ABD ‘DE, KABOTAJ KANUNUNUN  YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNİN 100.CÜ YILINDA, FİLOSUNUN %94’Ü YABANCI BAYRAK ALTINDA ÇALIŞIYOR. 

Yazan HARUN ŞİŞMANYAZICI Ekonomist / Öğretim Görevlisi 

Bu yazı rahmetli Kpt Gökalp CANER anısına ithaf olunur. 

Bilindiği üzere ABD 1.ci Dünya Savaşına 1917 yılında girmiştir. Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde, ABD başkanı Woodrow Wilson,ABD ‘nin tam bir yansızlık siyaseti benimsediğini açıklamış, bütün Amerikalıların gerek düşünce ,gerekse eylemde yansız olmalarını istemiştir. Ancak Fransa’nın işgali ve yansız Belçika’ya Almanların girmesi, ABD’de İtilaf Devletlerinden yana bir kamuoyu oluşmasına yol açmıştır. 

Savaş sırasında ABD, Fransa’ya bol miktarda silah ve askeri malzeme satmış ve bunları kendi gemileri ile taşımıştır. Buna engel olmak isteyen Almanya, denizaltıları aracılığı ile bazı Amerikan gemilerini batırmış ve bunun üzerine ABD İtilaf devletlerinin yanında savaşa girmiştir. Almanya’ya karşı savaş ilanından sonra iki hafta içinde 1.250.000 dwt 122 ticari gemi Alman denizaltıları ve savaş gemilerince batırılmıştır. 

 Bunun üzerine ABD Federal Hükümeti 16 Nisan 1917 de  EFC- Emergency Fleet Corporation’u tesis ederek bunun  vasıtası ile askeri ve ticari gemi inşası için Philedelphia yakınlarındaki Hog ISLAND’da American Shipbuilding Corporation ile anlaşarak dünyanın en büyük tersanesini inşa ettirmiş ve burada 4 yılda 122 ticari  ve askeri birliklerin taşınmasına uygun gemiler inşa edilmiştir. 

ABD’nin Avrupa’ya gelmesi ile savaşta denge değişmiş ve bu savaşı İtilaf devletleri kazanmıştır. Bu savaştan ABD dünyanın 1.ci büyük ekonomisi olarak çıkmıştır. Bu savaşta ABD gerek itilaf devletlerine yaptığı yardımlar ,gerekse direk savaşa girdiği dönemde kaybettiği gemileri dikkate alarak savaş ve kriz dönemlerinde ülkelerin askeri filo kadar ticari filosunun ve bu gemilerde kendi vatandaşlarının çalışmasının  önemini keşfetmiştir. Bunun üzerine ticari gemi filosunu ve bu gemilerde çalışacak gemi personelini oluşturmak, bunun için ABD gemi inşa sanayini teşvik etmek, bu tersanelerin standartlarının askeri gemi inşa düzeyine çıkartmak ve gemilerde de aynı standardı gözetmek üzere(İkinci dünya savası sırasında seri halde 45 günde üretilen Liberty type gemilerde kaynak işçiliğinin ve diğer hususların çok da iyi olduğunu söylemek mümkün değildir) 1920 tarihinde Jones Act’ı (Merchant Marine Act) uygulamaya koymuştur. 

Bu yasaya göre ABD limanları arasında yük ve yolcu taşıyacak olan gemilerin i) hisselerinin min  %75ine sahip Amerikan vatandaşları tarafından yönetilen şirketlere ait olması, ii) Tekne ve üst yapının tamamının ve outfitting’lerin önemli bir kısmının Amerika’da inşa edilmesi, iii)Bu gemilerde çalışan kaptan ve zabitlerin tamamı mürettebatın ise  en az %75’inin Amerikan vatandaşı veya ABD de daimi oturma izni olan kişiler olması, iv) Geminin Amerikan siciline kayıt edilmesi ve ABD bayrağı taşıması gerekmektedir. Bu niteliklere haiz olmayan gemiler ABD kara suları ve Ana Kara ile Amerika’ya  bağlı adalar arasında yük ve yolcu taşıyamamaktadır. Jones Act tahtında ABD bayrağı çeken gemilerin tamir ve bakımının da yine ABD de yapılması gerekmektedir. (Çelik işinin ağırlık olarak max %10 unun dışarıda yapılmasına müsaade edilmektedir) 

Bu yasadan amaç ABD’nin askeri ve ticari filosunu sayı ve nitelik olarak geliştirmek ve gemi adamlarını sosyal ve özlük hakları bakımından güvenceye alarak bu mesleğe ilgiyi artırmak, iş imkanı sağlamak böylece savaş ve kriz zamanlarında kendi yeterli ticari filo ve gemi adamına sahip olmaktır 

Ticari filonun artırılması ve bunların savaşta kullanılabilmesi ve aynı zamanda ticari filonun da üretilmesi sayesinde askeri gemilerin üretimine zemin hazırlanması için tersanelerin ve burada inşa edilecek gemilerin de standartlarının geliştirilmesi gerekmektedir.  

