Ocak ayı başında ABD Deniz Kuvvetleri Bakanı Maybus’a Savunma Bakanı Ashton Carter’dan bir direktif geldi. Söz konusu direktifte Bakan, Deniz Kuvvetleri’nin bütçesini kısmasını ve harcama metotlarını değiştirmesini istiyor. Özetle donanmadan daha çok gemi inşa edilmesi yerine daha çok akıllı mühimmat ve silah sistemlerine para harcanması isteniyor. Carter, “caydırmak önemli ama bizim gerektiğinde savaşma ve kazanmaya ihtiyacımız var” diyor. Bu ikazın Çin’in ikinci uçak gemisini inşa programına başladıklarını resmi olarak açıkladığı günlere denk düşmesi gözlerden kaçmadı. Bakanın bu ikazı, Amerikan amirallerini çok rahatsız etti. Bu kararı “ABD Deniz Kuvvetleri buzdağına çarptı” şeklinde niteleyenler bile oldu.

OBAMA DONANMAYI KÜÇÜLTÜYOR
Ashton Carter’ın Başkan Obama ağzı ile düşünüp konuştuğu bilinen bir gerçek. Çok tecrübeli bir savunma uzmanı olan Carter, donanmanın 308 gemi sayısını aşmaması gerektiğinin altını çiziyor. Direktifinde “bu sayının sorumsuzca geçilmesine izin verilmemelidir” ifadesini kullanıyor. Onu eleştirenler ise sayıların önemli olduğunu zira o sayede caydırmanın kazanılacağını; caydırmanın savaşmaktan çok daha ucuz ve kolay olacağını savunuyorlar. Caydırmak varlık göstermekten geçiyor. Varlık göstermek de yüksek harekat temposu ve çok sayıda gemi demek. Donanma çevreleri, değişik yayınlarda gözlemlenen görüşler paralelinde bakanın bu ikazının deniz stratejisini, dost ve düşman algısını değiştireceğini ve çok tehlikeli olduğunu savunuyor. Bu düşünce sahiplerine göre ABD, II. Dünya Savaşından bu yana en karmaşık ve kapsamlı küresel güvenlik krizini yaşıyor. Bir deniz haydutluğu saldırısını caydırmanın, kaçırılan bir gemiye SAT birlikleri ile operasyon gerçekleştirmekten çok daha ucuza mal olabileceğini, ya da Çin’in son yıllarda yarattığı özellikle Güney Çin Denizi’ndeki suni adacıkların inşa sürecinin bölgede karakoldaki bir uçak gemisi ile diplomatik protestolar veya alçak uçuş gösterilerinden çok daha etkin şekilde caydırılabileceğini iddia ediyorlar. 

BORÇ YÜKÜYLE DONANMA BÜYÜYEMEZ
ABD Donanmasına finansal en büyük darbeyi, 2008-2014 arasında Obama yönetimi vurdu. Vurmaya da devam ediyor. 14 trilyon dolar kamu borcuna saplanan Amerikan ekonomisi nedeniyle Obama, savunma bütçesinde üst üste iki kesinti yaptı. Cumhuriyetçilerin büyük muhalefetine rağmen, 10 yıllık savunma bütçesinden 472 milyar dolar kesinti (defense cut) ve üstüne üstlük bu kesintiden kısa süre sonra 10 yıllık savunma bütçesinden ilave 472 milyar dolara el koymaya (sequestration) karar verildi. 
Bugün donamanın 273 savaş gemisi var. Hizmetten ayrılacak yaşlı gemilerin durumu göz önüne alındığında 2022’den önce 308 gemi hedefini yakalamak mümkün görünmüyor. Savaş gemisi inşa programları Obama yönetimi tarafından sürekli revize ediliyor ve pek çok projede gemi sayısı düşürülüyor. Bu durum 308 gemi hedefini yakalamayı bile ileride zora sokabilecektir. Carter bu sayının geçilmesine tahammül edilemeyeceğini kullandığı “sorumsuzluk” kelimesi ile ifade ediyor. 
Diğer yandan Başkan Obama’nın Dört Yıllık Savunma Gözden Geçirme Raporu’nun (QDR) görevlendirdiği Ulusal Savunma Paneli, donanmanın 323 ile 346 arasında savaş gemisine sahip olması gerektiğini savunuyor. Bu sayının Batı Pasifik’te çıkabilecek bir çatışma için gerekli olduğuna vurgu yapılıyor. Bir önceki 2010 yılı gözden geçirme raporu da 346 gemi talep ediyordu. Bu talep yapıldığında Rusya ile ilişkiler bozulmamış, IŞİD ortaya çıkmamış, Çin suni adaları hizmete sokmamıştı. 

DİREKTİFİN ZAMANLAMASI VE GERÇEKLER
Carter’ın donanmayı ikaz direktifi tarihin bir tesadüfü olsa gerek, Çin Donanması’nın büyümesinin en somut ifadesi olan ikinci uçak gemisi inşa kararı ile çakışıyor. Hatırlanacağı üzere Çin donanmasının 190 savaş gemisi ve yüzlerce deniz karakol uçağı ile helikopteri var. Tamamı kendi olanakları ile inşa edilmiş bu gücün ana stratejik hedefi, Filipinler, Tayvan ve Japon adalarını birleştiren ilk adalar zincirinin içine rakip deniz gücü sokmamak. Silahlanmasını da buna uygun şekilde yapıyor. Diğer taraftan, savunma ve özellikle Deniz Kuvvetleri bütçesinde son yıllarda yaşanan artışın temel nedeni, Çin jeopolitik düşünce yapısında artık deniz ve okyanusların en tepe ve en öncelikli konu haline dönüşmesidir. Bu durumu Sovyetlerin Amiral Gorshkov döne- minde (1956-85) yaşadığı küresel deniz gücü oluşturma dönemine benzetebiliriz. 
Aradaki en önemli fark, Sovyetler bu donanmayı sosyalist ekonominin gücü ile devam ettiremedi. Çin ise devlet kapitalizmi ile bu gücü geliştirmeyi ve denizlerde jeopolitik güç olmayı hedefliyor. Çin, süratle denizcileşiyor ve ABD, Çin’in bu yoldan geri dönmesinin artık imkansız olduğunu görüyor. Bu rota- da Amerikan deniz gücü- nün Obama müdahalesi ile duraksaması ise Bush döneminde neo-conların ilan ettiği imparatorluk dönemi Amerikan gücünün artık inişe geçtiği, hayatın ve ekonominin gerçekleri ile yüzleşmeye başladığı ve olması gereken yere dönmeye başladığının işaretidir. 
Altın karşılığı olmayan dolara bağlı bir ekonomi ile büyük bir donanma işletme dönemi tarihin hiçbir döneminde bu çapta yaşanmamıştı. Bu yanlış bir dönemdi.