Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü II. Dünya Savaşının bittiği 1945 yılından sonra artan yolcu sayısı elinde mevcut filo ile taşıyamayacağı düşüncesi ile Filosunu büyütmek için çalışmalara başlamış ve çalışır durumda yeni gemi almak için pi

 

Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü II. Dünya Savaşının bittiği 1945 yılından sonra artan yolcu sayısı elinde mevcut filo ile taşıyamayacağı düşüncesi ile Filosunu büyütmek için çalışmalara başlamış ve çalışır durumda yeni gemi almak için piyasa araştırması yapmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nin elinde kullanılmaya hazır gemiler olduğu görülmüştür. Bu arada II. Dünya Savaşından çıkan Amerika Birleşik Devletleri elinde bulunan yolcu ve yük gemilerini Marshall planı çerçevesinde müttefik ülkelere vermek için çalışma başlatmıştı. Bunun üzerine Amerika Birleşik Devletleri’nden elinde mevcut gemilerin içerisinde 6 adet yolcu gemisi beğenilerek satın alınmıştır. Bunların arasında S/S TARSUS Gemisi de vardır.

S/S Tarsus 1931 yılında "New York Shipbuilding Co.1" tarafından "American Export linesi New York" için yapılan gemi,  Exochorda adıyla denize indirilmişti. 879 yolcu kapasiteli geminin boyu 140 metre, eni 19 metre. Su kesimi 8,3 metreydi.  5659 Net ton 9298 Groston ağırlığında 7200 HP steam türbinli ana makinesi vardı. Önceleri yolcu ve yük taşıyan Exochorda, 27 Aralık 1940 tarihinden itibaren "Harry E. Lee-AP17" adıyla Amerika Birleşik Devletleri Kara Kuvvetleri emrine veriliyor. İkinci Dünya Savaşı boyunca lojistik hizmetlerde kullanıldıktan sonra 9 Mayıs 1946'da Baltimore'da Toothshipyard tersanesine bağlanıp servis dışı bırakılmıştır.16 Nisan 1948 tarihinde Türkiye tarafından satın alınıp Önce Edirne adı verilmesi düşünülürken Türkiye’nin geçmişteki renkli politikacılarından Kasım Gülek’in önerisi ile S/S Tarsus ismi verilerek Türk Bayrağı çekilmiştir.

        

Tarsus Gemisini Türkiye’ye Atatürk’ün kaptanı diye anılan disiplinli çalışması, engin bilgisi ile herkesin takdirini, sevgisini ve saygısını kazanan Sait Özege’dir. İkinci Kaptan Fazıl İslam Gemiye Türk Bayrağını çeken 3. Kaptan Mümtaz Dikerdir.   Kaptan Oktay Sönmez Anılarda Gemiler adlı kitabında ilk seferi söyle anlatıyor “ S/S TARSUS'un Türk Bayrağı ile yaptığı ilk sefer. İlk bağlantıları "şeker". Küba'dan yükleyecekler. Yüklüyorlar, yolcu da alarak doğruca Londra'ya yol veriyorlar. Şekeri boşaltıyorlar ve İspanya'nın Santander sonra da Vigo limanı için başka yükler alıyorlar ama en önemli bir başka kıymetli bir şey daha alıyorlar. Yüzü aşkın ve hepsi hanım olan yolcu. Savaş süresince görevli Malta İskenderiye ve Port Said'de bulunan İngiliz kara ve deniz kuvvetleri subaylarının eşleri bu genç İngiliz bayanlar. "TARSUS"un Akdeniz'de yıllar sürecek şenlikli dünyası Londra'nın sisli gecelerinde böyle başlıyor. Böylece İstanbul'a geliniyor” 
 

     

S/S Tarsus Amerikan gazetelerin de yer alır söyle yazar gazeteler;

  
TÜRK DENİZYOLLARI KOYDA

Deneme seferini hafta sonunda Chesapeake koyunda tamamlayan S. S. Tarsus, Türk Deniz Ticaretinin bir incisi olarak selamladı. Bir Amerikan ihracat gemisi olan gemi, Bethlehem Steel firması tarafından dönüştürüldü ve ilk seferini 15 Haziranda yapacak.

