Kerman Trans Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Kerman: Türk denizciliğinin masaya yumruğunu vurma zamanı Geldi

Kerman Ailesi denizcilik sektöründe 4. kuşağı yaşıyor. Dedesinin babasının denizcilikle uğraştığını belirten Kerman Trans Uluslararası Denizcilik ve Gemi Acenteliği A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı ve Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Yıldırım Kerman 1980 yılında kurulan şirketin 27 senedir dolu dolu sektöre hizmet ettiğini vurguladı. Kerman ,"(icmı işletmeciliği acenteliği ve armatörlük yapıyoruz. Acentelikle başlayıp armatörlüğe geçen bir firmayız. Brokerlik ve lojistik hizmetleri veriyoruz. Bayrak ve gemi klas temsilciliklerini bulunduruyoruz. Aynı zamanda turizm ile de uğraşıyoruz. Çeşme ve Foça'da birer otelimiz var. Yurtdışında, Romanya ve Mısır'da da kendi ofislerimiz var. Şu an totelde gemilerle birlikte baktığımız zaman yaklaşık 150 kişilik bir aileyiz" dedi. Yıldırım Kerman Ekonomik Çözüm'e konuştu.

KAPIDAN KAPIYA HİZMET

Kerman ne tür hizmetler veriyor?

Yıllık kontratlar bazında, belli başlı firmalara kapıdan kapıya hizmetler sunuyoruz. 1980'den beri Mısır-Türkiye arasında bir liner servisimiz var. 1990'dan beri de Romanya'ya bir liner servisimiz var. İşletmeciliğimizde olan 6 geminin 4 tanesi hatlarda çalışıyor. Diğer 2 tanesi de spot markette, Karadeniz-Akdeniz limanlan içerisinde dolaşıyor. Tabi bu 6 gemi zaman zaman yeterli gelmiyor. Bu yüzden de başka armatörlerin gemilerini alıp işletebiliyoruz, veya seferlik kontratlar yapıyoruz armatörlerle.

Sektörde size paralel faaliyet gösteren şirketlerle, aranızda ne gibi farklar olduğunu söyleyebilirsiniz?

Birincisi şirkette 2. kuşağız. 1. kuşağın başlattığı bazı ticari ilişkileri şu anda 2. kuşaklar devam ettiriyor. 27 senelik ticari ilişkiler bunlar. Ve bu süre zarfında ister acentelik kısmında, ister brokerlik ve armatörlük kısmında, herhangi bir kötü olay ile karşılaşılmadı. Çünkü bizim camiamızda olabilecek şeyler bunlar. En güzel servisi vermek için elimizden geleni yapıyoruz. Düzgün hizmet vermemizden dolayı tercih ediliyoruz. Ve her sene potansiyelimizi ve müşteri portföyümüzü arttırarak gidiyoruz. Biz 2004 yılında 3 tane gemiyle hizmet veriyorduk. 2005-2006 yıllarında işletmeciliğimize 3 tane daha gemi geldi, 6 gemiye çıktı. Tabi belli bir periyottan sonra tekrar yatırımlar yapılması söz konusu. Bu sektörde faaliyet gösteren oldukça fazla sayıda firma var. Bu da beraberinde rekabeti getiriyor herhalde?
Tabii ki de getiriyor, yeni kurulan çok fazla firmalar var. Biraz olsun tecrübe kazanan bazı firmalar "Bu işi ben de yapabilirim, niye ben yapmayayım? Mantığına giriyorlar. Bunların arasında belli bir yere gelen firmalar da var. Ama çoğu belli bir yere gelemiyorlar. Çünkü artık sektörde "kendi dalında markalaşma" gibi bir durum söz konusu. Bizim de kendi dalımızda "Kerman" olarak belli yerlere geldiğimize inanıyorum. Belli başlı firmalar piyasadaki yerini aldı, dolayısıyla piyasalar parsellenmiş oldu. Örneğin yeni çıkan firmalardan bir tanesi, benim belli başlı müşterilerimden birine gidip " bu işi bedava yapıyorum " dese bile kabul edilmez. Peki yok mu sizin alternatifiniz derseniz, tabii ki benim de alternatifim var. Herkesin alternatifi var bu piyasada. Sonuçta herkes bir şekilde bu piyasadan faydalanacak. Ama her işin bir etiği var. Etiğine uygun hareket edilirse, herkes bu piyasada işlerini huzurlu bir şekilde yürütür.

Türkiye'nin deniz kıyısındaki bir çok yerinde yeni tesisler kuruluyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Evet, Türkiye'nin her yerinde yeni yatırımlar yapılıyor ve yeni limanlar kuruluyor. Şu an en hareketli limanlardan bir tanesi, bölge olarak baktığımız zaman "Aliağa Nemrut Limanı". Karadeniz'de de tersane bazında bazı yatırımlar yapıldı.

Peki İzmir Limanı'nın Özelleştirilmesi konusunda neler düşünüyorsunuz?

