünleri sektörü her geçen gün gelişiyor. Türkiye su ürünleri üretiminde denizler, iç sular, göl ve göletleriyle şanslı bir konumda bulunuyor.

Türkiye’nin denizleri ve iç suları, yaklaşık 25 milyon hektarlık bir yüzey alanına sahip. Bu, tarım alanlarına yakın bir alan anlamına geliyor. Gelecekte de bu kaynaklardan verimli bir şekilde yararlanabilmek için korunmaları ve sürdürülebilir kullanımları büyük önem taşıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı TAGEM bünyesinde su ürünleri konusunda çalışan enstitüler, stok araştırmaları, balıkçılık/avcılık araştırmaları, biyo-ekolojik ve genetik araştırmalar, oşinografik ve limnolojik araştırmalar ile akuakültür araştırmaları ile ıslah çalışmaları yürütüyor.

Sorumluluk sahası Karadeniz olan Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü ile sorumluluk sahası Akdeniz ve Ege Denizi olan Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü tarafından, denizlerde balıkçılık yönetimine esas oluşturacak verilerin elde edilmesi, ticari balık stoklarının tahmini ve izlenmesi amacıyla SÜRAT Araştırma-1 ve Akdeniz Araştırma-I gemileriyle deniz araştırmaları yürütülüyor. Ayrıca, iç sularda ticari su ürünleri stoklarının izlenmesi çerçevesinde, göl ve baraj göllerinde Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü ile Elazığ Su ürünleri Araştırma Enstitüsü tarafından projeler uygulanıyor.

Su ürünleri üretimi geçmişte daha çok avcılık yoluyla yapılırken, günümüzde avcılıkla yetiştiricilik miktarı birbirine yaklaşmış durumda. Geçen av sezonunda avlanan deniz balıklarının miktarı 292 bin ton olarak kayıtlara geçti. Avlanan deniz balıklarının türlere göre dağılımı incelendiğinde, hamsi 171 bin ton ile en yüksek miktarda avlanan balık oldu. Hamsiyi yaklaşık 27 bin ton ile çaça ve 23 bin ton ile palamut ve torik takip etti. En verimli deniz olan Karadeniz’de, kıyıdaş ülkeler ile karşılaştırıldığında avcılığın yüzde 60’ından fazlası Türk balıkçılar tarafından yapılmakta. Ayrıca Bakanlığa bağlı enstitüler tarafından doğal stokları desteklemek amacıyla 25 yıldır balıklandırma çalışmaları yürütülüyor.

"Kredi kullanımları 1 Eylül’den itibaren başladı"

Denizlerdeki av yasağının 1 Eylül’den itibaren sona erdiğini, kendisinin de İstanbul’da balıkçılarla "Vira bismillah" dediğini anımsatan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, konuyla ilgili yaptığı açıklamada denizlerdeki ekosistemi korumanın önemini vurguladı. Sadece balıkları değil, deniz çayırlarını, algler ve deniz ekosisteminin tamamını korumak gerektiğini belirten Kirişci, Bakanlık olarak kontrol ve denetim botlarıyla denizleri ve iç suları koruduklarını aktardı.

Amaçlarının hem ülkenin bugününü ve geleceğini hem de balıkçılık ile geçimini sağlayan vatandaşları korumak olduğunun altını çizen Kirişci, bu çerçevede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla politika faizi olan yüzde 13,5 üzerinden balıkçılara Ziraat Bankası’ndan işletme kredisi kullandırılmasının önünü açtıklarını ve bu müjdeyi de 1 Eylül’de verdiğini anımsattı.

Kirişci, başvuruların alınmaya ve kredilerin kullandırılmaya başlanmasının balıkçılara hayırlı olması temennisinde bulundu.

Kaynak: iha