Deneme seferini yapan Tarsus gemisinde soldan sağa; Bayan Hakkı Ugan, Albay Refik H. Tulga, Türk Elçiliği Askeri Ateşesi;  Bayan Tulga, Tarsus’un Kaptanı Sait Özge, Denizyolları Genel Müdürü Hakkı Ugan


 Birleşik devletlerin askeri gemisinin Key highway tersanesinde Türk devleti için yolcu gemisine çevrilen, Türk Devlet Denizyollarının lüks gemisi S. S. Tarsus,  Chesapeake koyundan dün deneme seferi için demir aldı.  480 adım, 9,000 gross tonluk gemi yaklaşık 640 yolcu; kabinde, turistik ve deck mevkii, 91 kadar personel taşıma kapasitesine sahip. Denizyolları Genel Müdürü Hakkı Ugan ve hanımı Selma’nın bulunduğu gemiye Washington’daki Türk elçiliği memurları ve eşleri de cruise seferi için gemiye bindiler. Devlet memurları arasında M. Esenbel, elçilik birinci sekreteri; Albay Refik H. Tulgun, Askeri Ataşe; Haydar Olcaynoyan, Bahriye ateşesi ve Albay  R. Soyozoz, havacılık ateşesi vardı.  Ziyaretçiler, personel yatakhanesinin ve yolcu kafeteryasının bulunduğu kıçtan başlayarak gemide bir tur yaptılar.  İleride, fayanslı banyolu cezbedici hususi odaların bulunduğu kabin sınıfı, daha ileride ana ve gezinti güvertesi görünüyordu. Devetüyü rengi boyanmış duvarları, mavi ve gül öbekli mobilyaları olan ana yemek salonu ikinci güvertedeydi ve 140 kişilikti. Lobinin, müzik salonunun ve barın döşemeleri ise çok moderndi. Bu odalar,  aynalı plasterli, aynalı kapılı, marina ahşap lambri kaplamalı, kadife yada deri sandalyeli ve zengin görünüş katan endirekt aydınlatmalıydı. Gemide bir kuaför salonu, hediyelik eşya dükkânı ve çocuk oyun odası vardı. Pembe ve mavi motif yapılmış odaların kara tahtası ve yüksek sandalyeleri, küçük masaları ve sandalyeleri vardı S.S. Tarsus, muhtemelen güney Amerika ve Akdeniz deki limanlara uğrayarak birleşik devletler ile İstanbul arasında sefer yapacaktı. Seyir hızı saatte 14 ve 15 deniz mili arasında, fakat tam hızda gemi 26 deniz mili yapabiliyordu. Kaptan Sait Özege, Türk kaptanlarının en kıdemlilerinden biriydi.

TÜRK LÜKS(KRAVUZİYER) GEMİSİ DENEME SEFERİNİ BURADA YAPTI

Türk Deniz Ticaretinin gelecekteki “incisi “Tarsus, chesapeake koyunda 8 saatten fazla dairesel turlar attıktan sonra deneme turunu tamamladı. Baltimor’daki, Uzun yıllardan beri en ayrıntılı dönüşümü geçiren 500 yolculuk lüks gemi, Baltimor’dan İstanbul’a ilk seferini yapması için hazırlanıyor. 15 Haziranda sefere çıkacak.  Başkan vekili ve Bethlehem  Steel firmasının Baltimor bölgesinin Genel Müdürü J.M. Willis , Akdeniz’de sefer yapacak geminin savaş öncesinden bugüne kadar ki en büyük  dönüşüm işi olduğunu ifade etti.

Gemideki Elçilik Misafirleri

Dünkü denemeye, The Bethlehem Steel  firmasının yetkilileri ve Amerikan gemicilik acentesi tanıklık etti, gemi personeli ve gemideki Türk Büyük Elçiliği misafirlerinin istiklal marşını okuması eşliğinde Türk bayrağının göndere çekilmesi sabah 9 da başladı.  Günün devamında Tarsus’a- Amerikan eski ihracat gemisi Exochorda ve donanma gemisi Harry Lee-  pusulasının dengelenmesi için dairelere buhar verildi ve radyo alıcıları bulundu;  güçlüce limana daha sonra sancak tarafına döndürüldü ve daha sonra dümeni kontrol edildi; tam hız ileri gitti,  geri vitese alınarak makineler test edildi, buhar kesildi ve normal hızı ayarlandı.

Gemi 480 Fit Uzunluğunda

Tarsus, 62 fit uzunluğunda bir direkli, 480 fit uzunluğunda ve 9,600 ton ölü ağırlıklı tek pervanelidir Ana lobi mercan kırmızısı, bezelye yeşili ve kelly yeşili ile dekore edilmiş. Sedirler ve lobi sandalyelerinde de bu renklerde hâkimdir. Duvar tamamen lambri ile tamamlanmış ve tavan tamamen beyazdı. Gezinti güvertesindeki Sigara içenler için ayrılmış bölüm ve bar, sarımsı kahverenginde ve kırmızı deriden sedirler, sandalyeler ve masalar ile dekore edilmiş.

Müzik Salonunun Dekorasyonu

Müzik salonu kırmızı renkte ve gri sedirler ve yeşil sandalyelerle dekore edilmiş. Dans pisti ahşap kaplama, ve zemin çevresi gri beyaz muşambayla çevrilmiş. Tabelada, önce “music room”  yerine  “müzik ve oturma salonu” yazıyordu. Gemideki bütün tabelalar Türkçe yazılıydı. Sıklıkla görülen tabelalar “to the lifeboats” anlamına gelen “can filikalarına” idi. Kabin sınıfı odalardan başka, sekiz kişinin konakladığı ara güvertede bölüm vardı. Ucuz bölümlerden biri de 40 kişinin konaklığı koğuştu. Geminin kargo için beş ambarı vardı.

Resmi Tanıtım

Dünkü kutlamaya katılanlar: H. Ugan, Türkiye Demiryolları Genel Müdürü ve Denizyolları Satın Alma Bölüm İdaresi; Tarık Aygen,  mal sahibi adına Kontrol Mühendisi; M. Esenbel,Türk Elçiliğinin Birinci Sekreteri, ve Bayan Esenbel;  Albay Refile H. Tulgar, Askeri Ataşe, ve Bayan Tulgar; Haydar Olcaynoyorn,  Donanma Ataşesi, ve Bayan Olcaynoyorn; Albay R. Soyogoz, Havacılık Ataşesi, ve Bayan Soyogoz; R. Olgun, Tanıtım Ataşesi, ve Bayan Olgun; M. Onaran, Uluslararası Bankası Türkiye Direktörü, ve Bayan Onaran.

Kaptan Özege geminin süvarisi ve gemi buradan sefere çıktığında…

Akdeniz de seferler yapmaya devam ederken, 14 Haziran 1954 – 16 Ağustos 1954 tarihleri arasında ilk büyük yolculuğunu Türkiye Turizm Kurumu'nun düzenlediği 3 kıta, 6 memleket ve 9 büyük limana yapacak olan Tarsus kurvaziyeri, 63 gün sürecek yolculuğunda; Casablanca, Las Palmas, Havana, Miami, Charleston, Baltimore, Lizbon, Cote d'Azur ve New York'a uğrayacaktı. O günkü Türkiye koşullarında bu yolculuk birçok kişi için rüya demekti. 27 senelik uzun yol kaptanı Necdet Or'un süvariliğinde Atlantik’i aşacak geminin eğlence programı, Vedat Ar, Hakkı Devrim ve Orhan Boran'dan oluşan bir komite tarafından hazırlanmıştı. Bu programda, caz sanatçısı Sevinç Tez, Darvaş, Fritz Kerten ve Angelo orkestraları gibi zamanın en ünlü sanatçı ve grupları yer alıyordu. Şevket Rado, Panorama dergisindeki yazısında, yolcularına "Rüya Avcılığına Çıkıyorsunuz" diye seslendiği Tarsus, 450 yolcusuyla, 14 Aralık 1960 günü revizyon için çekildiği İstinye Tersanesi'nde yanmadan altı yıl önce, 14 Haziran 1954'te Amerika'ya yapacağı ilk yolculuk için demir aldı.
Tarsus gemisinin yolculuğu, planlandığı gibi geçer. Türkiye sergisi de büyük ilgi görür. Türkiye Turizm Kurumu'nca düzenlenen bu yolculuk amacına ulaşır ve Tarsus yine planlandığı gibi 16 Ağustos'ta ülkeye döner. Tarsus'un Amerika seferleri 1960 yılında İstinye Tersanesi'nde revizyona alınıncaya dek sürer çalıştığı dönem içerisinde 2 defada haç seferi yapar. S/S Ankara gemisi Şefik Kaptan ile özdeşlemişse S/S Tarsus gemisi de Kaptan Necdet Or ile özdeşleşmiştir. S/S Tarsus haç seferi hariç Denizyolları işletmesinde hep Amerika Birleşik Devletlerine kiralanmış Maimi kalkışlı seferler yapmıştır.