Bu ise hem gemilerin inşa maliyetlerini artırmış hem de Jones Act ile  ABD’li gemi adamlarına tanınan sosyal güvenlik şemsiyesi, ölüm ,kaza ve iş görmezlik tazminatları, çalışma süre ve koşullarının iyileştirilmesi gemi işletenlerin personel maliyetlerini yükseltmiştir.  

2014 yılında Amerika Kongre Araştırma Servisinin bir raporunda bu kanuna göre işletilen ABD gemilerinin işletme maliyeti aynı nitelikteki diğer yabancı bayraklı gemilere göre iki misli fazla olmaktadır. Drewry Maritime Research’un 2013 tarihli raporuna göre ise bu gemilerin inşa maliyeti diğer Çin ya da G.Kore gibi ülkelerde inşa edilen gemilere göre 4 misli pahalı olmaktadır. 

 Ancak buna karşın ABD’de inşa edilen ve bu yasanın maddelerine uygun olan gemiler kabotaj hakkını elde etmekte, ilaveten federal  fonlar tarafından satın alınan malların büyük bir bölümünün , askeri yüklerin %100’ünün, askeri yardımların anlaşmaya göre yardım yapılan ülke ile anlaşılarak %50 sinin , hükümet tarafından satın alınan  yüklerin %50 sinin (Büyük Kabotaj)taşınması bayrak ayrımcılığı ile ABD bayraklı gemilere verilmektedir. 

 ABD geçtiğimiz yıllar içinde dünyanın en büyük petrol üreticisi olduktan ve doğal gaz/petrol ihracına başladıktan sonra bu mallarında önümüzdeki yıllarda belli bir yüzdesinin ABD bayraklı gemilerce taşınmasını kanunlaştırmak istemiştir. Bu cümleden olmak üzere;2016 yılında Energizing American Shipbuilding Act adlı kanun teklifi ile, bu teklif kanunlaştıktan sonra  ABD ham petrol ve doğal gaz ihracatının belli zaman dilimleri içinde giderek artan şekilde 2025 den sonra %30 unun ABD bayraklı gemiler ile taşınması istenmekteydi. Ancak bu kanun teklifi yeterli desteği alamamıştır. 2018 yılında ise bu kanun teklifinin bir revizesi şeklindeki yeni bir kanun teklifi ile ABD LNG ihracatının ilk 7 yıl için minimum %2 den başlamak ve yıllar itibari ile giderek artan şekilde 2040 dan sonra %15 inin, ham petrol ihracatının ise yine aynı metotla 2032 den sonra %10’nun ABD de inşa edilen Amerikan bayraklı gemiler ile taşınmasını içermekteydi. Bu kanun teklifi ile ilgi süreç devam etmektedir. Bu yeni kanunun kongreden geçmesinin ABD de 50 den fazla geminin inşasına imkan sağlaması beklenmektedir. 

Hal böyle olmakla beraber tüm bu avantajlara rağmen, jones Act dan murat edilen sonuç elde edilememiştir.  

Bu yasa  bir gurup hizmet sağlayıcısının, tersanenin ve gemi çalışanının menfaatine olurken , ülkenin kendi bayrağı altında çalışan filosunun azalmasına ve bu hizmetlerden yararlanan hane halkının bu hizmeti pahalıya satın alması nedeni ile aleyhine olmaktadır 

 Jones ACT 1920 de çıktıktan sonra HOG İSLAND’daki tersane sessizliğe bürünmüş ve ABD de 1922 -1937 arasında sadece 2 gemi inşa edilmiştir.(Tabi ikinci dünya savası sırasında Liberty ve Victoria tipi gemiler hızlı bir şekilde ve çok sayıda inşa edilmiştir) Bu gün ABD ticaret filosunun %94 ‘ü yabancı bayrak altında çalışmaktadır.(Panama, Liberya ve Honduras ağırlıklı olmak üzere) ABD Bayraklı ticaret filosunun 1000 den fazla gemiden oluştuğu ve ABD dış ticaretinin %10 dan fazlasının ABD bayraklı gemilerle taşındığı son yıl 1960  olmuştur. Bu oran 1977-1993 arası %4’e, 2003 de %2 ye düşmüştür. 2000-2016 arasında ABD bayraklı gemi adedi 193 den 99’e düşmüştür. 

