Bu günlerde hangi televizyonu açarsanız açın hangi gazeteyi okursanız okuyun seyrettiğiniz televizyon haberlerinde veya okuduğunuz gazetede Tuzla’da bulunan tersanelerden mutlaka bir haber vardır. Ne yazık ki bu haberlerin büyük bir çoğunluğu  işçi ölümle

Bu günlerde hangi televizyonu açarsanız açın hangi gazeteyi okursanız okuyun seyrettiğiniz televizyon haberlerinde veya okuduğunuz gazetede Tuzla’da bulunan tersanelerden mutlaka bir haber vardır.

Ne yazık ki bu haberlerin büyük bir çoğunluğu  işçi ölümleri ile ilgilidir. Çok yazık  yan sanayisi ile birlikte yılda 4 Milyar dolarlık bir girdisi olan ve 50 bin kişiye istihdam olanağı sağlayan bu bölge ölümle anılmamalı ölümlerin olmaması herkesin arzusudur.

Ölümlerin hiç olmaması için  ne yapmalıyız bunu düşünmemiz lazımdır.nerede nasıl bir hata yapıyoruz bu hatayı nasıl düzeltiriz diye toplumun her kesimine düşen bir görevdir. 

Hedef kimsenin ölmediği iş kazasının yaşanmadığı bir çalışma ortamının sağlanmasıdır.

Bunun için devletin yapacağı işler vardır, tersane sahiplerinin yapacağı işler vardır.

NTV televizyonunda 5 K 1 N programını izliyorum işçilerle röportaj yapılıyor. Çalışan bir işçi denizi ilk defa görüyorum diyor.

İşte burada durup düşünmek lazımdır.

Yüz yıla yaklaşan bir zaman içerisinde Haliç , Camialtı , İstinye , Pendik ,Alaybey  ve Hasköy Tersanelerinde irili ufaklı yüzlerce gemi inşa edildi , binlerce geminin bakım ve onarımları yapıldı acaba  bu işler sırasında kaç kişi iş kazası nedeniyle hayatını kaybetti.

Son yıllarda Tuzla Tersane bölgesinde yaşanan ölümlerin sayısı kadar yukarıda adını saydığım tersanelerde bir asır boyunca bu kadar iş kazası nedeniyle ölüm yaşanmamıştır..

Bunun nedenlerini araştırdım çok kitap karıştırdım günlerce internetten bir şeyler bulurmuyum diye saatlerce bilgisayarın başında oturdum nihayet aradığımı mühendis olabilmek için olağanüstü bir mücadele veren ve bunu yüzünün akıyla başaran ve Ömrünü gemi inşa sanayi için harcamış olan değerli büyüğüm Ali Can’nın BİR TARSANE BİR HAYAT ADLI kitabını okuyunca  buldum.

BİR TARSANE BİR HAYAT ADLI bu kitap başta kendisine gelecek arayan gençlerin okuması tekrar tekrar okuması satır satır ezberlemesi gereken bir kitap fakir bir işçi çocuğunun mühendis olmak için verdiği inanılmaz mücadele var bu kitapta  Bu kitabı yöneticiler okumalı yöneticilik yaptığı sırada yaşadığı olaylar ve bu olayların nasıl üstesinden geldiği yazılı kısaca toplumun her kesiminin okuması gereken bir kitaptır. Ve baş ucundan eksik etmeyeceğiniz rehber kitaptır .