KAPTAN NECDET OR

Rumi 1323 (1907) tarihinde Dersadet’te (İstanbul’da ) doğdu. Baba Adı Selahattin (Şehit düşmüştür.) Anne adı Bahnane Girdiği Ticareti Bahriye Kaptan ve Çarkçı Mektebinden Teşrinievvel 1926 tarihinde mezun olmuştur. Aynı Yıl Türkiye Seyr-i Sefain İdaresine girmiş ve Çanakkale gemisi mülazım kaptanlığına atanmıştır. 1934 Senesinde 3. Kaptanlığı 1938 yılında 2. Kaptanlığa atanmış bu görevde iken Savarona Yatında da ikinci kaptanlık yaptıktan sonra 14.08.1941 yapılan imtihanı kazanarak 1 nci sınıf Baş kaptanlık diplomasını almıştır. İnabulu Gemisinde çıkan yangını söndürmekteki olağan üstü başarıları nedeniyle 5 Şubat 1928 yılında 10 TL, 25.05.1944 ve 27.12.1945 senelerinde vazifesinde gösterdiği olağan üstü gayretler nedeniyle 1’er maaş tutarında ikramiye verilmiştir. Denizyollarına ait çeşitli gemilerde çalışan Kaptan Necdet Or Uzun yıllar süvariliğini yaptığı S/S TARSUS gemisiyle 14 Haziran 1954 – 16 Ağustos 1954 tarihleri arasında Türkiye Turizm Kurumu'nun düzenlediği 63 gün sürecek Casablanca, Las Palmas, Havana, Miami, Charleston, Baltimore, Lizbon, Cote d'Azur ve New York'a gibi limanlara uğrayarak, O günkü Türkiye koşullarında birçok kişi için rüya demek olan bu seferi gerçekleştirmiştir. Uzun yıllar gemisiyle Amerika Birleşik Devletlerinde Maimi kalkışlı seferleri başarı ile tamamlamıştır. 60 yaşını ikmal ettiğinden 10.11.1971 tarihinde emekli olmuştur. Necdet Or Emekliliğinden sonra birkaç yıl yaşadıktan sonra vefat etmiştir. Disiplini, üstün çalışma gayreti ile herkesin takdirini kazanan Kaptan Necdet Or’un ismi DB Deniz Nakliyatı T.A.Ş ‘nin satın aldığı Ro-Ro gemisine verilmiştir. 

S/S Tarsus gemisiyle özdeşleşen Necdet Or ile geminin teslim alınışında 3. Kaptan olan ve Deniz Nakliyat T.A.Ş ‘ne geçene kadar S/S Tarsus’da 3. ve 2. Kaptan olarak görev yapan Mümtaz Diker’in enişte kayınbirader ilişkisini acaba kaç kişi bilmektedir. Kaptan Necdet Or’un kız kardeşi Betül Hanım Mümtaz Kaptanın eşidir.  Renkli bir kişiliği olan Mümtaz Kaptan uzun yıllar Deniz Nakliyat T.A.Ş. başarı ile çalışmış Ali Fuat Cebesoy gemisi ile Gaziantep Tankerini teslim almıştır. Ve Kıbrıs Türk Denizcilik Şirketinin de kurucu Genel Müdürlüğü’nü yapmıştır.

