Gölü yıllarca besleyen ve varlığını sağlayan nehirlere baraj inşa edildi. İnsan eliyle başlatılan yok oluş tüm canlılar için acı bir sonun başlangıcıydı.

Bir iç denizin yok oluşu ve çöldeki gemilerin sırrı Aral Gölü'nün 'pamuk' uğruna yok edilmesinde saklı.

Kazakistan ve Özbekistan arasında yer alan Aral Gölü bir zamanlar 68 bin kilometrekarelik yüz ölçümüyle Asya'nın ikinci, dünyanın dördüncü büyük gölüydü. Büyüklüğü nedeniyle deniz olarak da adlandırılan Aral Gölü, adını Moğolcada 'adalar' anlamına gelen 'aral' kelimesinden aldı. Tatlı su gölü, 20'nci yüzyılın ortalarına kadar şaşalı bir görünüme sahipti. Ancak 1960'lı yıllara gelindiğinde gölde tehlike çanları çalmaya başladı. Bunun sebebi ise Sovyetler döneminde uygulanan yanlış politikalardı. Alınan yanlış kararlar bir zamanların en büyük gölü olan Aral'ı zaman içinde kuruttu, büyük bir çevre felaketine sebep oldu.

YANLIŞ KARARLAR CEHENNEME ÇEVİRDİ

60'lı yıllardan itibaren Sovyetler'de hayata geçirilen yanlış mühendislik projeleri Aral Gölü'nü kuruma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. Aral'ı besleyen ve canlı çeşitliliğini sağlayan iki nehrin yönü Sovyet sulama projeleri için değiştirildi. Nehirlerin önüne barajların kurulması gölün 1960'lı yıllardan itibaren giderek küçülmesine sebep oldu. Bu küçülme ileride büyük kayıplarla sonuçlanacak bir sürecin yalnızca başlangıcıydı.

1980'li yıllara gelindiğinde Aral Gölü 1960'lardaki su varlığının yarısını kaybetti, gölün içilebilir özelliği olumsuz yönde etkilendi, aralarında sazan, mersin balığı ve tekir gibi pek çok balık türü ise yok oldu.

Sovyetler'de uygulanan yanlış politikalar, ihtişamıyla 20'nci yüzyıla kadar herkesi büyüleyen Aral Gölü'nü adeta cehenneme çevirdi.

Kaynak:Milliyet

Editör: Nermin İstikbal