Deniz Ticaret Odası (DTO) Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşan Kıyı Emniyeti İl Müdürü Melih Yılmaz, römorkörler zorunluluğunun kaldırılmasının özellikle kruvaziyer turizminde sevince neden olduğunu belirtti.

Bu sevincin turizm sektörü için anlaşılır olsa bile körfez güvenliği açısından sorunlara zemin hazırlayacağını açıklayan Yılmaz, “Çünkü gemiler talep etmedikçe römorkör hizmeti alamayacaklar. Ama İzmir’in havası belli. Bazen tüm motorlar çalışsa bile gemi dengede durmakta zorlanabilir ve başıboş kalabilir. Böyle bir durumda bizim gemiye varıp müdahaleye başlamamız yarım saati buluyor. Bu süre çok fazla. İstenmeyen sorunlar yaşanabilir ve ben kayıtlara girmesi için buradan herkesi uyarmak istiyorum” diye konuştu.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne gerekli yazışmaları yapacağını açıklayan Yılmaz, onay verilmesi halinde römorkörlerin körfezde stand-by (hazırda) konumunda bekleteceklerini kaydetti. Yılmaz, “Böylece acil yardım çağrısında bulunan gemiye varmamız 5-10 dakikayı bulacak. Olası olumsuzlukların da önüne geçilebilir” ifadelerini kullandı.

DTO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk ise mecliste yaptığı konuşmasında emniyetin en önemli konulardan biri olduğunu açıkladı. Römorkör zorunluluğunun kaldırılmasıyla bunun kaptanların inisiyatifine kaldığını vurgulayan Öztürk, “Ama bugün Karayipler ve önemli limanlarda römorkör hizmeti zorunlu değil. Biz de gerekirse bir komisyon kurup dünya üzerindeki limanlarda kruvaziyerlere verilen römorkör hizmetlerini yakından inceleyelim. Römorkör konusunda dünya limanları nasıl hareket ediyor bakalım” diye konuştu.

Kruvaziyer turizminde Konak Belediyesi ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı arasındaki olumlu havanını kentte yüzleri güldürdüğünü belirten Başkan Öztürk, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’a da ılımlı yaklaşımından dolayı teşekkür etti. İstanbul’da Galataport projesinin başlandığını ve yılda 3 milyon kruvaziyer yolcuya ev sahipliği yapacağını belirten Öztürk, “İzmir olarak İstanbul ile rakip değiliz. Aksine bu iki şehir kruvaziyer turizmi için birbirini tamamlıyor. Ancak İstanbul’da bu adımlar atılırken, İzmir Alsancak Limanı’nda imar planı tartışmalarını geride bırakmanın zamanı geldi geçiyor. Bu konuda olumlu bir hava oluştu. 15 Temmuz sonrası ülkemizde yaşanan birlik ve uzlaşma ruhu, İzmir Limanı’na da yansıdı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Konak Belediyesi, imar planlarına son şeklini vermek için görüşeceklerini açıkladılar. Hızlı ve yapıcı yaklaşımından dolayı Konak Belediye Başkanı Sayın Sema Pekdaş ve ÖİB yetkilerine teşekkür ediyorum. Bir an önce modern terminal binası, daha fazla geminin yanaşacağı parmak iskeleler ve yolcuların liman sahasına girmeden terminale ulaşacağı körük sistemi yatırımlarına başlamamız gerekiyor. Bu yatırımlar sonucunda kruvaziyer gemilerinin rotasında İstanbul ile beraber İzmir de önemli bir uğrak noktası haline gelecektir” şeklinde konuştu.

Öztürk, dünya denizcilik sektöründe ise bir yanda krizlerin diğer yanda ise fırsatların olduğuna değinerek, “Konteyner taşımacılığında bazı ana rotalarda navlunlar artıyor. Ancak kronik kapasite fazlası sorunu ve düşük talep nedeniyle gelecek için çok umutlu konuşmak mümkün değil. Nitekim sektörün 7. büyük firması Güney Koreli Hanjin Shipping iflasını verdi. Bazı konteyner devlerinin de sıkıntı içinde olduğu ifade ediliyor. Konteyner hatları birleşerek ayakta durmaya çalışıyor. Küresel birleşme rüzgârı, yerli konteyner firmalarımızı bile çeşitli hatlarda işbirliğine yöneltiyor. Piyasanın dengeye oturması için bin civarında geminin söküme gitmesi gerektiği belirtiliyor. Konteyner taşımacılığındaki rekabet, limanların üzerindeki baskıyı da artırıyor. Dökme yükte ise ortalama navlun ve gemi kiralama kazançları ocak-temmuz döneminde geçen yılın yüzde 21 altında seyrediyor. Dökme yük navlunları ve gemi kiralama fiyatlarında en önemli gösterge olan Baltık Kuru Yük Endeksi 720 puan düzeyinde bulunuyor” diye konuştu.

Çin’in ‘Bir Kuşak-Bir Yol’ projesiyle Singapur, Pakistan, Türkiye, Yunanistan ve İspanya limanları üzerinden Batı Avrupa’ya uzanan bir denizyolu hattı kurmaya yönelik yatırımlarının, Akdeniz limanlarını hareketlendirdiğinin altını çizen Öztürk, “Rusya, İran ve Azerbaycan, Süveyş’e alternatif olacak Hindistan üzerinden yeni ulaşım koridorları planlıyor. Oyun dışında kalmamak için küresel ölçekte yeni denizyolu yatırımlarını dikkate alarak, limanlarımızı planlamak zorundayız. Her vesile ile dile getirdiğimiz gibi geleceğin limanı olarak gördüğümüz Kuzey Ege Çandarlı Limanı’nı, içinde üretimin de olacağı çok işlevli bir serbest bölge mantığı ile bölgesel bir aktarma merkezi olarak ele almalıyız” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim