Turistik yarımadaların kadın balıkçıları

 Datça ve Bozburun yarımadalarında balıkçılık yapan kadınlar, güneşin doğuşuyla Ege'nin mavi sularına açılarak, kazandıkları parayla aile bütçelerine ve çocuklarının eğitimine katkı sağlıyor.

Marmaris, Karaköy, Palamütbükü, Datça Hisarönü, Selimiye, Bozburun ve Söğüt'de 70'in üzerinde kadın balıkçı, eşleriyle balığa çıkarak denizden nasibini arıyor. Balıkçı Vildan Bedir: "Deniz bazen güzel ve sessiz, bazen ise hırçın oluyor. Yeri geliyor şiddetli bir fırtınayla karşı karşıya kalıyoruz ama yine de bu işi çok seviyorum" Türkiye'nin önemli koruma alanları arasında yer alan Datça ve Bozburun yarımadalarında balıkçılık yapan kadınlar, güneşin doğuşuyla birlikte Ege'nin mavi sularına açılarak, kazandıkları parayla aile bütçelerine katkı sağlıyorlar.


Bozburun Yarımadası'nda her gün güneşin doğuşuyla, ortalama boyları 8 ila 10 metre arasındaki tekneleriyle balığa çıkan kadınlar, hem tekne kullanıp ağ atıyor hem de ağları topluyor.Gece attıkları ağları toplamak için sabahın ilk ışıklarıyla denize açılan kadın balıkçılar, ağa takılan kısmetlerini toplayarak yaklaşık 3 saat sonra Marmaris ilçesine bağlı Bozburun mahallesindeki limana dönüş yapıyor.

Yarımadada kimi balıkçılar eşleri ile çalışırken kimiler ise mesleğini tek başına sürdürüyor. Marmaris'in Bozburun Mahallesi'nde yaşayan 46 yaşındaki Vildan Bedir, 25 yıldır eşi Mehmet Demir ile balıkçılık yapan kadınlar arasında yer alıyor. Her gün eşiyle denize açılan Vildan Bedir, tekneyi kullanıyor, ağları denize atıp topluyor, balıkları temizliyor.


Vildan Bedir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalışmayı ve eşine yardım etmeyi çok sevdiğini belirterek, denizde huzur bulduğunu dile getirdi.Yaptığı işi çok sevdiğini ve kimseye muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürdükleri için mutlu olduğunu belirten Bedir, "Deniz bazen güzel ve sessiz, bazen ise hırçın oluyor. Yeri geliyor şiddetli bir fırtınayla karşı karşıya kalıyoruz ama yine de bu işi çok seviyorum" dedi.Sabahın ilk ışıklarıyla ağ atarak çalışmaya başladığına işaret eden Bedir, "Bu işin gecesi gündüzü yok. Gece 03.00'te kalkıyoruz akşam 09.00'a kadar da çalışıyoruz. Hayatta kadın olmak zor ama bana göre kadın balıkçı olmak zor değil. Balıkçılık biraz daha güç, kuvvet istediği için tabii ki bazı zorlukları var ama ben ona da alıştım" diye konuştu.


Vildan Bedir, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün kutlu olmasını dileyerek, tüm kadınların barış ve huzur dolu bir dünyada yaşamasını dile getirdi. "Fırtınalı saatler de geçiriyorlar"Kadın olarak balıkçılık yapmanın cesaret istediğini anlatan Bedir, şöyle konuştu: "Çok kez fırtınayla karşılaştık. Bir gün 3 yaşındaki çocuğumu bırakıp balığa çıktığımda fırtınayla mücadele ettik. O gün çocuğumun da doğum günü ve ona yetişmeye çalışıyorum. Bozburun'da bir fırtınaya kapıldık. Bir saatlik yolu 3,5 saatte zorla gittik. Karaya güçlükle ulaştık ama tekneden iner inmez toprağı öptüm. Benim için unutamadığım çok kötü bir anıydı. Denizde çok güzel anılarım da oldu.

"Bedir'in eşi Mehmet Demir ise eşinin evlendikten sonra kendisiyle balığa çıkmaya başladığını ve geçen süre içerisinde iyi bir balıkçı olduğunu ifade etti.Eşinin denizde bir çok iş yükünü kendisinden aldığını belirten Mehmet Demir, "Yarımada'da balıkçılık yapan bir çok kadın var. Eşim de benimle her gün balığa çıkıyor. Yeri geliyor tekneyi kullanıyor, yeri geliyor ağ atıp topluyor. Yeri geliyor çay ve yemek yapıyor. Biz nasibimizi denizde arıyoruz" dedi.Öte yandan, Akdeniz Koruma Derneği tarafından Datça ve Bozburun yarımadalarında yürütülen projede kadın balıkçılara deniz ve mesleki konularda eğitim verilerek, kadın balıkçı varlığının desteklenmesi için de çalışma yürütülüyor.
Editör: TE Bilişim