Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, Arap Baharı’nın yaşandığı ülkelerle ticaretin durduğunu, İtalya ve İspanya gibi ülkelerden de siparişlerin azalmaya başladığını söyledi.

Arkas, “Ben Türkiye’nin en büyük konteyner filosunu yönetiyorum. 30’un üzerinde gemim, 7 bin müşterim var. En çok çalıştığım saha Kuzey Afrika. Cezayir’de iş hacmimle üçüncü sıradayım. Cezayir ve Fas’ta sorun yok. Mısır, Türkiye’den sonra en büyük ve en önemli pazarım. İşler durmadı ama endişeliyim. Libya durdu, sadece piliç eti taşıyoruz. Tunus düzeldi ama Suriye durma noktasına geldi ve bizi endişelendiriyor. İtalya, Yunanistan ve İspanya’dan da endişeliyim” dedi.

Alımlar azalmaya başladı

Türkiye’nin kriz dalgasını yaratan ülke olmadığını ama komşuları nedeniyle olumsuz etkilenebileceğini kaydeden Arkas, Arap Baharı’ndan sonra Avrupa’daki krizin etkilerini yaşamaya başladıklarını vurguladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Arap ülkelerinde sevilmesinin Türkiye’nin o ülkelerle iş imkanlarını arttırdığını ancak son dönemdeki karışıklıklar yüzünden işlerin azalmaya başladığını yineleyen Lucien Arkas, şöyle konuştu:

“Türkiye dalganın başındaki ülke olmadı. Dalga başka yerden başlıyor. Eğer bize geldiğinde güçlüysek, önlem aldıysak fazla ıslanmayız. Dalga çok güçlüyse fazla ıslanabiliriz. Sel bize gelene kadar etkisini azaltır ama yollar çamur olur. Aklı başında adam bize bir şey olmaz der mi? Sonuçta komşun batmış, sen sağlamsın olur mu? Sen o ülkelerle çalışıyorsun, sana borcu var. Bundan sonra kime mal satacaksın? İspanya, İtalya mal almamaya başladı. Eskiden 10 alıyorsa şimdi 3 alıyor. Yeni kontrat yapılmıyor, eskiler yürüyor. Bu dalga 2-3 sene sürecek gibi görünüyor.”

Çin kumarı oynamam

İşlerin ne kadar kötüye gideceğini tahmin etmenin çok zor olduğunu dile getiren Lucien Arkas, “Kimse Arap ülkelerindeki karışıklığı tahmin etmiyordu. Orası karıştı, şimdi Avrupa endişe veriyor. İşlerin nereye kadar azalacağını bilemiyorum. Bilsem Nostradamus olurdum. 5 bin 700 çalışanım var. Benden kahin olmamı bekliyorlar. Patronları olarak yanılmamam gerek. Mümkün değil ama yanılmamaya çalışıyorum. Bu yüzden tedbirlerimizi 3 ay, 6 ay öncesinden riskleri görüp almaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Arkas, bu süreçte farklı bölgelere taşıma konusunda temkinli olduklarına da dikkat çekti. Çin’e gitmeyi düşünmediklerini anlatan Arkas, “Kumar oynayacaksam cebimdeki param kadar oynarım. Başkasının parasıyla kumar oynamam. Çin bana uzak. Oraya gitmek için 150 milyon dolarlık 10 gemi yaptıracağım, dünya yatırım yapıp risk alacağım... Bana göre değil. Büyük ülkelerin okyanusunda dövüşemem, kendi çöplüğümde geçinirim” değerlendirmesini yaptı.

İki gemi parası harcadığı 970 tabloyu sergileyecek

Arkas Holding, Fransız Hükümeti tarafından kültür ve sanat amaçlı faaliyetlerde kullanılması için bir bölümü tahsis edilen Fransız Konsolosluğu İzmir binasını restore etti ve “Arkas Sanat Merkezi” olarak hizmete açtı. Arkas Sanat Merkezi, 19 Kasım’da Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas ile Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Laurent Bili evsahipliğinde yapılan davetle açıldı. Arkas Sanat Merkezi’nin ilk sergisi de eş zamanlı olarak başlatıldı. Binanın 1 ve 2. katlarında 17 Aralık tarihine kadar devam edecek olan sergide Arkas Koleksiyonu’ndan seçilen “Post-Empresyonist” eserler sanatseverlerle buluşacak.