Bu gün için ABD ithalatının ve ihracatının sadece %1.5’u 88 adet ABD bayraklı gemiler ile taşınmaktadır. Yabancı bayraklı gemilerde de çoğunlukla yabancı uyruklu gemi personeli çalışmaktadır. Kısaca Jones Act’ın  ABD’nin bu kanunun çıkarılmasındaki amaçlara hizmet etmediği gibi  düşünülse bile , Kolay yada Elverişli bayrağı oluşturan da ABD olup, geçmişte ve bu gün önemli Serbest Bandıra ülkelerinde  bu sistemi yöneten ve işleten şirketler Amerikan Şirketleri olmaktadır. Panama, Liberya ve Marshall Island gibi. 

Meseleye hane halkının refahı açısından yaklaştığımızda ise; savaş ve kriz zamanlarında faydalı olan bu yasa barış zamanında deniz aşırı eyaletlere ana karadan giden malların ABD bayraklı gemilerle taşınabilmesi şartı yüzünden, bu malların nihai tüketiciye ulaşım bedelini pahalandırmakta ve iktisadi refahını ters yönde etkilemektedir. Bu nedenle Alaska, Guam, Hawaii ve Puerto Rico yüksek yaşam maliyeti ile karşı karşıya bulunmaktadır. Bu yüzden de tahılı yabancı bayraklı gemiler ile Kanada ya da Arjantin'den almak ekonomik olmaktadır. ABD alt yapısı ve boru hatlarının da çok eskimiş ve yetersiz olduğu dikkate alınarak söz konusu yöre halklarının özellikle Hawaii’nin sıvı doğal gaz taşımalarında (ABD Bayraklı gemi ile taşıma ekonomik olmamaktadır) yabancı bayraklı gemi kullanımı talebi Trump tarafından ret edilerek JONES ACT’ın arkasında durulmuş, bundan taviz verilmemiştir. Ancak bu eyaletin enerji maliyeti giderek artmaktadır.  Jones Act Hawaii’nin GSYIH’nı %3.1oranında azaltmakta buda kişi başına 1.104 usd kayba neden olmaktadır.  Puorto Rico’ya maliyeti ise 1.2 Milyar usd ,kişi başına maliyeti ise 375 usd olmaktadır. John Dunham and Associations’un araştırmasına göre Ana Karadan Purto Rico’ya ABD bayraklı gemiler ile taşıma maliyeti Jones Act yüzünden dökme yükler için %41-62, Konteyner Yükleri için %29-89 arası daha pahalı olmaktadır. North Carolina Devlet Üniversitesi Ekonomi Profesörü Thomas Grennes’e göre ise Jones Act yüzünden Standart konteynerlerin Newyork’dan Puerto Rico’ya taşınma maliyeti Jamaika’ya taşınma maliyetinden, Los Angeles’den Hawaii’ye taşınma maliyeti ise aynı limandan Shanghai’ye taşınma maliyetinden daha fazla olmaktadır. 

OECD ‘ye göre  JONES ACT’ın Puerto Rıco, Hawaii, Alaska halkı ve çok sayıdaki Amerikalının isteği paralelinde yürürlükten kaldırılması ABD ye 19 Milyar ile 64 Milyar arasında fayda sağlayacaktır. Ancak başta Trump olmak üzere ABD ‘nin yerleşik nizamı buna karşı çıkmaktadır. Çünkü kabotaj kanunu gereği karasularında deniz taşımacılığı ve bunun ulusal bayrak taşıyan gemiler ile yapılması  bir çok ülkede ekonomik olmasa da ,1920 yılında bu kanunun çıkmasına neden olan unsurlar ABD ve bir çok ülkede  hala önemini korumaktadır. KABOTAJ GÜNÜMÜZDE KARASULARINDA DENİZ TAŞIMACILIĞI BAKIMINDAN EKONOMİK OLMAKTAN ÇOK STRATEJİK VE BU SULARDA HÜKÜMRANLIK HAKKININ KULLANILDIĞININ BİR İŞARETİDİR. Bu nedenle ABD Dünya Ticaret Örgütü himayesinde oluşturulan Servis sektörlerinin liberalize edilmesi anlaşmasında da Kabotaj taşımalarının liberalize edilmesini bizim gibi kabul etmemiş ve bu konuda rezerv koymuştur. 

Not; Merhum Gökalp Caner DB Deniz Nakliyatın önemli kaptanlarından biri olup, Kuzey Avrupa Bölge Temsilciliği, Harekat Dairesi Müdürlüğü, Uluslararası Sözleşmeler Komitesi Başkanlığı ve 9 Eylül Üniversitesinde hocalık yapmıştır.  

24.06.2020. İstanbul