Yıl 1938 Büyük kurtarıcı Atatürk hayatta ve Başbakanı Celal Bayar Türkiye’nin ekonomik olarak  kalkınmasında büyük hizmetleri bulunan kişi eserleri ortada Türkiye İş Bankası Anadolu Sigorta , Milli Reasürans , Sümerbank, Etibank gibi kuruluşları kuran kişi  Celal Bayar Türk denizciliğinin gelişmesi için önce finansman sorunun çözülmesi gerektiğine inanarak 27 Aralık 1937 tarih ve 3295sayılı kanunla İktisat Vekâletine bağlı olarak  Denizbank kurar.  Başında yakından tanıdığı o sıralarda Türkiye İş Bankası  İstanbul Şubesi Müdürlüğü’nü yapan Yusuf Ziya Öniş’i getirir. Yusuf Ziya Öniş 7 Aralık 1892 yılında İstanbul’da doğmuştur. Baba Adı Mahmut Şakir Annesinin adı Hayriye’dir.14 Ağustos 1914 yılında 1.Dünya Savaşının çıkması nedeniyle askere alınmış bu nedenle İstanbul Hukuk Fakültesi’nin 3.Sınıfından ayrılmak mecburiyetinde kalmıştır. Savaşın bitimi ile 18 Aralık 1918 terhis olmuştur. Çalışma hayatına Babasının Baş Müdürü olarak görev yaptığı Reji Şirketinin Konya Baş Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği kâtibi olarak başlamıştır. 01 Eylül 1917 12 Eylül 1918 yılında İstanbul’a tayin edilmiştir. 1922 yılında Galatasaray Kulübü Başkanlığı’nın yanı sıra (1922–1924) Futbol Federasyonu kurarak ilk Başkanı olmuştur. Bu görevini 1926 tarihine kadar sürdürmüştür. 1 Aralık 1924 yılında Türkiye İş Bankası girmiştir.  Çeşitli kademelerde görev yaptıktan sonra önce Ankara Şubesi Müdürlüğüne sonra İstanbul Şubesi Müdürlüğü görevine atanmıştır.  11 Ocak 1938 Denizbank Umum Müdürlüğüne atanmıştır. Bu görevi 24.01.1939 tarihine kadar sürmüştür. Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle 29 Aralık 1950 tarihinde Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü’ne 01.03.1952 tarihinde ise Celal Bayar’ın düşüncesi olan denizcilik sektörünün finansman sorununu çözmek için bir banka kurulması düşüncesin ürünü olan  Denizcilik Bankası T.A.O Genel Müdürlüğü’ne atanmıştır. 04 Temmuz 1957 kadar Genel Müdür 04 Temmuz 1957 tarihinden 27 Mayıs 1960 tarihine kadar Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmıştır.


Denizbank kurulmasını müteakip çalışmalara hızla başlanmış Atatürk’ün büyük hedefi olan Pendik Tersanesi’nin gerçekleştirmek üzere harekete geçilmiştir. Öncelikle  bu tersanelerde görev yapacak Yüksek Mühendis ile Mühendislerin yetiştirilmesi amacıyla yurt dışına öğrenci gönderilmesi düşüncesi ön plana çıkmıştır. Önce 4 kişi seçilmiştir. Nedret Utkan, Sadullah Bigat ,Tahir Söker ve Feyyaz Söker bu öncü grup İngiltere’ye gönderildikten sonra gönderilen talebelerin sayısının az olduğu düşünülerek Feridun Se¬rim, Ali Haydaroğlu, Orhan Atlıman, Tekin Gücüm, Şamil Urallı ve Sezai Kızıltunç. İngiltere’ye gönderilmiştir. Yine Lise mezunlarından Tarık Aygen, Ertuğrul Nişel, Osman Tavil, İlyas Murtazaoğlu, Fethi Eralp, Nazif Ergin, Müfit İmşir, Celalettin Erol ve Celal Akın. 9 kişiden oluşan bir grup Almanya’ya gönderilmiştir. Bu 9 kişilik grup 2.Dünya savaşının başlaması nedeniyle Türkiye’ye geri dönüp bir yıl sonra Gemi İnsa Mühendisi olmak için İngiltere’ye gönderiliyorlar.Bunun haricinde orta okul mezunu olun 20 kişilik bir grupta önce Almanya’ya daha sonra İngiltere’ye gönderiliyorlar. Yurt dışına gönderilen bu kişiler eğitimini tamamlarken Yurt içinde de gemi inşa sektörüne deneyimli ve bilgili insan yetiştirmek ve  için araştırmalar yapılıyor.