Lucien Arkas, “Bugünden itibaren hem Fransız Konsolosluğu hem de Arkas Sanat Merkezi olarak anılacak bu bina, 7 Eylül 1875 yılında Fransız Hükümeti’nin hizmetine verilmiş. 1904 yılında depremde zarar görmüş ancak 1905-1906 yılları arasında yeniden yapılmıştır. Bu binanın denize bakan bölümü Eylül 2010’da Fransız Hükümeti tarafından kültürel ve sanatsal etkinlikler için Arkas Holding’e tahsis edildi. Binanın Aralık 2010’da projelendirilmesi yapıldı, Şubat 2011’de ise restorasyonu başladı.1.5 milyon euroluk bir harcama yaptık ve merkezimizi açtık” diye konuştu.

Binanın tahsisinin çok kolay olmadığını kaydeden Arkas, “Süreç 6 yıl sürdü. 3 büyükelçi gördük, 4’üncüsü açılışı yaptı. Gerçi ben alışığım birşeyler için uğraşmaya, mücadele etmeye ama artık yaşlanıyorum” diye espirili bir dille merkezin açılış hikayesini anlattı. Şu anda 970 tablosu olduğunu ve evinin altında ve bahçesinde kurduğu müzede bu eserleri sakladığını anlatan Arkas,”Evin 4 kat altına müze yaptım. Arkadaşlar, dostlar ‘Yazık, egoist misin, herkes görsün bunları’ dedi. ransız ressamlardın sergisi 17 Aralık’a kadar açık kalacak. Sonrasında koleksiyondaki 400 Türk ressamın eserlerini sergilemeyi planlıyoruz” dedi.

Osman Hamdi almam

20 yıldır tablo topladığını da ifade eden Arkas, bazı Türk ressamların eserlerinin çok yüksek fiyatlara satıldığına dikkat çekti. Lucien Arkas, sözlerine şöyle devam etti:

“Sultan Abdülmecid’ten Renoir’a çok kıymetli ressamların eserleri var bende. Osman Hamdi tablosu alacağıma Renoir alırım. Osman Hamdi çok değerli bir ressam ama yurtdışında Türkler’in olmayacağı bir müzayedeye koyun, yarım milyon dolardan fazla paraya satılmaz. Ama Renoir her yerde satar. Bende Sultan Abdülmecid’in yaptığı tablo var ama yurtdışında Türkiye’deki değeri etmez. Dolayısıyla her şey kendi yerinde değerli.”

Lucien Arkas’a bugüne kadar tablolara ne kadar yatırım yaptığını sorduğumuzda ise “Çok para harcadım, iki gemi parası gitti” cevabını aldık.

‘Gemiler beni üzünce tablolarıma gidiyorum’

LUCIEN Arkas, koleksiyonculuğun kendisine çok büyük bir mutluluk verdiğini, gemiler kendisini üzdüğünde tablolarına bakıp üzüntüsünü unuttuğunu anlattı. Arkas, şöyle devam etti: “Bazen gemiler beni üzer. Evin 4 kat altındaki müzeye iniyorum, dolaşıyorum ve derdimi unutuyorum. Bir tablomu sattığımı hatırlamam. Paramı başka yerde yani gemilerle kazanıyorum. Geminin sonu yok. 50 gemi, 100 gemi nereye kadar? Gemiler bana tablolardaki heyecanı vermiyor. Bazen çok istediğim bir eseri alamazsam uykularım kaçar.”

Bu arada 20 bin kitaplık bir kütüphanesi olduğunu da anlatan Arkas, emekli olduğunda Anadolu’nun tarihini ‘doğru düzgün’ bir biçimde yazmayı planladığını da vurguladı.
Editör: TE Bilişim