Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen, Türk Boğazları ve "Gönüllü İlkeler" Toplantısı İstanbul’da gerçekleştirildi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner YILDIZ ile Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel EROĞLU’nun açılış konuşmalarını yaptığı toplantıya, bir çok Batılı ve Rus petrol üreticisi, dağıtıcısı ve petrol taşımacılığı yapan şirketlerin temsilcileri katıldı.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakcı toplantının başlangıcında Türk Boğazları ve Emniyet, Riskler, İstatistikler konulu bir sunum yaptı. Sunumda Türk Boğazları'nın coğrafik ve hidrolojik özelliklerinin yanı sıra stratejik önemine değinen Salih ORAKCI, dünyanın en tehlikeli dar su yolu olan Türk Boğazları'ndaki deniz trafiğinin artık doyum noktasına ulaştığını söyledi.


Orakcı: "Türk Boğazları'nın fiziksel yapısı belli. Örneğin, İstanbul Boğazı'nın uzunluğu 17 mil, genişliği ise 700 ile 3000 metre arasında. Boğazı kısaltmak veya daha da genişletmek mümkün değil. 2003 yılı sonunda devreye giren Gemi Trafik Hizmetleri verilerimiz son beş yılda geçen gemi sayısının neredeyse aynı olduğunu, bu rakamlar da Türk Boğazlarındaki gemi trafiğinin maksimum seviyeye ulaştığını göstermektedir. Yılda ortalama 55.00 gemi geçiş yapmakta ve bunların 10.000 adedini tehlikeli yük taşıyan tankerler oluşturmaktadır. Sistem devreye girdikten sonra, yapılan etkin trafik organizasyonu ve düzenlemelerle gemi geçiş sayısında artış olmuştur. Ancak böylesine yoğun gemi trafiğine sahip, dünyanın en tehlikeli ve dar suyolu olan Türk Boğazları'nda gemi geçiş sayısını artması ya da azalması önemli değildir. Önemli olan gemi trafiğinde seyir emniyetini arttırmak, mevcut olan riskleri minimize etmek, uluslararası deniz trafiğine açık olan, Karadeniz ülkelerinin ekonomisi ve ticareti için önem taşıyan, bir anlamda enerji koridoru görevine de haiz olan Türk Boğazlarını sürekli açık tutmaktır. Asıl amaç, Karadeniz’den Ege ve Akdeniz’e geçişte alternatifi olmayan bu suyolunun dışında geliştirilecek alternatif taşımacılık modellerini hayata geçirmek olmalıdır."

1994 yılında meydana gelen M/T Nassia kazasında İstanbul Boğazının 1 hafta gemi trafiğine kapalı kaldığını belirten Orakcı, Meksika Körfezi'nde yaşanan Deepwater Horizon kazasına da değinerek, "Böylesine büyük bir kazanın İstanbul Boğazı'nda yaşanması durumunda yaşanacak çevresel felaketi ve sonuçlarını tahmin bile etmek istemiyorum" dedi.


Bu güne kadar edinilen tecrübe ve yapılan tespitlerin;
* Yetersiz Bayrak ve Liman Devleti Kontrolleri
* Standart Altı Gemiler
* Yetersiz ve Tecrübesiz Kaptan Ve Gemi Mürettebatı
* Sigortasız Gemiler – P&I Açısından Havuz Dışı Gemiler
* Kıyı ve Liman Devletleri Arasında Bilgi Ve Veri Paylaşımı Eksikliği
* İnsan Hataları şeklinde sıralayan Orakcı, İstanbul Boğazı’nda son beş yılda 978 gemi arızası meydana geldiğini, 1009 geminin kural ihlali yaptığını, refakat römorkörü kullanım oranını sadece % 1.6 ve İstanbul Boğazı’ndan uğraksız geçen gemilerin kılavuz kaptan alma oranı sadece % 37.5 olduğu düşünüldüğünde risk seviyesinin geldiği noktanın alarm verdiğini belirtti.


Salih Orakcı şöyle devam etti: "Dünyada, içinden yılda 50.000 den fazla gemi geçen başka bir şehir yok. Dünyada, aynı anda dört çeşit akıntının var olduğu başka bir şehir yok. Karadeniz İle Akdeniz’i birbirine bağlayan ve alternatifi olmayan bir suyolu yok. Dünyada, bir kadının yatağında uyurken bir gemi tarafından öldürüldüğü başka bir kaza yok. Dünyada, 15 yıl içinde meydana gelen iki ayrı tanker kazasında 72 kişinin hayatını kaybettiği ve 115.000 ton petrol kirliliğinin oluştuğu başka bir suyolu yok. Dünyada, 13 milyondan fazla insanın yaşadığı ve içinden her 53 dakikada bir geçen tankerlerin günlük 400.000 ton tehlikeli yük taşıdığı başka bir şehir yok.Dolayısıyla, bu kadar önemli olan ve alternatifi olmayan Türk Boğazları'nı kullanan bayrak ve liman devletlerine, gemi, yük ve sigorta sahiplerine, kaptanlara, uluslararası organizasyonlara kısacası denizcilik sektörünün tüm temsilcilerine çok önemli görevler düşmektedir."

Orakcı, "Boğazlarda riskin azaltılması ve meydana gelebilecek acil durumlara karşı etkin bir şekilde müdahale edebilmek için gerekli olan en önemli husus, teknik ve idari altyapı ile tecrübeli insan kaynağıdır. Günümüzde kazaların önlenmesi kadar kaza sonrası alınacak tedbirler ile olaylara zamanında ve etkin müdahale şüphesiz ki, olabilecek kayıpları minimize edecek." dedi.






Editör: TE Bilişim