  
  

1927 yılında Galata'da 3 müteşebbis iş adamının, ticari amaçlar¬la «Makine, Motor ve Elektrik Okulu» adı altında özel olarak açtıkları fakat o yıllarda bu okulun devrin Milli Eğitim Ba-kanlığınca derece ve muadeletinin tanınmaması nedeniyle isteni¬len sonuca ulaşamayan  okul Denizbank tarafından 1938 yılında satın alındı ve  Haliç Tersanesi içinde  faaliyet geçirerek teknisyenlerin yetişmesini sağlamıştır. Okul 1938 – 1945 yılları arasında,  1 – 2 yıllık mesleki kurslar şeklinde faaliyette bulunmuş, daha sonra da öğre¬tim süresi 4 yıla çıkarılarak «SANAT ÇIRAK OKULU» haline ge¬tirilmiştir.


1945 – 1946 öğretim yılı başından 1960 – 1961 öğretim yılı sonuna kadar «ORTA SANAT OKULU» adı altında görev yapmış, 1961 – 1962 öğretim yılından 1964 – 1965 öğretim yılı sonuna ka¬dar «SANAT: ORTA OKULU» olarak faaliyette bulunmuş, 1965 -1966 öğretim yılından itibaren «DENİZCİLİK BANKASI ERKEK SANAT ENSTİTÜSÜ» haline getirilmiş, daha sonra okulun adı «GEMİ YAPI SANAT ENSTİTÜSÜ» olarak değiştirilmiştir. Okul 1982 yılında kapatılmıştır.

Gemi İnşa sektörüne başta Ali Can olmak üzere uzun yıllar çok değerli ve kıymetli elemanlar yetiştirmiş ve gemi inşa sanayimizin bu günlere gelmesinde çok büyük faydalar sağlamıştır. Yılda 4 milyar dolar kazandıran ve  50 bin kişiye iş imkanı sağlayan Tuzla Tersanelerinde bu okuldan yetişen kişiler mühendis ,teknisyen ustabaşı ve taşeron olarak halen hizmet etmektedirler. Bu kişilerin yetişmesinde emeği olan bir kişide Hamdi KARAHASAN’dır.


Hamdi Karahasan 29 Mayıs -1324)10.06.1909 tarihinde Artvin’in Hopa ilçesinde doğdu Baba adı Cafer Sadık Anne adı: Safiye’dir. 1928–1929 döneminde İstiklal Lisesini bitirdi. Çalışma hayatına İstanbul Erkek Lisesi’nde Muallim Muavini olarak başladı. Çeşitli devlet dairelerinde memur olarak çalıştı. Okullarda Türkçe Öğretmenliği yaptı.30.12.1945 tarihinde Gemi Yapı Meslek Lisesi’ne Müdür olarak atandı bu görevde emekli olduğu 10.06.1973 tarihine kadar bulundu üstün gayretleri ve çalışması nedeniyle çeşitli mükâfatlar aldı. Gemi Yapı Meslek Lisesi’nde Yüzlerce öğrencinin yetişmesinde önemli katkılar sağladı.”  İsmi öğrencilerinin Haliç Tersanesinde inşa ettiği bir  gemiye adı verildi
 
Disiplini ile çalışkanlığı ile herkesin takdirini kazanan Hamdi Karahasan öğrencilerini yalnız  gemi inşa bilgisi vermemiştir. Öğrencilerinin hayata hazırlamıştır. Onlara oturmayı, kalkmayı , yemek yemeği insanlara nasıl hitap edileceğini merdivenlerde nasıl inilip çıkılacağını öğretmiştir onun için öğrencileri hayatta daima başarı kazanmıştır. Öğretim düzeyi o kadar yüksekti ki bu okuldan mezun olup Üniversiteye gidip mühendislik eğitimi gören kişiler vardır bunların başında Ali Can gelmektedir.

Türk gemi İnşa sanayinin duayenlerinden biri olan Ali Can yetiştiği Haliç Tersanesi’ne Müdür olduktan sonra Denizcilik Bankası T.A.O uzun yıllar Genel Müdür Yardımcısı olarak hizmet etmiştir.

Özel Sektörde de çeşitli tersanelerde görev yapan Ali Can Tuzla Tersanelerinin kuruluşunda da önemli görevler üslenmiştir Ali Can 1936 yılında İstanbul’da doğmuştur.1951 yılında  Sanat: Orta Okulu birincilikle bitirmiş Sultanahmet Sanat Enstitüsünden  1960 yılında  Yıldız  Teknik Üniversitesi’nden birincilikle mezun olup Makine Yüksek Mühendisi olmuştur. Sırasıyla Camialtı Tersanesi Diyazn Şefliğinde , İstinye Tersanesi Ticaret Şefliğinde İşletme ve Planlama Baş Mühendisliğinde çalıştıktan sonra 10 Mart 1973 tarihinde öğrenci olarak girdiği ve işçi olarak çalıştığı Haliç tersanesi’ne Müdür olarak atanmıştır. 1977 yılında Denizcilik Bankası T.A.O Yönetim Kurulu Üyeliği ve Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmıştır. Bu görevi  1984 yılına kadar devam etmiştir. 
 
Yine bu okuldan mezun olup Askerliği esnasında katıldığı Kıbrıs Çıkarmasında şehit düşün Mustafa Aydoğdu’da bu okuldan mezun olmuştur. 10 Aralık 1952 yılında İstanbul Şile’de doğdu Baba adı Süleyman Anne adı Emine Kuruluşumuza ait Gemi Yapı Teknisyen Okulu ve Sanat Enstitüsünden 1972 yaz döneminden mezun olmuştur. 15 Eylül 1972 yılında İstinye Tersanesi Boru Atölyesi’nde İşçi olarak göreve başlamıştır. 05 Kasım 1973 tarihinde Askerlik görevini yapmak üzere ayrılmıştır. 1974 yılında Çavuş rütbesiyle katıldığı Kıbrıs Barış Hareketinde şehit düşmüştür. “  İsmi 1981 yılında çalıştığı tersanede arkadaşlarınca inşa edilen Şehirhatları gemisine verilmiştir.


 

 

Bu okuldan mezun olanlar arasında bu gün Türkiye’nin sayılı armatörlerinden biri olan  Nevzat Kalkavan’da bu okuldan mezundur.


 

burada isimlerini sayamayacağım yüzlerce kişi  bu okuldan mezun olup yüksek tahsil yaparak çalıştıkları kurumlarda üst kademe yöneticiliğine kadar çıkmışlardır. Ve bu okuldan mezun olan ve halen gemi inşa sanayinde çalışan bu insanlar gemi inşa sanayinin  bu günlere gelmesinde inkar edilemiyacak bir katkı sağlamışlardır. Ve Gemi İnşa Sanayimiz halen bu okuldan mezun olan insanların omuzlarındadır. Bu omuzlar artık yorgun düşmektedir.Bu gün Mühendisler ile İşçiler arasında bağlantı kuracak ara insan (Teknisyen) ‘e  şiddetle ihtiyaç vardır  Bu sektörün gelişmesi için öncelikle orta öğrenimden sonra  kısa süreli Mesleki Kurslar açılmalı sonra mutlaka  Gemi Yapı Meslek Lisesi  kurulmalı ve yeni kurulan Piri Reis Üniversitesi’nin içindemi yoksa Teknik Üniversite’nin içinde mi  Gemi Yapı Meslek Yüksek Okulu da  mutlaka açılmalıdır. İyi yetişmiş insan gücü inanıyorum ki bu sektörü bulunduğu yerden daha ileriye götürecektir. Bu öğretim kurulları açılması öncelikle orta öğretimden sonra açılacak 1-2 yıllık mesleki kurslar gemi inşa sanayimizi geliştirdiği gibi iş kazalarını da minimuma indirecektir.

Uzak görüşlülüğü ile Türkiye’nin kalkınmasında önemli bir rol oynayan Denizbank ve Denizcilik Bankası  T.A.O kurarak denizciliğe büyük önem veren Celal Bayar ile yurt dışında öğrenci okutma fikrini geliştirip uygulayan ve kurumuna kazandırdığı Gemi Yapı meslek Lisesini açarak ara insan ihtiyacını karşılayarak Türk Gemi İnşa Sanayi’nin gelişmesinde önemli rol oynayan Yusuf Ziya Öniş’i rahmet ve minnetle anıyorum.