Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nde (ALKÜ) Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin dünü, bugünü ve geleceği masaya yatırıldı.

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Eğitim Fakültesi Konferans Salonu’nda Prof. Dr. İlyas Topsakal tarafından “Türkiye ve Rusya: Dünü, Bugünü ve Geleceği” konulu konferans gerçekleştirildi. Konferansa ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan, dekanlar, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Programın açılış konuşmasında Prof. Dr. İlyas Topsakal’dan “Abim” diye bahseden Rektör Kalan, “Prof. Dr. İlyas Topsakal’ı taktim etmek benim için büyük bir güçlük. Çünkü hocamız sadece akademik çalışmalarıyla değil, sahada da bu işin ilmini sonuna kadar icra etmiş. Saha tecrübesi ile birlikte bu gün devletimizin Rusya Federasyonuyla yürütmüş olduğu müzakerelerde de yol alan son derece değerli bir şahıstır. Ülkemizin gelecek perspektifine, Eğitim Fakültesi’nin konferans salonunda bir bakış atacaksınız. Bu sebeple şanslı olduğunuzu bir kez daha belirtmek istiyorum” diye konuştu.

Topsakal: “Kırım Türk ülkesidir”

Ardından kürsüye davet edilerek programda bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. İlyas Topsakal, “Tarihte biz Rusya ile nasıl bir ilişki içinde bulunduk sorusunun cevabını aramakla işe başlamalıyız. Bu cevaplara baktığımızda her iki milletinde hafızasında pek hoş hatıralar yok. Çünkü bizler Türk-Rus savaşlarını okuya okuya büyümüş bir nesiliz. Herkes Kırım’ı bilir. Kırım’ında Ruslar tarafından ilhak edildiğini herkes bilir. Hangi taraftan bakarsanız bakın orası bir Türk Ülkesi’dir. Bizim tarihimiz açısında da bizim oralarda çok büyük hatıralarımız vardır. Bu hatıralar canlı iken Türkiye-Rusya ilişkilerini çokta sağlıklı, öyle rahat siyasi teoriler üzerinden anlatmakta zorluk çekiyorum. Çünkü daha bizim hatıralarımız tazedir” dedi.

“2010’dan sonra dünya konsepti değişti”

Daha sonra Türkiye ve Rusya arasında oluşan ilişkinin temelini tarihsel bir süreçlere değinerek anlatan Profesör Topsakal, “Günümüzde Türk Rus ilişkilerini belirleyen unsur ne diye sorarsanız. Dünyadaki konjektörün değişmesidir diye cevaplarım. Bu cevabın nasıl oluştuğunu ben sizlere biraz daha açmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti 2010 yılına kadar dünyada Avrupa Birliği uyum yasaları, Birleşmiş Milletler ve NATO’nun uyum yasaları çerçevesinde her yıl strateji belgelerini buna göre belirliyordu. Sizler de siyaseti yakından takip ediyorsunuzdur. 2010 yılından sonra konsept biranda değişti. 1991’den sonra Rusya ve Sovyet bloğu çökünce dünya tek kutuplu oldu. Yani NATO dünya da dominant oldu. Amerika dünyada tek etkin güç haline geldi. Tek etkin gücün birçok dezavantajları da vardır. Yani birisi sizin hakkınızda karar veriyor ve herkeste buna uyuyor. Rusya 2010 yılına kadar hiçbir şekilde bu olaya çok ses çıkarmadı. 1991-2010 yıllarında kadar zaten Rusya zor zamanlar yaşadı. Bu dönemde gerçekten çok büyük bir çöküş yaşadı ve insanlar aç kaldı. 20 dolar parayı bir ayda harcayacak yer bulamıyordunuz çünkü harcayacak bir şey yoktu” şeklinde konuştu.

“ABD’ye karşı gruplar oluştu”

Böyle bir ülkenin dominant olarak ABD’ye ses çıkarması imkânsızdı. Yer altı zenginlikleri ve fabrikalar çok fazlaydı. Bir süre sonra oligarklara oluştu ve onlar zenginleşti. Başkanın sözü alttaki oligarklara ve meclise geçmedi. 2010’da Putin iktidara yeniden tam bir şekilde gelince artık güvenlik ve askeri konseptinde dünyaya meydan okumaya başladı. Dünya artık tek bir kutuplu olmaktan çıktı. O zaman dünyada Amerika’ya karşı bir grup oluşmaya başladı ve Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu dünyaya, dünya 5’ten büyüktür sözüyle her ortamda hatırlattı. Bu aslında dünyada gerçekte var olan bir şeydi. Dünya tek başında bir ülke tarafından yönetilecek bir yer değil. Dünyanın bu gidişata karşı bir rahatsızlığı vardı. Türkiye Rusya arasında oluşan ilişkinin temeli de budur” diye konuştu.

Programın sonunda, ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan, Prof. Dr. İlyas Topsakal’a “Alaaddin Keykubat Mührü” takdim etti.

Kaynak: iha