Özelleştirilmesi çok güzel bir olay. İnşallah çok kısa zamanda sonuçlandırılır. Daha iyi hizmet verilebilmesi çok önemli. Tabi bunu söylerken, devletin daha iyi hizmet veremeyeceğini kastetmiyorum. Ama malum, devlette demokrasiler hiç bitmez. Bu sadece Türkiye devletine has bir şey de değil. Bugün dünyanın her ülkesinde özel sektör her zaman daha iyi, daha hızlı ve daha profesyonelce hizmet verir. Yeri gelir daha ucuza mal ederler, yeri gelir daha pahalıya mal ederler. Ama en iyi hizmeti vermek için ellerinden geleni yaparlar. Çünkü neticede özel sektörde rekabet söz konusu, müşteri kaybetme kaygısı var. Devlette çalışan personelde böyle bir kaygı yok. Özel sektörde hem armatöre hem kiracıya, hem yükleyiciye hem alıcıya en iyi hizmeti bir şekilde vermek zorundalar. Meselâ bu konuda bir örnek vereyim size. İzmir'le Aliağa arası gemi mesafesi olarak baktığımız zaman 3 saatlik bir yoldur. İzmir'de yükleme Kısaltmalar aşağı yukarı 5 dolar ile 7 dolar arasında, Aliağa'da ise 2 dolar ile 4 dolar arasındadır. Aradaki 4 dolarlık fark 10 bin tonda 40 bin dolar yapar. Dolayısıyla alıcının da yükleyicinin de böyle bir durumda tercihi Aliağa Limanı olacaktır.

Sektörde yaşadığınız sıkıntılar nelerdir? Ve buna bağlı olarak hükümetten bir beklentiniz var mı?

Yaşadığımız sıkıntılar tabiî ki de var. Özellikle yeni gemilere Türk Bayrağı çekmekte maalesef çok büyük sıkıntılar yaşanıyor. Ki ben bunu birebir yaşadım. Benim gemim sadece formaliteler yüzünden 62 gün İzmir’de yattı. Tabii bu çok büyük bir zaman kaybı, çok büyük bir kâr kaybı ve masraf bizim için. Onun dışında bir başka sıkıntı da denizcilikte Türk personelinin az oluşu. Bu da bize karşı personel kaprislerini ve nazını doğuruyor. Suda işletmeciliği zorlaştırıyor.

Siz aynı zamanda Deniz Ticaret Odası Meclis üyesisiniz. Toplantılarınızda bu gibi konuları gündeme getiriyor musunuz?

Evet zaman zaman gündeme getiriyoruz, konuşuyoruz. Tabi bu bir yasal zorunluluk Türk insanına iş istihdamı sağlanmaya çalışılıyor ama takdir edersiniz ki kişiler ne kadar çok talep görürlerse, kendilerine ne kadar fazla ihtiyaç duyulursa, bunun getirdiği bir rahatlıkla karşılaşılıyor. Yabancı personelde hiç böyle sıkıntıları yaşamıyoruz. İşini yapıyor, kontratını bitiriyor, istersek uzatıyoruz ya da uzatmıyoruz.
Bu senenin ikinci yarısından sonra, önümüzdeki senenin başında tekrar yatırımlar yapılması söz konusu. İşletmeciliğimize bir ya da iki gemi daha alınması düşünülüyor şu anda. Dolayısıyla onun alt yapısı, fizibiliteleri hazırlanıyor.

Çok stresli bir İşiniz var, peki gerçekten severek mi yapıyorsunuz bu işi?

Evet, ben bu işe aşığım! Kendimi bildim bileli küçüklüğümden beri bu işin içindeyim. Gemilerin üstündeyim, tersanedeyim... Dediğim gibi Kerman ailesinde denizcilikte 4. kuşağım ben. Tabii ki stresli bir iş bu. Sonuçta biz hizmet satıyoruz. Kişilerin mallarını zararsız ziyansız, başlarına bir iş getirmeden götürmek zorundayız. İşimizi dört dörtlük yapmak zorundayız. Başımıza bir çok sebepten dolayı her an kötü bir şeyler gelebilir. Ama Allah'a şükür şimdiye kadar böyle bir şey ile karşılaşmadık. Ama bu deniz sonuç olarak, her an her şey olabilir. Zaten bu iş sevmeden yapılacak bir iş değil. Keşke devletimiz de armatörlüğe ve denizciliğe hak ettiği kadar değer verse de, biz de denizcilik camiasında daha iyi yerlere gelebilsek. Artık Türkiye'deki filo sayısı, gemilerin düzgünlüğü ve modernliği, armatörlerin çok profesyonelce çalışması ve bunun gibi sebeplerden dolayı, belli başlı armatörler camiada parmakla gösteriliyor. Ümit ediyorum ki Türk Denizciliğimi daha iyi, daha yüksek bir yerlere getirebiliriz.

Kaynak: H.Merkezi/E.Çözüm

Editör: TE Bilişim