S/S Tarsus Paşabahçe açıklarında Yunan bandıralı World Harmony ile Yugoslav bandıralı Peter Zoranic adlı iki tankerin çarpışmasının ardından, yanarak sürüklenen Zoranic, İstinye’de kızağa çekilmiş ve tüm bu olanlardan bihaber Tarsus Gemisi'ne çarpar, birlikte yanmaya başlar. Exochorda adı ile denize indirilen, savaş yıllarında ismi Harry E. Lee-AP17 olan uzun yol gemisi Tarsus'un talihsiz sonu oldu. İstinye’de tersanesinde tamirden yeni çıkan Tarsus Gemisi de revizyon için getirilmiş, boyası da yeni bitmişti. Diğer geminin ateş topu gibi yuvarlanarak ona çarpması sonucunda Tarsus çıra gibi tutuşmuş, tüm uğraşılara rağmen göz göre göre yanıp kül olmuştu.  Denizden ve karadan ne kadar müdahale edildiyse de gemi yanmaktan kurtarılamadı. Tabii o zamanlar bugünkü gibi yangın söndürücüler de yoktu.  Kaptan Oktay Sönmez “ Anılarda Gemiler “ adlı kitabında S/S Tarsus gemisini söyle anlatmaya devam ediyor.” Bu renkli show tam 12 yıl sürdü.1960'da İstinye Koyu'ndaki "uzlet"ine çekildiğinde, yani bir kenarda yalnızlığını yaşamaya başladığında gerçekten yorgundu. Bu artık o çılgın, coşkun gecelerinkine benzemeyen bambaşka bir yorgunluktu. Dönüşü olmayacak sonsuz bir yolculuğun, denizde eriyip kaybolunacak bir seferin başında duyulan o büyük ve giderilmeyen yorgunluk, dayanılmaz bir uykuydu bu 14 Aralık 1960'da bu uykuyu beklenmedik bir olay bozdu. Boğazda "World Harınony" ve "Peter Zranic" isimli iki büyük tankerin çarpışması ile büyük bir yangın çıktı ve gemilerden biri alevler içinde sürüklenerek gelip "TARSUS"un üzerine yaslandı. Ateşin acısı ile birden uykusundan uyandı ama yangın neden sonra söndürüldüğünde bir zamanların görkemli yüzer sarayı da böylece bu talihsiz felaketten payını almış ve öpülesi denizkızı yanarak ölmüştü. 6 Kasım 1961'de hurda demir fiyatına viraneye dönmüş fakat gene de yüzer halde İtalyanlara satıldı. Tanınmaz haldeydi ismi bile okunmuyordu. Tekrar okulun bahçesine götürüyor beni anılar. Bir İstanbul akşamı iniyor Boğaz'a ve bütün ışıklarını yakmış bir "TARSUS" düşlüyorum. Sonra sabah, o tatlı bembeyaz ve aydınlık gülümseme. İçime hüzünler, hüzzam şarkılar, yanık türküler doluyor. Onu anıyorum, gözlerim iyice buğulanıyor..." 

Tabi ki S/S Tarsus’un kaybı çok acı olmuştu. İşletme için S/S Tarsus Gemisini kaybetmekten daha acı olan Tarsus Gemisine çarparak yanmasına sebebiyet veren Yugoslav bandıralı Peter Zoranic’in kılavuz kaptanı Pilot Cevdet Çubukçu çıkan yangından kendisini kurtaramamış yanarak ölmüştür. Görevi başında yanarak şehit olan bu Kılavuz kaptanın adının ebediyete kadar yaşatmak amacıyla ismi 1976 yılında İzmir Alaybey Tersanesi’nde inşa edilen Römorköre verilmiştir.

Amerika'ya yapılacak ilk seferinin hareket günü, önce 13 Haziran olarak belirlenen Tarsus'un Süvarisi Necdet Or'un da her denizci gibi batıl itikatları vardı ve 13 rakamının uğursuzluğuna inananlardandı. Bu nedenle yolculuk, Kaptan'ın arzusuyla bir gün sonra, 14 Haziran'da başlatılmıştı. Bu geziyi kazasız belasız tamamlayan Tarsus, ne yazık ki bundan altı yıl sonra, Aralık ayının 13'ünde değil de 14'ünde yanmaktan kurtulamamıştı...

Bu olayın acı bir yanında Tarsus Gemisine çarparak yanmasına sebebiyet veren Yugoslav bandıralı Peter Zoranic’in kılavuz kaptanı Pilot Cevdet Çubukçu çıkan yangından kendisini kurtaramamış yanarak ölmüştür. Amirleri ve çalışma arkadaşları tarafından son derece sayılan ve sevilen bir kişi olan Pilot Cevdet Çubukçu’nun ismi 1976 yılında İzmir Alaybey Tersanesi’nde inşa edilen Römorköre verilmiştir.